Bölüm 695: Dao Yaprağı Dao Arayışında

avatar
5579 22

True Martial World - Bölüm 695: Dao Yaprağı Dao Arayışında


 

Bölüm 695: Dao Yaprağı Dao Arayışında

 

“Tam olarak ne oldu... ?”

 

Kılıç Ruhu Yi Yun'un elindeki düşmüş yaprağa baktı ve mırıldandı. Hala şoktaydı.

 

Beyaz giyimli gençse enerjik bir şekilde Yi Yun'un önüne geçip durdu.

 

“Ver bir bakayım!”

 

Hiç açıklama yapmadan genç elini uzatıp Yi Yun'un yaprağını almaya çalıştı. Yi Yun'un yaprağını çalmaya çalışmıyordu, sadece bu olanlar inanılmaz geliyordu. Ancak bu hareketi elinin yanıyormuş gibi hissetmesine neden oldu, sanki yaprak bir ateş topu gibiydi. Yaprağı tuttuğunda avuç içi yandı.

 

Gencin yüz kasları seğirdi ve daha fazla dayanamayıp elini geri çekti.

 

Sinirli bir şekilde yaprağa baktı. Dao Ağacı ruhsaldı, bu yüzden Dao Yaprağı da ruhsaldı. Dao Yaprağının kabulünü almadığı için dokunamadığı belliydi.

 

Ancak Yi Yun, Kılıç Dao'su Kılıç Niyeti'nin sadece Küçük Başarı Seviyesi'ne ulaşmış genç bir adamdı. Diğer bir deyişle, düşük alemdeki bir dahiydi. Açık konuşmak gerekirse köylünün tekiydi. Yine de Dao Yaprağının kabulünü almıştı.

 

Kendisiyse ölümsüz malikanenin gardiyanı olan ruhtu. Ve bu onun bulunduğu ölümsüz malikanesi evrendeki en üstün malikanelerden biriydi. Bu Dao Ağacı ölümsüz malikanesinin temeli olan kutsal ağaçtı.

 

Malikanenin koruyucu ruhu olarak bile temeli sağlayan kutsal ağacın yaprağını öylece alamazdı. Ama köylü Yi Yun yaprağın düşmesine ve doğrudan eline uçmasına neden olmuştu.

 

Aradaki bu fark genci kendini aşağıda görmekten nasıl alıkoyabilirdi?

 

“Sen... Bunu nasıl yaptın...”

 

 Genç adam bu gerçeği kabullenemiyor gibiydi.

 

“Kıdemlim, ben de bilmiyorum.” Yi Yun masumca cevap verdi.

 

Yi Yun doğal olarak ne olduğunu biliyordu. Aslında Dao Yaprağı düştüğünde Yi Yun'un kendisi bile biraz şaşırmıştı. Ruhsal dünyada elde ettiği düşen yaprağın yaşamının aydınlanmasının, gözlerini açtığında gerçeklikte yansımasını hiç beklememişti. Dao Ağacı'nın yaprağı ciddi ciddi düşmüştü.

 

Ancak Yi Yun Dao Ağacı'nın yaprağını düşüşünün büyük ihtimalle onun yüzünden değil, Mor Kristal yüzünden olduğu gerçeğini biliyordu.

 

Vücudunun içindeki Mor Kristal, enerjiyi kontrol edebilen dünyevi kutsal bir öğeydi, Dao Ağacı'nın yaprağının düşmesi de Mor Kristal içindi.

 

Mor Kristal normalde Semavi bir Dao'yla eşdeğerdi, yoksa en yüksek Semavi Dao yasalarını bile temsil edemezdi. Dao Ağacı ise Semavi Dao'nun füzyonuydu, bu yüzden düşen yaprak onun peşinden değil Semavi Dao'nun peşinden gelmişti.

 

Bu Dao Ağacı tek bir üniteydi, fakat her yaprağın kendi yaşamı vardı. Yapraklar, Dao arayışındayken kendi kararlarını veriyordu.

 

Bir yaprağın düşmesi ve birinin filizlenmesiyle Dao Ağacı'nın yaprakları eksilmemişti. Düşmüş yaprak ailesini terk eden ve dış dünyaya açılan yetişkin bir çocuk gibiydi.

 

Yi Yun'un bir düşüncesiyle Dao Yaprağı aniden vücuduyla birleşti. Dao Yaprağının suya düşen bir buz kristali gibi olduğunu net bir şekilde görebiliyordu. Yavaşça eriyordu, başta sadece orta damarları kalmıştı, ama ardından damarlar da yok olmuştu...

 

Yaprak kan dolaşımına girdi ve damarlarından geçerek kalbine gitti. Gittiği yerde Mor Kristal vardı.

 

Mor Kristal Dao Yaprağının girişini engellemedi. Böylece Yaprak başarıyla Mor Kristale girip bir kez daha Mor Kristali yeniden yapılandırdı.

 

Zümrütümsü ve kristalimsi Dao Yaprağı oyulmuş en güzel yeşim taşı gibiydi, sessizce Mor Kristalin uzayında süzülüyordu.

 

Hafif bir esintiyle Dao Ağacı'nın dalları sallandı ve rüzgarla hışırdadı. Sanki Yi Yun'a karşılık veriyor ve ayrıca dökülen Dao Yaprağına veda ediyor gibiydi.

 

Yi Yun başını kaldırıp Dao Ağacı'na baktı. Seyrek, yeşil yapraklar kristal gibiydi. 3000 Dao Yaprağı vardı ve 3000 Büyük Dao'yu temsil ediyorlardı. Dao Yaprakları küçük olsa da, arkalarında Yer ve Göğü barındırıyorlardı.

 

“Birleşti...”

 

Dao Yaprağının Yi Yun'un vücuduyla birleştiğini görünce beyaz giyimli gencin ağzı hafiften seğirdi. Doğal olarak, Dao Yaprağının Yi Yun'un vücuduyla birleştikten sonra nereye gittiğinin izini bulamazdı.

 

Yi Yun'un bedenindeki enerji akışlarını kolayca görebiliyordu, fakat Dao Yaprağını veya Mor Kristal'i göremiyordu. Bu iki varlık onun algı sınırlarının ötesindeydi.

 

“Se... Senin adın ne?”

 

Genç adam Yi Yun'un ismini sordu. Geçmişte kibirli davranıp Yi Yun'un adını bile sormamıştı.

 

Ama şimdi o kibri yaprak tarafından tamamen yok edilmişti.

 

Güçlü olsa da o sadece bir ruhtu. Dao aydınlanması arayışına giremezdi. Dao Ağacı Saf Yang Kılıç Sarayı'nda büyümüş olsa da buraya ait değildi. Gencin de Dao Ağacı üzerinde kontrolü yoktu.

 

Aslında, geçen bu yıllar boyunca genç adam Dao Ağacı'na bir Tanrı'ymış gibi tapmıştı. İsterse Dao Ağacı her an gidebilirdi. Gelecekte, Saf Yang Kılıç Sarayı yok olsa bile Dao Ağacı ölümsüz kalıp bu dünyada var olmaya devam edecekti.

 

“Bu gencin adı Yi Yun.” Yi Yun başını eğip saygılı bir tutumla cevap verdi.

 

Ancak Yi Yun'un saygısı genci mahcup etti. Savaşçıların dünyasında başarıya onur koltuğu verilirdi. Yi Yun'un Dao Ağacı'nın kabulünü böylesi genç bir yaşta görmesi, ilerde parlak bir geleceği olduğu anlamına geliyordu.

 

Kendisiyse sadece bir ruhtu. En iyi ihtimalle yaşayacak on milyon yılı vardı. Gücünün artmadığı görmezden gelinirse, azalsa bile Yi Yun'a kıyasla kimin üstün olduğu belliydi.

 

Genç adam sınırlarını biliyordu. Bu yüzden bu koşullar altında ne kadar kibirli olursa olsun Yi Yun'un karşısında havalanamazdı.

 

Genç adam konuştu: “Benim önümde eğilmene gerek yok. Seni Efendimin varisi olarak tanıdığıma göre, yeterli güce ulaştığında kılıç sarayının tam kontrolünü eline alacaksın. O zaman kılıç sarayının sıradaki sahibi olarak benim de Efendim olacaksın.”

 

“Bu olduğunda önünde eğilen ben olacağım.”

 

Genç adam Yi Yun'a mahcupluktan beklentiye dönüşen bir bakışla baktı.

 

Yi Yun'un büyüyüp yeni neslin Hükümdarı olarak dünyaya hükmetmesini dört gözle bekliyordu. Bu olduğunda rahat bir nefes alıp Köken enerjisine dönüşüp yok olabilirdi.

 

“Kıdemlim, beni abartıyorsunuz. Bu gencin dövüş yolu daha yeni başladı. Kıdemliden öğrenmem gereken daha çok şey var. Bu yüzden Kıdemli bu gencin öğretmeni.”

 

Yi Yun'un tavrı mütevaziydi. Dövüş yolunun daha uzun ve çok olduğunu biliyordu. Mor Kristal ona yardımcı olabilirdi, fakat tüm ümitlerini ona yükleyemezdi.

 

“Ben öğretmenin olmaya layık değilim.” Genç adam başını iki yana salladı. “Senin öğretmenim benim Efendim.”

 

Genç adam kibirli olsa da kılıç sarayının sahibine karşı sadakat ve saygı duyuyordu.

 

O sırada gri kıyafetli kıdemli geldi. Yi Yun'a bakışı umutla doluydu.

 

“Bedenin gizemlerle dolu. Geleceğini göremiyorum, lakin Dao Aydınlanma Salonu'na girmiş olsan da bu ölümsüz sarayındaki diğer yerlerde hala Efendimin bıraktığı sınırlamalar var. Chibai ile ben bile bunu değiştiremeyiz. Şu anlık oralara giremeyeceğine inanıyorum.”

 

“Seni Semavi Yapı Salonu'na götüreceğim, böylece istediğin iki hazineyi alabilirsin. Büyümende iyi bir rol oynayacaklardır...”

 

“Teşekkür ederim Kıdemli.” Yi Yun doğal olarak, Dao Aydınlanma Salonu'nundaki bir Dao Yaprağının kabulünü gördü diye tüm Saf Yang Kılıç Sarayı'nın kontrolünü elde edeceğini düşünmemişti.

 

Semavi Yapı Salonu'ndaki hazinelerse, onları görmeye can atıyordu.

 

Normalde gri kıyafetli kıdemli Cennete Yükseliş Alemi'ndeki savaşçılar için olan hazinelerden sadece bir tane alabileceğini söylemişti, fakat şimdi iki tane alabilecekti.

 

Bir hazine kuralı muhtemelen Saf Yang Kılıç Sarayı'nın sahibi tarafından konmuştu, ikinci hazineyse büyük ihtimalle Kılıç Ruhu'nun hediyesiydi.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr