True Martial World - Bölüm 808: Antikefey Binası

---

 

Bölüm 808: Antikefey Binası

 

Zaman akıp geçti ve havada uçup gözleri kapalı bir şekilde meditasyon yapan Ran Yu aniden gözlerini açtı ve yere indi.

 

"Birisi geldi!"

 

Kalabalığın arasından bir Gökateş Salonu öğrencisi bağırdı.

 

Herkes aceleyle ruh kruvazörüne baktı.

 

Orada üstünde piton olan bodur bir adamın, ruh kruvazörünün pruvasından aşağı atladığını gördüler.

 

Yi Yun bu adamı görünce hafiften duraksadı.

 

Bu kişinin vücudu acayip büyüktü.

 

En az 3.5 metre boyundaydı ve tek kolunun kalınlığı bir kadının beli kadar vardı; bacakları ise sütun kadar kalındı.

 

Vücudu dövmelerle kaplıydı ve boynunda asıl bir kafatası kolyesi vardı.

 

Kafatası kolyesiyse bir yumruk boyutundaydı.

 

O şeyin bir insan kafatası mı yoksa bir Fey mi olduğunu söylemek zordu.

 

Vücudunun etrafında sarılı piton ise bir damacana kadar kalındı.

 

Böylesi büyük bir piton kolayca iki kişiyi yutabilirdi.

 

"On beş Ateş Bulutu Eyaleti öğrencisi, hepiniz benimle gelin!"

 

Yılan adamın sesi şimşek kadar yüksekti ve kalabalığı iliklerine kadar titretmişti.

 

"On beş?

Burada olmayan biri var!"

 

On altı Ateş Bulutu Eyaleti öğrencisi seçilmişti ama eksik biri vardı ve o kişi,  Tian Shi'ydi!

 

Tian Shi Ateş Bulutu Eyaleti'ndeki en güçlü kişiydi ve şanı kraliyet başkentine kadar ulaşmıştı.

 

"Beklemeye gerek yok.

Tian Shi dört saat önce Kral Hong'un adamlarınca götürüldü."

 

Kral Hong mu?

 

Herkes şaşırdı.

 

Kral Hong'un şanlı adını hepsi duymuştu.

 

Kraliyet başkentinde bile Kral Hong arkasında güçlü bir grup olan tanınmış biriydi.

 

Kişisel gücü de muazzam büyüklükteydi.

 

"Kral Hong'un adamları, Kıdemli Erkek Kardeş Tian Shi'yi neden aldı ki?"

 

Bazılarının kafası karışmıştı ama diğerleri nedenini anlamıştı.

 

"Kral Hong Prens Kızıl Sema'nın amcası, bu yüzden..." Konuşan kişi cümlesini yarıda kesti.

 

Kral Hong, İmparator Luo'nun oğluydu; Prens Kızıl Sema ise aslında imparatorun torunuydu.

 

İmparator Luo'nun uzun bir yaşam süresi vardı ama oğulları ve kızlarının sayısı azdı.

 

Bunun nedeni Luo klanının Gökefey olmasıydı, bu da onlara antik güçlü bir Feyin kan bağını veriyordu.

 

Kan bağı ne kadar güçlüyse çocuklarının olması o kadar zordu.

 

İmparator Luo'nun pek çocuğu olmasa da iş torunlarına, torunlarının torunlarına ve torunlarının torunlarının torunlarına geldiğinde çoktu.

 

Birçok prens ve prensesin altında onlarca nesil vardı.

 

On nesil kadar uzakta olan çocuklar İmparator Luo'nun kendi neslinden sayılıyordu, bu yüzden onların da tahta çıkma şansı vardı.

 

İmparator Luo'nun çocuklarının arasındaki kıdemlilik çok karmaşıktı.

 

Bu nedenle aile ağacındaki kıdemlilik yerine, yaşa göre kıdemliliğe bakıyorlardı.

 

Nesil farkı olan Prens Pingnan gibi birçok prens, Luo İmparatoru'na İmparator Baba yerine Majesteleri derdi.

 

Prens Kızıl Sema'nın, Kral Hong'a amca demesi sadece hem yaş hem de kıdemlilik bakımından uygun olmasından dolayıydı.

 

Kral Hong ve Prens Kızıl Sema'nın yakın ilişkisi vardı, bu yüzden taht için Prens Kızıl Sema'yı desteklemesi normaldi.

 

Tian Shi'nin, Ateş Bulutu Eyaleti'ndeki itibarı ise geri kalanından daha yüksekti.

 

Sadece Tian Shi, Kral Hong'un adamlarını gönderip onu aldırması için yeterince değerliydi.

 

Tabii Tian Shi, Kral Hong'un yanına aldığı tek kişi değildi.

 

Diğer eyaletlerde de, Kral Hong'un özel fırsatlar tanıdığı birçok Gökateş Salonu öğrencisi vardı.

 

Kral Hong tarafından alınanların çoğu, eyaletlerindeki en elit kişilerdi ve Kral Hong onlar üzerinden bahis yapıyordu. Böylece Luo İlahi Salonu sınavlarında iyi iş çıkarırlarsa Prens Kızıl Sema'nın tahta çıkma şansı daha da artacaktı.

 

"Tam da Kıdemli Erkek Kardeş Tian Shi beklenildiği gibi, o gerçekten de bizden farklı.

Baksana onu alması için özellikle biri gönderilmiş."

 

"Kıdemli Erkek Kardeş Tian Shi'nin kolektif eğitimdeki kazancı bizden daha büyük olacaktır."

 

Birçok kişi Tian Shi'yi kıskanıyordu ama tabii ki de tek suçlayacakları şey kendileriydi.

 

Kral Hong'un iyiliği kazanacak kadar neden güçlerini arttırmamışlardı?

 

Kalabalığın arasındaki Luo Fengling iç çekti.

 

Önceden Prens Pingnan tarafından seçilince bayağı şaşırmıştı ama şimdi bunun pek önem arz etmediğini hissetmişti.

 

Gerçek güçlü olanlar çok önce seçilmişti.

 

Öğrencilerin tepkisini görünce üstünde piton olan adam alay eder gibi gülümsedi.

 

Kısık ve boğuk bir sesle dedi ki: "Fırsatlar kendi yeteneklerinizle elde edilir.

Eğer diğerlerinin fırsatını kıskanacak zamanınız varsa o zaman gidip, neyiniz varmış bir bakın.

Gideceğiniz Azure Dalga Dağı, Kral Hong'un yetişim bölgesinden zayıf olmayacak.

Azure Dalga Dağı'nda birçok fırsat var ama tek sorun onları elde etmenin zor olması.

Gücünüzü gösterdiğiniz sürece elde edeceğiniz eşyalar Tian Shi'ninkinden zayıf veya az olmayacaktır.

Eğer Tian Shi'den daha güçlüyseniz o zaman alacağınız ödüllerde onunkinden üstün olur."

 

Pitonun sardığı adamın onları kendilerine acıdıkları halden çıkarmasıyla Gökateş Salonu öğrencileri biraz daha rahatladı.

 

Ancak hiç kimse Tian Shi'den daha çok fırsat elde edebileceğine inanmıyordu.

 

Kendi güçlerini biliyorlardı ve Tian Shi'yle aralarındaki farkın ne kadar büyük olduğunun da farkındaydılar.

 

Herkes ruh kruvazörüne bindikten sonra kruvazör gökyüzüne yükseldi.

 

Luo klanı gezegenlerle dolu büyük bir yıldız bölgesine hükmediyordu.

 

Kozmosda gizli birçok küçük dünya vardı.

 

Bu dünyalar sayısız canlı varlığa yaşam veriyordu.

 

Ruh kruvazörü, yükseldikten iki saat sonra doğrudan bir Dünya Taşı yaktı ve boşluğu delerek Boşluk Aktarımı yaptı.

 

Kaotik uzay zamanda ilerlerken ufak sarsıntılar yaşıyorlardı.

 

Yi Yun pencerenin önünde durdu ve uzamsal boyut yasalarından oluşan ışık huzmeleri ile uzamsal fırtınalara baktı.

 

Bunlara bakarken içinde karmaşık duygular vardı.

 

Bulut Çölü'ndeyken karnını doyurması bile bir zorluktu.

 

Şimdi, On İki Semavi Cennet'teki sonsuz kozmosa gelmişti ve Evreni geziyordu.

 

Yaşamı boyunca karşılaştığı şeyler içinde garip duygular yaratmıştı.

 

Ruh kruvazörü iki saat içinde milyarlarca kilometre yol katetti ve Yi Yun boşluktan çıktıklarında pencereden bir dağ gördü.

 

Bu dağ yerden yükselmiyordu.

 

Aksine, uzayda asılıydı.

 

Yi Yun böylesi büyük bir dağı daha önce hiç görmemişti ve yerden yüksekliği aşağı yukarı on binlerce kilometreydi.

 

Bu cüce bir yıldızla aynıydı.

 

Yi Yun'un içinde olduğu ruh kruvazörü devasa dağın önünde uçarken küçük bir toz tanesi gibiydi.

 

"Çok büyük!"

 

Ruh kruvazöründeki öğrencilerden biri sesi şaşkınlıkla dolu bir şekilde konuştu.

 

Öğrenciler bu dağın sadece kolektif eğitim için olan bir yer olduğunu ve Luo İlahi Salonu sınavlarının olacağı yer olmadığını düşününce içlerinde kabaran duygular hissetti.

 

Luo İlahi Salonu sınavları her altmış yılda bir oluyordu. Bu yüzden bu şansı elde etmek çok zordu.

 

Ruh kruvazörü Azure Dalga Dağı'na yaklaştı ve Yi Yun dağın zirvesinde dalgalanan bir grup mavi bulut gördü.

 

Bu tıpkı kıyıya çarpan su gibiydi, muhtemelen Azure Dalga Dağı ismi de buradan geliyordu.

 

Dağın eteğinden başlayan birçok yapı vardı, bunlar; saraylardan bitkisel bahçelere, çayırlardan ormanlara ve ovalardan Fey havanları için olan çitliklereydi.

 

Ruh kruvazörü sonunda dağın tepesine yakın bir yere indi.

 

Herkes kapılar açılınca ruh kruvazöründen indi ve yere ayak bastı.

 

O anda, üstünde piton olan adam ruh kruvazöründen çıktı ve oradaki genç öğrencilere baktı.

 

"Azure Dalga Dağı'nın kolektif eğitimi kısa olacak, kolektif eğitim dense de aslında amaç size yarar sağlamak.

Bu sizin yetişim alemlerinizde atılım yapmanız ve Luo İlahi Salonu sınavlarında daha iyi sonuçlar elde etmeniz için!"

 

"Luo İlahi Salonu sınavları on sekiz yıl sürüyor.

Bu on sekiz yıl temelinizi attığınız yıllar olacak, bu yüzden sizin için çok önemli!

Elinizden gelenin en iyisini yapın!"

 

"Önünüzdeki büyük salonun ismi Antikefey Binası.

Bu Azure Dalga Dağı'ndaki kolektif eğitiminizin önemli bir parçası.

Antikefey Binası'na girdikten sonra elde edebileceğiniz her şeyi alabilirsiniz."

 

.....