True Martial World - Bölüm 620: Şeytani Enerji Uyandı

---

Şeytani Enerji Uyandı

Bu konuda kesinlikle şüpheli bir şeyler vardı. Böylesi bir gariplik yüzünden ince adam ve maskeli adamın akıllarında Yi Yun'un kimliği şimdiden şüphe çekmeye başlamıştı. Ancak, onu Yi Yun'la ilişkilendirememişlerdi.

Aslında, Yi Yun'u düşünseler bile Yi Yun'un böylesi korkunç dövüş gücüne sahip olacağına inanmazlardı.

İkisi ne de olsa Tian Yuan Dünyası'ndan Yin Hayaletleriydi. On İki Semavi Cennet'in Yüce Büyük Dao'sunun seviyesini hayal etmeleri imkansızdı. Ayrıca Yi Yun'un bedenindeki Mor Kristali de bilemezlerdi. Mor Kristal ile Yüce Büyük Dao'nun birleşiminin ne sonuçlar doğuracağını bilmenin bir yolu yoktu…

“Bu Jiang Yidao büyük sırlar saklıyor olmalı!”

Maskeli adamın yüz ifadesi soğuklaştı. O anda, Yi Yun'un kimliği ne olursa olsun onu ele geçirmek zorundalardı.

Yi Yun'u ele geçirdiklerinde Şeytani Ruh Kalp Yeme Tekniği'ni kullanarak konuşmaya zorlayıp bedenini ve sırlarını kendilerine saklayabilirlerdi!

“Hadi tüm gücümüzle iki taraftan saldıralım. Bu kişinin sırlarını öğrenmemiz lazım.”

“Bu dahiler organizasyonun malı. Şu anda sana mükemmel bir beden elde etmek ve onun sırlarını öğrenmek için gizlice hareket ediyoruz ve bu kurallara aykırı. Çabuk olmalıyız, her saniye bize daha çok sorun çıkartabilir!”

İki Yin Hayaleti beraber saldırmaya hazırlandı!

Maskeli adam çoktan maskesini çıkarmış ve solgun, hastalıklı yüzünü göstermişti.

Bu yüz Shen Tu Nantian'ındı.

Maskeli adam, Yi Yun'un Shen Tu Nantian'ı uzun süredir tanıdığını bilmiyordu.

“Ka Ka Ka!”

Shen Tu Nantian’ın kasları hızla titremeye başladı. Vücudundan keskin kemik parçaları dışarı doğru fırladı.

Shen Tu Nantian’ın gözleri yavaşça mora döndü, gözlerinin ve yüzünün yan taraflarında kan kırmızısı şekiller ortaya çıktı.

Shen Tu Nantian dönüşürken aurası çılgınca artıyordu. Tüm gücünü ortaya koymak üzereydi.

Ve Shen Tu Nantian’ın yanındaki ince adam da dönüşüyordu.

Yüz kasları hızla genişliyor ve siyaha dönüyordu. Vücudu büyürken eklem yerleri çatırdıyordu. Birkaç saniye içinde, ince adam şeytani bir yaratığa dönüşmüştü.

O anda Yi Yun'un elinde hala birçok gizli koz vardı, fakat hepsini kullanarak ne kadar güçlü olduğunu belli etmek istemiyordu. Önündeki iki Yin Hayaleti yıllarca yaşamış canavarlardı ve yerin derinliklerinde uyumuşlardı, bu yüzden nasıl gizli kozları olmazdı ki?

İki Yin Hayaleti gibi Yi Yun da gecikmeler yüzünden başına bela açılsın istemiyordu. 5000 kilometre uzaktaki Savaş İttifakı'nın bu bölgedeki hiçbir şeyi hissetmesini istemiyordu, yoksa başına büyük bir bela açmış olurdu.

Yi Yun düşüncelerini vücuduna gönderdi ve Mor Kristal'e baktı. Mor Kristal'in enerji görüşünde iki Yin Hayaletinin enerji akışını açık bir şekilde görebiliyordu.

“Hahahaha!”

Önceden ince adam olan şeytan aniden küstah bir şekilde gülerek kükredi: “Bu kadar iyi hissedeli uzun zaman olmuştu. Yin Hayaleti Özümün birazını kullanmış olsam da bu kadarcık kayıp büyük sırlar karşısında bir hiç.”

Adam Shen Tu Nantian ile bakıştı. İkisi de uzun süre beraber yaşamıştı, bu yüzden birlikte saldırmak konusunda yetenekliydiler. Birlikte saldırmaları güçlerini normalin dört katına çıkarıyordu.

Ancak tam saldıracaklarken Shen Tu Nantian’ın yüz ifadesi değişti!

Tam o anda, ruh denizinden keskin bir acı geldi. Sanki ruhu acı içinde kıvranıyordu, yüz kasları ağır bir şekilde titremeye başlamıştı!

“Oh?”

İnce adam Shen Tu Nantian’a kafası karışmış bir şekilde baktı ve bir anlığına şaşırdı.

“Sorun ne?”

İnce adam sordu, fakat Shen Tu Nantian cevap verecek durumda değildi. Göz rengi sürekli değişiyordu ve kasları birbirine girmişti. Vücudunun etrafında garip, siyah bir gaz dolanmaya başlamıştı.

İnce adam şaşırmıştı. Bu eski bir yaranın nüksetmesi miydi? Son yıllarda fazla dövüşmemişlerdi, böyle bir yarası olmamalıydı.

O anda çok dikkatlice düşünemiyordu…

“Ah!”

Cırtlak bir ses etrafta yankılandı ve devasa üç bacaklı Altın Karga'nın hayali görüntüsü Yi Yun'un arkasından fırladı.

Saf Yang Enerjisi on güneşin patlaması gibi gökyüzünü kapladı!

Korkunç enerji mühürlü düzeni kapladı, düzenin kenarlarına etki edince büyük düzen neredeyse parçalanıyordu!

“Oh? Bu…”

İnce adam çok tedirgin olmuştu. Dönüp Yi Yun'un arkasındaki Altın Karga'nın hayali görüntüsüne baktı… Bu da bir Görünüş Totemi miydi!?

Genç adamın iki tane Görünüş Totemi mi vardı?

Altın Karga Güneş Değişimi'yle Yuan Qi patladığında, Yi Yun elindeki Antik Kum Sabresi'yle ince adama saldırdı.

O anda Shen Tu Nantian çoktan kıvranıyordu. Tüm dövüş gücünü kaybetmişti. Birleşmiş teknikleri de kendi kendine yok olmuştu!

İnce adamın Shen Tu Nantianı umursayacak zamanı yoktu. Bir bağırışla vücudundan şeytanımsı bir hayali görüntü çıktı. O şey devasa kan kırmızısı bir kafatasıydı ve Yi Yun'un üç bacaklı Altın Karga'sına doğru atıldı!

“Geber!”

Kan kırmızısı kafatası çılgınca sağa sola giderken, ince adamın siyah bedeni yoğun bir örümcek ağıyla kaplanmıştı.

Kan kırmızısı kafatası Yi Yun'un sabresinin ışınlarıyla çarpıştı!

Saf Yang Enerjisi şeytani enerjilerin doğal düşmanıydı, ancak şeytani enerjinin büyük bir kısmı hiçliğe dönmüşmüş olsa da ince adamın tüm gücünü kullanmasıyla adamın vücudundan daha çok şeytani enerji çıkıyor ve gidenlerin yerini alıyordu.

“Üç bacaklı Altın Karga… Bu hayali görüntü…”

İnce adamın aklı karınca gibi çalışıyordu. Yedi yıl önce, Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinde buna çok benzer bir görüntünün Yi Yun'dan çıktığını görmüştü. Altın Karga'nın yaydığı Saf Yang Enerjisi ona çok benziyordu, fakat şu anki daha güçlüydü!

“Yoksa…”

Altın Karga Hayali Görüntüsü zaten bayağı nadir bir şeydi ve aynı şeyin iki eşsiz dahide ortaya çıkması ikisinin arasında kolayca bir bağlantı kurulmasına neden oluyordu. Bu dünyada nasıl böyle bir tesadüf olabilirdi?

“Sen Yi Yun musun!?”

İnce adam tam olarak emin değildi. Yi yun gerçekten de Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinden çıkmış mıydı? Ayrıca… Sadece gücü artmamış, ayrıca Semavi Dao Birliği'ne sızmış ve onun bölgesinde olay çıkarmıştı!

Bu…

İnce adam bunu inanılamaz buldu. Yin Hayaleti olarak insanların aurasına karşı son derece hassastı. Gizlenmiş insanlar onu kandıramazdı, fakat yine de Yi Yun'u göremiyordu.

O anda Yi Yun'un ince adama cevap vermesi için bir neden yoktu. Sabre ışınının çatırdamasıyla bileğini çevirdi ve elinde paslı. kırık bir kılıç belirdi.

Bu antik kırık kılıç ortaya çıktığı anda sanki parlak güneş eriyecek gibi gözükmüştü. Kılıcın üstündeki paslar yanıyor gibiydi. Paslar, aslında kılıç Tanrıların kanına bulandıktan sonra kuruyan kandı!

“Geber!”

Yi Yun kılıcını aşağı doğru savururken buz gibi sesiyle kükredi!

Kırık kılıcı görünce ince adamın göz bebekleri küçüldü. O anda, Jiang Yidao'nun Yi Yun olduğuna dair tüm şüpheleri doğrulanmıştı!

Yi Yun, Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinde bu kılıçla bir sürü kişiyi öldürmüştü!

Yi Yun'un aslında, Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinden çıktıktan sonra Savaş İttifakı'na sızacak cesareti vardı?!

İnce adam dişlerini gıcırdatttı. Yi Yun'un bedenini ele geçirmesine gerek yoktu. Sadece onu öldürüp Savaş İttifakı'na bildirmesi bile büyük bir hizmet olarak algılanırdı!

“Ölümün ne olduğu hakkında… En ufak bir fikrin bile yok!”

İnce adam tüm şeytani ve sinsi enerjisini kullanırken kan kırmızısı kafatası kükredi. Yi Yun'un kılıcı, kafatasının normalde kaşlarının olması gereken yerin tam ortasına saplandı.

Kılıç Qi'si kafatasını deldi ve arkadan çıktı!

Kan kırmızısı şeytani enerji yok olurken Yi Yun'un Kılıç Qi'si de çürüyordu!

İnce adamın yüzü çirkin bir hal aldı. Yi Yun'un bu kadar güçlü olacağını hiç beklememişti.

O anda Yi Yun'la tek başına savaşıyordu ve onun rakibi değildi. Arkasında ona yardım etmesi gereken Shen Tu Nantian bilinmeyen bir nedenden acı içinde kıvranıyordu.

Bu koşullar altında Yi Yun'la dövüşmek istemiyordu.

Yi Yun'un görünüşü büyük bir olaydı. Bu bilgiyi iletmenin bir yolunu arıyordu.

Ancak o anda Yi Yun'la dövüşmekle uğraşıyordu, bu da haberleri yollamaya odaklanmasını zorlaştırıyordu.

İnce adam sesini Shen Tu Nantiana iletti: “Jiang Yidao aslında Yi Yun. Ben onu tutacağım, sen git Yüce Kılıç Dağı'na haber yolla! Eğer onu şimdi ortadan kaldırmazsak, birkaç yıl içinde ne kadar büyüyeceğini hayal dahi edemeyiz!”

İnce adamın ses iletim hızı çok yüksekti. Onun fikrine göre Shen Tu Nantian acı içinde olsa bile mesaj göndermesi sorun olmazdı.

Ancak ses iletimine hiçbir cevap gelmemişti.

Algısının ufak bir parçasını ayırıp Shen Tu Nantian’a baktığınca yüzü düştü.

Shen Tu Nantian çoktan ölümüne işkence görmüştü.

Solgun Shen Tu Nantian şimdi umutsuzca kendi boğazını sıkıyordu. Kanlanmış gözleri pörtlemişti ve sanki sınırına ulaşmış da patlayacakmış gibi gözüküyorlardı.

Yüzü yoğun bir ölüm havası yayıyordu. Sanki uzun süre önce ölmüş bir ceset gibi gözüküyordu.

Boğazından boğuk bir ses geliyordu, fakat daha fazla ses çıkaramıyordu. Kulaklarından grimsi siyah bir enerji çıkıyor ve burnundan geri giriyordu.

Bu grimsi siyah enerji beraberinde son derece sinsi ve şeyansı bir ölüm havası taşıyordu. Yin Hayaleti olsa bile, ince adam bu enerjiyi çok şeytansı bulmuştu.

“Roar!”

Shen Tu Nantian, aniden antik bir metruk hayvan kükrermiş gibi cennetlere kükredi. Ağzını açtığında daha fazla siyah enerji dışarı çıktı!

“Neler… Oluyor?”

İnce adamın yüz ifadesi değişti. Yi Yun'un saldırısı o kadar güçlüydü ki daha fazla karşı koyamıyordu. Ve partneri şu anda korkunç bir değişim geçiriyordu.

Güçlü kararlılığıyla Yin Hayalet Özünün %20'sini daha yaktı!

Devasa miktarda Yin Hayalet enerjisiyle Yi Yun'un saldırısına zorla karşı koymayı başarabildi. Aynı zamanda, boyutlar arası yüzüğünden bir ses iletim simgesi çıkardı!

Ses iletim simgesi milyonlarca kilometre uzaklığa kadar bilgi aktarabiliyordu. Etraflarında büyük mühürleme düzeni olsa bile bu ses iletimine engel değildi.

“Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinin varisi Yi Yun, Yüce Kılıç Dağı'nın güney batısında, 6000 kilometre kadar uzakta bulundu!”

İnce adam çabucak sesini ses iletim simgesine kaydetti. Ancak, tam simgeyi ezecekti ki…

“Boom!”

Yüksek bir patlama sesiyle Yuan Qi koruyucusu çatladı. İnce adam vücudunun titrediğini ve göğsünden keskin bir acı geldiğini hissetti.

Siyah kan her tarafa saçılırken et parçaları havada uçuşuyordu.

Keskin, siyah renkli bir pençe göğsünün arka tarafından girip önünden çıkmıştı...