Bölüm 702: Eski Tanıdık

avatar
5655 19

True Martial World - Bölüm 702: Eski Tanıdık


 

Bölüm 702: Eski Tanıdık

 

Kutsal Yaban'da, ıssız dağlarda.

 

Eğer birisi, Kutsal Yaban çok az insanın yaşadığı bir yer derse o zaman Kutsal Yaban'ın derinlerindeki ıssız dağlar Metruk ırkının bile uğramadığı yerlerdi.

 

Burada uzun dolambaçlı milyonlarca dağ vardı. Dağların arasında denizlere benzer göller vardı.

 

Bunlar dışında, ıssız dağlarda büyük bataklıklar, derin vadiler ve birçok güçlü hayvanın uykuda olduğu zehirli havası olan topraklar vardı.

 

Her çeşit efsanevi yaratıklarla dolu olan bu ıssız dağlar Kutsal Yaban'da korkunç bir bölge olarak sayılıyordu.. Metruk hayvanlarla iletişim kurabilen Metruk ırkı olmadan, Yüce Kral seviyesindeki bir insan savaşçı bile buraya girdiğinde dikkatli olmak zorunda kalırdı. Karşılarına büyük ölçüde bir hayvan sürüsü çıkarsa o zaman ölüm riskiyle bile karşılaşabilirlerdi.

 

Bu ıssız dağlar Kutsal Yaban'daki ağır ceza hapishaneleriydi. Suç işleyen Metruk ırkı üyeleri buraya sürgün ediliyordu.

 

Bunun dışında burada hapsedilen başka ırklar da vardı.

 

Ve tabii ki buna insanlar da dahildi.

 

İnsanlar ve Metruk ırkı ezeli düşmanlardı. Metruk ırkı insan savaşçılarını yakaladığında doğal olarak onları Tian Yuan Dünyası'na geri gönderecek değildi. Çoğu ıssız dağlara hapsedilip bir daha asla bırakılmıyordu.

 

Ve böylesi ıssız ve gizli bir yer Metruk ırkının geçici sığınağı olmuştu.

 

Metruk ırkının fazla sayıda üyesi buraya yerleşince hücrelerin parmaklıkları söküldü. Normalde mahkum olan çoğu kişiye ise geçici özgürlük tanındı.

 

Tabii ki kaçmak gibi bir şansları yoktu. Issız dağları mühürleyen düzenler vardı. Ayrıca, etrafta gezinen metruk hayvanlarla beraber kaçış şansları çok düşüktü.

 

O sırada, hücrelerinden “kovulmuş” bu mahkumlar bir çayırın önünde toplandı.

 

Burası Metruk ırkının kurduğu bir metruk hayvan çiftliğiydi. Çayır elli bin kilometreyi kaplıyordu ve burada her çeşit metruk hayvan yetiştiriliyordu. Bu metruk hayvanlar Metruk ırkı tarafından evcilleştirilmişti ve elitler için binek olarak kullanılıyordu.

 

Antik zamanlarda Metruk ırkı ve İnsan ırkı savaşırken, Metruk ırkı bu tür hayvanları sürerek Tian Yuan Dünyası'na karşı cihata gidiyordu. Metruk ırkının savaş gücünün çoğu bu metruk bineklerden geliyordu. Ayrıca, bazı metruk hayvanların onlar saldırırken eşlik etmesiyle savaştaki ivmeleri durdurulamaz oluyordu.

 

Issız dağlardaki mahkumların çoğunun amele olarak iş yapması gerekiyordu. Ve bu işlerden biri de metruk hayvanlara bakmaktı.

 

O sırada, metruk hayvan çiftliğinde, gök mavisi kıyafetli muttali bir adam ilgisizce bir taşın üzerinde oturuyordu. Ondan uzakta olmayan bir düzine kadar metruk hayvana bakıyordu.

 

Bu metruk hayvanlar ilkel türdü. Mahkumlar onları beslerken bir anda parlayabiliyorlardı, bu yüzden mahkumların yaralanma şansı vardı.

 

Ancak gök mavisi giyimli bilginin önünde ilkel türler oldukça uysaldı. Hırlamıyorlardı ve sadece başlarını önlerine eğip usluca yemeklerini yiyorlardı.

 

Büyük et parçalarına yumulan ilkel türlerin ağızları kanla kaplanmıştı.

 

Gök mavisi giyimli bilgin tüm bunları sakince izliyordu. Okumuş gibi bir havası vardı ve önündeki vahşi metruk hayvanlar ile etrafındaki ıssız dağlara karşın çok uzak gözüküyordu.

 

“Dünya değişiyor...”

 

 Gök mavisi giyimli bilgin iç çekti. Geçen birkaç gün içinde Metruk ırkı ordusunun ıssız dağlara çekilişini görmüştü. Birçoğu yaralanırken güçlü olanların yüzünde ciddi bir ifade vardı. Durumun beklediklerinden daha kötü olduğu apaçık ortadaydı.

 

Birkaç gün önce gök mavisi giyimli bilgin, ıssız dağlara çekilen Metruk ırkı üyelerinin çekiliş nedenini de dinlemişti.

 

Bunun nedeni Tian Yuan Dünyası'nın şu anda korkunç bir felaketle yüzleşiyor olmasıydı. Tian Yuan Dünyası ve Metruk ırkının gücünün ötesinde, güçlü bir Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı katliam yapıyordu. Tek başına Büyük Dünya'da kanlı bir fırtına yaratmıştı. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın geçtiği her yerde yaşam sönüyor, hiç kimse sağ kalmıyordu.

 

Birçok kişi Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın gücünün büyüyeceğini ve Tian Yuan Dünyası ile Metruk ırkının dövüş medeniyetini yok edecek kadar güçlü olacağını tahmin ediyordu.

 

Bu kesinlikle bir felaketin sonucuydu.

 

“Acaba Tai Ah Kutsal Krallığı nasıl... Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı Kutsal Krallık'ın tüm vatandaşlarını katletti mi?” Gök mavisi giyimli bilgin kendi kendine mırıldandı, yüzünde endişeli bir ifade vardı.

 

Bu gök mavisi giyimli bilgin Tai Ah Kutsal Şehri'nin Şehir Lordu'ydu.

 

On yıldan fazla bir süre önce Metruk ırkı, Kutsal Yaban'dan Tian Yuan Dünyası'na giden bir yol açmıştı. Böylece Tai Ah Kutsal Şehri Metruk ırkı tarafından yok edilmiş ve Şehir Lordu dahil Tai Ah Kutsal Şehri'ndeki tüm güçlü kişiler yakalanmıştı.

 

“Çoban"a karşı koymaları imkansızdı. Ayrıca, ”Çoban” peşine büyük bir metruk hayvan ordusu takmıştı ve ordusunda insanların Yüce Kral'ından zayıf olmayan bir ilkel gerçek ruh vardı.

 

Şehrin istila edileceği kesindi.

 

Bırak Tai Ah Kutsal Şehri'nin Şehir Lordu'nu, Kutsal Krallık'ın sınırına konuşlanmış Tai Ah Kutsal Krallığı Hanedanının bile birçoğu yakalanmıştı.

 

Kraliyet ailesinden iki kral ve iki prens dahil, şehirleri yerle bir edebilecek güzelliği olan bir prenses bile yakalanmıştı.

 

Tai Ah Kutsal Krallığının Kraliyet Ailesinin yakalanışıyla ülkenin bağırsakları deşilmişti, bu da ülkenin gücünü büyük ölçüde düşürmüştü.

 

Yakalanan hanedanlık üyeleri ve Tai Ah Kutsal Şehri'nin görkemli kişilerinin hepsi on yıldan fazla süredir hapisteydi. Dış dünyadan izole edilmişlerdi ve olan hiçbir şeyden haberleri yoktu. Ayrıca Metruk ırkının savaşı Tian Yuan Dünyası'na götürüp götürmediğini de bilmiyorlardı.

 

Sadece bugün, Metruk ırkı ıssız dağlara kaçtığında dış dünya hakkında biraz bilgi edinmişlerdi.

 

Geçen on yıl boyunca dış dünya büyük değişiklikler geçirmişti.

 

Metruk ırkının yeni bir Metruk Kraliçe'si olduğunu öğrenmişlerdi. O kişi gençti ve Kutsal Ruh'un kabulünü görerek tahtı miras almıştı.

 

Ayrıca Tian Yuan Dünyası'nda gizli bir organizasyon olan Kanlı Ay'ı öğrenmişlerdi. Yüzeyde Savaş İttifakı olarak biliniyorlardı, fakat aslında onlar on milyonlarca yıl önce antik savaşı başlatan önemli bir piyondu.

 

Kanlı Ay'ın devrilmesiyle, Tian Yuan Dünyası'ndaki büyük oluşumların birçok Kıdemlisi yeni düzeni sağlamak ve ayrıca Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya karşı savaşabilmek için Tian Yuan Kıdemli Heyeti'ni kurmuştu, fakat bunların hiçbiri sonuç vermemişti.

 

Şimdiyse Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı Kutsal Yaban'a saldırmıştı. Yine de Tai Ah Kutsal Şehri'nin Şehir Lordu onların acısından hiç zevk almamıştı. Eğer mümkünse Metruk ırkının Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı öldürmesini ve kendisinin de ıssız dağlardaki yaşamına devam edebilmesini istiyordu. Tian Yuan Dünyası'nın, özellikle de Tai Ah Kutsal Krallık'ın mirasının yok olmasını veya sayısız vatandaşın Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı tarafından katledilip bir kan nehrine dönüştüğünü görmek istemiyordu...

 

Tam gök mavisi giyimli bilgin Tai Ah Kutsal Krallığının geleceği hakkında endişelenirken, arkasından yaşlı bir adam geldi. “Şehir Lordu, Metruk ırkı bizi çağırması için birini göndermiş.”

 

Yıllardır hapsedilmiş olsalar da, Tai Ah Kutsal Krallığından gelenler gök mavisi giyimli bilgine Şehir Lordu demeye alışmıştı.

 

Ona Şehir Lordu diyen yaşlı adam ise Tai Ah Kutsal Şehri'nin Kıdemlilerinden biri olan Cang Yang'dı.

 

Tai Ah Kutsal Şehri'ndeyken ciddiyetsiz ve karşı koyan bir tavrı olan kişi Kıdemli Cang Yang'dı. Issız dağlarda on yıldan fazla süredir hapsedilmesine rağmen hala umursamaz ve tasasız bir yaşam sürüyordu. Burada yemeği ve suyu vardı, ayrıca ilkel Yer Gök Yuan Qi'si boldu. Hiç kimse onları rahatsız etmiyordu, bu yüzden dışarı çıkamaması hariç hiçbir sıkıntısı yoktu.

 

“Metruk ırkı bizi mi çağırıyor?” Gök mavisi giyimli bilgin şaşırdı, ardından yüzünde çarpık bir gülümsemeyle başını iki yana salladı. “Metruk ırkının buraya kaçması demek, muhtemelen ipin ucunda oldukları demek. Büyük ihtimalle, ıssız dağda hapsedilen mahkumlar dahil tüm güçleri birleştirmeyi düşünüyorlar. Onlarla birlikte Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya karşı savaşmak zorunda kalacağız ve bize de özgürlüğümüzün sözünü verecekler. Ancak Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya karşı biz ne yapabiliriz ki?” Gök mavisi giyimli bilgin fazla mütevazi bir ses tonuyla konuştu.

 

Tian Yuan Dünyası'nın Kıdemli Heyeti Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya karşı güçsüz kalmıştı, bu yüzden karşı koyacak bir yolları bile yoktu.

 

Cang Yan umursamaz tavrıyla gülerek konuştu: “Şehir Lordu, neden sürekli iç çekiyorsun? Bu sadece Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'cık değil mi? Onu yenemeyecek olsam da bir ısırık alırım. Adı Şeytan Tanrı olsa da, o tek bir varlık. Gerçekten de kendi başına tüm dünyayı yok edebilir mi? Şu anda rakibi olmayabiliriz, ama sonunda onu da yok edebilecek biri çıkacaktır. Son zamanlarda Tian Yuan Dünyası'nda eşsiz bir dahinin ortaya çıktığını duydum. Bu çocuk genç yaşta Tian Yuan Dünyası'nın büyük kişileriyle yan yana durabiliyormuş. Kulağa tamamen şok edici geliyor.”

 

“Metruk ırkının söylediğine göre bu çocuk sadece Kanlı Ay'ın devrilmesinde önemli bir rol oynamamış, ayrıca Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı yenmekteki umutmuş. Bana sorarsan, birkaç asır içine bu çocuk Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın işini bitirebilir!”

 

Issız dağlar bilgiden yoksundu. Cang Yan son zamanlarda Tian Yuan Dünyası'nda korkunç bir gencin ortaya çıktığını duymuştu. Başta duydukları hiç gerçek gibi gelmediğinden paniğe kapılmıştı. Bu bildiği her şeyi alt üst ediyordu.

 

Ancak ıssız dağlara kaçan Metruk ırkından herkes aynı şeyleri söylüyordu, bu yüzden Cang Yang'ın tek seçeneği şüpheyle olsa da inanmaktı.

 

“Umarım bu eşsiz dahiyi uydurmamışlardır...” Gök mavisi giyimli bilgin konuşurken başını iki yana salladı.

 

Doğal olarak haberleri o da duymuştu, ama inanmayı reddetmişti.

 

İnsanlar zorluklarla karşılaşınca bir kahramana ihtiyaç duyuyordu. Kahraman olmasa bile, kahramanlar insanlara umut verdiğinden bir tane yaratılıyordu.

 

Gök mavisi giyimli bilgin, dahinin aniden ortaya çıkışının insanlara güven sağlamak amaçlı olduğundan şüpheleniyordu. İnsanların devam etmesini sağlayan o olurdu, onlar dayandığı sürece bir gün bu kahraman Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı yenerdi.

 

Lakin bu doğru muydu?

 

Bu kişi kesinlikle bir kahraman olarak tasvir ediliyordu, fakat genç yaşta böylesi korkunç bir güce sahip olduğunu söylemelerini gök mavisi giyimli bilgin inanması zor buluyordu. Söylentilerin birçoğu genellikle abartılıyordu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr