Bölüm 855: Cennete Yükseliş'e Girmek

avatar
4277 17

True Martial World - Bölüm 855: Cennete Yükseliş'e Girmek


 

Bölüm 855: Cennete Yükseliş'e Girmek

 

 

Siyah Rüzgar Vadisi'nde, eğitimin bitişine bir günden daha az bir süre kalmıştı.

 

Öğrencilerin çoğu, beşinci seviyede rahat durmayı başarırken küçük bir kısmı zar zor beşinci seviyeye girdikten sonra hemen dördüncü seviyeye geri dönmüştü. Ancak bu, yine de eğitimi geçtikleri anlamına geliyordu. İyi niyetten geçmiş olmasalar da rezillik olmasına rağmen yine de kurallar çerçevesindeydi.

 

Cang Mang, bu kişilere ağır gözlerle baktı ve gizlice başını iki yana salladı. Zar zor geçerek ve Antikefey Binası'nda hiçbir etkileyici yetenek göstermeyerek, bu öğrencilerin Luo İlahi Salonu sınavına girer girmez eleneceği büyük bir olasılıktı.

 

Onlar sıradan öğrencilerin üstündeki krem şantiydi. Fakat Luo klanının dahileri, Luo İlahi Salonu sınavlarında toplandığında düzgün bir sahnede dahi duramayacaklardı.

 

Cang Mang'ın gözünü diktiği öğrenciler arasında o dahilerle yan yana durabilecek sadece Yi Yun vardı. Luo Tian bile hafiften sınırı kaçırıyordu.

 

"Ancak Xushui Ran klanı bu olanları unutmayacaktır. Bakalım bununla nasıl başa çıkmayı planlıyor." Cang Mang kendi kendine düşündü.

 

O anda Yi Yun'un vücudundan yüksek bir patlama sesi geldi

 

Ses gök gürültüsü gibiydi ve herkesin bakışları anında Yi Yun'a odaklanmıştı.

 

Hiç yoktan Yi Yun'un önünde bir girdap belirdi. Kan Ejderi'nin yedinci seviyede enerji özü girdaba çekildi.

 

Tiz bir çığlıkla Dokuz Yenidoğan ve Altın Karga totemleri aynı anda Yi Yun'un arkasında belirdi.

 

Yüz metreden daha uzun totemler, bir Antikefey gibi inmişti. Dokuz yılan başı çok vahşi gözükürken, Altın Karga'nın alevleri yoğun bir şekilde yanıyordu.

 

Ardından bir ejder kükremesinin aniden patlamasıyla Cennet Yiyen Ejder hayali görüntü de belirdi.

 

Kan Ejderi enerji özü o kadar kesintisiz yiyordu ki sekizinci seviyedeki siyah gölgeler dahi kendilerini uzaklaştırmıştı.

 

Yi Yun'un vücudundaki Yuan Qi, sonsuz dalgalar gibi vücudunun etrafında canlıca dönerken akıyor gibiydi.

 

Boom!

 

Bir anda sanki yer ve gök yaşamın başlangıcında yarılmış gibi oldu. Yi Yun'un önünde bir Dao Ağacı belirdi.

 

Ağacın yaprakları sanki Dao ayinleri söylüyormuş gibi sallandı. Dao Ağacı zaten onlarca metre yüksekliğindeydi.

 

"Yi Yun, Cennete Yükseliş Alemi'ne girmek üzere." Dedi Lie Ya.

 

"Yuan Açılış Alemi'ndeydi, bu yüzden atılım yapması mantıklı." Başka bir öğrenci konuştu.

 

Yi Yun, önce Antikefey kemiğini sonra da Aracı Ruh Kan Yılanı'nı emmişti. Bu tür hazineleri tükettikten sonra atılım yapabilmesine şaşmamalıydı.

 

O sırada, Yi Yun'a ne zaman bakarsa Luo Tian'ın içinde tatsız bir his oluşuyordu. Siyah Rüzgar Vadisi testlerinde, tüm sahne ışığı Yi Yun'ca çalınmıştı. En iyi şeyler de Yİ Yun tarafından elde edilmişti, bu yüzden nasıl rahat hissedebilirdi?

 

Normalde Luo Tian, zihnen Yi Yun'un yetişim seviyesi kendisinden düşük olduğundan kendini avutabiliyordu. Sadece Yuan Açılış Alemi'ndeydi.

 

Lakin şimdi Yi Yun, Cennete Yükseliş Alemi'ne atılım yapıyordu; Luo Tian ile aynı alemde olacaktı. Luo Tian, ondan bir küçük alem yüksekte olsa da bu büyük bir avantaj değildi.

 

Eğer öyle olsaydı, Yi Yun'a karşı sahip olduğu onlarca yıllık yetişim bok yoluna gitmez miydi?

 

"Yi Yun kaç yaşında?" Luo Tian aniden sordu.

 

"Kemik yaşı otuzlarda olmalı, kırk bile olamaz." Ateş Bulutu Eyaleti öğrencilerinden biri konuştu.

 

Bu Luo Tian'ın kaşlarını daha da çatmasına neden oldu. Kendisi Cennete Yükseliş Alemi'ne kırk iki yaşında girmişti.

 

Yi Yun şu anda sadece otuzlarındaydı.

 

"Çok genç!" Luo klanı öğrencisi başını iki yana salladı. "Bir Luo klanı dahisi Cennete Yükseliş Alemi'ne girmeyi seçmeden önce neredeyse kırk yaşına kadar bekler. Yi Yun düşük bir alemde büyüdü. Bu yüzden ister kaynak olsun ister miras olsun, düşük alemdekilerin On İki Semavi Cennet'tekilerle kıyaslanabilmesinin imkanı yok."

 

"Yi Yun, daha yeni On Bin Fey Semavi Cennet'e geldi. Bu yüzden sağlam bir temel oluşturmak için zengin kaynaklardan yararlanıp, birkaç yıl daha yetişim yapmalı. Yi Yun'un yasalardaki anlayışı etkileyici ve vücudu Antikefey kemiğini emdi. Yani eşsiz ve benzersiz olduğu söylenebilir."

 

"Lakin kişinin yetişim seviyesi ve temeli zaman olmadan birikemez. Eğer Luo klanı dahileri, Cennete Yükseliş Alemiqne atılım yapmak isterse otuz yaşından önce de yapabilir. Fakat önce on yıldan fazla süre uzatıyorlar çünkü temellerinin mükemmel olmasını sağlıyorlar. Cennete Yükseliş Alemi'ne atılım yaptıklarında Dao Ağaçları doksan kilometreden fazla oluyor hatta bazılarının doksan dokuz kilometreye çıktığı bile oluyor."

 

Savaşçı yetişiminde, Yuan Temeli'ndeyken bir Dao Tohumu eker; o Dao Tohumu'ndan kutsal bir ağaç büyütür ve Cennete Yükseliş'e yolunu döşer. Dao Ağacı ne kadar uzun olursa savaşçının gelecekteki yolu o kadar rahat olur.

 

O anda Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nin yanında birisi araya girdi: "Kıdemli Erkek Kardeş Luo'nun söylediği doğru. Ancak Yi Yun'un şu anda atılım yapmayı seçmesi, Xushui Ran klanının ona getireceği baskı yüzünden. Xushui Ran klanı, açıkça Yi Yun'u halletmeyecek olsa da kurallar çerçevesinde karşılık vermeleri kaçınılmaz. Kim bilir belki de Yi Yun da Ran Yu'yla aynı duruma düşecek. Yi Yun, düşünüp Cennete Yükseliş Alemi'ne otuzlu yaşlarında atılım yapmayı seçmiş olmalı."

 

Anka Kuşu Firminya Eyaleti bunu söylediği anda diğerleri sessizliğe kapıldı. Yi Yun'un yerinde kendileri olsa onlar da muhtemelen aynı seçimi yapardı. Ne de olsa zayıf temeli, yavaşça telafi etmek için fırsatlar vardı. Eğer kişinin gücü zayıfsa Xushui Ran klanı yüzünden sınavlarda başına bir şey gelebilir ve hatta yaşamının yarısını dahi kaybedebilirdi.

 

"Söylediğin doğru. Yi Yun akıllıca bir seçim yaptı." Luo Tian, iç çekerken karmaşık duygular hissetti.

 

O anda Yi Yun'un önündeki Dao Ağacı giderek büyümeye başlıyordu.

 

Vücudundaki enerji, sürekli Dao Ağacı için besine dönüşüyordu. Sanki Dao Ağacı gökyüzüne yükselip, bulutları delecek gibiydi.

 

Cennete Yükseliş, Dao Tohumu'ndan büyüyen ağacın cennete yükseliş için bir yol olması anlamına gelirdi.

 

On kilometre, yirmi kilometre... elli kilometre... seksen kilometre... .... doksan kilometre!

 

Her büyüyüşle Dao Ağacı'nın görünüşü değişiyordu. Dao Ağacı'nın hangi seviyede olduğu tek bakışla anlaşılıyordu. Aslında bu değişiklikler dahi olmadan, bir savaşçının görüşü Dao Ağacı'nın boyutu görsel olarak tahmin edebilirdi.

 

Yi Yun'un Dao Ağacı'nın doksan kilometreye ulaştığını görünce Luo Tian'ın kalbi boşluğa düştü. Şimdiden bu kadar uzun mu? Bu çok hızlı!

 

Yi Yun'un, Dao Ağacı'nın durmak bilmeyen büyüyüşünü görünce bu hızda doksan beş kilometreye çıkmasının bile bir sorun olmayacağını anladılar.

 

"Kıdemli Erkek Kardeş Luo, Cennete Yükseliş Alemi'ne girdiğindende senin Dao Ağacın ne kadardı?" Luo Tian'ın yanındaki biri sordu.

 

Luo Tian'ın yüzünde çirkin bir ifade vardı. Zamanında, onun Dao Ağacı doksan yedi kilometreye yükselmişti. Bu yükseklik fena sayılmazdı fakat Luo klanında Dao Ağacı onunkinden yüksek olan kişiler vardı. Dao Ağacı, doksan sekiz kilometreye ulaşan bir sürü kişi vardı hatta doksan dokuz kilometreye ulaşan bir avuç kişi de vardı.

 

Luo Tian da kraliyet başkentinde büyüyen en iyi dahilerle arasında fark olduğunu biliyordu. Yine de Dao Ağacı'nın doksan yedi kilometreye ulaşmasıyla tatmin olmuştu. Bu gurur duyulacak bir şeydi fakat Yi Yun'un Dao Ağacı'nın hiç durmadan doksan beş kilometreye ulaştığını görünce, nasıl olur da sadece doksan yedi kilometreye ulaştığından bahsedebilirdi?

 

Kırk iki yaşında Cennete Yükseliş Alemi'ne girmişti... Yi Yun'dan yedi sekiz yaş büyükken.

 

Yi Yun bunda bile onu geçerse kendisi ne bok ederdi? Yasalarda Yi Yun'dan kötüydü, kan bağında Yi Yun'dan kötüydü ve şimdi de kırk iki yıl boyunca yetişim yaptığı temelinde daha sadece otuz yıl yapmış Yi Yun'dan kötüydü.

 

"Yi Yun'un Dao Ağacı şu anda doksan yedi kilometre olmalı."

 

Öğrenci bunu söylemeyi bitirdiğinde Yi Yun'un Dao Ağacı'nın tekrar büyüdüğünü fark etti.

 

Luo Tian'ın yüz ifadesinin çirkin bir hal almasıyla kalbi boşluğa düşer gibi oldu.

 

"Yoksa... ?"

 

"Ka-cha!"

 

Dokuz cennetten aşağı, tam Yi Yun'un Dao Ağacı'na bir yıldırım düştü.

 

Aynı zamanda iki keskin çığlıkla Dokuz Yenidoğan ve Altın Karga Dao Tohumu'nun ağacının etrafında döndükten sonra ağacın dallarına girip bulutların arasında uçtu.

 

Doksan sekiz kilometre!

 

"Rooaaaarr!"

 

Yi Yun'un vücudundan bir ejderha kükremesinin gelmesiyle Cennet Yiyen Ejder ortaya çıktı ve doğrudan Dao Ağacı'na uçtu.

 

Ka! Ka! Ka! Sanki Yer ve Gök yarılıyormuş gibi gök tekrar gürledi.

 

Dao Ağacı bir kez daha büyüdü.

 

Doksan dokuz kilometre!

 

Yi Yun'un Dao Ağacı, tek seferde doksan dokuz kilometreye büyümüştü. Uzaktan göke bağlıymış gibi görünüyordu.

 

99 sayısı Dao'nun zirvesiydi. Doksan dokuz kilometreye ulaşarak Dao Ağacı mükemmelliği elde etmişti. Ancak mükemmellik, saçmalık derecesinde zor bir şey değildi. Luo klanı dahileri arasında son derece nadir olmasına rağmen buna ulaşanlar olmuştu.

 

Yi Yun, başını kaldırıp Dao Ağacı'na baktı. Dao Ağacı,, doksan dokuz kilometrede büyümeyi bırakmış ve yüz kilometreye ulaşamamıştı.

 

Ancak... Yi Yun'un Dao Ağacı biraz farklı görünüyordu. Dao Ağacı'nın her bir yaprağında, Yi Yun'un Saf Yang Kılıç Sarayı'nda elde ettiği Dao Yaprağı'ndakilere benzer garip desenler vardı.

 

Rüzgarın nazikçe esişiyle ağacın yaprakları hışırdadı. Hışırdama sesinin kulağa büyüleyici gelen garip bir melodisi var gibiydi.

 

Ancak yapraklardaki gizem, doğal olarak Luo Tian ve diğerlerinin görebileceği bir şey değildi.

 

Aslında sadece Dokuza Dokuzluk boyundaki bir Dao Ağacı'na ulaşmak kabul edemeyecekleri bir şey değildi.

 

Doksan dokuz kilometre, mükemmellik!

 

Luo Tian, Yi Yun'un Dao Ağacı'na baktı ve yüzüne sertçe bir yumruğun yapıştığını hissetti. Beyninde vızıldamalar vardı.

 

Daha az önce Yi Yun'un aceleyle atılım yapmak için Xushui Ran klanı tarafından zorlandığını tahmin etmişlerdi. Lakin konuşmalarını tamamlamadan, Yi Yun'un Dao Ağacı doksan dokuz kilometre boyuna ulaşmıştı.

 

Şunu yapmayı bırakabilir misin? En azından yaşayacak bir yol bırak?

 

Kolektif eğitimdeki her şeyde birinci olup tüm faydaları elde etmek. Cennete Yükseliş Alemi'ne atılım yapıp, bir de Dokuz Dao Ağacı'na ulaşmak.

 

Luo Tian aniden cesareti ve hayalleri kırılmış gibi hissetti. Luo İlahi Salonu sınavlarını hevesle bekleyişi de azalmıştı.

 

Sonunda Yi Yun'la baştan beri rekabet etmemesi gerektiğini anlamıştı.

 

Yi Yun'la aynı seviyede bir dahi değildi; bu da aralarında bir uçurumun oluşmasıyla sonuçlanmıştı. Kolektif eğitimde, Yi Yun tarafından başını kaldıramayacak şekilde her açıdan yere yapıştırılmıştı.

 

"Dokuza Dokuz Dao Ağacı! Yi Yun bayağı iyisin ama havaya da girme. Dokuz Dokuz Dao Ağacı ileride büyük başarıların olacağını garanti etmez."

 

O anda, Cang Mang'ın sözleri Yi Yun'un kulaklarında yankılandı.

 

Dokuz Dokuz Dao Ağacı bir temeldi, üst seviye görkemli kişilerde olması gereken bir koşuldu. Ancak Dokuz Dokuz Dao Ağacı olup da belli bir seviyeye ulaştıktan sonra potansiyellerini tüketenler olmuştu.

 

"Doğru, samimi tavsiyeniz için teşekkür ederim Kıdemli Cang Mang. Bu genç bunun çok iyi farkında. Dövüş yolum daha yeni başladı..."

 

Yi Yun, bunu söylerken önündeki Dao Ağacı giderek küçüldü ve dantianına uçtu. O anda, Yi Yun'un gözleri daha bilge olmuştu ve gözlerinin dibinde Dao Ağacı'nın yaprak damarları parlıyor gibiydi.

 

Yi Yun, 'Dao'ya sanki daha da yaklaşmış gibi hissetmişti fakat o his çabucak yok olmuştu.

 

Büyük Dao'nun gerçeği kolayca dokunulabilecek bir şey değildi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr