True Martial World - Bölüm 615: Cezbedilmek

---

Cezbedilmek

 

“Çiçeksi bir koku?”

 

Yi Yun burnunu buruşturdu ve başını çevirip kokunun geldiği yöne baktı. Çiçeksi koku çok güçlüydü ve insanları sarhoş ediyordu.

 

Çiçek yaprakları yerlere saçılırken gökyüzü ışık ışınlarıyla parlıyordu. Kıyafetleri havalanırken meydana beyaz biri indi.

 

Yapraklar o kişinin etrafını çevirdi. Ancak bunlar gerçek çiçek yaprakları değillerdi, yasalardan oluşmuş ışık ışınlarıydı.

 

Yasalardan oluşmuş çiçek yapraklarının böylesi gerçek çiçeksi kokusu olabiliyor muydu?

 

Olanlar şok ediciydi.

 

Beyaz kıyafetli kişi arkasını döndü, Yi Yun nasıl göründüğünü görünce hafiften şaşırdı.

 

Hiç de beklediği gibi biri değildi. Beyaz kıyafetli kişi bir erkekti. Elinde kapalı bir yelpaze vardı ve yüz hatları kırışıksız bir şekilde mükemmeldi. Cildi zarif ve beyazdı. Kadınlar bile ona kıyasla küçük düşerdi.

 

Adam gözlerini kısıp meydandaki kalabalığı süzdü. Gözleri Yi Yun'la kesişince pişmiş kelle gibi sırttı ve yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu.

 

O tek bir bakıştan sonra Yi Yun'a bir daha bakmadı.

 

“Bu kişi…” Yi Yun kaşlarını çattı.

 

Karşı tarafın yetişiminin pek yüksek olmadığını hissedebiliyordu, fakat yaydığı aura etkileyici bir şekilde güçlüydü. Ayrıca, vücudundan Dao dalgaları geliyordu. Bu Dao ve Gerçek hakkındaki anlayışın canlanmasıydı.

 

“O Lord Feng Ming!”

“Sadece Karataş Sınavı olsa da Lord Feng Ming geldi. Genellikle gelmez, ama neden…”

Semavi Kan Birliği üyeleri beyaz kıyafetli adama büyük bir saygıyla baktı.

 

Beyaz kıyafetli adam yirmili yaşlarında gibi gözüküyordu. Meydandakilerle aynı nesildendi, fakat yaydığı aura ve his onu kıdemli nesilden biri gibi gösteriyordu. Kesinlikle diğerleriyle aynı seviyede değildi.

 

“Feng Ming?” Yi Yun'un yanı başında duran Wei Chiwei çok şaşırmıştı. “Onu tanıyorum. O bir Reenkarnasyoncu!”

Oh? Reenkarnasyoncu?

Yi Yun hafiften gözlerini kıstı.

 

Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniğini öğrenerek birkaç kez reenkarne olduktan sonra Dao'daki yeteneği ve kavrayışı birikmişti. Bu yüzden yirmili yaşlarında böyle bir havası olmasına şaşmamalıydı.

 

”Saf Dao Tohumu Alemi... Benden sadece küçük bir alem yüksek. Yetişim seviyesindeki bu küçük fark benim için bir hiç. Acaba gücüm ona kıyasla nasıl.”

 

Yi Yun'un bu tür düşünceleri vardı. Eğer birisi onun düşündüklerini duysaydı, onun çılgın olduğunu düşünürdü.

Yi Yun Gongsun Hong'u tek bir sabre saldırısıyla yenmiş olsa da Reenkarnasyoncularla karşılaştırıldığında alevin önündeki ateş böceği gibiydi.

Biri ölümsüz, reenkarne olmuş biriyken, diğerinin ölümlü bir bedeni vardı. Bunun nasıl bir kıyaslanması yapılabilirdi ki?

“Kendi alemindekiler arasında yenilmez. Bunu iddia etmek için biraz yeteneğin var, fakat On İki Semavi Cennet'tekilere kıyasla…”

 

Yi Yun, Azure Yang Lordu'nun açıklamalarını hatırladı. Kanlı Ay, Tian Yuan Dünyası'ndakilerinde gözünde tanrılar gibiydi fakat Azure Yang Lordu'nun gözünde bir hiçti.

 

İnatçı Wei Chiwei de dahil olmak üzere, Yi Yun hariç herkes Genç Efendi Feng Ming'e kıskançlık ve saygıyla bakıyordu.

 

Onlar için Lord Feng Ming'in pozisyonu ulaşılmazdı. Birçok yönden, insanlarda aşağılık kompleksine neden oluyordu.

 

Feng Ming belirdikten sonra üç kişi daha uçarak geldi. İkisi erkek ve biri kadındı. Ortaya çıktıklarında attıkları her adım boş bir uzaya değiyordu, fakat değdiği yerde Dao düzenleri oluşuyordu.

 

Su ve Ateş, Rüzgar ve Şimşek. Öndeki erkek ve kadın iki yasada yetişim yapıyordu.

 

Son kişininse iyi oranlı bir vücudu vardı. Bronz kasları apaçık ortadaydı. Yüzünde kararlı bir ifade vardı ve attığı her adım boşlukta ufak parçalanmalara neden oluyordu. Sanki suyun üstünde yürüyor gibiydi.

 

Bu kişinin vücudunu ışık sarıyordu. Parçalanmalar ışık yüzünden değil, adamın etrafında dolanan uzamsal boyutlar yüzündendi.

 

Uzamsal boyut yasaları!

 

İnsanlar ona alevlenmiş gözlerle bakıyordu. Bu uzamsal boyut yasası Tian Yuan Dünyası'nda kayıp bir şeydi. Ve Savaş İttifakı'nda saklanmış böylesi bir antik miras vardı.

Ve sadece Savaş İttifakı böyle bir yasa mirasına sahipti!

 

O anda Semavi Kan Birliği'ne giren birçok kişi seçkin olduklarını hissetti. Bu çağda doğup Semavi Kan Birliği'ne girmelerine izin verildiği için şanslı olduklarını hissettiler. Bu şans onlara bu antik mirasları öğrenme fırsatı vermişti.

 

Eğer “Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği”ni öğrenebilir ve uzamsal boyut yasalarının mirasını elde edebilirlerse, uzamsal boyut yasaları ne kadar zor olursa olsun öğrenecek zamanları olacaktı.

 

Bu sayede, Reenkarnasyoncular gibi olup Tian Yuan Dünyası'ndaki en güçlü kişi olabileceklerdi!

Bırak Semavi Kan Birliği'ne katılanları, Savaş İttifakı'na katılanların bile büyük amaçlarının olması kesindi. İri yarı adamı görünce Wei Chiwei'nin bile gözleri büyük bir arzuyla bakıyordu.

 

Wei Chiwei kıskanmıştı!

Böylesi bir gücü kim kıskanmazdı ki?

 

“Sen de mi öğrenmek istiyorsun?” Yi Yun Wei Chiwei'in tepkisini görünce öylesine sordu.

“Evet…” Wei Chiwei derin bir nefes aldı ve konuştu.

“Ancak… Benim kaderimde olmayan, benim değildir.”

Wei Chiwei Semavi Dao Birliği'nin üyelerinin birçoğunun antik miraslar yüzünden deliye döndüğünü ve kıskançlıktan çatladığını çok iyi biliyordu. Ve bunun için büyük bir bedel ödemişlerdi. İnsan doğası tam olarak buydu.

Böylesi bir çevrede insanların bu tür bir karar vermesi normaldi.

 

Ancak ödedikleri bedel büyük olsa bile bu mirasları elde etme şansları hala çok küçüktü.

Meydanda ardı ardına dört kişi belirmişti ve bunların hepsi Reenkarnasyoncuydu.

Dövüş sanatları dünyasında güçlüye tapılırdı. Büyük oluşumlardan gelen elitler kendilerinden güçlü biriyle karşılaşınca yapabilecekleri tek şey saygılı olmaktı.

Dört Reenkarnasyoncudan sonra meydana bir kişi daha indi.

 

O kişinin yüzünde maske vardı ve etrafına soğuk bir hava yayıyordu.

Yi Yun o kişiyi tanıyordu. O, Shentu Nantian'ın vücudunu ele geçiren maskeli adamdı.

Savaş İttifakı'ndan bir denetçi olarak maskeli adamın pozisyonu dört Reenkarnasyoncuyla eşti. Beşi yan yana durdu, etrafa ezici bir aura yayıyorlardı.

“Sevgili Genç Erkek ve Kız Kardeşlerim.” Genç Efendi Feng Ming'in yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Herkesin önüne geçip yumuşak ve hoş bir sesle konuştu. Sözleri bahar rüzgarı kadar zarifti.

Semavi Dao Birliği üyeleri ile aralarında büyük bir uçurum vardı, fakat yine de yaklaşılabilir gözüküyorlardı. Bu birçok insanın Genç Efendi Feng Ming'e karşı içini ısıtmıştı.

“Bu Karataş Sınavları bazılarınız için altın bir fırsat olacak. Bu sınav önümüzdeki milenyum boyunca bir daha gerçekleşmeyecek.”

“Adı sınav olabilir, ama aslında bir görev. Bu görevde, Semavi Kan Birliği sizi cömertçe ödüllendirecek ve bu ödüllerden biri de ‘Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği'. Büyük katkı sağlayan herkes bu tekniği elde edebilecek.”

“Oh!?”

Semavi Kan Birliği üyeleri hemen gözlerini fal taşı gibi açıp ona baktı.

“Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği?”

 

Bu yetişim tekniğinin gücü şüphesiz ki büyüktü. Meydandaki elitler Renkarnasyonculara karşı korku ve hayranlıkla bakıyordu, fakat hepsi onlara tapacak kadar ikna olmamıştı.

Bazıları ‘Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği’ gibi bir yetişim tekniği elde ettikten sonra Reenkarnasyoncularla aynı seviyeye, hatta onlardan daha öteye ulaşabileceğine inanıyordu.

Buna Semavi Kan Birliği'ne katılmayan sıradan üyeler de dahildi, hepsinin gözleri parlıyordu. “Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği"ne hasretle bakıyorlardı, fakat özgürlüklerini de feda etmek istemiyorlardı.

Bunun nedeninin büyük bir kısmı Semavi Kan Birliği'ne katılsalar bile istediklerini elde etmelerinin garantisi olmamasıydı.

Ve şimdi bu fırsat ayaklarının dibindeydi.

Diğer elitlere kıyasla Yi Yun hiç tepki vermemişti. Onu ilgilendiren şey Feng Ming'in dediği gibi sınavın bir görev olmasıydı…

Peki bu nasıl bir görev olacaktı?

Sanki Yi Yun'un sorusuna cevap verirmiş gibi Feng Ming bir kez daha konuştu: “Bugün, burada öncüleri seçeceğim! Yapacağınız şey Tian Yuan Dünyası'nın kaderini bile değiştirebilir.”

Feng Ming bunu dediğinde kalabalık şaşkına dönmüştü.

Tian Yuan Dünyası'nın kaderini mi değiştirebilir?

Bu bir şaka olmalıydı. Genç neslin bir üyesi olarak bu sorumluluğu nasıl omuzlayabilirlerdi ki?

Birçoğu şüphe duyuyordu, fakat Feng Ming konuşmaya devam etti: “Dediklerimden şüphe duyduğunuzu biliyorum, ama Karataş Sınavları başladığında içinizdeki şüpheler yok olacaktır.”

“Üstelik… Karataş Sınavları için endişeler büyük olduğundan Sadece Semavi Kan Birliği'nden olanların katılmasına izin verilecek. Semavi Dao Birliği'nin sıradan üyeleri katılamayacak. Katılmak isteyenlerin tek seçeneği Semavi Kan Birliği'ne girmek.”

Feng Ming bunu dediğinde kalabalık şok olmuştu.

Özellikle Semavi Dao Birliği'nin sıradan üyeleri şaşkına dönmüştü.

Karataş Sınavlarından bu kadar çok bahsedip bizi şişirdikten sonra sadece Semavi Kan Birliği üyelerinin katılabileceğini mi söylüyorsun?

Semavi Dao Birliği'nin sıradan üyelerinin birçoğu bunu kabul edilemez bulmuştu!

Bu insanların Semavi Dao Birliği'ne ilk girdiklerinde aldığı hizmet Semavi Kan Birliği'ndekilerden pek farklı değildi. Ve şimdi, bu uçurum giderek büyüyordu. Üstelik, sıradan üyeler ve Semavi Kan Birliği üyelerinin arasındaki gerginlik giderek artıyordu. Sürekli çatışmalar oluyordu. Bu kadarına daha fazla katlanamıyorlardı.

Karataş Sınavlarında “Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği” gibi üst seviye bir ödül almasalar bile sıradan bir ödül yeterliydi.

Fakat şimdi, bu şans bile ellerinden alınmıştı. Sınava girmeleri yasaklanmıştı!

Semavi Kan birliği üyeleri ile sıradan üyeler arasındaki böyle bir ayrımla, Semavi Kan Birliği üyelerinin üstün hissetmeleri normaldi.

Semavi Kan Birliği'ne katılanlar seçimlerinin akıllıca olduğunu düşündü. Semavi Dao Birliği'nin sıradan üyelerinin ikileme düştüğünü görünce sevindiler.

Tam o sırada Feng Ming tekrar konuştu, “Önceden görevin çok önemli olduğundan bahsetmiştim. Ruh anlaşması olmadan herkesin sadık olacağını garanti edemeyiz. Eğer buradakilerden biri kişisel çıkarları yüzünden ihanet ederse sonuçlar korkunç olur.”

Mistik bölgelerde insanların öldürüp yağmalaması normal bir şeydi. Bunu önlemek için Savaş İttifakı ruh anlaşmasını imzalamayı zorunlu kılmıştı. Ve bunu da insanlar mantıklı bulmuştu.

“Bu nedenle, Semavi Kan Birliği'ne katılmamak konusunda ısrar edenler güvenlik güçlerine katılmayı seçebilir. Sizi Karataş Sınav bölgesinin dış taraflarına konuşlandıracağız. O bölgelerde nöbetçilere ihtiyacımız var…”

Feng Ming bunu dediğinde Semavi Dao Birliği'nin sıradan üyeleri son derece rahatsız hissetmişti.

Diğerleri ödüller için savaşırken onlar muhafız mı olacaktı? Bu neye göreydi!?

“Genç Efendi Feng Ming, ben… Semavi Kan Birliği'ne katılmak istiyorum…”

O sırada, sıradan bir Semavi Dao Birliği üyesi dişlerini gıcırdatarak konuştu. O kişi yirmili yaşlarında bir kızdı. Güzel gözükmüyordu lakin bayağı güçlü bir aurası vardı.

İlk adımdan sonra ikincisinin gelmesi de kesinleşmişti.

“Ben de katılacağım…” Başka biri tereddütlü bir sesle konuştu. Bunu görünce diğerleri de etkilenmişti.

Belki de baştan beri bu kadar inatçı olmamalıydılar.