True Martial World - Bölüm 646: Meşale Ejderi vs Altın Karga

---

 

Bölüm 646: Meşale Ejderi vs Altın Karga

 

“Boyutsal hapishanemden mi kurtuldun?” Zhulong gökyüzünde süzülürken Yi Yun'a baktı. Yi Yun'un ikinci yumruğundan kaçınması onu rahatsız etmemişti.

 

“Çok hızlısın. Ne yazık ki, benim bölgemde hızın bir anlamı yok. Eğer beni yenmek istiyorsan bölgemin basıncına dayanıp benimle kafa kafaya çarpışman gerekir. Yoksa beni yenmen imkânsız.”

 

Zhulong konuşurken etraftaki uzay sayısız yıldırımla doldu. Zhulong ve Yi Yun önceden daha büyük bir mühürlü bölgede savaşıyordu, fakat artık mühür giderek küçülmeye başlamıştı.

 

Mührün boyut olarak küçülmesiyle gücü daha da büyümüştü. Yi Yun etraftaki uzayın çekiş gücünün yavaşça arttığını hissedebiliyordu.

 

Uzayın kendisinin bir kütlesi var gibiydi. Ağır uzay etrafa yayılıyor, bu da geçtiği uzaydaki ışınların bükülmesine neden oluyordu.

 

“Oh? Bu...”

 

Yi Yun şaşırmıştı. Algısını dışarı yaydı fakat etrafında hiçbir şey yoktu.

 

“Şaşırdın mı?” Zhulong kollarını açtı ve kendini ağır uzayın içine bıraktı. Sanki bu uzayın lorduymuş ve her şey onun kontrolündeymiş gibi gözüküyordu.

 

“Mutlak boşluğun maddeden yoksun olması zorunlu değildir. Uzayın kendisi bir enerji biçimidir. Yaşamı yaratıp yönetebilir, ayrıca yönetirken yok edebilir. Aşırı yoğunlaştığında biçimi bozulur. Tıpkı yer çekimi gibi hiçbir şeyin kaçmasına izin vermeden her şeyi kısıtlar. Bu sadece uzamsal boyut yasalarının küçücük bir özelliği...”

 

Uzamsal boyut yasaları Tian Yuan Dünyası'nın savaşçıları için çok gizemliydi.

 

Uzayı tanımlayan yazılı bir metinle karşılaşmak çok zordu. Fakat bugün, Zhulong'un söylediklerini duyunca Semavi Kan Birliği üyelerinin kalpleri hop etmişti.

 

Böylesi gizemli bir güç kanlarını kaynatıyordu.

 

Zhulong'un gücü zaten yeterince korkunçtu. Tian Yuan Dünyası'nda hazine gibi görülen bir silahı büküp kıracak fiziksel güce sahipti ve uzamsal boyut yasalarında da tecrübeli biriydi. O yenilmezliğin tanımıydı.

 

Bırak Tian Yuan Dünyası'nın savaşçılarını, Yi Yun bile bu uzamsal bölge hareketini çok gizemli bulmuştu.

 

Önünde hala uzun bir yol vardı, onunla benzer güçte olan uzmanlara karşı dövüşmek büyümesinde yardımcı oluyordu.

 

“Uzayın mühürlenmesiyle, bakalım bu sefer nereye kaçacaksın?” Zhulong'un enerjisi yanmaya başladı. Vücudunun yüzeyindeki enerji gri alevlere gömüldü. Alevlerin Zhulong'un arkasında toplanmasıyla ortaya yavaşça siyah bir Ejderha çıktı.

 

Siyah Ejderha derin bir sesle hırlarken dişlerini gösterdi ve pençelerini uzattı.

 

Bu Siyah Ejderhanın pulları, pençeleri ve sakalı o kadar canlı gözüküyordu ki, sanki gerçek bir Siyah Ejderha gibiydi.

 

O şey bir Meşale Ejderi'ydi, ayrıca Zhulong'un Görünüş Totemi'ydi.

 

Görünüş Totemi'ni oluşturan Zhulong'un gücü birkaç kat artmıştı!

 

“Cennet Yakan Ejderha Cehennemi!”

 

Zhulong yumruğunu savurdu, Meşale Ejderi'nin hayali görüntüsü kendini yumruğun içine işlemişti. Tıpkı kara bulutların bir araya gelmesi gibi grimsi siyah cehennem etrafı kaplarken Cenneti ve Yeryüzünü yakıyordu!

 

Yi Yun tüm dikkatini yumruğu karşılamaya vermişti. Etrafındaki uzayın daha da bükülüp ağırlaşması Zhulong'un saldırısından kaçınmasını imkânsız kılıyordu.

 

Yi Yun kükredi ve arkasındaki Dokuz Yeni Doğan Görünüş Totemi bedenine girip gücünü bir anda arttırdı!

 

Sabre gerçeği, Sabreyle Bir!

 

Fiyuuv!

 

Sabre güç kullanarak bükülmüş uzayı açtı ve aynı zamanda on metre genişliğindeki altın bir şelalenin yere düşüşü gibi Zhulong'un yumruğuna sabre ışını gönderdi.

 

“Ka-cha!”

 

Çarpışmanın gerçekleşmesiyle iki korkunç şok dalgası birleşip şiddetli bir patlama oluşturdu. Bu patlama bükülmüş uzayın içinde yoğunlaşmıştı ve her geçen saniye gücü büyüyordu.

 

Tıpkı havanın zorla bir balonun içine sıkıştırılması gibi sınırına ulaşınca patladı!

 

“Boom!”

 

Küresel bir şok dalgasının etrafa yayılmasıyla bükülmüş uzayın çoğu dağıldı. Yi Yun, muazzam bir gücün ona vurmasıyla sanki bir dağ tarafından eziliyormuş gibi hissetti. Geriye doğru uçtu ve organlarında keskin bir acı hissetti.

 

“Ding!”

 

Tiz bir sesle beraber Yi Yun'un elindeki sabrenin ortasında bir dizi buz gibi desen oluşmaya başladı ve ardından parçalara ayrıldı!

 

Saldırının güçlü etkisinden sonra Yi Yun daha fazla sabre niyetiyle Antik Kum Sabresi'ni destekleyemez olmuştu. Bu nedenle sabre yaşamının sonuna ulaşmıştı.

 

“Önce sabreni yok edeceğim, sonra hayatına son vereceğim!”

 

Patlamanın içinde Zhulong gülerek kükredi. Arkasındaki Meşale Ejderi'nin hayali görüntüsü kükreyerek Yi Yun'a saldırdı.

 

Meşale Ejderi sadece nefes alarak mevsimsel rüzgârlar yaratabilen efsanevi bir kutsal hayvandı. Zhulong'un oluşturduğu Meşale Ejderi'nin Görünüş Totemi ise kutsal hayvanın simgesinin yoğunlaşması sonucu oluşmamıştı. Ancak, Görünüş Totemi yine de kutsal bir hayvanın güçlü duruşuna sahipti.

 

Yi Yun şok dalgası yüzünden havada uçarken Meşale Ejderi'nin Görünüş Totemi onun peşinden gidiyordu.

 

Ne yazık ki Yi Yun'un az önceki saldırısı Yuan Qi'sini bayağı tüketmişti. Üstelik Antik Kum Sabresi parçalanmıştı.

 

Ka Ka Ka!

 

Yi Yun'un arkasındaki uzay yoğunlaşmaya ve geri çekiliş yolunu mühürlemeye başladı. Bu ona Zhulong'un Görünüş Totemi'yle doğrudan yüzleşmekten başka çare bırakmamıştı.

 

“Geber!”

 

Zhulong'un öldürme niyeti kabarıyordu ve saldırısı Yi Yun'un hiç de kaçınabileceği bir saldırı değildi.

 

Meşale Ejderi ağzını açabildiği kadar açıp Yi Yun'u yutmak isteyince Yi Yun parçalanan Antik Kum Sabresi'ni terk etmeye karar verdi. Kollarını sıvayıp saldırıyı göğsüyle karşıladı.

 

Bu duruş şüphesiz ki intihardı.

 

“Oh? Kaderini kabullenmeye mi karar verdin?”

 

Tam bu düşünceler herkesin aklında yankılanırken bir anda Yi Yun'un bedeninden keskin bir çığlık sesi duydular.

 

Kırmızımsı altın rengi bir ateş kuşu Yi Yun'un göğsünden çıkıp doğrudan Meşale Ejderi'nin totemine doğru ilerledi.

 

Ateş kuşunun kanatları on metreden daha genişti. Alevli tüylerle kaplıydı ve üç bacağı vardı. Bu Üç Bacaklı Altın Karga'ydı!

 

Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği’ni öğrendikten sonra Yi Yun'un saf Yang yasaları büyük ölçüde gelişmişti. Bu da Altın Karga Görünüş Totemi'nin kendini yeniden biçimlendirmesine olanak sağlamıştı. Gücü geçmiştekinden tamamen farklıydı.

 

Meşale Ejderi ve Altın Karga…

 

İki güçlü Görünüş Totemi havada dans ediyor ve hiç abartılı hareket olmadan çarpışıyorlardı.

 

Boom!

 

Çarpışmanın etkileri önceden sınırını aşıp patlayan Yuan Qi patlamasının etkisini bile aşmıştı!

 

Karşı darbeler nedeniyle Zhulong'un kurduğu mühür şiddetli bir şekilde titredi. Hatta mührün bir kısmını keskin kılıçlar gibi delen korkunç patlama dalgaları vardı!

 

Sayıları ondan fazlaydı ve bu patlamalar yüksek basınca maruz kaldığından hayal edilemeyecek bir güç barındırıyordu!

 

“Dikkat et!” Birisi bağırdı.

 

Ancak çok geçti, çünkü patlama dalgaları çok hızlıydı. Patlamayı gördükleri anda çoktan ufuğa doğru ilerlemeye başlamıştı.

 

Şanssız bir insan savaşçısı patlama dalgasından darbe aldı.

 

Puah!

 

Adamın bedeni anında parçalara ayrıldı. Yere kan bile akmamıştı, çünkü tüm kanı bir saniyenin binde biri kadar bir sürede buharlaşmıştı.

 

Patlama dalgası insan savaşçısını parçaladıktan sonra bile hiç hızını kaybetmedi. Geçtiği dağlarda boş bir delik ve altında geniş bir uçurum bırakıyordu. Önlenemez bir ivmesi vardı!

 

Bu patlama dalgaları mührün içinde hapsolmuş Zhulong ve Yi Yun'un birleşik darbesinin bir ürünü olan enerjiydi. Bu yüzden nasıl olurda sıradan bir elit buna karşı koyabilirdi ki?

 

Bunu görünce herkes dehşete düştü ve yüzleri bembeyaz oldu.

 

Hayatta kalmalarının tek sebebi güçlü olmaları değil, şanslı olmalarıydı. Ne de olsa, sadece bir düzine kadar patlama dalgası vardı. Uzakta duruyorlardı ve hiçbir dalganın yörüngesinde değillerdi. Patlama dalgalarından ne kaçınabilir ne de onlara karşı koyabilirlerdi. Başlarına gelecek tek şey parçalara ayrılmak olurdu!

 

Böylesi korkunç bir enerji mühürlü bölgenin içinden gelmişti. Bu yüzden şüphesiz ki mührün içi patlama olduğu anda tanrıların bile ölebileceği bir cehennem gibiydi.

 

Eğer mührün içinde olsalardı kesinlikle küle dönerlerdi!

 

Peki ya Zhulong'la Jiang Yidao'ya ne olmuştu?

 

“Dövüş nasıl gidiyor?”

 

“Jiang Yidao öldü mü?”

 

İnsanlar daha kendilerine gelmemiş olsa da, bir düzine kadar delikle dolu olan mühürlü bölgeye bakıyordu. O anda mührün içindeki enerji hala kaotikti ve içeride olanları net bir şekilde görmelerini engelliyordu.

 

Anca enerjinin birazı dağıldıktan sonra zar zor Zhulong'u görebilmişlerdi.

 

Zhulong hala havada süzülüyordu, fakat saçları hafiften dağılmıştı.

 

O anda, sanki derin düşüncelere dalmış gibi uzayın içindeki saf Yang alevlerinin korlarına bakıyordu.

 

Aniden gülmeye başladı: “Altın Karga Görünüş Totemi… Sanırım bunu bir yerde duymuştum...”