Bölüm 100: Gizemli Duygu

avatar
9599 29

True Martial World - Bölüm 100: Gizemli Duygu


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

 

Yi Yun beyaz yeşim sahnenin ortasında durdu. Herkesin gözü Yi Yun’un üzerindeydi ve onun performansını bekliyorlardı.


Yi Yun biraz duygulandı. Başını hafifçe kaldırıp gökyüzündeki hava aracına baktı. Şüphesi Lin Xintong ve Su Jie onun içinde oturup yarı finalleri izliyordu.


Yi Yun sahneye çıktığında gelmişlerdi. Yi Yun elbette gelmelerinin sebebinin onu izlemek olduğunu biliyordu.


Tao Yunxiao ise bunun bir tesadüf olduğunu düşündü.


Ve biraz üzüldü. Yirmi dakika önce gelseydi benim parlayışımı görebilirdi.


Bir güzelin önünde becerilerini sergileyebilmek Tao Yunxiao’yu mutlu ederdi. Ama ne yazık ki, Lin Xintong bu fırsatı kaçırmıştı.


Yi Yun hava gemisini görünce, Lin Xintong’un pencereden kendisine bakarken görebiliyormuş gibi hissetti.


Gülümsemeden duramadı. Dün gece Lin Xintong’la yaptığı antrenmanı tekrar hatırladı ve bir kez daha o anlayışı kavramaya başladı.


Bir süre uyuduktan sonra gördüğü görüler, hissettiği sezgiler, gayet anlaşılırken bir an içinde geçip gidiyor ve bir sonraki anda anısı da soluyordu. Yi Yun bu anlayışları birleştirip birleştiremeyeceğini görmek istedi.


Derin bir nefes aldı ve etraftaki yer ve gök Yuan Qi’sini hissetti.


Üzerinde durduğu ve etrafındaki dört sütunda dört metruk kemik kalıntısının parladığı beyaz yeşim sahne olağanüstüydü.


Metruk kemik kalıntılarının dizilimiyle yoğunlaştırılmış sahnedeki Yer ve Gök Yuan Qi’si, yarışmanın yapıldığı yere göre yüz kat daha yoğundu.


Gerçekten de bir yetişim hazinesiydi! Yi Yun’un da böyle bir hazinede gözü vardı. Elbette onu eline geçirse bile gerekli metruk kemik kalıntılarını bulamazdı.


“Phew--” Yi Yun birbiri ardına derin nefesler aldı ve vücudundaki otuz altı bin gözeneğin açıldığını hissetti. Açgözlülükle beyaz yeşim sahnedeki enerjiyi emdi. Çalışmayı geç, sadece sahnede dikilmek bile herhangi birinin yetişimini yükseltirdi.


Kalbindeki Mor Kristal yavaş yavaş çalışmaya başladı, içinde küçük bir girdap meydana geldi ve çevredeki yer ve gök Yuan Qi’si bu girdaba çekilip hızla Mor Kristal’e girdi.


Saf enerji, Yi Yun’un bedeninin her bir santimini arındırdı. İnanılmaz bir histi bu!


Sarhoş olmuş gibiydi. Binlerce yıllık kaliteli şaraplardan oluşmuş bir göle düşen alkolik gibiydi, özgürce içebilen bir kral gibiydi.


“Bu çocuk neden hareket etmiyor?”


“Ne kadar iyi olduğunu görmek istiyordum ama daha hiç hareket etmedi. Bizi aptal yerine koymaya mı çalışıyor?” İnsanların dilleri torba değildi. Ve Yi Yun sahneye çıktığından beri üç dakikadır hareketsiz duruyordu.


Tao Yunxiao kollarını göğsünde bağladı ve yüzünde bir gülümseme belirdi. Yi Yun’un yarı finallerde kendine bir tehdit oluşturmayacağını düşünürken yüzünde gururlu bir ifade vardı.


Dişi kılıcı ortaya çıkarmışken kim ona meydan okuyabilirdi ki?


Sonunda Yi Yun kollarını kaldırdı. Bu, basit bir duruştu ve etraftaki yer ve gök Yuan Qi’sinde bir dalgalanma olmamıştı. Çünkü yer ve gök Yuan Qi’si Yi Yun’un bedenine her yaklaştığında Mor Kristal tarafından özümseniyordu.


Bedeninin içine hiç durmadan enerji pompalanırken Yi Yun yumruk atmaya başladı!


Hareketi keskin değildi, tam aksine insanlara bir gevşeklik hissi veriyordu. Her duruşu, her hareketi çok yavaştı ama birbirleriyle uyumluydu ve hatasızdı da!


Bu yumruk tekniği, hiçbir insana şaşırtıcı görünmezdi. Sıradan bir insanın kolayca öğrenebileceği ve taklit edebileceği basit hareketlerdi sadece.


Zaman geçtikçe izleyicilerin çoğu sabrını kaybetti. Bu ne lan? Nasıl bir yumruk tekniği bu? Biz bile yapabiliriz bunu.


“Çabuk ol da etkileyici bir şeyler yap, sıkıntıdan patlıyoruz!”


“Elemeleri geçebilir mi gerçekten de?”


Seyirciler fısıldaşmaya başladı. Onlara göre gerçek yumruk teknikleri, ağaçları kırıp kayaları parçalayabilenlerdi. Birçok savaşçı bile böyle düşünüyordu.


Yi Yun, Tao Yunxiao’nun dengi olmayabilirdi ama hiç değilse ön elemelerin birincisi olarak siyah demirtaş parçalamalıydı!


Uzmanlar bu tekniğe bakarken sıradan insanların anlayamayacağı bir heyecan içindeydiler.


Zhang Tan, Yi Yun’un her hareketini gözlerini kırpmadan izliyordu. Başta pek dikkat etmemişti ama yavaşça ifadesi değişti, yüzünde afallamış bir bakış belirdi.


“Oh? Bu çocuğun Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu böylesine bir uyum hissine sahip...Bu tekniği engin yabanda öğrenmiş gibi durmuyor!”


Tai Ah Kutsal Krallığı, insanların azgın canavarlarla savaşabilmesine yardımcı olmak için Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu halka açmıştı ve uzun zaman geçtiğinden bu teknik insanlar arasında yayılmıştı. Bu tekniğe ulaşmış olan insanların yetenekleriyse iyi ve kötünün karışımıydı.


Sonraki savaşçı nesilleri tekniğe sık sık kendi anlayışlarını katmış, tekniğin bir çok versiyonunun oluşmasına sebep olmuştu.


Yetiştirme teknikleri yaygınlaşmaya başladıkça bazı sorunlar da ortaya çıkardı. Birçok versiyonunun olması, iyi bir şey değildi. Bazıları, bazı hareketleri basitleştiriyor bazılarıysa hiç kullanmıyordu. Tüm bu değişen standartların bir sonucu olarak, Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nun özü yok olmuştu. Ama öğrenmenin kolaylaşmasının faydalı olduğu da su götürmez bir gerçekti.


Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu öğrenmek, gerçek ve özenli bir akılcı için bu kadar zorken ona asla ulaşamayabilirdi.


Yi Yun bugünlerdeki en doğru Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu sergiliyordu. Lin Xintong’un notlarıyla birlikte bu tekniğin özünü ortaya çıkarabiliyordu.


Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu, Tai Ah Kutsal Krallığı’nın temel yeteneğiydi, bu yüzden orduların da klasik tekniğiydi. Zhang Tan, bir Jin Long Wei binbaşısı olarak bu teknikte tam bir ustaydı, bu yüzden Yi Yun’un yumruk tekniğinin seviyesini hemen anlayabilirdi.


“Bu çocuğun idrak kabiliyeti çok iyi.” Zhang Tan şaşırdı. Algılama kabiliyeti olmadan gerçek bir Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu öğrenseniz bile bu teknikte ustalaşamazdınız, üstelik Yi Yun daha on iki yaşındaydı. Şok ediciydi!


Kalabalığın homurtuları ve Zhang Tan’ın övgüleri Yi Yun için önemli değildi.


Şu anda beyaz yeşim sahnenin üzerinde Kuralsız, Şekilsiz, Eksiksiz, Bensiz durumuna ulaşmıştı. Bu, Yi Yun’un bu kadar yoğun Yer ve Gök Yuan Qi’siyle dolu bir yerde eğitim yaptığı ilk seferdi.


Mor Kristal, burada özgürce Yer ve Gök Yuan Qi’si özümseyebilirdi.


Metruk kemikler epey fazla enerji içerseler de, bitkiler gibiydiler. İçlerindeki enerjinin bir kısmı saf değildi. Bazıları, özümsendiği zaman zehirli hâle gelir ve özümseyen kişiye zarar verirdi. Kişinin temelini zayıflatabilir veya sindirimi engelleyerek kişinin patlayıp ölmesine sebep olabilirdi.


Ama Yer ve Gök Yuan Qi’si öyle değildi. Enerjinin en gerçek, en saf şekliydi.


Elbette yer ve gök Yuan Qi’sinin de bir zayıflığı vardı. Metruk kemik enerjisi kadar yoğun değildi. Yer ve gök Yuan Qi’si özümseyerek seviye atlamak, inanılmaz uzun bir süre gerektirirdi.


Eskilerin dediği gibi: “Et yiyen karşılığını yiğitlikle öder, Qi yiyen ölmez ve bir tanrı olur.”


Ç.N.: Ağlıyordum az daha.


Qi yiyenle, yer ve gök Yuan Qi’sini özümseyebilen kişi kastedilir. Onlar, uzun bir hayat sürer ve bir tanrı kadar güçlenir!


Yi Yun’un bedeni ve zihni Yer ve Gök Yuan Qi’si ile birleştiğinde ruhu da Qi ile bir oldu. Bu geçici durumdayken Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nun yaratıcısına erişebilmiş ve onun mirasının gerçek anlamını kavrayabilmiş gibi hissetti.


Bu gerçek anlam, sadece en doğru Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nun içinde mevcuttu. Şimdiyse yavaş yavaş Yi Yun’un zihnine işleniyordu.


Yi Yun’un her hareketi, her duruşu, kendisi canlıymış gibi duran bu gerçek anlamı barındırıyordu.


Yi Yun’un zihninde çeşitli görüntülere dönüşmüştü.


Vahşi bir kaplanla bir Jin ejderhası arasındaki savaşa!


Kaplan sıçrarken ejderha da uçarak yükseldi, yeryüzü titredi, dağlar sallandı!


Bu, Yi Yun’un dün gece rüyasında gördüğü sahneydi. Tek fark, bu sefer savaşı uyanıkken izlemesiydi. Her detayı görebiliyordu.


Yi Yun, önceki gece ormanda Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’na çalışırken farkına vardığı o anlaşılması zor hissi tekrar düşündü.


O zaman onu kavramakta sorun yaşamıştı.


Ama şimdi yapabilirdi!


Ve nihayetinde bu gizemli duygunun ne olduğunu anladı.


Ç.N.: Yüzler kervanına tmw de dahil oldu. :) Siz takipte kaldıkça beraber nice yüzler göreceğiz. 

 

D.N.: Ve sonunda 100. Bölüm :D Ama durun, Yi Yun ile macera yeni başlıyor :) 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44229 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr