Bölüm 676: Shen Tu Lideri'yle Dövüşmek

avatar
5954 24

True Martial World - Bölüm 676: Shen Tu Lideri'yle Dövüşmek


 

Bölüm 676: Shen Tu Lideri'yle Dövüşmek

 

 

Yi Yun uçunca Lin Xintong da peşinden gitti.

 

 

Yüce Kılıç Dağı'nın uçurumlarının aşağısı sisliydi ve orayı bir ölümsüzün cenneti gibi gösteriyordu. Yi Yun ve Lin Xintong siyah ve beyaz bir figür şeklinde sisten geçti, uzaktan bakınca tıpkı ölümsüz bir çifte benziyorlardı.

 

 

Ufukta kaybolduklarında Shen Tu Lideri'nin yüzü çirkinleşti.

 

 

“Küçük piç yenilmez olduğunu düşünüyor.”

 

 

Shen Tu Lideri dişlerini gıcırdattı. Sürekli reddedilip alay edildikten sonra tamamen zıvanadan çıkmıştı. Tüm yaşamı boyunca güçlü olmanın zevkini çıkardıktan sonra genç bir adamın hakaretlerine maruz kalmıştı. Ayrıca Yi Yun tavrıyla onu tamamen ayakları altına alıyordu.

 

 

Böylesi bir saygısızlık sonrası Yi Yun'un canlı canlı derisini yüzmek istiyordu.

 

 

“Sou!”

 

 

Shen Tu Lideri devasa pagodadan dışarı uçtu ve efsanevi kişiler de onun arkasından çıktı.

 

 

Binlerce metre yükseklikte uçuyorlardı. Uzağa baktıklarında altlarında vadiler, göller ve nehirler gördüler. Bu tam bir resim gibiydi.

 

 

Yi Yun isimsiz bir dağın tepesine indi.

 

 

Dağ yeşilliklerle doluydu, yerdeki garip taşlar hayvanlara benzerken antik çam ağaçları Ejderhalara benziyordu. Dağın zirvesinden aşağı bir şelale akıyordu. Sanki suyun akarken çıkardığı gürültüyle beyaz bir kumaş yüzlerce metre yükseklikten düşüyor gibiydi.

 

 

Yi Yun yeşil dağın üstünde durup Shen Tu Lideri’ni bekledi.

 

 

Otuz saniyeden kısa bir süre içinde Shen Tu Lideri dağın zirvesine ulaştı. Etrafındaki manzaraya bakınca alay eder gibi gülümsedi. “Cidden güzelmiş. Buraya mı defnedilmek istiyorsun?”

 

 

Yi Yun gülerek başını iki yana salladı. “Ben daha gencim, sen hiç merak etme. Sense, yetmiş seksen bin yıl yaşamışsın. Bir ayağın çukurdadır, bu yüzden ebedi ve huzurlu bir dinlenme yeri seçmen daha iyi olur.”

 

 

Yi Yun hakaretlerinde özellikle insanların zayıflıklarını hedef alıyordu. Yaşam süresi, Shen Tu Lideri gibi ihtiyar canavarların en büyük zaafıydı!

 

 

Gerçekten de fazla ömürleri yoktu.

 

 

“Canına susamışsın!”

 

 

Shen Tu Lideri deliye döndü. Enerjisini dışarı vurdu, Kıdemli Heyeti'nin efsanevi kişileri gelmeden Yi Yun'a saldırmayı planlıyordu.

 

 

“Ka ka ka!”

 

 

Shen Tu Lideri’nin ayaklarının altındaki dağın tepesi sarsılmaya başladı. Korkunç bir aura etrafı kapladı. Dağdaki ağaçlar enerjiye maruz kalınca kıvrılmaya ve bükülmeye başladı.

 

 

Büyük ağaçlar büyüyordu. Devasa ağaç kökleri piton gibi yerden dışarı fırlıyordu. Tüm orman bir anlığına çılgına dönmüş gibiydi.

 

 

Shen Tu Lideri'nin odun elementi yasalarında usta olduğu belliydi. Bu yasa, nispeten nadir olanlardandı.

 

 

O sırada Kıdemli Heyeti'nin diğer efsanevi kişileri de geldi. Dövüşün çoktan başladığını fark edince büyük beklentiyle izlemeye başladılar. Hepsi Yi Yun'un gücünü merak ediyordu.

 

 

“Yi Yun...”

 

 

 Yi Yun'un yanındaki Lin Xintong sesini iletti. Yi Yun onun aklından geçeni anlayınca cevap verdi: “Bir köşeye geç ve izle. Sadece şu bunakların bana arkamdan yaklaşmasına izin verme. Shen Tu Lideri'ne tek başıma yeterim.”

 

 

Eğer Yi Yun ve Lin Xintong güçlerini birleştirirse, bu hiç de normal bir birleşim olmazdı.

 

 

“Tamam.”

 

 

Lin Xintong başını salladı. İkisi de “Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği"nde yetişim yapıyordu. Ayrıca, Lin Xintong'un bedeni “Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği"ne Yi Yun'unkinden daha uygun olduğundan gücü Yi Yun'dan aşağı kalmıyordu. Ancak geçen yıllar boyunca Lin Xintong sadece sessizce Yi Yun'u takip etmişti. Nadiren ileri çıkıp bir şey dediği oluyordu. Hayatının merkezindeki her şeyin Yi Yun'la ilgisi vardı. Sadece gerekli olduğunda saldırıya geçiyordu. Bu onun kişiliğiydi. Su gibi sıcak ve yumuşak bir görünüşü vardı, fakat bir şeye karar verdi mi onu sonuna kadar yapardı.

 

 

Dağlar sarsılırken ağaçlar göğe yükseldi. Yüzlerce metre yüksekliğindeki şelale bile hızla büyüyen ağaç dallarıyla kaplanmıştı. Bir anda tüm dağın zirvesi ağaç deniziyle mühürlendi.

 

 

Shen Tu Lideri'nin arkasındaysa Kutsal Ağaç hayali görüntüsü belirdi.

 

 

Yere köklerini salmış bu Kutsal Ağacın cennete ulaşan bir tacı vardı.

 

 

“Tıııng!”

 

 

Shen Tu Lideri yürümeye başladı ve bir anda hiç yoktan elinde uzun bir mızrak belirdi. Ardından Yi Yun'a saldırdı.

 

 

Tıpkı ormanın içine dalan kutsal bir kaplan gibi hızlıydı. Mızrağını saplamasıyla, havayı delerken titreyen bir vızıltı sesi oluştu.

 

 

O sırada Yi Yun devasa ağaçların arasında sıkışmıştı. Ağaçların dalları her tarafı mühürlemiş, Yi Yun'un saldırıdan kaçınmasını engelliyordu.

 

 

Yi Yun elini çevirdi ve elinde Dokuz Güneş Katili Yay belirdi. Enerjiden oluşan Saf Yang kutsal oku ıslık çalarak fırladı.

 

 

“Fiyuuv!”

 

 

Ok arkasında alev denizi yarattı. Saf Yang alevleri yanarken tıpkı dünyaya çarpan bir Güneş gibi gözüküyordu. Dev ağaçların birçoğu yanmaya başlamıştı. Kutsal metal kadar sağlam olan bu ağaçlar Saf Yang cehennemine karşı koyamıyordu.

 

 

“Boom!”

 

 

Shen Tu Lideri'nin mızrağı Yi Yun'un okuyla çarpıştı. Şiddetli çarpışma nedeniyle yer sarsıldı. Sayısız devasa ağaç yerinden söküldü, göğe yükseldi ve Saf Yang alevleri tarafından küle döndü.

 

 

Shen Tu Lideri tedirgin olmuştu. Bir adım geri atmaya zorlanmıştı. Bu çarpışmadan pek zararlı çıkmamış olsa da, o mızrak kullanırken Yi Yun enerji oku kullanmıştı.

 

 

Mızrağın uçan bir ışına karşı büyük avantajı olmalıydı, fakat o yine de hiçbir avantaj sağlayamamıştı.

 

 

O sırada Yi Yun elinde Saf Yang Kırık Kılıçla beraber saldırdı ve kılıcı doğrudan Shen Tu Lideri'nin başına savurdu.

 

 

Kılıç ışını sanki ağaç kökünü parçalıyor ve devasa bir şelale üzerine çöküyormuş gibi gözüküyordu. Kılıç ışınının geçtiği her taraftaki ağaçlar anında yarılıyordu. Yüzlerce metre yükseklikteki şelale bile kılıç ışınları tarafından kesildi ve su iki farklı yöne akmaya başladı!

 

 

Devasa ağaç bölgesi kaba güçle parçalanmıştı!

 

 

Ancak kılıç ışını hiç hızını kaybetmemişti ve çoktan Shen Tu Lideri'nin gözlerinin önüne gelmişti!

 

 

Shen Tu Lideri, sırf Yi Yun'un enerji oklarına karşı koyabilmek için büyük ölçüde çaba sarf etmişti. Kılıç ışınının bölgeyi kırıp ona geldiğini görünce korktu!

 

 

Bu dövüş boyunca rakibini alttan aldığı bir an olmamıştı. Yi Yun'un gücünün sıra dışı olduğunu biliyordu, fakat yetişim seviyesi bakımından aralarında fark vardı. Ayrıca yasalardaki anlayışının Yi Yun'dan daha iyi olduğuna inanıyordu, bu yüzden tek bir saldırıyla onu alaşağı etmek istemişti. Ondan sonra Yi Yun'u, insanın kulağını kapamasına şans vermeyecek bir gök gürültüsü kadar hızlı şekilde yaralayacaktı.

 

 

Yi Yun'u yaraladığı sürece, bu gücünün çok büyük olmadığını kanıtlayacaktı. Yi Yun daha gelişmemişti. Böylece, Yi Yun'a kin güden birkaç Kıdemli Heyeti üyesiyle güçlerini birleştirebilecekti. Öyle olursa Yi Yun'u öldürmek daha da kolaylaşırdı.

 

 

Ancak Yi Yun'un kılıcının ve yayının bu kadar güçlü olmasını beklememişti!

 

 

Şimdi kılıç ışınının ona oluşmak üzere olmasıyla aklı boşalmıştı. Feryat ederek mızrağını saldırıyı defetme umuduyla önüne getirdi.

 

 

“Ka-cha!”

 

 

Savaşın dünyayı tepe taklak etmesiyle korkunç bir patlama yaşandı. Devasa ağaçlarla kaplı dağ zirvesi zorla kesilmişti. Milyonlarca taş havaya uçtu ve parçalanıp toza döndü!

 

 

Şiddetli bir rüzgârın esmesiyle Saf Yang cehennemi etrafa yayılıp gökyüzünü kaplayan gri bir sis oluşturdu!

 

 

Bu güçlü çarpışmayla beraber Shen Tu Lideri geriye doğru uçtu. Tepenin kesilmiş tarafına sertçe yapıştı.

 

 

“Boom!”

 

 

Sanki meteor çarpmışçasına kesilmiş tepe çöktü. Farklı boyuttaki çakıllar dört bir yandan yağmaya başladı!

 

 

Çatırt!

 

 

Yuvarlanan kayalar neredeyse aynı anda patladı. Elinde mızrakla Shen Tu Lideri taş harabelerin arasında duruyordu. Saçı darmadağın olmuştu ve yüzü kana bulanmıştı. Kıyafetleriyse lime lime olmuştu.

 

 

Ağır yaralanmamıştı fakat görünüşü acınası bir haldeydi!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr