Bölüm 627: Dao Tohumu Ustalığı

avatar
7095 21

True Martial World - Bölüm 627: Dao Tohumu Ustalığı


Dao Tohumu Ustalığı

 

Bu insanlar da zorbalıkları biraz fazla abarttı!” Hazineliğin üçüncü seviyesindeki bir köşede Wei Chiwei öfkeli bir şekilde Yi Yun’la konuştu.



Semavi Dao Birliği üyesiyken dışlanmıştı. Ruh anlaşmasını imzalamayı reddedince peşine düşülmüştü ve şimdi ruh anlaşmasını imzalarken aşağılandıktan sonra, bir de Semavi Dao Birliği’ne dönünce dalga geçilmiş ve hor görülmüştü.



Ve yapabileceği tek şey bunlara katlanmaktı. Sonuç olarak, yaşadığı dertler hayal edilebilecek bir seviyede değildi.



Ancak Yi Yun, Wei Chiwei’in kederini hissedince sadece gülümsedi ve hiçbir şey demedi. Hazinelikten çeşitli hazineler seçerken sakin ve kendi halinde görünüyordu. Önceden biraz Kan Yeşim Taşı kazanmıştı ve Semavi Kan Birliği’ne katılınca aldığı Kan Yeşim Taşlarıyla beraber hepsini harcamıştı. Ne de olsa, Savaş İttifakı’nın kaynaklarını kullanmamak israf olurdu.



Ayrıca şimdi kullanmazsa, ilerde kullanma şansı olmayabilirdi.



Bu kadar çok mu kalıntı aldın? Bu sınavı kullanarak ilerideki görevleri kolayca tamamlamak için gücünü arttırmak mı istiyorsun? Kıdemli Erkek Kardeş, hevesini kırmak istemem, fakat Semavi Kan Birliği’ne katılmış olsak da hala ayrımcılık görüyoruz. İnsanlar bizden nefret ediyor, bu yüzden önemli hizmetler sağlasak bile bize büyük ödüller vermeyeceklerdir.” Wei Chiwei öfkeli bir şekilde konuştu.



Yi Yun nedenini açıklamadı. Tüm Kan Yeşim Taşlarını harcamayı bitirdikten sonra hazinelikten çıktı.



Karataş Sınavları başlamadan önce daha on gün vardı, bu yüzden Yi Yun Yüce Kılıç Dağı’ndan ayrıldı. Semavi Kan Birliği’ne katıldıktan sonra daha büyük bir özgürlük kazanmıştı. Kanlı Ay, ruh anlaşmasını imzalayan kişilerin onlara ihanet edeceğinden korkmuyordu.



Yi Yun Aşılmaz Deniz’in ıssız bir köşesine ulaşana kadar uçmaya devam etti.



Güçlü rüzgarlar dev dalgalar yaratıyordu. Etrafına baktığında en ufak bir kayık bile göremedi.

 


Yi Yun dev bir kayaya indi. Gözleri zekayla parlıyordu.



Yeşim taşı bir kutu çıkardı ve kapağını açtı, parlak renkli bir ışık dışarı çıkarken Yuan Qi gökyüzüne doğru fırladı.



Yeşimtaşı kutunun içinde Tanrı’ya Yükseliş Kulesi’nden alınmış on antik kalıntı vardı. Ayrıca Yi Yun’un hazinelikten takas ettiği bir Dao Meyvesi de vardı.



Hazinelikten aldığı Dao Meyvesi pek değerli değildi, fakat on antik kalıntıdan her biri Semavi Kan Birliği üyelerinin üç buçuk atmasına neden olabilirdi.



Antik Kalıntılar, Tian Yuan Dünyası’nın Yüce Kral’larının yetişim yapmak için kullandığı Göksel kalıntılardan çok daha iyiydi. Sıradan bir elitin böyle bir kalıntıyı kullanmak için niteliği olmazdı. Yeni bir aleme geçmek için sadece biraz daha düşük kaliteli kalıntıları kullanabilirlerdi. Ve o bile bayağı abartıydı.



Yi Yun hazinelere bakarken Mor Kristali aktifleştirdi. Bedeninin önünde mor bir boşluk oluştu ve antik kalıntıların enerjisi çabucak emildi. Dao Meyvesi de göz açıp kapayıncaya kadar iliklerine kadar emilmişti.



Yi Yun Yuan Açılış Alemi’ne girişine bir hazırlık olarak, tek bir hamlede Dao Tohumu Ustalığı’na ulaşmayı planlıyordu.



Antik kalıntılar çabucak söndü. Mor Kristal’in emdiği enerji o kadar çoktu ki, Yi Yun’un normal hali bile bir Tian Yuan Dünyası savaşçısından daha büyük olan Yuan Temeli hepsini alamıyordu.



Mor Kristal, büyük miktarda enerjiyi özündeki pislikleri çıkararak arındırdı.



Bir anda Yi Yun’un enerjisi yükseldi. Etrafındaki deniz enerji yüzünden hareketlendi, dalgalar yükselmeye ve şiddetlenmeye başladı, sular her tarafa sıçrıyordu.



Yine de çok fazla enerji vardı. Fazlalık olan enerji Yi Yun’un bedeninde uykuda olan Dokuz Yeni Doğan hayvan simgesine yedirildi.



Enerji akınıyla beraber Yi Yun, Yuan Temeli’nde gömülü olan tohumun sanki yavaşça filizleniyormuş gibi daha da parlak ve basınçlı olduğunu hissetti.



Dao Tohum Alemi çoktan geç evreleri aşmış ve mükemmelliğe ulaşmıştı.



Ve o anda Yi Yun boyutlar arası yüzüğünden koyu kırmızı gizemli bir taş çıkardı.



Gizemli taş parlak gözükmüyordu, fakat üstünde dönen yasalarla ilgili şekiller vardı.



Yi Yun, bu gizemli taşı aylar önce Göksel Savaş Şehri’ndeyken Ah Yu ve Ah Niu’dan almıştı, bu da Li Ateş Tarikatı’yla arasında soruna neden olmuştu.



Öncesinde Yi Yun, Mor Kristal’in enerji görüşünü kullanarak gizemli taşın değerinin uzun yüzlü gencin dediğinden daha iyi olduğunu doğrulamıştı.



Bu evrendeki enerjinin ilkel durumu Kaos’tu. Kaos özünde bir enerjiydi. Enerji Yin ve Yang’a dönüşürken beş elementi oluşturmadan önce uzay-zamanı oluşturmuştu. Cennet ve Yeryüzü bölünmüş, Rüzgar, Yağmur, Şimşek ve Gök gürültüsüne neden olmuş ve sonunda tüm yaşam biçimlerine can vermişti.



Ancak tüm enerjiler maddeye dönüşemezdi. Bazı enerjiler bir araya gelerek Kaos Taşlarını oluştururdu.



Kaos Taşları paha biçilemez hazinelerdi.



Bunun nedeni, enerji oluştuğunda evrenin en gelişmemiş halinde olmasıydı. Kaos, kökenlerin nihai enerjisiydi.



Beş element oluştuktan sonra enerji çoktan çeşitli hallere bürünmüştü. Bu enerjiler cennet ve yeryüzüne dağılıp çeşitli şeylerin içine girmişti. Böylece evrenin gelişmemiş halinde olduklarından daha az saf durumda olmuşlardı.



Azure Yang Lordu’nun notlarında Kaos Taşları hakkında kayıtlar vardı. Sayıları çok az olduğundan ve köken enerjisiyle evrenin en temel yasalarını barındırdıklarından paha biçilemezlerdi.



Ancak Yi Yun’un elindeki gizemli taş Kaos Taşı değildi.



Kaos Taşları çok nadirdi. Tüm Tian Yuan Dünyası aransa bile Kaos Taşı bulunamayabilirdi.



Yi Yun’un elinde tuttuğu şey bir Dünya Taşıydı.



Bu taş eskiden, Tian Yuan Dünyası başka bir dünyanın parçasıyken, bağlı olduğu dünya oluştuğunda yoğunlaşan enerjiden oluşmuş bir ilkel taştı. Köken Enerjisi ve Köken Yasası konusunda Kaos Taşının kalitesinden daha düşüktü, fakat yine de çok değerliydi.



Bir zamanlar Dünya Taşları çok bulunuyordu. Fakat zamanla sayıları azalmıştı. Sadece gizemli bölgelerde böyle ilkel taşlar bulunabiliyordu. Ah Niu ve Ah Yu kardeşlerse sadece şansla bir tane bulabilmişti.



On İki Semavi Cennet’in yer aldığı büyük Evren’de sayısız dünya vardı. Her bir dünyanın doğumu, arkasında Dünya Taşları bırakıyordu.



On İki Semavi Cennet’te, Metruk Kemik Kalıntıları ve Dünya Taşları para birimi olarak kullanılabiliyordu. Ancak Dünya Taşları çok nadir olduklarından sadece paha biçilemez hazineleri almak için kullanılıyordu.



Daha değerli olan Kaos Taşlarınıysa hiç kimse harcamak istemiyordu.



Yi Yun Dünya Taşını kaşlarının arasına koydu. Derin bir nefes aldı ve Köken enerjisi Yi Yun’un bedenine girdi. Meridyenlerinden geçerek doğrudan dantianına doğru gitti.



Yi Yun anında bedeni ve aklı arınmış gibi hafiflediğini hissetti.



Bu emme işlemi dört saat sürdü. Mor Kristal’in uyumuyla Yi Yun bedeninin hiçbir kirlilik olmayan bir enerji bedenine dönüştüğünü hissetti.



Yetişim seviyesi çoktan Dao Tohumu Aleminin geç evrelerinin ötesine, Dao Tohumu Ustalığı’na ulaşmıştı. Yuan Açılış Aleminden sadece bir adım uzaktaydı.



Tam Yi Yun işini bitirecekti ki Dokuz Yeni Doğan hayvan simgesinin aurası açıldı. Hortuma benzer siyah bir hava akımı bedeninden fırlayıp cennetlere doğru ilerledi!



Yi Yun’un tamamen ememediği büyük miktarda enerjiyi Dokuz Yeni Doğan emmişti ve o anda enerji tamamen onunla birleşmişti!



Bu işlem sırasında Dokuz Yeni Doğan enerjiyle birleşmişti…

 


Boom! Boom! Boom!

 

Siyah bir hava akımı gökyüzünü hareketlendirdi, siyah bulutlar her taraftan toplanmaya başladı.

 

Bulutların arasında şimşekler çakıyordu! Bir çam ağacı kadar kalın şimşekler etrafa yağıyordu.



Yi Yun gözlerini kısıp gökyüzündeki fırtına bulutlarına baktı.



Bunun Dokuz Yeni Doğan’ın Semavi Felaketi olduğunu biliyordu!



Semavi Felaket sonunda gelmişti. Normalde Yi Yun’la bir alakası yoktu, fakat artık Dokuz Yeni Doğan’ın sahibi olduğundan Semavi Felaket’e o da katlanacaktı.



Rüzgar güçlendikçe dalgalar daha haşin oldu. Cennet ve yeryüzünün gücü karşısında, denizde yaşayan tüm canlılar taşların altına saklandı veya hiç hareket etmeden denizin en dibinde durdu.



Bunun nedeni Semavi Dao’nun öldürücü aurasıydı. Dokuz Yeni Doğan Cennet’e karşı gelerek yetişim yaptığından yok olmak zorundaydı.

 


Ang!

 

Dokuz Yeni Doğan Yi Yun’un arkasında Görünüş Totemi olarak belirirken kükredi ve dokuz başına göğe kaldırdı.



Boom!

 

İlk yıldırım aniden göklerden aşağı düştü!



Siyah gökyüzü alçalmış ve denizle bir araya girmiş gibi gözüküyordu. Ve onların arasında çakan şimşekler gökyüzünü ve okyanusu aydınlatıyordu.



Yıldırımı yiyince Yi Yun hemen cildinin acı içinde karıncalandığını hissetti.



Dokuz Yeni Doğan kaçmamış, onun yerine yıldırımla doğrudan yüzleşmişti.

 


Ka-cha!

 

Yıldırım bedenlerine girince Dokuz Yeni Doğan ve Yi Yun elektrik saldırısına beraber maruz kaldılar.



Yi Yun’un bedeni zaten aşırı saf enerji bedeniydi. Yıldırım bedenine girdiğinde vücudunun acı içinde olduğunu hissetti, fakat her hücresi canlanmış, yer ve gök Yuan Qi’si ile Semavi Felaket’in gücüyle dolmaya başladı.



Semavi Felaketin yıldırımı Yi Yun’un düşüncelerini ve niyetlerini bastırırken bedenini ve ruhunu sertleştirmişti. Ancak, acı ve baskıya rağmen Yi Yun yıldırımları yaratan ve yok eden gizemli şeyler olduğunu hissetti.



Yıldırım yok edici bir güçtü, fakat o da yaratılmış bir güçlü. Söylentilere göre ilk yaşam oluştuğunda yıldırım okyanusa düşmüştü.



Yi Yun gözlerini kapatıp cennet ve yeryüzünün gücünü tecrübe etmeye başladı.

 


Boom! Boom! Boom!

 

Yıldırımlar ardı ardına düşüyordu.



Devasa Dokuz Yeni Doğan bile Cennet’in korkunç gücünün altında bir karınca kadar küçüktü.



Ancak hala başlarıyla yukarı bakıyordu. Hatta gücü karşılamak için öfkeyle kükredi!



Vücudu peş peşe yıldırımları yiyordu. Dokuz başı çoktan kanla kaplanmış ve vücudunun her tarafında yanık izleri belirmişti.



Metruk Irkı yetişim yaparken Semavi Felaket’i tecrübe ediyordu. Savaşçılar da dövüş sanatları öğrenirken Semavi Dao’ya karşı çıkıyordu.



Yi Yun Dokuz Yeni Doğan Cennet’e öfkeyle kükrerken önünde durdu.

 


Bam!



Büyük bir patlama sesi etrafta yankılandı!



Yıldırım parçalara ayrılmış ve küçük elektrik akımlarına dönüşmüştü!



Yi Yun sabresini çekmedi veya karşı koymadı. Kendini tamamen yıldırımların gücüne bıraktı!



Ka-cha!

 

Yi Yun’un ayaklarının altındaki kaya patladı ve bedeni denize gömüldü, fakat su hemen buharlaşıyordu.



Yi Yun’un tüm kıyafetleri küle dönmüştü. Saçı dağılmış, vücudu uyuşmuştu. Her tarafından kan akıyordu.



Ancak, arkasındaki Dokuz Yeni Doğan daha da beter bir durumdaydı. Semavi Felaket’in nedeni oydu, bu yüzden çoğu Felaket Yıldırımı onun başına düşmüştü. Her bir yanı yanmış, derisi kalkmış ve kemikleri gözüküyordu…



Yıldırım on beş dakikada toplam dokuz kez düştükten sonra yavaşça dağılmıştı.



Gökyüzü bir kez daha açılınca Yi Yun derin bir nefes aldı. Felaket Yıldırımı gerçekten de sıra dışıydı, Dokuz Yeni Doğan’ın Tian Yuan Dünyası’nda olgunlaşamamasından şüphe edilmemeliydi.



Onun büyüttüğü Dokuz Yeni Doğan bile ona verdiği tüm hazinelere rağmen Felaket Yıldırımı tarafında ağır yaralanmıştı.



Ve bu sadece birinci Semavi Felaketti. Dokuz Felaket Yıldırımı düşmüş olsa da hepsi aynı güçteydi. Eğer gelecekteki Semavi Felaket her seferinde güçlenirse o zaman boku yerlerdi.



Felaket acı dolu geçmesine rağmen yıldırım beraberinde büyük kazançlar getirmişti. Dokuz Yeni Doğan’ın ilk evrimini tamamlamasının yanı sıra güçlenmesine izin vermiş, Yi Yun da Felaket Yıldırımıyla vücudunu güçlendirmişti. Kendi içine bakınca, çoktan mükemmelleşmiş Saf Yang Bedeninin hafiften değiştiğini fark etti!













Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr