True Martial World - Bölüm 798: Kendi Silahıyla Vurulmak

---

 

Bölüm 798: Kendi Silahıyla Vurulmak

 

Yerateş, Yang Zishan'ın kontrolünü kaybetmesiyle şaşırtıcı bir hızda ondan uzaklaştı.

 

Olayların dönüşü Yang Zishan'ı endişelendirdi.

 

Yerateş Salonu'ndaki uzun yıllarında, Ateş Ruhu Salonu'na her yıl ateş kazmaya geliyordu ve bunu birçok defa yapmıştı ama asla böyle bir durumla karşılaşmamıştı.

 

Ruhsal enerjisini ne kullanırsa kullansın Yerateş'in ellerinden kaçışını durduramıyordu.

 

Anca birkaç saniye sonra Yerateş tutamı giderek durmaya başladı.

 

Yerateşi durduğunda Yang Zishan'ın yüzü tamamen çirkinleşti.

 

Sadece yeni Yerateş Salonu öğrencilerinin giyeceği kıyafetleri giymiş bir genç gördü.

 

Genç lakayt bir şekilde elini uzatmıştı, Yerateş tutamı ise üstünde durmuş mutlak sessizlikte yanıyordu.

 

"Kıdemli Erkek Kardeş Zishan, bu..."

 

Diğer Yerateş Salonu öğrencileri de şaşırmıştı.

 

O anda, Yerateş'in Yang Zishan tarafından bilerek uçurulmadığını anlamışlardı, ateş Siyah Bambu grubundan yeni öğrencisi tarafından çalınmıştı.

 

Şaşaalı hareketleri yüzünden Yang Zishan için tezahürat yapıyorlardı ama göz açıp kapayıncaya kadar, daha yeteneklerini sergilemeyi bitirmeden kendi silahıyla vurulmuştu.

 

"Kıdemli Erkek Kardeş Zishan dikkatsizlik etmiş olmalı.

Yerateşi arıtma bittiğinde, rahatladı ve ruhsal kontrolünü azalttı, bu yüzden o it bundan yararlandı."

 

Yerateş Salonu'ndaki tecrübeli biri olarak, Yang Zishan'ın yeteneği akranlarının arasında en iyilerden biriydi.

 

Yoksa bu kadar kişi, onun yardakçısı olmayı seçmezdi.

 

Yang Zishan olağanüstüydü ve Ateş Ruhu Transmutasyonu yasalarını bile kavramıştı.

 

Tüm bunlar Yang Zishan gibi tecrübeli birinin yeni gelen birine kaybedeceğine inanmayı daha da zorlaştırıyordu.

 

Ayrıca, diğer kişi bir insan gibi görünüyordu.

 

"İsmin Yi Yun muydu?"

 

Yang Zishan, Yi Yun'a baktı.

 

Önceden Man Dao ile Yun Qiao'er'in, Yi Yun'un adından bahsettiğini duymuştu ve normalde Yi Yun'un, Man Dao'nun yardakçısı olduğuna inanmıştı. Bu yüzden Yi Yun'a doğrudan bir bakış bile atmamıştı.

 

Böylesi önemli bir anda Yerateş'ini emmek gibi kolay bir işte başarısız olacağını hiç beklememişti.

 

Ruhsal kontrolünün Yerateş'ini arıtmayı bitirdiği anda en rahat halinde olduğu doğruydu ama yine de bu çocukta onun ellerindeki Yerateş'i çalacak güç olmamalıydı.

 

"Zaten biliyorken niye soruyorsun?"

 

Yi Yun yavaşça işaret parmağını uzattı ve küçük alev yavaşça sıradan bir ateşmiş gibi parmağının ucunda yanmaya başladı.

 

O anda, Yi Yun'un yanında duran Man Dao ve Yun Qiao'er fal taşı gibi açılmış gözlerle bakıyordu.

 

Tıpkı diğer Yerateş Salonu öğrencileri gibi onlar da Yi Yun'un parmağının ucundaki ateşi gözlerine inanamıyormuş gibi izliyordu.

 

Bu alev gerçekten Yerateş Ruhu'ndan mı ayrılmıştı?

 

Neden bu kadar itaatkar görünüyordu.

 

Ayrıca Genç Erkek Kardeş Yi Yun'un, düşük alemden geldiği belliydi. Nasıl oluyor da böylesi derin yasalarda ustalaşmıştı?

 

Neler olduğu hakkında fikirleri olmasa da Man Doa ve Yun Qiao'er, Yang Zishan'ın yüzündeki ifadeyi görünce içlerindeki öfkenin yatıştığını hissetti.

 

Yang Zishan kesinlikle yeni gelmiş bir öğrencinin Yerateş'ini çalabileceğini beklememişti.

 

Man Dao yüksek sesle güldü:

 

"Yang Zishan, az önce aramıza yeni katılan Genç Erkek Kardeş Yi'ye 'biraz kazmayı denesene' dememiş miydin?

Bu aramıza yeni katılmış Genç Erkek Kardeş Yi'nin, Ateş Ruhu Sarayı'na ilk gelişi ve ayrıca ilk ateş kazışı."

 

Man Dao 'aramıza yeni katılmış Genç Erkek Kardeş Yi' kelimelerini sürekli tekrarladı ve bilerek 'aramıza yeni katılmış'ın üstünde durarak Yang Zishan'ın yüzüne şaplağı atıyordu.

 

Az önce harikayım demiyor muydun?

 

Ama sonun yeni katılmış bir öğrenci tarafından yenilmek olmadı mı?

 

Yun Qiao'er de haklı olan kendi tarafıysa sözlerini sakınmazdı.

 

Ağlayana kadar zorbalık edildikten sonra nasıl olur da alay etme fırsatını es geçebilirdi?

 

"Ze ze ze, hepiniz az önce Genç Erkek Kardeş Yi'ye 'resmiyete gerek yok' demiyor muydunuz?

Şimdi Genç Erkek Kardeş Yi istediğinizi yaptı ve gerçekten de resmiyette durmadı.

Hepinizin mutlu olması gerekmiyor mu?

Bu arada, neden hepinizin yüzü böyle kötü görünüyor?

Hasta mısınız?"

 

Yun Qiao'er'in sözleri kulağa acı geliyordu, hatta Yang Zishan'ın tam en çok acıtan yerine saplanmıştı.

 

Yang Zishan'ın beti benzi attı.

 

"Güzel!

Güzel.

Yeni doğmuş sıpanın aslandan korkmadığı cidden doğruymuş, ben Yerateş'imi arıtmayı bitirdiğim anda alevimi çalmak ha, cidden yeteneklisin."

 

Yang Zishan gücünün hissedilmesini seven biriydi.

 

Güçleriyle gösteriş yaparken aniden Yi Yun tarafından aşağılanmak dayanılmaz bulduğu bir şeydi.

 

Tanınmış bir aileden geliyordu ve olağanüstü bir yeteneği vardı.

 

Yerateş Salonu'nda bile ilgi odağıydı.

 

Tüm bunlar tadını çıkardığı şeylerdi ama şimdi Yerateş'iyle daha ilk defa temas etmiş biri tarafından yenilmişti.

 

O anda, Yang Zishan az önce Man Dao ile Yun Qiao'er'in hissettiğinden yüz kat daha fazla aşağılanmış hissetti.

 

"Kıdemli Erkek Kardeş Zishan, ona gününü göster."

 

"O çocuk sadece seni hazırlıksız yakaladı, gerçek yeteneği yok."

 

Yang Zishan'ın yardakçıları hemen kükredi.

 

Yang Zishan'ın yüz ifadesi çirkinleşti.

 

İçten içe Yi Yun'un uğraşılmaması gereken biri olduğunu biliyordu ama kaplanı çoktan kuyruğundan tutmuştu, bu yüzden inatçı olmak zorundaydı.

 

Tüm gücünü kullanıp ateş elementi yasalarındaki anlayışını sınırına kadar zorlamayı planlıyordu.

 

"Ha!"

 

Yang Zishan yüksek sesle kükredi ve eklem yerlerinden çatırdama sesleri çıktı.

 

Yüzünde küçük pullar belirmeye başladı ve gözbebekleri tel kadar ince bir hal aldı.

 

Yılan!

 

Yang Zishan'ın atası Dao'ya ulaşmış bir yılandı.

 

Ayrıca, ateş pitonunun kan bağına sahip olan ataları vardı. Bu yüzden Yang Zishan'ın ateş elementi yasalarına doğal bir yatkınlığı vardı.

 

"Şimdiden dönüşüyor mu?"

 

Man Dao şaşırmıştı.

 

Yang Zishan tüm gücünü kullanacaktı.

 

Yang Zishan'ın, Yerateşini Yi Yun'dan almak için dönüşmesi, Yi Yun'un ne kadar güçlü bir rakip olduğunu ifade ediyordu.

 

Yi Yun'dan Yerateşini sadece tüm gücünü kullanarak çalabilirdi.

 

Ancak böyle kendini yatıştırabilirdi yoksa bu tüm hayatı boyunca onun için bir rezillik olurdu.

 

"Tıssss–"

 

Yang Zishan'ın göğüs kafesinden bir insandan gelemeyecek bir tıslama sesi geldi.

 

Vücudu alevler içinde yanarken Yi Yun'un parmağının ucundaki alevi hedef aldı ve aniden havaya dokundu.

 

Ateş Ruhu Transmutasyonu!

 

Vahşi ve bastırıcı bir Yuan Qi, Yi Yun'un elinin üstünde uçan Yerateş'e doğru ilerledi.

 

"Hu!

Hu!

Hu!"

 

Alev sanki Yang Zishan tarafından bir ruh verilmiş gibi dengesizce dans etmeye başladı.

 

Yang Zishan'ın etrafındaki birçok öğrencinin gözleri parladı.

 

Bu Ateş Ruhu Transmutasyonu'ydu!

 

Aleve biraz ruhsallık vermesi, doğal olarak veren kişiye, Yang Zishan'a yatkınlığı olmasını sağlıyordu.

 

Yi Yun ise, yeni gelmiş bir öğrenci olarak, nasıl olur da Ateş Ruhu Transmutasyonu gibi derin ateş elementi yasalarına sahip olabilirdi ki?

 

"Ateş, gel!"

 

Yang Zishan kükredi ve zorla Yi Yun'un elindeki aleve odaklandı.

 

Alev şiddetle dans etmeye başladı, sanki Yi Yun'un elinden her an çıkacak gibi görünüyordu.

 

Yi Yun dans eden aleve bakarken yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.

 

Ateş Ruhu Transmutasyonu aleve ruh mu veriyor?

 

Eğer aleve gerçekten yaşam bahşedip onun Fey'e dönüşmesini sağlayabilirsen, o zaman Mor Kristal ona karşı güçsüz kalırdı. Çünkü Mor Kristal yaşam barındıran enerjileri kontrol edemezdi.

 

Ancak, yaşam bahşetmek zekası olan bir yaratık oluşturmakla aynı şeydi. Nasıl olur da bu o kadar basit olabilirdi?

 

Eşsiz görkemli bir kişi bile bu yetenekten yoksundu.

 

Sadece Evren, sonsuz enerjiyle yüz milyonlarca yıl harcayarak yaşamı yaratabilirdi.

 

Şu an olan şey ise sadece Yang Zishan'ın zorla bir ruhsallık izini aleve aktarmasıydı.

 

Bu Yang Zishan'ın iradesiyle aynı şeydi, bu yüzden Yi Yun bunu hiç umursamamıştı.

 

Mor Kristal'den ruhsal enerji fışkırdı.

 

"Sön!"

 

Yi Yun'un Yerateşi tutan eli aniden yumruk oldu.

 

Boom!

 

Bir patlamayla, Yang Zishan'ın alevin içindeki bilinci, Yi Yun'un elini yumruk yapmasıyla yok oldu.

 

Bilincinin bir kısmının yok olması, Yang Zishan'ı inletti ve yüzü aniden soldu.

 

O anda, Yi Yun elini tekrar açtı, Yerateşi tutamı hâlâ sessizce Yi Yun'un elinin üstünde yanmaya devam ediyordu.

 

Yang Zishan'ın gözlerinde, alevler sanki onla dalga geçermiş gibi dans ediyordu.

 

Bu yüz ifadesini çirkinleştirdi.

 

Yang Zishan'ın yanındaki onun için tezahürat yapan Yerateş Salonu öğrencileri boyunlarından yakalanmış horozlar gibi hissettiler.

 

Ne diyeceklerini bilmiyorlardı.

 

Bunu nasıl yaptı?

 

Yang Zishan dönüştükten sonra Ateş Ruhu Transmutasyonunu kullanmıştı.

 

Bu son derece güçlü görünmüştü. Yi Yun ise hiçbir güçlü yasa kullanmamıştı, nasıl oluyor da Yang Zishan'ın Ateş Ruhu Transmutasyonunu yok etmişti?

 

"Bu herif ucubenin teki!"

 

Yerateş Salonu öğrencilerinden biri mırıldandı.

 

İsteksiz olmasına rağmen gerçekleri kabullenmek zorundaydı.

 

Yi Yun Yerateş Salonuna yeni girmişti ve şimdiden ilk ateş kazışı sırasında bu kadar güçlüydü.

 

Yerateş Salonu öğrencilerinin hepsi ilk ateş kazışlarını hatırlıyordu.

 

O zamanlarda, çok dikkatli olmuşlar ve birçok defa denemişlerdi.

 

Hatta bazen, ancak birkaç kez başarısız olduktan sonra kazabilmişlerdi.

 

Lakin Yi Yun, sadece pamuk toplar gibi ateş kazmakla kalmamış, ayrıca Yang Zishan'ın ateş tutamını doğrudan çalmıştı.

 

Bu akıl almaz bir şeydi.

 

....