True Martial World - Bölüm 641: Durumdan Faydalanmak

---

 

Bölüm 641: Durumdan Faydalanmak

 

Yi Yun'un Gongsun Hong'u herkesin önünde öldürmesi tüm Reenkarnasyoncuların yüzüne bir şaplak gibi oturmuştu.

 

Reenkarnasyoncu olarak akranlarının arasında yenilmezlerdi, fakat bugün Gongsun Hong’u birçok kişinin gözünün önünde korumayı başaramamışlardı.

 

“Kim bu?”

 

Metruk Irkı elitlerinin hepsi şaşkına dönmüştü. Bu kişinin kim olduğunu bilmiyorlardı. Aniden belirmiş ve yıkıma sebep olarak onları kurtarmıştı.

 

Metruk Irkının üyeleri insanlara benziyordu, fakat belli bir âleme kadar yetişim yaptıklarında hangi ırka ait olduklarını söylemek mümkün olabiliyordu. Mesela, Chu Eyalet Şehri'ndeyken Shen Tu Nantian, Jiang Xiaorou'nun Metruk Irkından biri olduğunu anlayabilmişti.

Metruk Irkı elitleri Jiang Yidao'nun insan olduğuna emindi, fakat bir insan neden onlara yardım etmişti ki?

 

İnsan savaşçıları ise hala Yi Yun'un gücü hakkında konuşuyorlardı. Reenkarnasyoncu olmadığı halde bu kadar güçlü olmasına inanamıyorlardı.

 

Bazıları gizlice Yi Yun'u Fengming, Qiongqi ve diğerleriyle karşılaştırıyordu. Hatta Yi Yun'un biraz daha güçlü gözüktüğüne inanıyorlardı.

 

Semavi Kan Birliği üyelerinin tepkisi Qiongqi, Fengming ve diğerlerinin gözünden kaçmamıştı. Bu hepsine kaşlarını çattırmıştı.

 

“Bu çocuk biraz fazla oluyor.” Qiongqi gözlerini kısıp konuştu.

 

Yaralarının çoğu iyileşmişti. Yanın duran Fengming ve Sheji pek iyi hissetmiyordu. Yi Yun'un ardı ardına gelen iki saldırısı şok edici olabilirdi, fakat bunu el çabukluğuyla yapmıştı.

 

Yi Yun'un ilk oku cidden güçlüydü. Yirmi Semavi Kan Birliği savaşçısını dağıtıp birçoğunu ağır yaralamıştı, fakat bu başarılması çok zor bir şey değildi.

 

Bu yirmi Semavi Kan Birliği üyesinin yaşları farklı olduğundan ortak bir yetişim seviyesi yoktu. Üstelik asıl hedefleri Jiang Xiaorou'ydu ve ona saldırırken Yi Yun'un okuna karşı koymakta zorlanmışlardı. Sheji veya Fengming'in beraber çalışarak bu yirmi kişiyi alt etmesi zor olmazdı.

 

İkinci saldırıdaysa, Yi Yun Zhulong'un koruması altındaki Gongsun Hong'u bir numarayla öldürmüştü. Ok ışınının arkasına sabre ışını saklamıştı. Bu da, Zhulong'un fark ettiğinde durdurmaya zamanının olmamasıyla sonuçlanmıştı.

 

İnsan savaşçıların Yi Yun tarafından şaşkına döndüğünü görünce Fengming, Sheji ve diğerleri nasıl iyi hissedebilirdi ki?

 

Gerçek güç, ancak bir dövüşle kanıtlanabilirdi. Zayıflarla dövüşmek veya el çabukluğuyla durumdan faydalanmak hiç de etkileyici bir şey değildi.

 

“Bırak ben deneyeyim! Çocuğun etkileyiciliğini azaltacağım.” Daha fazla dayanamayan ilk kişi Fengming'di. Kondisyonu üç Reenkarnasyoncunun arasında en iyisiydi.

 

“Genç Efendi Fengming, dikkatli ol. Yakın dövüşe girme, tehlikeli olabilir.”

 

Dört büyük genç efendiden olmayan bir Reenkarnasyoncu fazla düşünmeden hatırlattı. Yi Yun'un gücü hala bir bilinmeyen olduğundan iyi niyetli davranmıştı. Fengming'e kıyasla Yi Yun hala daha güçlü gözüküyordu.

 

Ancak bu sözler Fengming'in kulağına geldiğinde bir balyoz gibi oturmuştu.

 

“Onu iyi biliyorum. Hatırlatmana gerek yoktu!”

Fengimng Yi Yun'la kafa kafaya çarpışmayı planlamıyordu. Yi Yun'un gücünü uzaktan test etmek istemişti, fakat bu ondan düşük bir konumda olan birinin açıklamasını gerektirecek bir şey değildi.

 

Reenkarnasyoncu olarak nasıl Jiang Yidao gibi bir gençten daha zayıf olabilirdi? İkna olmamıştı.

 

“Pa!”

 

Fengming net bir sesle yelpazesini açtı ve Yuan Qi'si yükselirken çiçek yaprakları etrafında döndü.

 

Fakat o sırada yanından donuk bir ses geldi: “Olduğun yerde kal. Sen onun rakibi değilsin.”

 

Bu ses, hiç nazik bir hava taşımıyordu, fakat Fengming karşı çıkmadı. Bunun nedeni konuşan kişinin Zhulong olmasıydı.

 

Fengming Zhulong'a baktı ve aşağılanmış hissetti. Onu uyarırlarsa diğer sıradan Reenkarnasyoncuları azarlayabilirdi, fakat bunu yapan kişi Zhulong ise hiçbir şey diyemezdi.

 

“Ben... Sadece gücünü test edecektim.” Fengming açıklamaya çalıştı, fakat Zhulong'un soğuk ifadesini görünce daha fazla konuşmaya cüret edemedi.

 

“Hiçbir şeyi test edemeyeceksin.” Zhulong Fengming'e hiç yüz vermedi. “Jiang Yidao'yla şahsen ilgileneceğim. O adamın duruşu aşırı heybetli ve diğerlerini hiç umursamıyor. Kendinin yenilmez olduğunu ve Semavi Kan Birliği'mizdeki hiç kimsenin onu yenemeyeceğini düşünüyor.”

 

Fengimng, Zhulong'un şahsen dövüşeceğini duyduğunda tüm öfkelenme isteğini kaybetti. Tatmin olmamış olsa da Zhulong'un kararına güvenmek zorundaydı.

 

“Sen, Sheji ve Qiongqi, diğer Reenkarnasyoncularla beraber Jiang Yidao'nun dikkatini dağıtmak için Jiang Xiaorou'yu ve Metruk Irkının şeytanlarını öldürmeye gideceksin.” Zhulong'un içgüdüleri ona, Jiang Xiaorou'nun Jiang Yidao için çok önemli biri olduğunu söylüyordu.

 

Jiang Yidao'nun az önce Gongsun Hong'u tek tek bir sabre saldırısıyla öldürüşü aralarındaki kin yüzünden olmayabilirdi. Büyük ihtimalle Jiang Xiaorou'nun yaralı oluşunu fırsat bilip durumdan faydalanması yüzünden öldürmüştü. Üstelik Jiang Xiaorou onu aşağılamış ve başına büyük bir felaket açmıştı.

 

Jiang Yidao ve Jiang Xiaorou aynı soyadı paylaşıyordu, bu da Zhulong'u ikisinin arasında bir ilişki olduğunu düşünmeye itiyordu.

 

“Metruk Irkının üyelerini mi öldüreceğiz? Bana uyar!” Fengming'in gözleri parladı.

 

Metruk Irkının üyelerini öldürmek tavukları katletmek kadar kolaydı.

 

Metruk Irkından uzun zamandır nefret ediyordu.

 

Zhulong ve Yi Yun bakıştı. İkisi de herkesin odak noktası olmuştu.

 

Zhulong dövüşecek miydi?

 

Hiç kimse Zhulong'un şahsen Yi Yun'la ilgilenmesini beklememişti.

 

Zhulong az önce çıkardığı garip siyah eldiveni giymişti. Eldivenin bakışlarını yutuşu birçok kişinin korkmasına ve daha fazla bakmamasına neden olmuştu.

 

Zhulong Yi Yun'a doğru yürümeye başladı.

 

Zhulong etrafa siyah ateşler yayıyordu ve ateşlerden siyah iplikler çıkıyordu. Bu ipliklerin sayısı giderek arttı ve sonunda gökyüzünde bir ışık ağı oluşturup Yi Yun ve Zhulong'un olduğu birkaç kilometrelik alanı kısıtladı.

 

Mühürlü bölge?

 

İnsanlar şok olmuştu, çünkü siyah ipliklerle mühürlenen bölgenin içerideki her şeyi izole ettiğini hissettiler. Sanki orası farklı bir uzay zaman boyutuydu ve Yi Yun'la Zhulong illüzyondu.

 

O sırada, Zhulong'un öldürme niyeti Yi Yun'a kitlenmişti.

 

“Rooaaaarr!”

 

Zhulong'un yanında üç başlı cehennem tazısı belirdi. Kürkü parlıyor ve kırmızı gözleriyle Yi Yun'a bakıyordu.

 

Yi Yun, Zhulong'un öldürme niyeti ona kitlendiğinde sanki ilkel bir yaratık ona bakıyormuş gibi hissetti. Gücü arttığından beri ilk defa böylesi bir rakiple karşılaşıyordu.

 

Büyük İmparatoriçe Mistik Bölgesinden sonra Yi Yun hiç şiddetli bir savaşa girmemişti.

 

Yüz ifadesi ciddileşti ve içi savaşçı ruhuyla doldu. O da bu fırsatı kullanıp kendini test etmek ve şu anda ne kadar gücü olduğunu bilmek istiyordu.

 

Ve o sırada gözleri soğuk bir ışıkla parladı. Sheji, Fengming ve Qiongqi'nin yavaşça üç farklı yönden Jiang Xiaorou'ya yaklaştığını gördü.

 

Jiang Xiaorou'nun yüzü soluktu ve kan özünü yakarak Kutsal Ruh'un gücünü iki kez kullandığından büyük ölçüde zayıflamıştı. Eğer üç uzman aynı anda saldırırsa işi biterdi.

 

“Halefi koruyun!”

 

“Orospu çocukları!”

 

Metruk Irkının elitleri öfkeliydi. Bu insanlar Yi Yun'un dikkatinin dağılmasını fırsat bilip Jiang Xiaorou'ya saldırıyordu.

 

“Da Yan formasyonu olmadan bir grup itten başka bir şey değilsiniz. Ciddi ciddi bizi engelleyebileceğinizi mi sanıyorsunuz?” Sheji azarlar gibi konuşurken Metruk Irkının elitleriyle dalga geçmeden edemedi.

 

“Bir grup it işte. Ben şimdi onları ezerim!”

 

Qiongqi zincirli kancasını savurdu. Kanca kana bulanmıştı ve silahın işkence aleti gibi gözükmesine neden oluyordu.

 

O anda insan elitleri kendilerine geldi. Yi Yun ve Zhulong'un savaşını görmezden geldiler. Onlara göre Yi Yun güçlüydü, fakat Zhulong daha da güçlüydü. Birkaç kez reenkarne olmuş ve birkaç kez Büyük İmparator olmuş biri mantığın alamayacağı biriydi.

 

Şu anda onları en çok ilgilendiren şey Jiang Xiaorou'ydu.

 

Eğer Jiang Xiaorou'yu öldürürlerse onları bekleyen büyük bir ödül vardı.

 

“Kardeşlerim, biz de saldıralım. Metruk Irkı şeytanlarını öldürmek için zaman kaybetmemeliyiz!”

 

“Doğru, Metruk Irkının şeytanları ödül demek! Lord Zhulong hain Jiang Yidao'yu öldürdüğünde biz de geri kalan Metruk Irkı şeytanları ortadan kaldırmak için sıkı çalışabiliriz!”

 

Birçok insan savaşçısı sinsice Jiang Xiaorou'ya güldü. Karşı koyacak gücü olmayan böylesi göz alıcı bir güzel onlar tarafından afiyetle yenecekti.

 

Düşmanın yaklaştığını görünce Metruk Irkı elitleri Jiang Xiaorou'yu çevreledi ve ölümüne savaşmaya hazırlandı.

 

Bırak oradaki Reenkarnasyoncuları, yüz insan savaşçıya karşı koyamazlardı. Dövüşü kazanma şansları sıfıra yaklaşıyordu.

 

Sırf dövüşürken ölseler yine iyiydi, fakat Kutsal Ruh tarafından kabul edilmiş Metruk Kraliçe'leri arkalarındaydı. Eğer o burada ölürse Metruk Irkının savaşçılarının içi öfke ve kinle dolardı.

 

Metruk Irkından on yedi yaşında gibi gözüken bir kız Da Yan formasyonunun çekirdeğine geçmişti.

 

Da Yan formasyonunu yönetebilen iki kişiyi kaybedince Metruk Irkının dövüş gücü bayağı azalmıştı.

 

Çekirdeği yöneten kız ise Da Yan formasyonunu yönetecek yeteneğe sahip değildi. Yapabileceği tek şey kan özünü yakıp umutsuzca savaşmaktı.

 

Tam Metruk Irkının genç üyeleri Semavi Kan Birliği üyeleri yaklaştığında kendilerini feda edecekken hafif bir rüzgâr esti. Yüzü peçeyle kapanmış beyaz elbiseli bir kadın Metruk Irkı ve İnsan Irkının arasına indi.

 

Elinde bir kılıç vardı ve kılıcın ucu yere dönüktü. Ayakları yere değdi, fakat yerdeki toz üstünü kirletmemişti.

 

Beyaz elbiseli kadın Ruh Mezarı'na gelen Lin Xintong'dan başkası değildi.

 

Tanrı'ya Yükseliş Kulesi'ndeki yoğun yetişimin ve Kutsal Yaban'daki aydınlanmanın ardından Lin Xintong tüm gücünü kullanacak zamanı hiç bulamamıştı.

 

“Rakibiniz benim.”

 

Lin Xintong elinde sadece kılıcıyla yüz insan eliti ve altı Reenkarnasyoncuyla yüzleşti. Ancak, sesi net ve acelesizdi, sanki önünde olan şeyler onu ilgilendirmiyormuş gibiydi.

 

“Bu kim?”

 

İnsan elitleri sadece Yi Yun'a odaklanmıştı ve onun arkasında duran Lin Xintong'a pek dikkat etmemişlerdi.

 

“Deliği geniş orospu, ölümüne mi susadın!” Qiongqi sapıkça konuştu.

 

Yi Yun'la dövüşmeyi planlıyorlardı, fakat Zhulong araya girmişti. Bu da içlerinin öfkeyle dolmasına neden olmuştu.

 

Yi Yun'la dövüşmelerinin izin verilmemesini anlayabiliyorlardı, fakat şimdi bazı ezikleri öldürecekken beyaz elbiseli bir orospu onları durdurmuştu.

 

Orospunun ses tonundansa onları kendinden küçük gördüğü belli oluyordu. Bu dayanılmazdı!