Bölüm 836: Kusursuz Vücut

"Aracı Ruh Kan Yılanı..." Ran Yu'nun gözleri arzu ve açgözlülükle parladı.

Önceden Antikefey kemiğini elde etmekte başarısız olmuştu. Bu yüzden şimdi, ne pahasına olursa olsun Aracı Ruh Kan Yılanı'nı almak zorundaydı.

Ancak düşmanları Yi Yun'dan, Luo Tian ve Gu Luo'ya değişmişti.

Fakat bu harikaydı. Luo Tian ve Gu Luo gerçek gücüyle ünlü rakiplerdi. Bu tür düşmanlarla rekabet etmek daha iyi hissettiriyordu.

Onların aksine Yi Yun, bilinmeyen bir insan maskarasıydı. Ona karşı kazanmak hiçbir şöhret getirmeyecekti fakat Antikefey Binası'nda olduğu gibi bir kez kaybettiğinde...

O his o kadar çok utanç vericiydi ki anında intihar etmek ister gibi olmuştu.

Aracı Ruh Kan Yılanı sadece kafasını gösterdikten sonra geri kabaran siyah gazın içine yüzdü.

"Tamam, başlayın." Cang Mang, ''yavaşça'' dedi.

"Haha, o zaman başlıyorum." Luo Tian arkasındaki kuyruğu çarptıktan sonra Kan Ejderi siyah gazının içine zıpladı.

"Ze ze! Hepiniz buraya bir gün önceden geldiniz fakat çoğunuz hala ikinci seviyede. Ne ezikler ama."

Luo Tian aşağı indiği anda alay edişinden eksik kalmadı. Ateş Bulutu Eyaleti öğrencilerinin yüzleri bunu duyunca çirkinleşti.

Lakin Luo Tian'ın gerçekten de güçlü olduğu söylenmeliydi.

Luo Tian bir goril kadar çevikti. Kan Ejderi siyah gazı tarafından yayılan pis aura ona doğru dalgalanıyordu fakat uzun kuyruğunu savurmasıyla kuyruğu hepsini emdi.

Sanki oyun oynuyormuş gibi kolaydı.

Tabii bu sadece birinci ve ikinci seviyeydi. Luo Tian bile aşağılara inse bu kadar rahat olamazdı.

"Gu Luo! Ran Yu!" Luo Tian altındaki Gu Luo ve Ran Yu'yu tek bakışta fark etti. Gözleri odaklanmıştı fakat ardından etrafa bakmaya başladı ve biraz şaşırdı.

"Yi Yun'u neden görmüyorum?"

Luo Tian agresif bir duruşla Siyah Rüzgar Vadisi'ne indi ama Yi Yun'u göremedi.

Ancak algısını yaymasıyla Yi Yun'u birinci seviyede buldu. O anda Yi Yun bir mağarada oturuyordu. Vücudunun üstündeki deri sanki yanmış gibiydi ve derinlerden bir hava kutusuna benzer kükreme sesleri geliyordu.

"Yi Yun ne yapıyor?"

Luo Tian bir anlığına şaşırdı.

"Oh! Antikefey aurası? Tüm akupunktur noktaları mühürlü mü?" Luo Tian, Yi Yun hakkında bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti. Kulağındaki ve kalbindeki akupunktur noktaları bile mühürlüydü. Bu yüzden Yi Yun, dış dünyada olan hiçbir şeyi duyamıyordu.

"Sakın.... sakın bana burada Antikefey kemiğini emdiğini söyleme?" Luo Tian dikkatlice baktı. Yi Yun aptal mıydı? Siyah Rüzgar Vadisi testi sadece bir ay sürecekti. Yetişim seviyesi hâlâ çok zayıftı. Yine de Antikefey kemiğini burada mı emecekti?

"Ne kadar şaşırtıcı. Bir insan bedeni güçsüz ve Yi Yun'un güçlü yasalardaki anlayışı burada işe yaramaz. Beşinci seviyeye bile geçemiyor ve sonuç Luo İlahi Salonu sınavlarına katılamaması olacak." Ran Yu, Siyah Rüzgar Vadisi'nin beşinci seviyesinde lakayt bir şekilde konuştu. Sesi siyah sisi delip herkesin kulağında yankılandı.

"Zayıf kan bağı... insanların kan bağı cidden zayıf... Ancak son dakikalık bir çabayla Siyah Rüzgar Vadisi testini geçmek için Antikefey kemiğini emmeye çalışmak çok safça." Luo Tian Yi Yun'un neden bu kadar aptalca davrandığını bilmiyordu. Ama bu çok iyiydi. Önceden Yi Yun tarafından ayaklar altına alınmıştı ve ona karşı olan nefretini yatıştırmıştı. Yi Yun'un şimdi kendi mezarını kazdığını görünce, o da bayağı rahatlamıştı.

"Son dakikalık çaba başka seçeneği olmadığından yapılır. Eğer testi geçemezse Luo İlahi Salonu sınavlarına katılamayacak."

Ran Yu umursamazca konuştu ve Luo Tian'a baktı. "Sen onu bırak, senin rakibin benim!"

Bunu söyleyince Ran Yu'nun aurası patladı ve bir kase kalınlığındaki siyah gaz yılanı, Ran Yu'nun attığı kan bağı kuvvetiyle güçlendirilmiş yumruk yüzünden dağıldı. Ardından hemen onu yendi.

"Hahahah! Ran Yu kendini çok yüksekte görüyorsun. Benim rakibim olmaya layık olduğunu mu düşünüyorsun?"

Luo Tian aniden aşağı indi.

Üçüncü seviye, dördüncü seviye, beşinci seviye...

Luo Tian anında Ran Yu'yla aynı seviyeye, beşinci seviyeye ulaştı.

Ran Yu'nun gözlerinin odaklanmasıyla kan bağı gücü fışkırdı.

Yasalardaki anlayışı Luo Tian'ınkinden zayıftı fakat Siyah Rüzgar Vadisi'ndeki kan bağı testi onun alanıydı. Aracı Ruh Kan Yılanı'nı elde etmek zorundaydı.

"Ran Yu altıncı seviyeye gidiyor!"

"Görünüşe göre Luo Tian, Ran Yu'ya baskı yaptı. Erkenden, aceleyle altıncı seviyeye gidiyor."

"Yavaş ol! Altıncı seviyeye inmek o kadar kolay değil. Bak Ran Yu'ya, sadece kavrıyor."

Ran Yu hareket etmemişti fakat arkasındaki Ranyi Balığı hayali görüntüsü, altıncı seviyeye doğru yüzmeye başlamıştı.

Ancak tam altıncı seviyeye ulaşmıştı ki siyah gaz üstüne geldi ve içinde insanımsı bir gölge vardı.

İnsan şeklindeki gölge elinde uzun bir sabreyi hayali görüntüye savurdu.

Ran Yu anında tüylerinin diken diken olduğunu hissetti ve aceleyle Ranyi Balığı hayali görüntüsünün kaçınıp, kuyruğunu sabreye doğru savurmasını sağladı.

Güm!

Gölge sabrenin savuşturulmasıyla yüksek bir çarpma sesi yankılandı. Ancak Ranyi Balığı da altıncı seviyeden geri çekilmişti. İnsanımsı gölge asık suratla bir adım geri attıktan sonra Kan Ejderi siyah gazının içinde yok oldu.

"O insanımsı gölge, siyah gazın geçmişte yediği bir savaşçı olabilir mi? Biraz zekası var gibi görünüyordu ve yetişim tekniği kullanabiliyordu."

Ran yu'nun yüzü asıldı. Soysuz Kan Ejderi'nin kanı çok garipti. Kan Ejderi binlerce yaşam formunu yemişti. Bu yüzden arkasında bıraktığı kanın kendini güçlendirmek için Fey ırkı savaşçılarını yemesi normaldi.

Diğer öğrenciler bunu gördüğünde ürperdi.

Siyah gaz zaten çok korkunçtu. Eğer Fey ırkının zekasının birazını alabilirse o zaman başa çıkması çok daha zor olurdu.

Onlar da siyah gazda gezinen birkaç yüz insanımsı gölge görmüştü. Eğer Ran yu cidden altıncı seviyeye inerse anında kuşatılırdı.

Eğer altıncı seviye bu kadar zorsa yedinci seviye kesinlikle çok daha korkunçtu.

Ancak beşinci seviyenin altı, güçlü canavarlar içindi. Onların tek yapması gereken beşinci seviyeye ulaşmaktı.

Herkes çok çalışmaya başladı. Ran Yu gibi canavarlarla kıyaslanamayacak olsalar da en azından diğerlerine karşı kaybetmek istemiyorlardı.

Bir anda herkes tüm gücüyle siyah Fey'lerle çarpışmaya ve onları yemeye başladı. Geri kalan Anka Kuşu Firminya Eyaleti öğrencileri de birinci seviyeden başladı.

Bu olurken hala mağarada olan Yi Yun farklı bir anı yaşıyordu.

Fiyuuv! Fiyuuv!

Yi Yun kaşlarını kaldırmıştı. Tüm akupunktur noktaları ve meridyenleri enerjiyle doluydu.

Enerji fırtınalı olsa da Yi Yun, Mor Kristal ile enerjiyi eşitçe vücudundaki her noktaya dağıtabiliyordu. Vücudundaki her hücreyi enerjiyle sarmış herhangi bir sızıntıyı önlüyordu.

Normalde insanların ve hatta Fey ırkının vücut güçlendirmesinde hep 'sızıntılar' olurdu. Belli kaslar ve kan damarlarını güçlendirmek zordu ve hatta en maharetli yetişim tekniklerinde bile sızıntılar olurdu. Ve bu sızıntı noktaları gelecekte savaşçının zayıflığı demekti. Güçleri bir sonraki aleme ulaşırken noktalar darboğaz oluşturan engeller olurdu.

O anda Yi Yun, Mor Kristal ve Antikefey kemiğini kullanarak farkında olmadan vücudunun her noktasını güçlendiriyordu. Zamanla Yi Yun,  Kusursuz bir Vücut'a sahip olacaktı. Tabii ki daha sadece başlangıçtaydı ve gidecek daha çok yolu vardı.

Yi Yun nefes alıp verirken yer ve gökle bir olmuş gibiydi.

Eti, kanı, meridyenleri ve organları sürekli dövülen bir demir bloğu gibiydi. Kızgın demir rengine kadar ısınmıştı ve zalimce güçleniyordu. Güçlenme sürecinde safsızlıklar atılıyor, arkada sadece saydam ve som parçalar kalıyordu.