Bölüm 154: İkinci Seçim

avatar
10010 31

True Martial World - Bölüm 154: İkinci Seçim


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

 

“Sertleştirilmiş Beden, Ejderha Nabzı! Bir de üstüne Akan Cıva Elbisesi ile eğitim yapıp sürekli o bağlayıcı güce maruz kaldın. Bu yüzden gücün oldukça iyi!”


Yan Menglong çenesini okşayıp başını salladı. “Sana böyle iyi bir yay verdim, beni hayal kırıklığına uğratma. Bu yayla eğitimini bitirdiğinde, ileride başarılar elde etmen garanti olacak!”


“Teşekkür ederim, General!” Yi Yun yürekten hissettiği minnettarlığını sözlere döktü. Yan Menglong’un onu yetiştirme yönündeki kararlılığını yeterince belli etmiş olduğunu düşünüyordu.


Yi Yun, Tai Cang Yayı’nı sırtına attıktan sonra sadağı da aldı.


Tai Cang Yayı için özel olarak yapılmış sadak, Rüzgar Kovalayan Oklar ile doluydu. Oklar donmuş metalden yapılmıştı ve yelek kısmı da kadim kökenli canavar kuşun tüylerindendi. Böyle oklar, rakipten taşan Yuan Qi’den etkilenip yön değiştirmezdi. Çok yüksek kalitede oklardı!


Ç.N.: Yelek, okların tüy takılan kısmına verilen isim.


Böyle pahalı okları atmak tam bir israftı. Güçlü okçular ok sapına biraz Yuan Qi ekleyip attıktan sonra onları geri alabilirlerdi gerçi.


Yay ve ok seçimi yapıldıktan sonra sıra yakın dövüş silahına gelmişti!


Yi Yun baştan sona tüm Kutsal Şehir Cephaneliği’ni taradı. Hangisini seçeceğine karar vermek için her silaha dokundu.


Bu kez Yan Menglong onu yönlendirmedi ve kararı Yi Yun’un vermesini bekledi.


Yi Yun acele etmedi. Nihayet iki saat sonra büyük bir kayanın önünde durdu.


Büyük kayanın içine bir süvari kılıcı saplanmıştı!


Her ne kadar bir süvari kılıcı olsa da kılıçtan çok mızrağa benziyordu.


Uzunluğu altı feet idi. Bir feet iki inçlik kabzası da eklendiğinde toplam uzunluğu yedi feet iki inç oluyordu. Yi Yun’dan daha uzundu, neredeyse yetişkin bir erkeğin boyuna denkti.*


Bıçağında gümüş rengi çizgiler vardı. Kış vakti bir göl yüzeyindeki parçalanmış buzlar gibi güzel bir görüntüsü vardı.


Kılıç baya uzun olsa da genişliği sadece iki inç idi. Bıçağının kavisi oldukça hafifti. Uzunluğu da dikkate alındığında neredeyse dümdüzdü ve bu özelliğiyle bir kılıca benziyordu.


Aynı anda hem bir kılıç hem de süvari kılıcı gibiydi!


Hem bir süvari kılıcı olarak hem de bir mızrak olarak kullanılabilirdi!


Bu kılıcın abartılı görünüşü, Yi Yun’a daha önce görmüş olduğu katanaları ya da miaodaoları(苗刀) hatırlatıyordu. Miao(苗) kelimesinin insanlar önünde nutuk atmakla alakası yoktu, miaodao’nun ince bıçağı ve uzunluğunun filizlenen bitkiler gibi görünmesini tarif etmek maksadıyla kullanılıyordu.


Ç.N.: Miaodao, Çin’in ince uzun, çift elle kullanılan kılıcı. Bir nevi Çinlilerin katanası. Yukarıdaki paragrafta bahsedilen köken kelimeleri Çincem olmadığı için anlayamadığımdan dolayı düz bir çeviri yaptım. İdare ediverin.


Yi Yun’un önünde duran kılıç, tabii ki miaodaolara, katanalara veya samuray kılıçlarına kıyasla daha uzundu.


Bıçak daha uzun oldukça kesiş de o kadar güçlü olurdu.


Bıçak daha ince oldukça kılıç da o kadar hızlı olurdu!


Bu iki husus hasebiyle kılıç ustasının kılıcının uzun ve ince olması makbuldü!


Ama ince ve uzun bir kılıcın kırılma ihtimali de artar! Rakibin silahı tarafından, Yuan Qi tarafından ve hatta kestiği bir kemik tarafından dahi kırılabilir.


Katanalar ve samuray kılıçları uzun sayılabilecek silahlardı ama savaşta kırılabileceklerinden korkulduğundan uzun süre kullanılamamışlardı.


Bu alternatif dünyada ise, kılıç yapma ustaları uzunluğu ve inceliği had safhaya dek zorlayabilirdi!


Bunun nedeni de yarattıkları kılıçlara mutlak bir güven duymalarıydı!


Bu, gerçek bir at kesme kılıcıydı. Bu ismin verilmesinin nedeni ise atı ikiye bölebilecek kadar uzun olmasıydı.


Ve Yi Yun’un seçtiği kılıç ise bir atı dikine olarak ikiye bölebilirdi. Rakibi atıyla birlikte başından ayak tırnağına kadar ikiye ayırabilirdi!


“İşte bu!” Yi Yun kılıcın kabzasını iki eliyle kavrayarak kılıcı çekti.


“Weng!” Kılıç taştan çıktığı zaman metalinden hafif bir tınlama sesi geldi. Bir ejderhanın zincirlerinden kurtulduğunda çıkardığı uzun kükreme sesi gibiydi. Soğuk bir ürperti yayıldı.


“İyi bir kılıç!” Yi Yun’un gözleri parladı ve Cennetin Dokuz Gizemli Kılıcı’nı sergilemek için kılıcı kullandı.


Tuttuğu bir süvari kılıcı olsa da kılıçtan pek farkı olmadığı için Cennetin Dokuz Gizemli Kılıcı Tekniği’ne uygundu. Çok geçmeden Yi Yun’un etrafı kar fırtınası misali ışık parlamalarıyla kaplandı.


Yi Yun tarafından oluşturulan kılıç rüzgarları, zeminde ve duvarlarda ufak tefek çiziklere neden oldu.


“Yeter, etrafa zarar vermeyi bırak!” Yan Menglong somurtarak Yi Yun’u durdurdu. “Bin Ordu Kılıcı! Evlat, sende kesinlikle bir hırsızın gözleri var!”


Bin Ordu Kılıcı bir usta tarafından yapılmıştı. Değeri Tai Cang Yayı’ndan daha düşük olsa da Kutsal Şehir Cephaneliği’ndeki en iyi silahlardan biriydi.


Bin Ordu Kılıcı donmuş metalden yapılmıştı. Donmuş metalin üzerinde, buz yüzeyinin kırıldığı zaman oluşan görüntüye benzer çizgiler vardı. Bu çizgiler başlangıçtan değil de, uğraştırıcı metal dövme sürecinden kalmaydı.


Donmuş metal, doğal bir soğukluk barındırıyordu. Yaz aylarında bir gölete batırıldığında göleti dondurabilecek bir kılıç yapmak için kullanılıyordu.


Bu kılıçla başka insanların silahlarını kesmek, çamur kesmek kadar kolaydı. Normal silahları geç, Yi Yun’un Yanchi kılıcı bile Bin Ordu Kılıcı’nın birkaç saldırısının ardından kırılırdı!


“Tai Cang Yayı! Rüzgar Kovalayan Oklar! Bin Ordu Kılıcı! Evlat, turnayı gözünden vurdun!” Yi Yun’un Tai Cang Yayı’nı ve Bin Ordu Kılıcı’nı seçmesi üzerine Yan Menglong’un yüreği sızlamıştı.


Bu iki silahla kıyaslandığında iki düşük sınıf metruk kemik kalıntısı devede kulak kalıyordu.


“Evlat, kılıçtan kısa boyunla Bin Ordu Kılıcımı arakladın.” Yan Menglong üzgün görünüyordu. Yi Yun’u geç, Yan Menglong bile Bin Ordu Kılıcı’ndan daha kısaydı.


“Generalin cömertliğine minnettarım!” Yi Yun’un sözleri içinden geliyordu. Yan Menglong’un tüm o iğneleyici sözlerine rağmen Tai Cang Yayı’nı ve Bin Ordu Kılıcı’nı Yi Yun’a verme niyetinde olduğunu biliyordu. Her şeyden önce, Yi Yun’u bir göz atması için Tai Cang Yayı’nın yanına götüren Yan Menglong’un kendisiydi.


“Seçtiğin silahlar da metruk kemik kalıntıları da sorun değil. Bunun üzerine… daha arazi de vereceğiz, değil mi? Siktir, bugün beni iyi sömürdün!” Yan Menglong konuşurken saydırmayı da ihmal etmedi. Yi Yun’u tasvip ettikten sonra rahatlamış ve o gururlu havasından sıyrılmıştı.


Yi Yun başını kaşıyarak konuştu: “Bu küçük, merkez bölgelere sadece birkaç düzine takipçiyle geldi. Geniş bir araziye ihtiyacım yok. Küçük bir tanesi yeterli.”


Tai Ah Kutsal Krallığı’nda imparator, engin bir toprak parçasını mutlak kontrol altında tutardı. Onun altında başkalarına dağıtılmış yüz sekiz eyalet vardı. Her birini bir dük kontrol ediyordu!


Dükler, topraklarını tabi devlet yöneticileri ile generalleri arasında bölüştürürdü.


Generaller de topraklarını Binbaşılar ile Krallık Şövalyeleri arasında paylaştırırdı.


Yi Yun soyluların en düşük sınıfındandı, bu nedenle arazisi Yan Menglong’dan geliyordu.


Yan Menglong, Yi Yun’un omuzlarını okşayarak konuştu: “Gelecekte hızla yükseleceksin. Çok geçmeden Kutsal Şehir’den bir arazi alırsın ve bu olduğunda benim arazilerim de bana geri döner.”


“Bu yüzden sana iyi bir arazi vereceğim. İnsanlarının ve kız kardeşinin gözlerinde iyi görünmeni sağlayacak bir arazi!”


Yan Menglong, Yi Yun’a çok özen göstermişti. Onun kız kardeşini çok önemsediğini ve aralarının çok yakın olduğunu biliyordu.


Boyutlar arası yüzüğünden hayvan derisi bir harita çıkardı ve Yi Yun’a verilecek araziyi yuvarlak içine aldı…


İngilizce Çevirmen Notu: Bu seride kullanılan uzunluk ölçüleri, Antik Çin’de kullanılan ölçülerdir. Bir feet 23 santimetre, bir zhang on feettir, o da 2.3 metre yapar. Yi Yun’un Bin Ordu Kılıcı’nın bıçağının uzunluğu olan 6 feet, 1.38 metredir. Kabzasıyla birlikte ulaştığı uzunluk olan 7 feet 2 inç, 1.65 metre yapar. Bu da, on iki yaşındaki Yi Yun’un boyundan daha uzun.

 

Bebebiskuvisi Notu: sword ve saber kelimeleri arasındaki fark nedeniyle karışıklık olmuş olabilir. Sword bildiğimiz düz kılıç. Saber ise eğimli kılıçlar, bu eğim az da olabilir çok da. Süvari kılıcı denmesinin sebebi süvarilerin bunu kullanması. Genel olarak Asya kıtasında yaygın kılıç türüdür ve kesme hareketine daha uygundur. Düz kılıçlar ise Avrupalı savaşçıların ağır zırhlar giymeleri sebebiyle orada daha yaygındır. Zırhın koruma sağladığı kesme hareketine karşı saplama hareketine daha uygundur. Saber aslen kılıç olduğu için kılıç olarak çevireceğim, karışıklık olursa tekrar not düşerim. Yi Yun’un daha önce kullanmadığı ama yanında taşıdığı Yanchi kılıcının ve şimdi aldığı Bin Ordu Kılıcı’nın da bir saber olduğunu bilin.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr