Bölüm 80: Ayrılış

avatar
9787 34

True Martial World - Bölüm 80: Ayrılış


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

Şafaktan itibaren Lian kabilesinin sakinleri evlerinden çıkmış ve Lian Chengyu ile diğerlerini uğurlamak amacıyla köy girişinde beklemişlerdi.


Lian Chengyu’nun ayrılışı, özenle yetiştirdikleri bir tohumun hasadı gibiydi; bundan dolayı kabilenin Lian Chengyu’dan fazlasıyla yüksek beklentileri vardı.


“Genç efendi kazanacağından emin! Muzaffer dönün! Genç efendi kazanacağından emin! Muzaffer dönün!” Savaşçı hazırlama kampı üyeleri bir kez daha sloganlar atmaya başladılar.


Bu sözleri duyan Yi Yun utanmıştı. Savaşçı hazırlama kampının geri zekalılığı karşısında ses çıkarmadı yine de.


Halk da bazı şeyler bağırmaya başladı.


“Genç Efendi Lian, tüm kabile sana güveniyor.”


Yaşlı bir adam yerde secde ediyordu. Ayrıca köydeki tek cadı da delirmiş gibi dans ediyordu tekrar.


“Halkım, endişelenmeyin. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım.” Lian Chengyu geniş yerinden ayağa kalktı ve ellerini önce solda sonra sağda cana yakın bir tavırla birleştirdi.


Söylemek gerekir ki, Lian Chengyu uzun, beyaz elbisesiyle birlikte büyüleyiciydi, epey zarif görünüyordu. Büyük bir kabilenin genç efendisinin duruşuna sahipti. Kendine güvenin ve samimiyetin birleşimi, genç kızlara çok çekici gelmişti.


Kabiledeki birçok genç kız Lian Chengyu’ya hayran kaldı. Kızararak, “Genç Efendi Lian, geri dönüşünüzü bekleyeceğiz!” diye bağırdılar.


“Endişelenmeyin, kendi bölgemi kurmak için şehre girebildiğim ve kendi aşiretimi kurduğum zaman bana katılabilir ve benim Lian aşiretimin ilk üyeleri olabilirsiniz.” Lian Chengyu’nun güven dolu sözleri üzerine köylüler heyecandan bir şişe şarap içmiş gibi kızardılar. O kızlarsa Lian Chengyu’nun kişisel hizmetçisi ve hatta cariyesi olma hayaliyle kızardılar.


Genç Efendi Lian’ı izleyebilmek büyük bir keyifti.


Pek çok genç kız Lian Chengyu’ya abayı yakmış gibi duruyordu. Yi Yun hiçbir mesaj almayacağını bildiğinden kayıtsızca yan tarafı izliyordu. Aniden utangaç bir ses duydu. “Kardeş Yi...Yi Yun, elinden geleni yapmalısın, Xiaoke...Xiaoke dönüşünü bekleyecek…”


Yi Yun bu sesi duyunca şaşırdı. Sesin geldiği yöne baktı ve eski kıyafetler giymiş küçük bir kızın gergince ona baktığını gördü. Islak gözlerinde milyonlarca anlam gizliydi. O, Wang Teyze’nin kızı Zhou Xiaoke idi.


Lian Chengyu’yu yolcu eden tüm genç kızların arasında Yi Yun’un ismini haykırmak çok fazla cesaret gerektiriyordu.


“Xiaoke.”


Yi Yun, Xiaoke’ye el etti. Bu küçük kızın yüzünün nasıl kızardığını görünce onu çok güzel buldu. “Endişelenme, sağ salim geri döneceğim.”


“Tamam.” Dedi Zhou Xiaoke zorlukla başını sallayarak.


“Evlat Yun, seçmeleri geçemesen de önemli değil. Hâlâ gençsin, cesaretin kırılmasın. Daha on iki yaşındasın!”


Wang Teyze de o yandan bağırıyordu. Seslendikten sonra bir sepetten sebzeli börek çıkardı. “Evlat Yun, biraz sebzeli börek yaptım. Yoldayken yersin.”


Yi Yun, biraz tahılla yapılan sebzeli böreği görünce duygulandı. Oturduğu yerden aşağı indi ve sebzeli böreği kabul etti. Buna karşılık Wang Teyze’nin eline bez bir torba tutuşturdu. “Teyze, eve dönmeden açma.”


Bunu söyledikten sonra Wang Teyze’nin yanıtını beklemeden dev hayvanın sırtına atladı. Yi Yun geri bindikten sonra, Jin Long Wei Elçisi dev hayvanı ileri doğru sürmeye başladı.


Zhou Xiaoke, Yi Yun’un figürü uzaklaşıp küçülene dek el sallamaya devam etti.


Lian soyadındaki birkaç kadın Wang Teyze’nin ailesine hor görüyle bakarak konuştu: “Bu çocukla iyi bir ilişkiye sahip olduğundan eminim!”


“Sizi hiç ilgilendirmez!” Zhou Xiaoke’nin küçük ağzı büzüldü.


Kadınlar kahkahalarını sakınmadılar. “Bu küçük kızın aşık olduğu kesin! Bu çocuk, Yi Yun, Krallık Seçmeleri’ne katılan Genç Efendi Lian’ı takip ettiğini düşünmektense ana katılımcılardan biri olduğunu düşünüyor. Kendi gücünün de mi farkında değil? Genç Efendi Lian çok iyi bir insan.”


“Çocuğu yanında götürse ne olur sanki? Genç Efendi Lian, çocuğu hayatı deneyimlemesi için götürüyor -ve kendi amaçlarına yönelik kullanmak için tabii ki-. İleride bir başka yalakadan başka bir şey olmayacak. Çocuğun gerçekten seçmeleri geçeceğini mi düşünüyorsun?” Bu Lian soyadlı kadınlar birbirlerinin cümlelerini rahatça ve zevkle tamamladılar.


Soyadları Lian idi ve Lian Chengyu ile aynı ailenin parçasıydılar, aynı kanı taşıyorlardı. Lian Chengyu başarılı olduğu sürece onlar da büyük faydalar sağlayacaklardı.


Ortada dertlerinin son bulacağının işaretleri varken nasıl mutlu olmazlardı!


Lian kadınları Zhou Xiaoke ile alay ederken, Yi Yun’un verdiği bez çantaya dokunan Wang Teyze şok oldu.


Bir dakika boyunca öyle kalakaldıktan sonra, bez torbayı vücuduna iyice yaklaştırarak sıkıca korumaya almadan önce bir ağız dolusu salya yuttu.


O adi kadınları görmezden geldi ve Zhou Xiaoke’yi sessizce eve çekti. Anca kapıyı kilitledikten sonra bez çantayı çıkardı. Onu salonun ortasındaki masaya dikkatlice yerleştirdi.


“Anne, Kardeş Yi Yun ne verdi?” Zhou Xiaoke meraklı meraklı sordu.


Wang Teyze’nin eli titriyordu. Çantaya dokunduğu anda orada birçok kişi vardı, bu yüzden onu açmaya korkmuştu. Ama onu tutarken elindekini hissedebilmiş ve içinde olması imkansız olan şeyin kokusunu alabilmişti…


Derin bir nefes aldı ve bez torbayı yavaş yavaş açtı…


Bir an sonra Zhou Xiaoke’nin ağzı açık kaldı. Wang Teyze’nin ise, kendini zihinsel olarak hazırladıktan sonra bile kalbi birkaç vuruşluğuna tekledi.


Önlerinde olan şey kızarmış piliçti. Dışı çıtır çıtırken içi yumuşacıktı. Altın gibi bir görüntü ve güzel bir koku!


“Bu...Bu…” Zhou Xiaoke salyalarını yutmaya başladı. “Bunu Kardeş Yi Yun mu verdi?”


“Evet...Evlat Yun bize verdi…” Wang Teyze inanmazlık içinde pilice bakıyordu. Yi Yun bu kızarmış pilici edinmeyi nasıl başardı? Ayrıca bu kızarmış pilice baktığında, onun muazzam aşçılık becerileriyle pişirildiği belli oluyordu. Derinin kokusu, Wang Teyze için tanıdıktı. Baldı bu, uzun zaman önce dağların sırtında şans eseri biraz bulmuştu!


Kızarmış ballı piliç, Yi Yun bunu nasıl edindi?


Wang Teyze inanamıyordu, ama aynı zamanda da Zhou Xiaoke’nin salyaları masaya damlıyordu. Kızarmış pilice hevesle bakarak sordu: “Anne...Yiyebilir miyim?”


Wang Teyze güldü ve Zhou Xiaoke’nin kafasına dokundu. “Evlat Yun bu pilici yememiz için verdi.”


Wang Teyze bunu söylerken bir yandan da tavuktan bir bacak kopardı ve Zhou Xiaoke’nin küçük ellerine tutuşturdu. “Çabuk ye. Baban döndüğü zaman kalanını yiyebiliriz.”


Tamam!” Zhou Xiaoke çabucak bir ısırık aldı. Zhou Xiaoke tavuk eti ağzına girdiği an gökyüzünde süzülüyormuş gibi hissetti. Tavuk eti çok lezzetliydi. Daha önce bu kadar lezzetli hiçbir şey yememişti…


Kardeş Yi Yun çok mükemmel biri.


Bunu düşünürken Zhou Xiaoke’nin kalbi mutlulukla doldu.


ÇN: Bu bölümle beraber ilk ve en uzun ikinci arc olan Lian Kabilesi Arc’ını tamamladık. Köyü şimdilik geride bıraktık. Buradan itibaren Krallık Seçmeleri Arc ile devam ediyoruz. Xiaoke için kedi canını senin diye düşünen varsa on iki yaşında olduğunu hatırlatmak istiyorum :)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr