True Martial World - Bölüm 801: Siyah Bambu'yla Görüşmek

---

 

Bölüm 801: Siyah Bambu'yla Görüşmek

 

Yi Yun atılım yapma anında, Yerateş Ruhu tutamını emmek için sadece iki saat harcamıştı ama emdiği Yerateş miktarı diğerlerinin aylar boyunca emdiklerinin toplamından fazlaydı.

 

Ayrıca atılım yaptığı anda kasırga Yerateş Ruhu'nun etrafında dönmüş ve Yi Yun'un büyük miktarda Yerateş Ruhu emmesine sebep olmuştu.

 

Bu nedenle bugün, ateş kazmasına devam etmesine gerek yoktu.

 

"Yerateş Ruhu cidden esrarengiz bir şey.

Düşük aleme kıyasla On İki Semavi Cennet'in sayısız esrarengiz yerleri var.

Sırf Ateş Bulutu Eyaleti bile şu anki alemime yararlı bir sürü fırsat barındırıyor."

 

Yi Yun Yerateş Ruhu'nun, Büyük Dünya'yla beraber donduğu anı tecrübe edebilmişti ama ortalıkta gezinen sisin arkasını göremiyordu.

 

Ancak çoktan ateş elementi yasalarında bir temeli olduğunu hissetmişti.

 

Savaşçılar yetişim alemlerini yükselttiklerinde, yasaları kavrama hızları daha da hızlanırdı.

 

Yi Yun'un Mor Kristal'i ve saf Yang yasalarındaki yetişimiyle ateş elementi yasalarında yetişim yapması çok hızlıydı.

 

Man Dao ve Yun Qiao'er de emmeyi bitirmişti.

 

Yasalardaki anlayışları sınırlıydı, bu yüzden tek seferde fazla Yerateş ememiyorlardı.

 

"Sizde gitmeyi mi planlıyorsunuz?"

 

Yi Yun sordu.

 

"Evet, Evet.

Genç Erkek Kardeş Yi Yun bir dahaki gelişinde, bizi de çağırmayı unutma."

 

Yun Qiao'er aceleyle dedi.

 

Eğer Yi Yun'la gelirse o zaman zorbalık görmek veya dışlanmak konusunda endişelenmesine gerek kalmazdı.

 

Peri Siyah Bambu Yerateş Salonu'nda zayıf bir pozisyonda olsa da hiç kimse yeterince güçlü birine zorbalık etmezdi.

 

Buna karşın güçlüyse zorbalık edebilirdi. Kim aşağılanmak için ileri atılırdı ki?

 

"Gidelim."

 

Yi Yun, Ateş Ruhu Sarayı'ndan çıktıktan sonra ona kilitlenen bakışın kapıdan geçtiği anda yok olduğunu hissetti.

 

Koca Ruh Mastifi hâlâ hareketsizce girişte yatıyordu.

 

Görünmez göz yok olduğu anda Yi Yun, Ruh Mastifi'ne baktı.

 

Göz kapaklarını bile oynatmamıştı.

 

"Boşuna bakma; Lord Mu Ao, Ateş Ruhu Sarayı'nda on milyonlarca yıldır bekçilik yapıyor.

Hiç kimse daha önce gözlerini açtığını görmedi.'' dedi, Man Dao.

 

O anda, bir anlığına duraksadıktan sonra dedi ki: "Usta Siyah Bambu çıktığımızı biliyor.

Yanına gitmemizi istiyor."

 

Yun Qiao'er hemen huzursuz oldu.

 

"Hepimizin mi?

Usta neden bize bakıyor ki?"

 

Yi Yun, Yerateş Salonu'na geldiğinden beri Peri Siyah Bambu'yu bir kez bile görmemişti.

 

Aniden çağırılmayı hiç beklemiyordu.

 

Peri Siyah Bambu'nun sarayı dağın yan tarafında, gökleri delen bir bambu gibi gözüken bir tepenin üstüne inşa edilmişti.

 

Uzaktan bakınca bulutlarla kaplıydı ve keskin bir his veriyordu.

 

Burası aslında Peri Siyah Bambu'nun soğuk kişiliğiyle uyuşuyordu.

 

Bambularla kaplı sarayın önüne, üç Altın Cehennem Akbaba'sı indi.

 

Sarayın kendisi bile bambudan yapılmıştı.

 

Tek bir bakış bile adama sayısız yeşil kılıcın yere saplandığı hissini veriyordu.

 

"Bu benim ikinci gelişimim." dedi, Man Dao.

 

"Benim ilk." dedi, Yi Yun.

 

"Benim de ilk. Usta nadiren öğrencilerini çağırır."

 

Yun Qiao'er biraz korkmuştu.

 

Peri Siyah Bambu'daki izlenimi aldığı sınavın ötesine geçmemişti.

 

Zamanında elinde bayağı çekmişti.

 

Üçlü sarayın önüne geldi ve hemen ardından, insan şeklinde ama el boyutunda bir bambu dışarı çıktı.

 

Vücudu bambudan kafası bambu yaprağındandı ama giydiği kıyafetler sıradandı.

 

Üçlünün önüne gelip 'benimle gelin' diye işaret etti ve arkasını dönüp içeri girdi.

 

Yi Yun bunu görünce bayağı şaşırmıştı.

 

Ancak, Yun Qiao'er ve Man Dao alışmış gibi davrandı.

 

Daha tamamen dönüşmemiş böyle küçük Fey'lerin, On Bin Fey Semavi Cennet'te yaygınca görüldüğü belliydi.

 

Bambu adam onları saraya soktu.

 

Yoldayken avluya ekilmiş birçok siyah bambuyla karşılaştılar.

 

Yi Yun ile dostları onların yanından geçerken rüzgarla sallanıyorlardı ve sanki selam veriyormuş gibi yapraklarıyla hışırdıyorlardı.

 

Yi Yun içten içe şaşırmıştı.

 

Bu bambular da kesinlikle bir ruh vardı.

 

Muhtemelen Peri Siyah Bambu Dao'ya ulaşırken etrafında büyümüş bambulardı ve Peri Siyah Bambu da onları gelirken yanına almıştı.

 

Bambu adam onları Peri Siyah Bambu'nun beklediği köşke getirdikten sonra gitti.

 

Üçlü eğilip selam verdi ve dedi ki: "Selamlar Usta."

 

"Böyle gereksiz inceliklere gerek yok.

İstediğiniz yere geçin.

Benim o tür kurallarım yoktur." Peri Siyah Bambu dedi.

 

Köşkün içi, önünde qin olan bambu hasırlarla dizilmişti.

 

Peri Siyah Bambu qinin önünde bambu hasırının üstünde oturuyordu.

 

"Hepiniz az önce ateş kazmak için Ateş Ruhu Sarayı'na gittiniz değil mi?"

 

Yi Yun ve diğerleri oturduktan sonra Peri Siyah Bambu, Yi Yun'a baktı ve gülümseyerek sordu.

 

Yun Qiao'er ve Man Dao birbirlerinin gözlerine baktı ve şaşırdı.

 

Usta çoktan biliyor mu?

 

Tüm olanları öğrenmiş mi?

 

Yi Yun başını salladı ve dedi ki: "Evet."

 

Ateş Ruhu Sarayı'na girdiğinde üstünde gezinen gözü hatırladı.

 

Bu nedenle Peri Siyah Bambu'nun, tüm olanları bilmesine şaşırmamıştı.

 

O göz muhtemelen Ateş Ruhu Sarayı'nı koruyan bir varlıktı.

 

Peri Siyah Bambu, Yi Yun'a derin ve anlamlı bir bakış attıktan sonra gülümseyerek dedi ki: "Bana haber veren Ateş Ruhu Sarayı'nın Tapınak Ruhu'ydu.

