True Martial World - Bölüm 823: Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri

---

 

Bölüm 823: Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri

 

O anda uçurumun derinlerinden aniden bir ışık perdesi çıktı ve sonra Ejder İmparatoru kutsal sütununun taş köprüsüne doğru uçtu.

 

Ejder İmparatoru kutsal sütununun taş köprüsü uzaktan devasa bir ejderha gibi görünüyordu ve üstünde duran birkaç Luo klanı öğrencisi vardı.

 

Luo klanı öğrencileri ciddiyetle onlara doğru uçan ışık perdesini izliyordu.

 

Bu ışık perdesinin gözleri var gibiydi. Doğrudan bir kişiye doğru uçtu ve göz açıp kapayıncaya kadar o öğrencinin önünde belirdi.

 

Işık perdesinin dağılmasıyla ortaya bir kutu çıktı.

 

Öğrenci şaşırmış bir şekilde aceleyle kutuyu yakaladı.

 

Açtıktan sonra yüzünde görülebilen tek şey karmaşık bir bakıştı.

 

"Nedir?"

 

Yanındaki öğrencilerden biri dedi ki: "Dünya Taşları."

 

Dünya Taşları, Ateş Bulutu Eyaleti'nde bir çeşit maaş biçimiydi.

 

Yerateş Salonu öğrencilerinde yılda bir tane Dünya Taşı veriliyordu, Gökateş Salonu öğrencilerine ise yılda beş tane.

 

Bu Luo klanı öğrencisi ödül olarak 20 Dünya Taşı elde etmişti ve bu, başka bir zaman olsa kötü sayılmazdı.

 

Lakin Antikefey Binası'ndaki sayısız fırsatlarla karşılaştırıldığında anlaşılır bir hayal kırıklığı oluyordu.

 

"Antikefey Binası'nda, sadece Göz Açma seviyesinin üstündekiler daha iyi ödüller alabilir.

Biz sadece Kımıldama yapabildik, bu yüzden aklından bile geçirme."

 

Öğrenci yüzünde çirkin bir ifadeyle başını iki yana salladı ve iç çekti.

 

Zar zor kutsal sütunun kabulünü görmüştü ama buna rağmen küçük bir umudu vardı. Fakat en kötü ödülü, Dünya Taşları'nı alacağını hiç beklememişti.

 

Başka bir ışık perdesi daha derinlerden çıkıp Yedi Renkli Anka Kuşu taş köprüsündeki Luo klanı öğrencisine doğru uçtu.

 

Bir anda o öğrencinin yüzünde huzursuz bir ifade oluştu.

 

Onun Kımıldama seviyesi de önceki kişiden pek yüksek değildi.

 

Luo Fengling de o taş köprüdeydi, bu yüzden aynı şekilde gergindi.

 

Luo Fengling'in yetişim için çok az zamanı olmuştu. Bu yüzden biraz kaynak elde etmesi onun için çok yararlı olurdu.

 

"Bu bir yetişim tekniği!"

 

Işık perdesi antik bir cilt geldi.

 

Yetişim tekniğine geldiğinde işler farklıydı.

 

Antikefey Binası'ndaki yetişim teknikleri en düşük seviye olsa bile çok kötü olamazdı.

 

"Bu Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri'nin birinci ve ikinci cildi."

 

Yetişimcilerden biri antik ciltteki kelimeleri görünce konuştu.

 

"Birinci ve ikinci cildi elde etmiş olsa da dokuzunun hepsini bulması neredeyse imkansız."

 

Luo klanı öğrencilerinden biri dedi.

 

Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri, Luo klanında üst seviye bir vücut güçlendirme yetişim tekniğiydi ama Luo klanına ait değildi.

 

Bu tüm On Bin Fey'de ünlü olan bir antik görkemli kişi tarafından bırakılmış mirastı.

 

Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri çok değerli olsa da ilk birkaç cildi nispeten daha basitti ve birçok kopyası çıkarılmıştı.

 

Ancak beşinci ciltten sonraki ciltlerin değeri geometrik bir oranda artıyordu.

 

Luo klanında bile tam Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri yoktu.

 

"Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri.

Ze ze.

Efsanelere göre Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri'nin tümünde ustalaşan kişi, vücuduyla Büyük Dünya'lardan birini yok edebilirmiş.

Bu On Bin Fey Semavi Cennet'teki üst seviye bir vücut güçlendirme tekniği ama insanların ustalaşması çok zor."

 

Ran Yu aniden konuştu.

 

Yi Yun'a bakmadı ama sözlerinin kime yöneldiği belliydi.

 

Onlardan pek uzakta olmayan Lie Ya bunu duyunca hemen dedi ki: "Kıdemli Erkek Kardeş Ran Yu haklı.

İnsanlar vücut güçlendirme yetişim tekniklerinde bizlerden kötü.

İnsanların dövüş sanatlarıyla ilk kez temas etmesi halinde sadece iki vücut güçlendirme alemi oluyor; Ölümlü Kan ve Mor Kan.

Fey ırkının vücut güçlendirme tekniklerine kıyasla kötüler.

Bu özellikle fizikle alakalı bir sorun.

