Çeviri: bebebuskivisi Düzenleme: bezald35

Geri kalan dokuz kişiyi seçmenin yolu bir dövüş mücadelesiydi!

Bu, adil, basit ve dürüst bir yöntemdi.

Tüm bu yıllar boyunca savaşçı hazırlama kampı yemek aradığı için Lian kabilesi heyecansız bir yaşam sürmüştü. Bir dövüş mücadelesi nadir bir olaydı!

Köylüler buna nasıl özlem duymayabilirdi ki?

Bu yüzden dövüş mücadelesinin başladığı gün gelebilecek tüm köylüler geldi. Savaşçı hazırlama kampından adamların dövüşlerini izlemek için!

Zorlu ve sıkıcı hayatlar yaşadıklarından eğlenceli dövüş müsabakalarını izleyebilmek onları fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Bunların arasında en mutlu olanlar çocuklardı, pastırma verildiğinde bile bu kadar mutlu olmamışlardı.

Dövüş müsabakası, sabahın geç saatlerinde yapılması planlanmıştı ve Lian kabilesi liderinin yerleşkesinin önündeki meydanda yapılacaktı. Ama gün doğumundan bile önce iyi bir noktadan izlemek isteyen insanlar tarafından bu alan doldurulmuştu.

Çocuklar babalarının omuzlarına biniyor ve sahneyi elverişli bir noktadan izliyordu.

Çoğu çocuk Yi Yun ile hemen hemen aynı yaştaydı ve genç olarak kabul edilemezdi. Bu yaştaki çocukların, babalarının omuzlarına bindiğini ne sıklıkla görebilirdiniz? Normalde alay edilirdi ama bugün pek kimse umursamadı.

Çocuklar, sahnede birilerinin savaşmasını umarak parmaklarını ve yumruklarını ovuyordu. Bu dövüş sahnesi, onlar için epey teşvik ediciydi.

Her zaman savaşçı hazırlama kampının bir üyesi olmayı düşlemişlerdi. Bu, çok prestijliydi!

Kalabalık büyüdü. Ağaçlar, evler, çatılar bile insanlarla doluydu.

Bu dünyadaki çoğu insanın görme yeteneği iyiydi, bu yüzden uzaktan sahnede olan her şeyi açıkça görebiliyorlardı.

Sabahın ilerleyen saatlerinde savaşçı hazırlama kampı üyeleri ortaya çıktı. Hepsi de nadiren giydikleri savaşçı üniformalarını giyiyordu. Nadiren giydikleri için bu yeşil kıyafetler yeni gibi görünüyordu. Yi Yun’un giydiği keten kıyafetlerden daha iyi olmasalar da Lian kabilesi insanlarının gözlerinde oldukça etkileyiciydiler!

Savaşçı hazırlama kampının ateşli üyeleri birer birer iştirak etti. Çevrelerine bakındıklarında bugün hayatlarının değerini kanıtlamış olduklarını hissettiler. Bütün o yıllar boyunca, sadece bugün için eğitim görmekteydiler.

“Harika hissettiriyor. Bugün yüzümü gösterebileceğim!” Yirmili yaşlarında kısa bir adam böyle düşündü. Yüzü yaşam gücüyle ışıl ışıldı.

Yanında sapık bir yoldaşı vardı. Çevredeki kızlara onları gözleriyle soyarmış gibi bakarak konuştu. “Bu sefer yiğitliğimi göstereceğim, ne kadar güçlü olduğumu köydeki tüm kaltakların görmelerini sağlayacağım. Gelecekte parmağımı salladığım zaman tüm kızlar bana doğru koşturacak.”

Köy hayatı zordu, yemek yemenin yanı sıra erkeklerin başka temel ihtiyaçları da vardı. Eski Çin’de dedikleri gibi: “Ye ve seviş!”

Temel insan doğası, yemeye ve sevişmeye ihtiyaç duyar. Bunlar, hayvanların dünyaya geldiklerinde sahip oldukları temel içgüdülerdi.

Bugünkü dövüş müsabakası için savaşçı hazırlama kampı üyeleri iki köpeği özellikle kesmişti.

Maçtan sonra et ve alkolle kutlama yapmayı planlamışlardı.

Bu köpekler, köyce yetiştirilmiş av köpekleriydi. Krallık seçmeleri yakında yapılacağından sorun olmazdı. Yakında iyi hayatlar sürüyor olacaklar, av köpeklerini ne amaçla kullanabilirler ki?

“Bak, bu genç usta Lian!” Yüksek bir sesle birlikte kalabalıkta ani bir kargaşa ortaya çıktı. Herkes baktı, aslında kabile reisinin yerleşkesinden çıkan iki adam kamıştan bir sandalye taşıyorlardı.

Lian Chengyu, hayvan derisinden battaniyeye örtünmüş olarak sandalyenin üzerinde oturuyordu. Gözleri uyuyormuş gibi kısıktı.

Arkasında dört hizmetçi vardı. Ellerinde ısıtıcı ve meyve tabağı vardı. Son derece dikkatliymiş gibi görünüyorlardı.

“Genç efendi Lian, bu gerçekten de genç efendi Lian!” Köylüler hemen heyecanlandı; Lian Chengyu Mor Kan Alemi’ne geçtiğinden beri kabiledeki saygınlığı inanılmaz seviyelere ulaşmıştı.

Herkes, daha iyi bir hayat sürmek için onları şehre götürmekte liderlik edeceğine dair umutlarını Lian Chengyu’ya bağlamıştı. Lian Chengyu’nun şimdi kabilenin dayandığı ruhani direk olduğu söylenebilirdi!

İnsanlar, kabilenin mutlak kralı olduğundan Lian Chengyu’ya tutkuyla tapınmaya başladı. Yaptığı her şey kabilenin koşulsuz desteğini alacaktı. Kimi öldürmek isterse istesin, arkasında neden olmayan bir sözcük insanların onun cinayet aracı olması için yeterliydi; hangi kızı isterse istesin, sadece bir sözcük ile insanlar o kızı paklar ve Lian Chengyu’nun yatağına götürürdü.

Geçtiğimiz birkaç gün boyunca Lian Chengyu, insanların onu görmesine engel olarak köşesine çekilmişti. Sonunda onu gördüklerinde nasıl heyecanlı olmazlardı ki?

On yedi yaşındaki kızların çoğu heyecanla kıpkırmızı oldu. Engin yabandaki kızların güçlüye taptığı bir gerçekti ama Zhao Tiezhu gibi kaba, koyu tenli bir erkeğe kıyasla yakışıklı bir erkek daha iyiydi.

Vahşi doğadaki kızların kalbinde en ideal eş, Lian Chengyu gibi hem yakışıklı hem de güçlü biriydi.

Lian Chengyu bu birkaç günde kabiledeki çoğu kızın hayalindeki sevgili hâline gelmişti bile.

“Başlayın.” dedi Lian Chengyu hafifçe. Sahnede olan herhangi bir şeyle ilgilenmediği açıktı. Ne şaka ama, savaşçı hazırlama kampından gelen hayvanlar, ha? Ona göre hepsi çöp torbasıydı. Yüzlerce yıl daha çalışsalar bile Jin Long Wei’nin kapılarına bile dokunmaları mümkün olmayacak!

İnsanlara mağrur ve belli belirsiz şekilde küçümseyerek baktığı belliydi. Ama kızlar grubu için bu, onu daha büyüleyici hâle getiriyor, Lian Chengyu’ya daha fazla ibadet etme isteğine kapılmalarını sağlıyordu.

Herkes büyük müsabaka için toplandı ama Lian Chengyu bununla canını sıkmadı. Bu, bakış açıları arasındaki farktı.

“Raund, başla!” Zhao Tiezhu ciğerleri yırtılana dek bağırdı. Lian Chengyu ile yakınlaştığından beri savaşçı hazırlama kampının zımni lideriydi.

Geçtiğimiz birkaç günde Lian kabilesinin Bitki Dağı’ndan yararlanmıştı. Lian Chengyu’nun kabul etmediği bitkileri almayı başarmıştı. Bu nedenle Zhao Tiezhu’nun gücü fazlasıyla arttı.

Kıt kaynaklara sahipken, savaşçı hazırlama kampı üyelerinin hangisinin daha çok kaynağı varsa o daha hızlı gelişebilir!

Diğerlerinin kıskanacağından çekindiği için bitkileri gizlice kullanmıştı. Ayrıca gücünün hızla arttığını diğerlerinden de gizlemişti.

Zhao Tiezhu bile kendi gücünün ne kadar arttığını bilmiyordu. Zhao Tiezhu’ya kaslarını esnetme şansı veren bir yer olduğundan sahnede test etmek istedi!

“Hehe, çok uzun süre sakladıktan sonra sahneye çıktığım zaman, dünyayı inanılmaz başarımla hayrete düşüreceğim!” Gücünü kayda değer bir şekilde arttırdıktan sonra Zhao Tiezhu’nun hırsı da büyümüştü. Lian Chengyu’nun bir numaralı yardımcısı olmayı ve kimsenin kendisiyle yarışamamasını istiyordu.