Yang Zishan çoktan Cennete Yükseliş Alemi'ne girmiş biri yine de ondan Yerateş'i çalmayı başardın.

Bu beni gerçekten de şaşırttı!

Sonradan Yerateş'ini emerek kendini Yuan Açılış mükemmellik alemine yükselttin ve bu çok daha iyi bir şey."

 

Peri Siyah Bambu'nun soğuk bir kişiliği vardı. Bu yüzden Yi Yun'u ardı ardına övmesi performansının onu tatmin ettiğini işaret ediyordu.

 

Yetişim alemini yükseltmek bir şey değildi ama Kıdemli Gök Akrebi'nin kibrini alt etmek Peri Siyah Bambu'nun biraz sevindiği bir şeydi.

 

Peri Siyah Bambu umursamaz ve rahat bir kişiliği olmasına rağmen yine de yıllarca başkaları tarafından bastırılma hissini sevmiyordu.

 

Ne de olsa Peri Siyah Bambu, Yerateş Salonu'na kısa bir süre önce girmişti. Bu da öğrencilerinin hep dezavantajda olmasına neden oluyordu.

 

Bu sefer işleri tersine çevirmek gerçekten de kayda değerdi.

 

"Söyle bana, ne ödül istersin."

 

Peri Siyah Bambu, dedi.

 

Ateş Bulutu Eyaleti'nde, öğrenciler arasındaki rekabete sadece izin verilmekle kalınmıyor, ayrıca kazananlar ustaları tarafından ödüllendiriliyordu.

 

Tabii ki bu, sadece kazandıklarında geçerliydi.

 

Eğer kaybederlerse, hem ödül alamıyorlar hem de cezaya çarptırılıyorlardı.

 

Mesela, Yang Zishan Yerateş'i çalınınca bir ruhsal yara almıştı.

 

Bu nedenle Kıdemli Gök Akrebi hem ona arka çıkmayacak, hem de cezalandıracaktı.

 

Bu Luo klanının geleneğiydi.

 

Peri Siyah Bambu'nun ne ödül istersin dediğini duyunca, Man Dao ve Yun Qiao'er Yi Yun'a kıskanç gözlerle baktı, özellikle de Man Dao.

 

Birkaç yıldır Yerateş Salonu'ndaydı. Bu yüzden Peri Siyah Bambu'nun övdüğü öğrencilerin sayısının çok az olduğunu biliyordu.

 

Ayrıca, Yi Yun buraya geleli daha iki ay bile olmamıştı.

 

Peri Siyah Bambu Yerateş Salonu'nda bir Kıdemliydi. Bu yüzden elinde kaynaktan çok şey yoktu.

 

Vereceği herhangi bir şey öğrencilerin sevinmesine yeterdi.

 

"Yetişim teknikleri, iksirler, silahlar.

Ne istiyorsun?

Hadi söyle." Peri Siyah Bambu, dedi.

 

Yi Yun bir anlığına düşündükten sonra dedi ki: "Efendim, bu öğrencinin düşük alemden geldiğini biliyor olmalısınız.

Ateş Bulutu Eyaleti'ne gelip geçici olarak yerleşmiş olsam da sürekli bu öğrencinin aklında olan bir şey var."

 

"Oh!

Nedir?"

 

Peri Siyah Bambu bunu,  yavaşça söylediğinde her zamanki gibi ferahlatıcıydı.

 

"Bu öğrenci, On Bin Fey Semavi Cennet'e gelirken Yüz Tayf kara deliğinden geçti ve bir uzamsal fırtınayla karşılaştı, sonundaysa ağır yaralar alıp bilincini kaybetti.

Sonradan bu öğrenci, bir Gökateş Salonu öğrencisi, Luo Fengling Hanım'ın ruh kruvazörü tarafından  kurtarıldı.

Lakin aslında bu öğrenci fırtınaya kapıldığında, ona eşlik eden başka bir kız vardı ama şu anda yeri hâlâ bilinmiyor..."

 

.....