Bölüm 729: Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün Ölümü

avatar
5149 16

True Martial World - Bölüm 729: Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün Ölümü


 

Bölüm 729: Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün Ölümü

 

“O ne?”

 

Genç öğrenciler bir anlığına afalladı. O sırada, Mistik Kaplan Ölümsüzü dahil birçoğu ufukta kırmızı bir çizgi görmüştü.

 

Ve o kırmızı çizgi endişe verici bir hızla yayılıyordu.

 

“Bu şey de ne!?”

 

Herkes telaşlandı. Gözleri bir anda fal taşı gibi açıldı. Kırmızı çizgi, kırmızı bir buluta dönüp onları kapladı. Kırmızı bulutun içinde, bir çift soğuk kırmızı göz onlara bakıyordu!

 

“Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı”

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün içini dehşet kapladı!

 

Neden... Neden bu kadar çabuk!?

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü tamamen şaşkına dönmüştü. Müzakereler başarısız olduğu anda gitmeye karar vermişti ve aradan sadece iki üç gün geçmişti.

 

Kaçış yönlerini planlamış ve gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra herkesi toplamışlardı. Bu bile çok hızlıca gerçekleşmişti.

 

Yine de böyle kısa bir sürede Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı gelmişti!

 

O hala kendini iyileştirmiyor muydu?

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın seviyesindeki bir varlığın güçlü bir yaşam gücü vardı, fakat bu yüzden de kendini iyileştirmek için bayağı büyük bir miktarda enerjiye ihtiyaç duyardı.

 

Sadece iki üç gün geçmişti, ama şimdiden iyileşmesi bitmiş ve onları öldürmeye mi gelmişti?

 

Yi Yun neredeydi? Yi Yun nereye gitmişti?

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü çıldırmak üzereydi. Neredeyse ıssız dağlardan ayrılacaktı, sadece birkaç adım uzaktaydı. Ancak bu birkaç adım geçilemez bir uçurum olmuştu!

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı çok hızlıydı. Mistik Kaplan Ölümsüzü ailesinin öğrencilerinden birkaç alem yüksekte olsa da, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı erkenden fark etmekte başarısız olmuştu.

 

Aralarındaki fark çok büyüktü! Mutlak gücün önünde Mistik Kaplan Ölümsüzü ve aşiretinin öğrencileri güçsüz ölümlülerden farksızdı.

 

Hepsi tek darbeye bile dayanamayacak kadar zayıftı!

 

Bu neden olmuştu?

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü bedeninin buz kestiğini hissetti. Kaçmak? Çok geçti!

 

Kalbini derin bir çaresizlik kaplamıştı. Etrafındaki dahilerin yüzleri solmuş ve bedenleri kaskatı kesilmişti! Teperindeki kan bulutuyla baskı çok büyüktü. Bu sadece ölüm korkusu değildi, ondan birkaç alem yüksekteki bir yaşam formu olan Şeytan Tanrı'nın verdiği içgüdüsel korkuydu.

 

Kan bulutu yayıldıkça, baskıya dayanamamaya başladılar ve kemiklerinden çatırdama sesleri geldi. Zayıf yetişim seviyeli olanların vücutlarındaki tüm deliklerden kan akmaya başladı.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın soğuk bakışları onları süzdü.

 

Hiç durmamıştı. Hepsi onun için önemsiz karıncalar gibiydi.

 

Metruk Irkının kampı önündeydi ve Jiang Xiaorou oradaydı.

 

Önce Jiang Xiaorou'yu öldürüp sonra Metruk Irkını katletmek istiyordu.

 

Bu karıncalarsa… Onlara bir şey yapmaya gerek yoktu. Üstlerinden uçtuğu sürece kan bulutundan oluşan büyük baskı hepsini katletmeye yeterdi!

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı hayatta kalacak kadar şanslı olanları umursayacak değildi. Hayatta kalışları yüzünden sevinmelerine izin vermekte zarar yoktu.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Kan bulutları ilerledikçe insan grubu baskı yüzünde trajik bir şekilde ölüyordu!

 

Yuan Açılış Alemi'nin altında olduğu sürece, eşsiz dahi veya Dao Tohumu Aleminin zirvesinde olmaları fark etmiyordu, hepsi yok oluyordu!

 

Bu sözde elitler ve büyük aşiretlerin gururlu cennet çocukları, barış zamanındayken sayısız kişi tarafından hizmet görüyordu. Şimdiyse hepsi önlenemez baskı karşısında et ve kan yığınına dönüşmüştü!

 

Elitlerden kan yığınına dönüşleri bir saniye bile sürmemişti!

 

Genç dahiler trajik bir şekilde ölse de Mistik Kaplan Ölümsüzü hayatta kalmıştı. O bir Yüce Kral'dı, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'dan çok daha zayıf olsa da sırf baskı yüzünden et yığınına dönmeyecekti.

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün dışında hayatta kalan Mistik Kaplan Aşiretinden birkaç Kıdemli de vardı.

 

Baskı sadece esip geçmişti. Büyük miktarda kişi trajik bir şekilde ölse de onlar hayatta kalmışlardı ve ne olduğunu bilmiyorlardı.

 

O sırada Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı çoktan uçup gitmişti ve duracakmış gibi de gözükmüyordu.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı onları bağışlamış mıydı?

 

Hepsi şaşkına dönmüştü. Ölümden kaçmışlardı!

 

Ancak, o anda...

 

Oh!?

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı aniden durdu ve gözleri Mistik Kaplan Ölümsüzünü süzdü.

 

Büyük miktarda insanın ölüşüyle Mistik Kaplan Ölümsüzü ve geri kalanlar doğal olarak göze çarpmıştı. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı bu karıncalara dikkat etmeyi planlamamış olsa da şimdi onları fark etmişti.

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'ne bakışı kalp atışlarını bir anlığına durdurmuş gibiydi. Hareket etmeye bile cesaret edemiyordu.

 

Bu insan...

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı iyileşmekte başarısız olduğundan ruhu hala kaos içindeydi. Ancak bu insan onda bir izlenim bırakmıştı. Yi Yun'a kilitlendiğinde bu kişi de oradaydı.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı Yi Yun'la Mistik Kaplan Ölümsüzü arasındaki müzakerenin detaylarını ne biliyordu, ne de umursuyordu. Ancak bu kişini Yi Yun'la aynı odada olduğunu biliyordu, bu da Yi Yun'la yakından ilişkili olduğunu gösteriyordu. Yakından ilişkili olmasa da en azından birbirlerini tanıyorlardı.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı ise Yi Yun'dan o kadar çok nefret ediyordu ki, onunla ilgili olan herkesi öldürmek istiyordu.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın gözleri Mistik Kaplan Ölümsüzü'nü hedef aldı ve kargısını ona sapladı!

 

Kargının gözbebeklerinde büyüdüğünü görünce Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün Yuan Qi'si donmuş gibi oldu.

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün gözleri çaresizlik içinde büyüdü. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın daha az önce onları görmezden geliyormuş gibi olduğunu hissetmişti. Eğer durum bu olsaydı geçici olarak felaketten kaçmış olurlardı.

 

Lakin hemen ardından Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın arkasını dönüp gözünü ona kestirmesini hiç beklememişti. Gözleriyse öfkeyle doluydu!

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı insanları hep soğuk bir ifadeyle öldürüyordu. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın gazabına uğrayacak ne yapmıştı?

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün düşünecek zamanı yoktu. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın gerçek gücünün önünde ancak bağırıp tüm gücüyle saldırabilirdi... Puchi! Kargı Mistik Kaplan Ölümsüzü'ne kağıdı kesermiş gibi saplandı! Mistik Kaplan Ölümsüzü'nın saldırısıysa Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya bir engel olmakta başarısız olmuştu.

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün çevresindeki hayatta kalmayı başaran Kıdemliler aynı anda çığlık attı. Darbenin ardından gelen etki bile onları tam bir ceset olarak ölemeden kan sisine dönüştürmüştü.

 

Boom!

 

Korkunç bir enerji patlaması oluştu. Hayatta kalmayı başaranların hiçbiri Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısı karşısında sağ kalmamıştı!

 

Sadece Mistik Kaplan Ölümsüzü dahil birkaç kişi bilinçlerini koruyabilmişti.

 

Bu ruh kalıntıları ve bilinçlerse Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı tarafından tek bir seferde yakalanmıştı.

 

Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün ruhu, ruhsal bir ruh halkası oluşturdu ve içinde Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün yüzü belirdi. Yüzünde çarpık ve acı çekiyormuşçasına bir ifade vardı.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı elini ifadesiz bir yüzle salladı ve Mistik Kaplan Ölümsüzü ile diğer kıdemlilerin ruhlarını zırhına emdi.

 

Zırhın içinde Mistik Kaplan Ölümsüzü'nün yüzü belirdi. Acı çekiyordu ve yüzünde vahşi bir ifade vardı, sanki inanamıyor gibiydi.

 

Bu olanlar tepedeki Panshi ve diğerleri tarafından izlenmişti!

 

Aslında izlendiği söylenemezdi, çünkü her şey göz açıp kapayıncaya kadar olmuştu.

 

Birkaç saniye önce kan bulutu gökyüzünü kaplamıştı ve hemen ardından Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısı Mistik Kaplan Ölümsüzü'nü delmişti!

 

Panshi ve diğerleri gözlerini açıp olanlara baktı. Bedenleri buz sarkıtları gibi kaskatı olmuştu.

 

Daha tepki veremeden Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın bakışları üzerlerindeydi!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr