Bölüm 792: Dünya Taşı

avatar
4537 15

True Martial World - Bölüm 792: Dünya Taşı


 

Bölüm 792: Dünya Taşı

 

Hua Yun Sarayı'nın iç bölgelerinde Yi Yun eski Çin tarzı, sekiz kişilik kare bir masada oturuyordu. Boyutlar arası yüzükte neler olduğuna bakıyordu.

 

Simgenin ön tarafına ‘Ateş Bulutu Eyaleti Ateş Simgesi’ kelimeleri işlenmişti ve arka tarafında antik On İki Semavi Cennet yazısıyla ‘Luo’ kelimesi yazıyordu.

 

İçinde ayrıca tüm Luo Klanı Yerateş Salonu öğrencilerinin giydiği basit bir takım vardı.

 

Bu eşyaların hiçbir özel yanı yoktu, ama Yi Yun'un dikkatini çeken yuvarlak bir taş vardı.

 

Taş kristalleşmişti ve garip bir enerji dalgası yayıyordu. Sırf elinde tutmak bile meridyenlerini atıyor gibi gösteriyordu.

 

Dünya Taşı?

 

Yi Yun bu taşı biliyordu. Göksel Savaş Şehri'ndeyken Ah Niu ve Ah Yu kardeşler bir Dünya Taşı'nı satma umuduyla Li Ateş Tarikatı'na götürmüştü. Yi Yun Dünya Taşı'nı onlardan satın almadan önce Li Ateş Tarikatı tarafından neredeyse kandırılmışlardı, bu yüzden Li Ateş Tarikatı'yla aralarında bir husumet oluşmuştu.

 

Dünya Taşı evrenin başlangıcında yaratılmış bir madendi. Aynı zamanda bir dünya oluşurken de oluşabilirdi.

 

Evren başta Kaos halindeydi, Kaos ise özünde bir enerjiydi. Enerjinin Yin ve Yang'a dönüşmesiyle, Cennet ve Yeryüzü ikiye ayrıldı. Ardından Yağmur, Rüzgar, Şimşek ve Yıldırım oluşarak sonunda tüm canlı varlıklara yaşam verdi.

 

Ancak tüm Kaos enerjisi Yin ve Yang'a veya diğer beş elemente dönüşememişti. Bazı enerjiler bir araya gelerek Kaos Taşlarını oluşturmuştu.

 

Kaos Taşları paha biçilemez hazinelerdi. Bunun nedeni evrenin başlangıcını kayıt ediyor ve Köken'in, enerji yörüngesinin en derin yasalarını barındırıyor olmasıydı.

 

Kaos enerjisinin zayıf hali Dünya enerjisiydi. Hala Kaos enerjisi olduğundan, Köken'den yoksun olmasına rağmen çok değerliydi.

 

Dünya enerjisi On İki Semavi Cennet'e evrimleşerek 3000 Dünyaya dönüşmüştü.

 

Benzer şekilde, tüm Dünya enerjileri de bir dünyaya evrimleşemiyordu. Sonunda bir araya gelip Dünya Taşlarını oluşturan enerjiler de olmuştu.

 

Dünya Taşlarının değeri Kaos Taşlarından aşağıda olsa da, yine de yetişim için kullanılan değerli bir hazineydi.

 

On İki Semavi Cennet'in oluştuğu büyük evrende birçok dünya vardı. Her bir dünyanın doğumu arkasında Dünya Taşı bırakırdı.

 

Şimdi bile, sonsuz Evrende evrimleşen ve doğan dünyalar vardı.

 

Aynı zamanda çöken veya yok olan eski dünyalar vardı, onlar da sonsuz enerjiye dönüşüyordu.

 

Bu yüzden Dünya Taşlarının üretiminin sınırsız olduğu söylenebilirdi.

 

On İki Semavi Cennet'te, Dünya Taşları büyük oluşumlar tarafından rekabet konusu olan değerli maden kaynaklarıydı. Kazılabilen taşlar para birimi olarak kullanılabiliyor ve değerli hazineler alınmasını sağlayabiliyordu.

 

Mesela, Luo Klanının kraliyet başkentindeki Metruk Gök Ustalarının arıttığı değerli kalıntılar sonunda açık arttırmayla Dünya Taşları karşılığında satılıyordu.

 

Ateş Bulutu Eyaleti maaş niyetine her bir öğrenciye bir Dünya Taşı veriyordu. Luo Klanının kurallarına göre her Yerateş Salonu öğrencisine yılda bir Dünya Taşı verilecekti.

 

“Bu Dünya Taşı'nın kalitesi Tian Yuan Dünyası'nda elime geçenden çok daha iyi. Tian Yuan Dünyası'ndayken Dünya Taşları çok değerli hazinelerdi. Lakin birçok kişi ne olduğunu bile bilmiyordu. Li Ateş Tarikatı'nın dükkanındaki satıcı bile tanımakta başarısız olmuştu.”

 

“Ancak On İki Semavi Cennet'te Dünya Taşından sürüsüyle var. Büyük Dünyalar uzun süre geçtikten sonra yaşam ve ölümü tadıyor. Her yeni dünyanın doğuşu Dünya Taşlarının oluşumuyla sonuçlanıyor. Bu da kazılabilecek büyük bir mineral deposu oluyor. Sayıları az olmamalı ki, her Yerateş Salonu öğrencisine yılda bir tane veriliyor.”

 

Bin Yerateş Salonu öğrencisi yılda bin Dünya Taşı demek. Gökateş Salonu öğrencileri ve çeşitli Kıdemlilerle beraber bu sayı yılda en az on bine çıkıyor olmalı.

 

Bu kadar çok Dünya Taşı Luo Klanının sadece eyaletlerinden biri olan Ateş Bulutu Eyaleti'nin harcaması. Eğer bu düşük alemde olsaydı resmen inanılmaz olurdu.

 

Dünya Taşları ise Luo Klanının tükettiği kaynakların sadece bir kısmıydı.

 

Böyle kaynaklar, durumlar ve yüz kat daha iyi miraslarla, On İki Semavi Cennet'in düşük alemleri aşan görkemli kişiler yetiştirmesine şaşmamalıydı.

 

Yi Yun aklında bu düşünceyle Dünya Taşını kaldırdı. Yerateş Salonu'nun kurallarını ve avantajlarını anlatan kitapçığı okumaya başladı.

 

Avantajlarından biri en önemli şeyi barındırıyordu: Yerateş Ruhu.

 

Aslında Yerateş Salonu'na bu ismin verilmesinin nedeninin büyük bir kısmı altında Yerateş Ruhu olmasıydı. Yerateş Ruhu aslında bir Yeryüzü Ateş Ruhu'ydu. Bu Ateş Ruhu yüz milyonlarca yıldır buradaydı ve sessizce Yerateş Salonu'nun ana dağında yanıyordu.

 

“Yerateş Ruhu...”

 

Yerateş Ruhu yılda iki ay çok yoğun bir şekilde yanıyordu. Bu ne zaman olursa, birçok Yerateş Salonu öğrencisi ateşini kazar, Yerateş Ruhu'nu kullanarak bedenlerini, meridyenlerini güçlendirir ve ateş elementi yasalarında anlayış kazanmaya çalışırdı.

 

Fey ırkı yasalardaki anlayışta doğal olarak insanlardan aşağıdaydıa, ma bazı soylu kanı olan güçlü Fey'ler belirli yasalara doğal yakınlığa sahipti. Ve Luo Klanının kan bağı da bu ateş elementi yasalarıyla bağlantılıydı.

 

Yerateş Ruhu'nun en güçlü halinde yanmasına şu anda hala birkaç gün vardı, bu yüzden Yi Yun tüm bunları görmezden geldi. Dünya Taşı'nı çıkardı ve özümsemek için önüne koydu.

 

Dünya Taşı en saf dünya enerjisini barındırıyordu, bu yüzden Mor Kristal, Yi Yun'un sıradan savaşçılardan birçok kat daha hızlı bir biçimde özümsemesini sağlıyordu.

 

Enerji çizgileri Yi Yun tarafından emildi, yavaşça Yi Yun'un Yuan Temeli'ni genişletip Dao Tohumu'nu ve içinde dikilen kutsal ağacı besledi.

 

Dünya Taşı'nda bulunan tüm enerji tertemiz bir şekilde Yi Yun tarafından emilene kadar bilinmeyen bir süre geçti. En ufak bir enerji zerresi bile ziyan olmamıştı. Enerji Yi Yun'un bedenini beslemişti ve şimdi meridyenlerinde akıyordu.

 

“Genç Efendi.”

 

Kapının dışından gelen ses Yi Yun'un gözlerini açmasına sebep oldu.

 

Kendini yetişimine adamış olsa da dış dünyayı gözlemlemek için bilincinin bir kısmını ayırmıştı.

 

Bilinci kapının dışını gösterince Yi Yun Ölümlü Kan alemindeki birinin aurasını hissetti.

 

“İçeri gel.” dedi Yi Yun.

 

Kapı açıldı ve yeşil elbiseli, güzel bir kız içeri girdi. Bu kız bir insandan farksızdı, ama farklı olan tek şey ırkını açığa veren arkasındaki pofuduk kuyruğuydu.

 

Yi Yun'un hafızası çok iyiydi, bu yüzden kız onda izlenim bırakmıştı. Adı Hu'er'di ve hizmetkarlardan biriydi.

 

“Genç Efendi, on gün içinde Yerateş Ruhu'nun en yoğun yandığı süreç sona erecek. Genç Efendi'nin istekleri doğrultusunda Hu'er size haber vermeye geldi.” Hu'er'in sesi ince ve zarifti. Hala genç olsa da, Tilki Irkının doğuştan gelen cazibesi daha tam oluşmamıştı. Eğer bu ölümlü dünya olsaydı, onun için diz çöken krallar olurdu. Hatta bu güzel için ülkelerinden bile vazgeçebilirlerdi. Bu kız hala bir tilki yavrusuydu, ama yeterli gücü vardı, hatta güçlü savaşçılar bile cazibesine kapılabilirdi.

 

Ancak bu seviyedeki bir cazibe hiçbir yönden Yi Yun'u etkilemedi.

 

“Anladım.” Yi Yun Dünya Taşı'nı emmeye başlamadan önce Yerateş Ruhu'yla ilgili haberlere dikkat etmelerine dair hizmetkarlara ses iletmişti.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr