Bölüm 824: Ara Ruh İncisi

Pa!

Ran Yu aniden beş parmağını sıktı ve küçük altın yılanı parçaladı.

Parmaklarını açtığında ortaya altın sayfa gibi bir muska çıktı.

Farklı şekillere bürünebilen altın ışın aslında bir muska mıydı?

Luo klanının tüm öğrencileri muskaya şaşkınlıkla ve merakla baktı.

Muska ortaya çıktığı anda ona bakan tüm yetişimciler bir tehlike hissetti. Sanki bakılan kişiler kendileriymiş gibiydi.

Muska kullanılmadan bile diğerlerine böylesi bir his vermişti. Acaba kullanıldığında zayıf olabilir miydi?

Diğer fırsatlara kıyasla muskalar tek kullanımlık şeyler olarak sayılıyordu ama gerçek güçlü muskalar önemli anlarda kullanılabilirdi. Bazı son derece derin muskalar, Hükümdar seviyesindeki bir savaşçının saldırısına eşitti. Özellikle Yuan Açılış ve Cennete Yükseliş Alemi'ndeki savaşçılar için bu muska çok değerliydi.

Ancak bir muska ne kadar derinse yapılması o kadar zor oluyordu. Ran Yu'nun elindeki gibi yapılması çok zordu.

Bunu düşününce diğer yetişimciler kıskançlıkla doldu. Muskanın bedeli kesinlikle düşük değildi.

Ran Yu sessizce muskayı kaldırdı, bayağı tatmin olmuştu.

Yanındaki Yi Yun'a baktı ve Yi Yun'un yüzündeki düşünceli ifadeyi görünce alay eder gibi gülümsedi. Yi Yun'un böyle bir muskayı ilk defa gördüğü belliydi.

Düşük alemden gelen savaşçıların dünya görüşü sınırlıydı. Bu yüzden nasıl olur da On Bin Fey Semavi Cennet'in muskalarını tanıyabilirlerdi?

O anda başka bir ışık perdesi daha uçtu.

"Doğrudan Ran Yu'ya gidiyor."

Ran Yu elini uzattı ve ışık perdesini yakaladı.

Işının parçalanmasıyla Ran Yu'nun elinde parlak bir inci belirdi.

İnci hafiften mavi bir parlama ve ışık yayıyordu. Sessizce Ran Yu'nun elinde dururken parlak radyasyonu, yetişimcilerin bakışlarını üstüne sabitledi.

"Bu..." Bazı yetişimciler ne olduğunu hiç anlayamamıştı.

"Ara Ruh İncisi!" Birisi bağırdı. Bu ne saldırmak için ne de savunmak için bir eşyaydı. Bu, Luo klanının bir görkemli kişisinin ölümüne yaklaşırken yasalardaki tüm anlayışını kullanarak oyduğu bir Dao incisiydi. Parçalandığı anda kişi yasa parçalarından aydınlanma yaşayabilirdi.

Tabii bir görkemli kişi, on binlerce yıl boyunca birçok Ara Ruh İncisi yapabilirdi. Eğer kişi, Ara Ruh İncisi'nden anlayış kazansa bile o görkemli kişinin yasalardaki anlayışını doğrudan elde etmesi imkansızdı.

Lakin yine de çok değerliydi.

Yetişimcilerden biri kıskanç bir sesle dedi ki: "Bu Luo Fengling'in hapına benziyor ama o haptan çok daha yüksek bir seviyede."

"Ran Yu bir Gökefey, bu yüzden güçlü bir bedeni var. Şimdi yasalardaki anlayışının artmasıyla gücü Luo İlahi Salonu sınavları başlamadan bir daha artacak. Sınavlarda kesinlikle yüksek bir yer alacaktır."

Yetişimcilerin arasında bir tartışma patlak verdi.

Ran Yu'ya bakarken başlarını iç karartıcı bir halde iki yana salladılar. Ran Yu'nunkine kıyasla onların ellerine geçenler bir hiçti.

Ancak Cang Mang dedi ki: "Sadece en temel seviyedeki Ara Ruh İncisi."

En temel seviye mi?

Lakin yine de Ara Ruh İncisi'ydi.

"Ancak bir Ara Ruh İncisi elde etmek cidden kolay değil. Geçmişte İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'nın kabulünü görenler oldu ama Ara Ruh İncisi elde edenlerin sayısı az. Bunda biraz şans da var." Cang Mang sözüne devam etti.

Öğrenciler bunu duyduğunda, Ara Ruh İncisi'nin değeri hakkında duygulu bir şekilde iç çekti.

Ran Yu'nun gözlerinde alaycı bir parlama oluştu. Seviyesi yüksek olmasa da bu fırsat kötü değildi. Kalabalığın önceden Yi Yun'a dediği gibi şans da bir güç çeşidiydi.

"Ran Yu bu fırsatı elde ettikten sonra acaba Gu Luo ve Yi Yun ne alacak." Yetişimcilerden biri bakışlarını Gu Luo ve Yi Yun'a çevirdi. Bu yetişimci de fırsatını elde etmişti, fırsatı  görkemli bir Fey'in gençliğindeki not defteriydi. Eğer dikkatlice çalışırsa bazı anlayış ve bilgilere sahip olabilirdi.

Bu yetişimci grubu çoktan fırsatlarını almıştı, bu yüzden tüm beklentileri kaybolmuştu. Bu nedenle tüm dikkatleri Gu Luo ve Yi Yun üzerindeydi.

"Fırsatlar da kaderinizdeki talihe bağlıdır. Kıdemli Erkek Kardeş Li, sen sadece Kımıldama yaptın ve benden kötüydün. Ancak aldığın eşya benimkinden çok daha iyi." Başka bir yetişimci sessiz bir şekilde konuştu. O da sadece yirmi Dünya Taşı almıştı.

"Haha." Konuştuğu Kıdemli Erkek Kardeş Li, gülüşüne engel olamayıp dedi ki: "Bu nedenle Gu Luo Ve Yi Yun da daha iyi şeyler alamayabilir. Antik Fey sütununun seviye konusunda garip kuralları var. Belki Yi Yun insan olduğundan daha kötü şeyler alabilir. O zaman sonuçları bir hiç olur."

Diğer yetişimciler de başlarını aynı anda salladı. Yi Yun'un puanı, sanki tokat yemiş gibi yüzleri kıpkırmızı etmişti. Eğer Yi Yun'un aldığı fırsatlar pek iyi olmazsa o zaman daha rahat hissedebilirlerdi.

Tabii Yi Yun'un puanıyla şansı ne kadar kötü olursa olsun, alacağı fırsatların kendilerinden çok daha iyi olacağını biliyorlardı.

"Gu Luo'nun sırası!"

Gu Luo'nun eline bir ışık perdesi fırladı ve herkes ışığı gördüğünde duraksadı.

Gu Luo'nın ilk fırsatı, Ara Ruh İncisi'ydi.

Ara Ruh İncisi ortaya çıktığında hemen kalabalığın tüylerini diken diken etti. Keskin bir aura hepsinin istemsizce geri çekilmesine neden oldu.

Ara Ruh İncisi'ni görünce Ran Yu kaşlarını çattı. Sanki Gu Luo'nun, Ara Ruh İncisi bir seviye daha yüksekmiş gibiydi.

Birinci hazine Ara Ruh İncisi'ydi ve ikincisi...

Münferit Hiçlik kutsal sütunu, Kımıldama!

Münferit Hiçlik kutsal sütunundan bir ışık perdesi çıktı ve taş bir çubuğa dönüştü.

"Bu bir tamamlanmamış teknik." Keskin gözlü biri bağırdı.

Taş çubuk tam değildi ve üstünde tekniğin sadece bir kısmı yazılıydı.

Gu Luo sessizce, yüzünde ölü gibi bir ifadeyle Ara Ruh İncisi ve taş çubuğu, boyutlararası yüzüğüne koydu. Hiç kimse mutlu mu değil mi söyleyemiyordu.

Herkes tartışıyordu ama Gu Luo'nun hazinelerei çıkarma niyeti yoktu.

Tamamlanmamış teknik hakkında meraklıydılar ve onun antik bir teknik olduğunu düşünüyorlardı. Eğer Gu Luo, tekniğin yüzde 10'u veya yüzde 20'sinde ustalaşabilirse çok iyiydi.

Ancak tamamlanmamış teknikleri kavramakta şansa dayalıydı. Kavranıp kavranmayacağı veya ne kadar kavranacağı bilinmezdi. Bu nedenle belli bir bakış açısından tamamlanmamış teknik, Ran Yu'nun muskasından iyi olmayabilirdi.

Diğer yetişimciler de Ran Yu'ya bakarken aynı sonuca vardı. Ran Yu nispeten dezavatanjlı bir puan almış olsa da, şansı kötü değildi.

Ancak Ran Yu ifadesiz bir şekilde duruyordu. Yi Yun'a o sözleri söyledikten sonra umursamaz ve saf ifadesini geri kazanmıştı.

Birçok şey üzerine düşünmüştü. Bir Gökefey ve Xushui Ran klanının üyesi olarak yasalardaki anlayışı Yi Yun'dan kötü olsa bile diğer açılardan ondan üstündü. Neden zayıflığını bir kıyaslama olarak kullanacaktı ki?

Şu andaysa önemli olan tek şey Yi Yun'un neyi elde edeceğiydi.