İnsanların fiziği çok zayıf, bu yüzden güçlenemezler."

 

Lie Ya bunu söyledikten sonra gururlu bir şekilde Yi Yun'a baktı.

 

İş yasalara geldiğinde Yi Yun'dan kötü olduğunu kabul ediyordu ama genel anlamda Yi Yun'dan kötü olduğunu kabul etmek istemiyordu; bu nedenle vücut güçlendirme tekniklerinden bahsetmişti.

 

Bu Fey ırkının iyi yanıydı ve İnsan ırkının gerçekten de kötü olduğu bir şeydi.

 

Yi Yun'un bile zayıf noktası vücuduydu.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yla savaşırken Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın vücut güçlendirme tekniğinden gelen olağanüstü bir savunması vardı.

 

Yi Yun'un vücudu zayıf olduğundan Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın saldırılarına bir kez bile karşı koyamamıştı.

 

Sadece saldırıları onun adına engellemesi için İlk Gerçek Ejderha Altını avatarını çağırabilmişti.

 

Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri hem İnsan hem de Fey ırkı tarafından kullanılabilse de neredeyse hiçbir insan çok zor olduğundan bu teknikte yetişim yapmazdı.

 

Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri'nden sonra bir ışık perdesi daha Yedi Renkli Anka Kuşu'nun taş köprüsüne, Luo Fengling'e doğru uçtu.

 

"Benim ki?"

 

Luo Fengling telaşla elini uzattı.

 

Pa.

 

Luo Fengling'in beyaz eline küçük bir yeşimtaşı kutu indi.

 

Önce başını kaldırıp etrafındaki yetişimcilere baktı, bu kişiler de ona baktı.

 

Luo Fengling, Peri Siyah Bambu tarafından tavsiye edilmişti ve yetişim yaptığı süre kısaydı, bu yüzden Yi Yun gibi o da sevilmiyordu.

 

Gördüğü kabul olağanüstü olmasa da bu kişiler muhtemelen kazanacağı şeyin kötü olmasını diliyordu.

 

Luo Fengling hafiften iç çekti ve diğerlerinin bakışları altında yeşim kutuyu açtı.

 

Bir kadının dudakları kadar pembe yuvarlak bir hap kutunun içinde duruyor, etrafa güzel bir koku yayıyordu.

 

"Hiç kimse o hapın ne olduğunu bilmiyor."

 

Birkaç yetişimci özellikle kötü ödül almasını isteyenler, üzüntülü yüzlerini sergilediler.

 

Ne hapı olursa olsun, Yedi Renkli Anka Kuşu kutsal sütunu tarafından verilen bir şey kötü olabilir miydi?

 

Kesinlikle Dünya Taşları'ndan veya Dokuz Ciltli Gökçe Mihveri'nin birinci ve ikinci cildinden daha iyiydi.

 

Hepsi Kımıldama almıştı ama herkesin fırsatı farklıydı, bu da daha fırsatlarını almayan herkesi huzursuz ediyordu.

 

Luo Fengling şaşkınlıkla dolu bir bakış sergiledi.

 

Ancak dikkatlice baktıktan sonra kutuyu kaldırmaya razı oldu.

 

Ondan sonra başka bir öğrenci bir Dünya Taşı elde etti.

 

İnleme sesinden aşırı üzgün olduğu belli oluyordu.

 

O anda bir ışık perdesi daha uçtu ve bu sefer hedefi, İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'nın taş köprüsüydü.

 

İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'nın taş köprüsünde sadece Ran Yu ve Yi Yun vardı.

 

Bu yetişimcilerin hepsi ışık perdesinin kime gittiğini ve içinde ne olduğunu merak ediyordu.

 

"Söyle bakalım, seninki mi benimki mi?"

 

Ran Yu bitkin bir şekilde konuştu.

 

İnsan ve Fey ırkı üzerine vücut güçlendirme hakkında yorum yaptıktan sonra kendine olan güvenini kazanmış gibiydi.

 

Işık perdesi ikiliye doğru ilerledi ve aniden Ran Yu'nun önünde durdu.

 

"Görünüşe göre benimki." Ran Yu, güldü ve elini uzattı.

 

Işık perdesi dağılınca Yi Yun, Ran Yu'nun elinde altın bir ışının belirdiğini gördü.

 

Taş köprüde sadece  Ran Yu ve Yi Yun vardı, bu yüzden ışık kime giderse gitsin ilgi odağı olacakları kesindi.

 

Herkesin bakışları o taş köprüye odaklanmıştı.

 

Altın ışını onlar da görmüştü.

 

Altın ışın, Ran Yu'nun elinde sürekli şekil değiştiriyordu. Bazen küçük bir serçe şeklini alıyor bazense minyatür bir altın yılana dönüyordu.

 

"O da ne?"

 

"Acaba Ejder İmparatoru'ndan mı yoksa İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'ndan mı bir ödül?"

 

Cang Mang önceden birden fazla sütundan kabul görenler, gördükleri arasında istediğini seçebilir demişti.

 

Bu da, Ran Yu'nun İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'nın taş köprüsünde dursa bile Ejder İmparatoru kutsal sütunundan fırsatlar alabileceği anlamına geliyordu.