Bölüm 126: Bir Güzelin Eşliğiyle

avatar
9916 32

True Martial World - Bölüm 126: Bir Güzelin Eşliğiyle


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

   


Yaşlı adam Su’nun ayrılmasıyla Lin Xintong ve Yi Yun yalnız kaldı.


Lin Xintong beyaz bir elbise giyiyor, ayışığı altında bir peri gibi görünüyordu. Yi Yun ise uçan balık elbisesini giyiyor ve oldukça karizmatik görünüyordu.


Mükemmel görünen bir erkek ve bir kadın engin yabanda ayakta duruyordu.


Lin Xintong sessiz bir insandı ve Yi Yun da genellikle pek konuşkan biri değildi, bu yüzden atmosfer sessizleşti.


“Yaşlı adam Su...uh...yaşlı adam Su gitti. Lin Hanım, önümüzdeki birkaç gün ne yapmayı planlıyorsunuz?” Sessizliği ilk bozan Yi Yun oldu.


Yi Yun’un Su Jie’ye yaşlı adam Su diye hitap etmesini duyan Lin Xintong güldü ve güldüğünde göz alıcı göründü.


“Pek bir şey yok. Ustam uzaklaşmamamı söylediğinden buralarda kalacağım. Bulut Çölü’nün derinliklerinde başa çıkamayacağım bazı kadim metruk hayvanlar var.”


“Anladım…” Yi Yun bir süre bir şey düşündü ve sonunda konuştu: “Yarın Lian kabilesine döneceğim. Lin Hanım, gerçekten yapacak bir şeyiniz yoksa…”


Yi Yun hâlâ Lin Xintong ile her gece eğitim yapmanın ona büyük fayda sağlayacağı konusunu düşünüyordu.


“Olur.” diyerek kısa bir cevap verdi Lin Xintong. Yi Yun, reddedileceğini düşünürken Lin Xintong’un çabucak kabul etmesinden dolayı şaşırdı. Daha söylemeyi düşündüğü sözleri bile bitirmemişti.


“Benimle Lian kabilesine mi geleceksin?” diye sordu Yi Yun onaylamak amacıyla.


“Öyle bir planım var. Hem kontrol etmem gereken bir şey de var.” dedi Lin Xintong.


Tamam! Yi Yun çok memnun oldu. Lin Xintong varken gücünün hızla artacağı açıktı...Daha önce kız kardeşini görmek için Lian kabilesine doğru bir yolculuğa çıkacağını ve bu süre içinde yetişimine ara vermek zorunda kalabileceğini düşünmüştü ama Lin Xintong’un eşlik edeceğini söylemesiyle bu endişelerin tümünden kurtuldu.



Ertesi gün öğlen vakti, beş Jin Long Wei savaşçısı Lian kabilesine götürmek için tahıl, et, sebze ve kıyafetler hazırladı.


Bu insanlar, Yi Yun’un eve dönüşüne eşlik edecekti. Engin yabanda seyahat etmek için Mor Kan’da olmak gerekiyordu, Mor Kan’ın orta evrelerinde veya zirvesinde olmak daha uygun olurdu gerçi.


Yi Yun güçlü olsa da engin yabanda tek başına dolaşması Zhang Tan’ı endişelendiriyordu.


Yi Yun kendi bineğine bindi. Diğer beş Jin Long Wei savaşçısıyla birlikte altı kişiden oluşan ekip epey güçlüydü.


Yi Yun eşyalarını paketlemeyi bitirdiğinde Lian kabilesinin savaşçı hazırlama kampı üyeleri korka korka geldiler ve yan tarafta ayakta beklediler. Dev hayvanlardan altısını birden gördüklerinde inlediler.


Savaşçı hazırlama kampı üyeleri Tao kabilesine Krallık Seçmeleri için gelmişlerdi. Tao kabilesi, onların beleşçi olarak kabilelerinde kalmalarına izin vermeyeceğinden geri dönmek zorundaydılar.


Jin Long Wei, başarısız olan katılımcıları kabilelerine geri gönderirdi ama bunu sadece bir kez yapardı, tekrar tekrar değil.


Savaşçı hazırlama kampı üyeleri şimdi ayrılacak olan takıma katılmazlarsa, Jin Long Wei onları geri göndermek için birkaç kişi ayırmayacağından geri dönmek hakkındaki düşüncelerini unutabilirlerdi.


Savaşçı hazırlama kampından birkaç kişi acı acı birbirlerine baktı. Tao kabilesinde kalmaları imkansızdı ama Lian kabilesine döndüklerinde, olanları nasıl açıklayacaklarını da bilmiyorlardı.


Bu şekilde geri dönmek çok küçük düşürücüydü!


Ayrıca, bu gruba katılabilmek için de efendilerinden, Yi Yun’dan izin almak zorundaydılar!


Daha önce Lian Chengyu’yu takip edip Yi Yun’a sataşmış ve onunla alay etmişlerdi ama şimdi Yi Yun’a yalvarmak zorundaydılar.


Bunun hakkında düşünmek onları endişelendirdi. Yi Yun işleri zorlaştırıp da onları beraberinde götürmemeyi tercih ederse kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacaklardı!


“Öldük biz, öldük biz. Kurtuluşumuz yok. Önce geri dönme konusunu bir kenara koyalım; bu hâle gelene dek dayak yemiş Genç Efendi Lian ile geri dönersek durumu kabile liderine nasıl açıklarız…?”


Acı çeken bir yüzle konuştu biri.


“Salak mısın?” dedi daha yaşlı bir adam, konuşana tokat atarken. “İşlerin değiştiğini görmüyor musun? Yi Yun yeni patronumuz! Genç Efendi Yi’ye diz çökmek ve bizi affetmesi için yalvarmak için acele edelim. Yeni bir efendi kabul etmek en önemli şey!”


Bu zeki adam, bu sözleri söylediğinde diğerlerinin kafası karıştı.


“Ne gücümüz var ne de güzel kadınlarız. Yerlere kapanıp af dilesek bile işe yaramaz.”


Tao kabilesine geldiklerinden beri her türden uzman görmüş ve Yi Yun’un şaşırtıcı gücünü kavramıştılar. Savaşçı hazırlama kampı üyeleri en sonunda o sözde güçlerinin, Yi Yun ile karşılaştırıldığında çöpten farksız olduğunu anladılar.


“Denemek zorundayız. Tarlalarda görev yapar, çok çalışırız. En azından yaşama şansımız olur. Yoksa Genç Efendi Yi, bizi böcekler gibi kolayca ezebilir.” Zeki adam teessürle iç çekti. Yalakalıkla rahatça yaşadıkları günlerin geçmişte kaldığının farkındaydı. Yi Yun’a ne kadar yaltaklanırsa yaltaklansınlar onu etkileyemezlerdi. Ama dediği gibi yaparlarsa en azından hayatta kalabilirlerdi.


“Öyleyse...öyleyse Genç Efendi Lian’a ne olacak?” diye zayıfça sordu salak bir adam.


“Genç Efendi Lian? Siktirtme Lian’ını, bir boka yaramaz artık. Lian Chengyu...bu duruma düşmeme neden olan o kahpenin eniğiydi!” Lian Chengyu’dan bahsedildiğinden bu adam sinirlendi. Lian Chengyu için olmasaydı daha önce Yi Yun’a karşı o kadar düşmanca davranmazdı!


Uzun süren ve bir sürü konu hakkında yaptıkları tartışmadan sonra, savaşçı hazırlama kampı üyeleri Yi Yun’u efendileri olarak kabul etmeye karar verdiler.


Cesaretlerini topladılar ve Lian Chengyu’yu peşlerinden sürükleyerek birbirlerini Yi Yun’a doğru ittiler.


“Splash!”


Savaşçı hazırlama kampının sekiz üyesi yere diz çöktü. Yi Yun’un şimdiki mevkisiyle, onun önünde diz çökmeleri doğaldı.


“Genç Efendi Yi, lütfen yüce gönüllü olun ve bizi affedin!”


“Genç Efendi Yi, küçük ben, sizin gibi yüce bir insanı tanıyamadım. Küçük ben, ölmeyi hak ediyor.”


“Genç Efendi Yi, küçük ben gelecekte köleniz olacağım. Küçük benden doğuya gitmemi isterseniz, dönüp batıya bakmayacağım bile. Küçük benden köpek kovalamamı isterseniz, tavuklara bakmayacağım bile.”


Savaşçı hazırlama kampının birkaç üyesi kederle dolu, pişman bir yüz ifadesi takındı ve kendi elleriyle kendi yüzlerini tokatladı.


Pa! Pa! Pa! Pa! Pa! Pa!


İçlerinden birkaçı iyi niyetlerinin göstergesi olarak daha sert vurdu.


Lian kabilesi savaşçı hazırlama kampı üyelerini ve kendilerini cezalandırışlarını izleyen Yi Yun onlarla uğraşarak canını sıkmadı. Yi Yun’u usandırıyorlardı gerçi.


Yi Yun eşyalarını yerleştirdi ve sessizliği bozmadı.


Yi Yun’un tepki göstermediğini gören bazıları, kendilerine attıkları tokatların yeterince samimi görünmediğini düşünmüş olacaklar ki bu sefer kendilerine daha sert vurdular.


Pa! Pa! Pa! Pa! Pa! Pa!


Yüzlerinin tokat attıkları kısmı şişti.


Bunu izlemek Yi Yun’un sinirlerini bozdu. “Ne yapıyorsunuz?”


“Genç Efendi Yi, bize merhamet göster.” bir adam kendini tokatlarken bağırdı. “Genç Efendi Yi, değersiz bizleri eve götür.”


Yi Yun sabırsızca, “Bizimle geleceksiniz.” dedi.


Bu insanlar maganda olsalar da hiç kötülük yapmamış olduklarından Yi Yun onlara zarar verecek bir şey yapmayacaktı.


“Minnettarız Genç Efendi Yi!”


Bazıları rahatladı.


İçlerinden biri düşündüğünü tereddütle sordu. “Peki...peki ya Lian Chengyu kalleşi?”


“Yanında getir.” dedi Yi Yun gelişigüzel bir biçimde. Lian Chengyu sakattı zaten. Ciddi suçlar işlemiş ve bir sürü ölüme neden olmuş olduğundan cezası, kabileye geri götürüldüğünde kabile halkı tarafından kesilecekti.


“Pekala, bu kahpenin eniğini de geri götürelim öyleyse. Kabileye geri döndüğümüzde Genç Efendi Yi onunla ilgilenir!” Bu adam, akıllı olduğundan diğerleri onun sözünü dinledi ve savaşçı hazırlama kampı üyelerinden birkaçı yarı ölü Lian Chengyu’yu peşleri sıra sürükledi.


Lian Chengyu’nun gözleri ruhsuzdu. Bu adamlar tarafından onların peşi sıra yerde sürüklendiğinden yüzü gözü kir toz içinde kaldı.


Bunun ardından iki adam Lian Chengyu’yu ölü bir köpeği fırlatırmış gibi bineğin sırtındaki küfeye fırlattı. Lian Chengyu’nun rahat olup olmaması umurlarında bile değildi.


“Siktiğimin salağı hâlâ başıma bela oluyor!” Bir adam öfkesini açığa vurarak Lian Chengyu’nun kafasına bastı.


Yi Yun yan taraftan bu sahneyi gördü ve karışık duygular hissetti. Günler önce Lian Chengyu efendiyken günler sonra bir esir olmuştu. Engin yaban çok zalimdi. Güçlüye hürmet edilir, zayıfa...zayıfın hayatta kalması bile bir lükstü.


Yi Yun ve refakatçi grubu yola çıktı.


Altı hayvan Lian kabilesine doğru koşuyordu. Durmadan koştular ve arkalarında tozdan bir iz bıraktılar.


Yi Yun kafasını çevirip dalgınca geriye baktı ve uzakta bir çatıda duran ve ona gülümsemeyle bakan beyaz elbiseli bir kız gördü.

 

Lin Xintong elbette Yi Yun ile gitmeyecekti. Aslında Jin Long Wei üyelerinden hiçbiri Lin Xintong’un Yi Yun’u Lian kabilesine dek izleyeceğini bilmiyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr