Bölüm 66: Nesiller Boyunca Doğayla Birleşmiş Olacak

avatar
9676 31

True Martial World - Bölüm 66: Nesiller Boyunca Doğayla Birleşmiş Olacak


 

Çeviri: bebebuskivisi

 

Lian Chengyu şüphelenmeye başlarken dakikalar dakikaları kovaladı. Konu büyük önem taşıdığından bir şeyin ters gitmiş olmasından korkuyordu.

 

Neden metruk kemik özünün etkileri böyle uzun bir süreden sonra ortaya çıkmadı?

 

Metruk kemiği satın aldığı zaman dikkatle kontrol etmişti. Metruk kemikte daha önce arıtıldığına dair izler yoktu. Ve arıtma sürecinin başında Donmuş Piton’un toksinlerinin görünümü kitaplarda kaydedildiği gibiydi. Güçlü erkekler grubunun hasta düşmesine neden olmuştu. Bu, metruk kemiğin gerçek olduğu anlamına geliyordu.

 

Arıtma süreci sırasında mı yanlış bir şey oldu? Dikkatli düşününce bunun olamayacağı açıktı. Arıtma sürecini izleyen birçok adamı vardı ve arada sırada kendisi de süreci kontrol etmişti, nasıl bir sorun olabilir ki?

 

Lian Chengyu sıradan bir insan değildi. Enine boyuna düşündükten sonra çabucak sakinleşti ve kendi kendine dedi ki;

 

“Çamur, yağmurdan sonra katılaşmış olabilir ama yeşim(yeşil) kehribar toprak tarafından beslenmek için milyonlarca yıl boyunca gömülmek zorunda.”

 

“Tatlı mısır bir yıl içinde hasat edilmiş olabilir ama bir ölümsüzlük hapının çevreden öz emebilmesi için milyonlarca yıl geçmesi gerek.”

 

“Ahlaksız bir şarlatan üç gün içinde bir yumruk tekniği kitabı yazabilir ama Tai Ah Kutsal Krallığı’nın kurucu imparatorunun Tai Ah Kutsal Tekniği’ni yaratabilmesi için on binlerce yıl çalışmak zorunda!”

 

“Bir çamur topu ezilmeyle parçalanmış olur ama bir yeşim(yeşil) kehribar nesiller boyunca miras bırakılan bir sanat eseri olacaktır; tatlı mısır insanların atığı hâline gelir ama ölümsüzlük hapı bir kral, bir tanrı yaratabilir; bir şarlatanın yumruk tekniği kılavuzu, sadece bir aptalın parasını dolandırmak için kullanılabilir ama Tai Ah Kutsal Tekniği, yüzyıllar boyunca yayılacak ve savaşçılar rağbet gösterecektir!”

 

“Azamete ulaşmak için, sabırla bilenmiş olunmalı. Birkaç dakika bile dayanamazsam , nasıl bu yüceliği elde edebilirim!”

 

(ÇN: Örnekler biraz alakasız ama ana fikri anladınız inşallah. Gerçi üçüncüsü iyiydi :) )

 

Lian Chengyu düşünmeye başladı ve ifadesi sakinleşti.

 

Ama, bir saat geçti…

 

Lian Chengyu yine de sakin bir zihinle oturmaya devam etti. Sözlerini sayılamayacak kez kendi kendine tekrarlamıştı.

 

İki saat geçti.

 

Lian Chengyu’nun alnından terler sızmaya başladı.

 

Dört saat geçti.

 

Lian Chengyu’nun gözleri kan kırmızısına döndü; yumruklarını, tırnakları etinin derinliklerine gömülecek kadar sıkıca kenetledi.

 

Altı saat!

 

Zhao Tiezhu ve geri kalanların ayakları, ayakta durmalarından ötürü çoktandır ağrıyordu. Lian Chengyu’nun etrafına toplanan insanlarsa onun gökyüzüne yükselmesini ve onları şehre götürmesine beklerken boyunlarını sertleşinceye dek uzatmışlardı.

 

Sekizinci saatte güneş batmıştı. Lian Chengyu tüm gün boyunca aptalca bir meditasyon içinde orada oturmaktaydı.

 

Bu nasıl olabilir? Bu nasıl olabilir?

 

Bu nasıl olabilir!

 

Lian Chengyu içinden bağırdı. Solucana benzeyen damarları, alnında çirkin bir görünüm oluşturdu.

 

Lian Chengyu’yu bu durumda gören Zhao Tiezhu ve tayfası kendilerini canlandırmaya başladı. Lian kabilesinin reisi bile tüm dikkatiyle bakıyordu.

 

Muhtemelen bunun, metruk kemiklerin efsanevi patlayıcı gücü olduğunu biliyorlardı!

 

Enerji çok güçlü olduğundan ve Lian Chengyu’nun bedenini limitlerine dek zorladığından damarları ortaya çıkıyordu. Yanlış bir şey olursa Lian Chengyu’nun damarlarının patlamasına neden olabilirdi!

 

Geçmişte, açgözlülükle metruk kemik özünü yiyen savaşçı olmayan insanlar vardı ama bunu özümsemek yerine bedenlerini patlatarak ölmüştüler.

 

“Herkes geri çekilsin! Kimse karışmasın. Bir adım ileri atan kim olursa öldürürüm!” Kabile lideri emretti. Bu, Lian Chengyu’nun en önemli anıydı. Herhangi biri Lian Chengyu’yu rahatsız ederse Lian Chengyu seviye atlama umutlarını mahvederek meridyenlerine zarar verebilirdi. Bu olduğu zaman, ölüm bile durumu telafi etmeye yetmezdi.

 

On saat.

 

Hava tamamen karardı ve yıldızlarla dolu gökyüzünde ay yükseldi.

 

Ama Lian kabilesinin üst kademeleri ve savaşçı hazırlama kampı üyeleri oradan ayrılmamıştı. Kabilenin cadısı ve doktoru emirleri bekliyordu. Yemeklerinden sadece birkaç ısırık almışlardı.

 

Cadı, tören devam ederken ara ara diz çöküp Lian Chengyu için dua ediyordu.

 

O anda meditasyon yapan Lian Chengyu aniden yüksek sesle kükredi!

 

“Ah-”

 

Bu kükreme derin ama yüksek sesleydi. Bir hayvanın kızgın kükremesi gibi gökyüzünün en tepelerine dek yükseliyordu!

 

“Boom!”

 

Lian Chengyu’nun oturduğu sunak kırıldı. Buna sebep olan Lian Chengyu’nun enerjisiydi.

 

“Genç efendi Mor Kan’a yükseldi. Genç efendi seviye atladı.”

 

Böyle bir sahneyi gören Zhao Tiezhu sevinçle sıçradı.

 

Savaşçı hazırlama kampı üyeleri tezahürat ve kutlama amacıyla yerlerinden fırladı.

 

Kabile reisi sadece sakalını sıvazladı ve mutlu mutlu gülümsedi. Sadece savaşçı hazırlama kampı eğitmeni Yao Yuan merakla Lian Chengyu’ya baktı. Gözlerinde şaşkınlık vardı, Lian Chengyu’nun kükremesi neden derin bir bağdaşmazlık ve nefret içeriyordu?

 

Zhao Tiezhu arkasındaki insanlara sinyal verdi, bunun anlamıysa onunla birlikte bağırmalarıydı…

 

“Tebrikler genç efendi, tebrikler genç efendi! Genç efendinin Mor Kan Alemi’ne ulaşmasıyla, doğayla birleşmiş olacak! Genç efendi, gökyüzü çökmedikçe nesillerce yaşayacak!”

 

Savaşçı hazırlama kampı üyeleri ahenk içinde bağırmaya başladı.

 

Uzun zaman boyunca bu ilahiye çalışmıştılar. Bu, Zhao Tiezhu’nun gizli planıydı. Yalakalığın üstadı olan Zhao Tiezhu bu fırsatı asla kaçırmazdı.

 

Savaşçı hazırlama kampı üyelerinin ortalama bir insandan çok daha güçlü olduğunu söylemek gerek. Bu ilahiye çalışarak, yüksek seslerini on mil öteye dek duyurmuş olabilirlerdi.

 

Böyle olunca da Lian kabilesindeki herkes, Lian Chengyu’nun Mor Kan Alemi’ne geçmiş olduğunu öğrendi!

 

Geçtiğimiz günlerde Lian Cuihua haberleri kasten yaymaktaydı, bu yüzden tüm dişleri dökülmüş bir büyük anne bile Mor Kan Alemi’nin ne anlama geldiğini biliyordu.

 

Tüm uzmanlar arasında en iyisinin en iyisinin en iyisiydi. Birkaç gün önce Lian kabilesine gelen Zhang Yuxian da Mor Kan Alemi’ndeydi.

 

Artık genç efendi Lian, Zhang Yuxian’dan daha güçsüz değil.

 

“Genç efendi Lian, Mor Kan Alemi’ni kırdı, gelecekte güzel bir hayatımız olacak.”

 

“Evet, genç efendi Lian daha önce söylemişti, hepimizi şehre götürecek.”

 

“Bilmeyebilirsin ama genç efendi Lian doğduğu zaman tüm gökyüzü kıpkırmızı kesildi. Bu apaçık genç efendi Lian’ın sıradan biri olmadığının, yıldızlardan indiğinin işareti!”

 

(ÇN: Oha!)

 

İnsanlar neşeyle tartıştı, çünkü kolay bir yaşamın özlemini duymaktaydılar. Katlanmış oldukları acılar ve açlık, artık önemsizdi.

 

Lian Chengyu, Mor Kan Alemi’ne yükseldiği sürece başlarına her türlü güzel şey gelecekti. Zenginlik aramıyorlardı, güvenli bir hayat sürdükleri sürece minnettar olacaklardı.

 

İnsanlar uzak durdular ama savaşçı hazırlama kampı üyeleri Lian Chengyu’yu çoktan çembere almıştı ve yüksek sesle ilahi söylüyorlardı.

 

“Genç efendi nesiller boyunca yaşayacak, doğayla birleşmiş olacak!”

 

“Genç efendinin kahramanlığı benzersiz, gökyüzü çökmedikçe yaşayacak!”

 

Tüm ilahi birkaç sözcükten ibaretti ama o anda Lian Chengyu’nun beti benzi atmıştı. Gözleri, odaklanamamış bir tavırla etrafa baktı.

 

“Puah!”

 

Lian Chengyu kırmızı bir çeşme gibi kızıl taze kanı tüm zeminin üzerine püskürterek tükürdü.

 

Zhao Tiezhu, Lian Chengyu’nun önünde diz çökmüş durumdaydı ve Lian Chengyu ağız dolusu kanı Zhao Tiezhu’nun yüzünü kıpkırmızı ıslatarak püskürtmüştü.

 

Zhao Tiezhu’nun şaşkınlıktan dili tutulmuştu, orada afallamış bir şekilde, öylece kalakaldı.

 

Savaşçı hazırlama kampının diğer üyeleri de afalladı, ne...ne...oldu?

 

“Chengyu! Chengyu!”

 

Kabile lideri şok içinde atladı, telaşlı bir şekilde hızla gidip Lian Chengyu’yu destekledi. "Doktor, doktoru çağırın!"

 

Kabilenin tek doktoru tüm bu süre boyunca kenarda beklemekteydi. Yaşlıydı ve dövüş sanatlarını hiç bilmiyordu. Uzun süredir ayakta dikildiğinden bacakları ağrıyordu. Lian Chengyu’nun birdenbire kan kustuğunu görünce yüzünün rengi soldu. Koştu ama bacaklarının durumu iyi değildi, yere düşmüş ve Lian Chengyu’nun yanına emekleyerek gelmişti.

 

Lian Chengyu’nun nabzını ölçtüğünde sadece nabzının düzensiz olduğunu bulabildi ve nedeninden emin olamadı.

 

O sırada Zhao Tiezhu ağzını açtı ve konuştu. “Herkesin içi rahat olsun. Genç efendinin nabzının düzensiz olmasının nedeni Mor Kan Alemi’ne yükselmiş olması olmalı. Siyah kan kustu, bu İlik Temizliği olarak bilinir, bu konuda pek bir şey bilmiyorum gerçi. İlik Temizliği, vücuttaki kirli, siyah kanı kusmayı gerektirir.”

 

Zhao Tiezhu bunları söylerken, bir yandan da yüzündeki kanı sildi. Bir an için Zhao Tiezhu’nun yüzü dans eden cadı kadar kırmızı oldu.

 

Etraftaki insanlar Zhao Tiezhu’nun yüzüne baktılar ve ağızları açık kaldı. Ne ne diyeceklerini ne de bu sessizliği nasıl bozacaklarını biliyorlardı.

 

Zhao Tiezhu yüzündeki kanı sildikten sonra bile sakin kaldı ve konuştu: “Genç efendi yakında iyileşecek ve bu olduğunda nesiller boyunca doğayla birleşmiş olacak.”

 

Zhao Tiezhu’nun kalbinde Lian Chengyu bir tanrıydı.

 

Bir tanrıya ne olabilir ki? Ayrıca Lian Chengyu Mor Kan Alemi’ni de kırmıştı, yani ufak bir dengesizlik normaldi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr