Bölüm 78: Destek

avatar
9708 29

True Martial World - Bölüm 78: Destek


 

Çeviri: bebebiskuvisi 


Lian Chengyu, Yi Yun’a sert bir bakış attı.


“İyileşmem için birkaç gün gerek ve iyileştiğimde bugün olanlar için intikamımı alacağımdan emin olacağım! Ölümden beter bir hayat yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmeni sağlayacağım!”


Onu mahcup eden bir uzman olsaydı bu kadar koymazdı. Ama ondan daha zayıf görünen biri onu kışkırtıyor ve otoritesini baltalıyordu; yaralarından dolayı bunun hakkında bir şey de yapamıyordu. Nasıl sakin kalabilirdi ki?


“Yi Yun!” Lian Chengyu gönülsüzce konuştu. Ona bir şey yapamayacağını biliyordu. Yi Yun ile savaşırsa, kazansa bile Krallık Seçmeleri’ndeki şansı azalacaktı ve bu ödemek istediği bir bedel değildi.


“Lian kabilem, Bulut Çölü’nde yüzlerce yıldır acı çekti. Atalarımız kabileyi bugünlere varana dek yavaşça geliştirirken otlarla ve ağaç kabuklarıyla beslendiler.”


“Velhasıl, benim neslimde on yıl boyunca dövüş sanatları çalıştım, asla tembellik etmedim, kıtlık yıllarında bile. Bunun tek sebebi Lian kabilesini yabandan kurtarmak ve şehre götürerek kabileyi zenginleştirmek istememdi!”


“Ama şimdi...Her şeyimi kabileyi kurtarmak için yatırmışken dedikodular yaymak, insanları büyülemek ve beni yalanlarınla suçlamak için geri döndün. Lian kabilesinin insanlarının sonsuza dek sefalet içinde yaşamasını mı istiyorsun?” Lian Chengyu’nun sözleri doğrudan Yi Yun’a saldırıydı ve anında halk arasında bir tartışma yarattı.


Lian Chengyu ve Yi Yun, her ikisi de kendi argümanlarına sarıldılar.


Yi Yun, Lian Chengyu’nun toksin içeren metruk kemiklerin arıtılmasını sağlayarak insanların ölümüne neden olduğunu ileri sürerken, Lian Chengyu da Yi Yun’un kendisine komplo kurduğunu ileri sürüyordu. Her ikisi de birbirine tam anlamıyla zıttı!


Ancak halkın bu tartışmada inandığı kişi Lian Chengyu idi; sonuçta Yi Yun sadece bir çocuktu ama Lian Chengyu, kabile içerisinde yüksek bir konumdaydı.


Bu konuşmaları duyan Yi Yun insanların düşüncelerini tahmin etti ama Dünya’dan bir öykü anlatmaktan kendini alamadı.


İlkel dönemlerde bir grup mağara adamı bir gölgeye tapıyordu. Gölge büyüyüp küçülebiliyor, bir tanrı gibi görünüyordu, mağara adamları da bu sebeple her gün gölgeye tapıyordu.


Ancak akıllı bir mağara adamı, tanrıya inanmadı. Bir gün büyük çabalar harcayarak mağaranın tepesine tırmanmayı başardı. Tırmandığında insanların tapındığı tanrının, sadece gün ışığının vurduğu bir kayanın gölgesi olduğunu fark etti.


Akıllı mağara adamı, kabilesine gerçeği anlattı. Gölge, bir tanrı değil de sadece bir kayanın gölgesi olduğundan onların bu gölgeye tapınmasını istemiyordu.


En sonunda kimse akıllı mağara adamına inanmadı ama korkmaya başladılar ve akıllı mağara adamını tanrıya karşı küfür içinde olduğundan kazığa bağlayıp yaktılar. Bundan sonra da kayanın gölgesine tapınmaya devam ettiler.


Yi Yun şu anki durumunun öyküdekiyle aynı olduğunu düşünüyordu.


Lian Chengyu gölgeyken o akıllı mağara adamıydı.


Kabileyi kurtarmaya çalıştığını iddia eden Lian Chengyu, başarıyla Mor Kan  Âlemi’ne ulaşmış ve tüm geri adım atma yollarını kesmişti; o, Lian kabilesinde bir tanrıydı!


Lian kabilesinin üst kademeleri, savaşçı hazırlama kampı üyeleri ya da sıradan insanlar, herkes Lian Chengyu’nun onları açlık ve sefaletten kurtaracağını, kabilenin kaderini değiştireceğini düşünerek tüm umutlarını Lian Chengyu’ya bağlamıştı.


Zor koşullar altında yaşayan insanlar dindar olma eğiliminde olurlardı. Gerçeklerden kaçmalarına ve daha aydınlık bir gelecek hayali kurmalarına yardımcı olacak duygusal bir desteğe ihtiyaçları vardı. Anca o zaman yaşamak için cesaret bulabilirlerdi.


Lian Chengyu kesinlikle seçmelere katılacaklardan biriydi. O, bu kabilenin lideriydi ve kabiledeki birçok genç için bir idoldü. O, tüm kızlar için, hayallerdeki mükemmel erkekti.


Lian Chengyu Krallık Seçmeleri’ni geçtiği sürece kabilenin kurtarıcısı olurdu!


Yi Yun ise sadece on iki yaşında bir çocuktu. Saygınlığa veya otoriteye sahip değildi, bu yüzden de Lian Chengyu’yu devirmesi zordu.


Üstelik kanıtı da yoktu. Gerçi olsaydı bile muhtemelen kimse ona inanmazdı, çünkü Lian Chengyu devrilirse bu fakir insanların tüm umutları parçalanır, sonsuza dek karanlıklar içerisinde yaşayacaklarına inanırlardı. Buna kim izin verir?


Yi Yun eğer Zhao Tiezhu’yu sakatlamasa ve durduğu yerde durmak için gücünü kullanmasaydı, kızgın kalabalık tarafından akıllı mağara adamı gibi yakılmış olurdu.


Lian Chengyu, halkın yanında olduğunu görünce memnun oldu. Onu rahatsız eden tek şey, insanların desteğiyle bile Yi Yun’a hiçbir şey yapamamasıydı.


“Yi Yun, seni bir dahi olarak görüyorum ve dövüş sanatları için makul bir yeteneğin de var. Muhtemelen bu aşamaya gelmene sebep olanlar bazı tesadüfi olaylardı!”


Lian Chengyu, Yi Yun’u acayip kıskandığından ‘tesadüfi’ kelimesini vurguladı. Yi Yun’a böyle şanslı bir olay yaşama hakkı neden verildi, üstelik kendisi dururken?


Lian Chengyu kıskanmasına rağmen, güç artışı kazanmak için tesadüfi bir olay yaşayan biri tüm gücünü gösteremezmiş gibi davranıyordu. Bu davranış, ‘bu aşamaya kestirmeden ulaşabilirsin ama ben buna ulaşmak için tüm gücümle çok sıkı çalıştım’ anlamına geliyordu.


Lian Chengyu’nun demek istedikleri yardakçıları tarafından hemen anlaşıldı. “Elbette!” dediler. “Bu çocuk Zhao Tiezhu’yu yenebildi, çünkü bir kestirme buldu!”


“Bir hazine yemiş olabilir ama bu hazineleri duydum daha önce, gücünü hızla arttırabilse de temelleri sarsar ve nihayetinde bir darboğazla karşılaşmana sebep olur. Büyümesi umuduyla yanlış bir yere dikilen fidan gibi!”


Yardakçı hâlden anlar bir bakış attı, elbette ki kendi patronu en güçlüsüydü, Yi Yun’un gücü ise sadece kısa ömürlüydü. Üstelik Yi Yun o kadar büyük bir güce de sahip değildi, sadece Zhao Tiezhu’yu yenmişti, ki onun da hiçbir önemi yoktu.


Kalabalık, bu hâlden anlar yardakçının muhakemesi mantıklı bulunmuş gibi sallandı. Yi Yun’un gücünün nasıl bu kadar hızlı arttığını anlayabilmelerinin tek yolu buydu.


Lian Chengyu devam etti: “Bu aşamaya ulaşabilmek kolay değil. Seni bağışlayacağım, bu yüzden Lian kabilesini zenginleştirmek amacıyla benimle birlikte sıkı çalışmalısın!”


Lian Chengyu bunu ağırbaşlılıkla söyledi.


Lian Chengyu’nun yalakaları ve kalabalığın içindeki onu idol belleyen hayranları tezahürata başladılar.


“Genç Efendi Lian doğruyu eğriyi ayırt edebiliyor, o bizim kabilemizde olduğu için çok şanslıyız!” Bazı insanlar alkışladı ve neşeyle bağırdı.


“Genç Efendi Lian çok bağışlayıcı, Yi Yun, Genç Efendi Lian’ın adını çıkarmaya çalıştı ama Genç Efendi Lian hâlâ onu suçlamıyor, üstelik Yi Yun’a önemli bir konum vermek istiyor. Yi Yun biraz kadir kıymet biliyorsa, Genç Efendi Lian’a yardım etmeli.”


Bu konuşmalar insanları kolayca etkiledi, çünkü yardakçıların sözleri epey mantıklıydı.


Sonuçta Lian Chengyu Mor Kan’a ulaşmıştı, bu yüzden Krallık Seçmeleri’ni geçmesi kesin bir şeydi.


Yi Yun ise, yetenekleri iyiymiş gibi görünse de dövüş sanatlarını uzun zaman boyunca çalışmamış, bu gücü tesadüfi bir olaydan kazanmıştı. Aşağı yukarı Ölümlü Kan’ın üçüncü seviyesindeydi, bu yüzden Krallık Seçmeleri’ne katılsa bile kazanması olası değildi.


Yi Yun büyüdüğü zaman Lian Chengyu’ya yardım etmeye istekli olsaydı, Lian Chengyu’ya fazlasıyla yardımı dokunur ve Lian kabilesinin kurtulmasını sağlardı.


Bunlar çoğunluğun düşünceleriydi, oysa Lian Chengyu ve Yi Yun’un böyle düşünceleri yoktu...

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr