Av

“Genç Erkek Kardeş Gongsun, iyi misin?”

Gongsun Hong'un tek bir sabre saldırısıyla havaya uçtuğunu görünce  uzun ve kısa ikili hemen durumunu kontrol etmek için yanına koştu.

Gongsun Hong aslında ağır yaralanmamıştı, fakat çok kötü görünüyordu. Yi Yun'un sabre ışınların çok keskindi, bu yüzden Gongsun Hong'un beyaz cübbesi yakasından bacaklarına kadar paramparça olmuştu. O kadar kötü durumdaydı ki, cübbesini tutmasa, ayağa kalktığında her şeyi ortaya çıkacaktı.

Kız öğrenciler bu olanı görünce utandı ve farkında olmadan başlarını çevirdiler.

Gongsun Hong'un yüzü bir domuz kadar kızarmıştı! Eğer Yi Yun'un sabre saldırısı bacaklarının arasındaki yere gelseydi, Gongsun Hong iktidarsız kalmayabilirdi ama yaşam direği yaralanmış olurdu. Öyle olursa da Savaş İttifakı'nda tamamen ünlü biri olurdu.

“Sen… Sen…”

Gongsun Hong dişini gıcırdatarak Yi Yun'a baktı, ama Yi Yun'un yüzünde ‘benle bir alakası yok’ gibi bir ifade vardı. Bu bakış yüzünden Gongsun Hong'un dili tutulmuştu.

Adil bir dövüşte kaybetmek sadece daha zayıf olduğun anlamına geliyordu. Sonuç olarak Yi Yun'dan intikam alamazdı.

Yi Yun aceleyle: “Genç Erkek Kardeş Gongsun, iyi misin? Saldırının ne kadar güçlü ve ihtişamlı olduğunu fark edince ben de kendimi tutamadım. Bu yüzden tüm gücümü toplayıp sabremi savurdum. Genç Erkek Kardeş Gongsun'un bilerek kendini tutmasını ve sabre ışınlarım tarafından vurulmasını beklememiştim.” Yi Yun samimi bir sesle konuşmuştu. Gongsun Hong, “bilerek” kelimesini duyunca testislerini yer değiştirdi.

Dişlerini gıcırdattı ve konuştu: “Bilerek yaptığım bir şey değildi, sadece tam olarak öğrenmediğim bir hareketi kullandım. Kafir Tanrı'nın 36 Kılıç hareketinin sadece küçük bir kısmında ustalaştım. Çok dikkatsizdim. Hadi bir kez daha deneyelim, bu sefer en güçlü dövüş yeteneğimi kullanacağım!” Gongsun Hong kıpkırmızı olmuş bir yüzle konuştu.

Yan tarafta izleyen dahilerin birçoğu Gongsun Hong'u hor görmeye başladı. Savaşçılar arasındaki bir dövüşte yenilgi, yenilgi anlamına geliyordu. Dikkatsiz olmak diye bir şey olabilir miydi? Mistik Âlemleri keşfederken tehlikeyle karşılaştıktan sonra ölünce dikkatsizdim mi diyecektin? Öldükten sonra geri canlanabileceğini mi düşünüyordun?

Ancak, burası Savaş İttifakı'nın bölgesi olduğundan ve Gongsun Hong Savaş İttifakı'nın Semavi Kan Birliği'ni temsil ettiğinden bir şey söylemeleri uygun olmazdı.

“Semavi Kan Birliği üyeleri pek güçlü gözükmüyor.”

“Antik miras iyi olabilir, ama her şey yine senin ne kadar iyi öğrendiğine kalıyor.”

“Doğru… Sanırım durumu iyice düşünmemiz lazım. Ne de olsa antik miras on milyonlarca yıl önceden gelmiş bir teknik. Şu anki dövüş sanatları sistemiyle uyumlu olmayabilir…”

Birçok kişinin aklında bu tür düşünceler oluşmaya başlamıştı.

Dünyadaki birçok şeye başarı veya başarısızlıkla karar veriliyordu. Yi Yun'un Gongsun Hong'u yenmesiyle Semavi Kan Birliği'ne katılma kararları etkilenmeyecekti, ama en azından Yi Yun'un gücünü görünce sakinleşmişlerdi. Artık kendilerini ruh anlaşmasına bağlamadan önce avantajları ve dezavantajları daha iyi bir şekilde düşüneceklerdi.

Semavi Kan Birliği'ne girmemeleri oradakilerden daha zayıf olacakları anlamına gelmiyordu!

“Bir daha mı?”

Gongsun Hong'un sözlerini duyunca Yi Yun şaşırdı ve biraz tereddüt etti. Sanki Gongsun Hong'la ikinci defa dövüşecek güveni yokmuş gibiydi. Sabresine dokundu ve konuştu: “Eğer Genç Erkek Kardeş Gongsun Hong başka bir raund daha istiyorsa, o zaman biraz bekleyebilirim. Ama o zamana kadar…”

Yi Yun cümlesinin ortasında durdu ve Gongsun Hong'un utangaç haline baktı. Hantal bir şekilde devam etti: “Genç Erkek Kardeş Gongsun, neden önce üstünü değiştirmiyorsun?

Yi Yun bunları der demez kız öğrencilerden biri kendini tutamayıp güldü.

Gongsun Hong'un yüzü o kadar kızarmıştı ki gören biri kanıyor sanırdı. Büyük İmparatoriçe'nin Gizemli Bölgesi'nden çıktığından beri en utanç duyduğu gün bu olmuştu!

Gongsun Hong dişlerini gıcırdattı ve konuştu: “Kendini beğenmişlik etme… İkinci saldırımda tüm gücümü kullanacağım!”

Gongsun Hong öfkelenmişti. Tam Yi Yun'dan bir kez daha dövüşmeyi isteyecekken soğuk bir ses etrafta yankılandı.

“Yeter, çoktan kaybettin!”

Ses o kadar güçlü yankılanmıştı ki ayaklanmış kalabalık bir anda sessizleşmişti.

Herkes bir anda susup sesin geldiği yöne baktı. Konuşan kişi maskeli adamdı.

Maskeli adam Yi Yun'a baktı, ama soğuk ve değişmez maskesi tek bir yüz ifadesini bile belli etmiyordu.

Yi Yun maskeli adam gözlerinin içine sakince baktı. Ondan korkmuyordu.

“... Fena değilsin!”

Maskeli adam öyle bir yorum yapmıştı ki hiç kimse ne düşündüğünü anlayamamıştı. Çoğu kişi bunun gerçek olmadığını düşünmüştü.

Savaş İttifakı açık bir şekilde Semavi Kan Birliği'inn kıdemli üyelerinden birinin yeni gelenlere ders vermesini istemişti, fakat Yi Yun kendini öne atıp sorun çıkarmıştı. Bu da tam orada onların yüzüne bir tokat gibi oturmuştu!

Semavi Kan Birliği kıdemli üyelerinden birinin gücünü göstermesi gereken dövüş bir şakaya dönmüştü. Yi Yun bunu bilerek yapmamış olsa bile, bu durum maskeli adamın hiç de hoşuna gitmemişti.

“Bu çocuk bayağı cüretli! Girer girmez Semavi Kan Birliği'ni kışkırttı.”

“Başta sabre saldırısını anlayamadım, fakat hiç de göründüğü kadar basit değil. Kesinlikle bir uzman, hatta kuzu postuna bürünmüş bir kurttu.”

Oradaki elitler de Yi Yun'un gücünün bu kadar büyük olmasıyla Gongsun Hong'u aptala çevirdiğini tahmin edebiliyordu.

“Lord Denetçi, ben hala dövüşebilirim…” Gongsun Hong inatçı bir şekilde konuştu.

Ancak, maskeli adam buz gibi sesiyle bağırdı: “Git!”

Gongsun Hong durdu. Yapabileceği tek şey itaat ederken gururunu bastırmaktı.

Yi Yun'a öfkeli bir bakış attı. Bilerek gösteriş yapmaya çalışırken Yi Yun'a kaybetmişti, bu yüzden kaybı yüzünden öfkeliydi.

“Çok iyi muhakeme yeteneklerin var!” Maskeli adam Yi Yun'u değerlendirdi.

Diğerleri anlayamayabilirdi, ama o anlamıştı. Yi Yun, o kısacık saldırısında Gongsun Hong'un saldırısının zayıf noktasına odaklanmıştı. Bu da rakibini tek bir hamlede alt etmesine izin vermişti!

Savaş İttifakı Kafir Tanrı'nın 36 Kılıcı'nın gizli tekniklerinden biri olduğuna inanıyordu, bu yüzden yabancıların öğrenmesine kesinlikle izin vermezlerdi. Yani bu gencin önceden Kafir Tanrı'nın 36 Kılıcını görmüş olma olasılığı yoktu.

Bu da, genç adamın algı ve muhakeme yeteneğinin korkunç bir seviyeye ulaştığını gösteriyordu. Bir saniyenin yüzüncü milisaniyesinde, Gongsun Hong'un saldırısındaki zayıflığın nerede olduğunu bulabilmişti.

Böyle birisi nasıl olur da kendisiyle Gongsun Hong arasındaki güç farkını söyleyemezdi?

Baştan sonra kadar bu kişi Gongsun Hong'u bir aptal olarak görmüştü.

Semavi Kan Birliği'nin kıdemli bir üyesini aptal durumuna düşürebilen bir çaylak, maskeli adamın dikkatlini çekmişti.

Maskesinin altından Yi Yun'a bakarken, yüzünde sanki avına bakarmış gibi bir ifade vardı.

Maskeli adama göre Yi Yun küstahtı ve ne kendisinin ne de dünyanın ne kadar büyük olduğunu bilmiyordu.

Kendini en zeki sanan, başkalarını umursamazca aptal durumuna düşüren bu tür biri, ne kadar kendinden şaşmaz olursa olsun sonu kötü olurdu!

Bir kurbağa ne kadar yükseğe zıplarsa zıplasın kendi gölünden dışarı çıkmazdı.

“Avım olmak senin kaderinde var…”

Maskeli adamın yüzünde bir gülümseme oluştu, fakat maske yüzünden hiç kimse göremiyordu.

“Ruh anlaşmasını imzalamazsan ne olacak ki? Semavi Kan Birliği'ne katılmasan bile ellerimden asla kaçamazsın.”