Bölüm 867: Beleşe Kazanmak?

avatar
4242 19

True Martial World - Bölüm 867: Beleşe Kazanmak?


 

Bölüm 867: Beleşe Kazanmak?

 

Luo Kui başladı. Rakibi çöp olsa da elinden geleni yapmayı planlıyordu. Yi Yun'u alt etmenin bir anlamı yoktu. Şu anda herkesi şaşırtabilmek için sıradışı sınıfına yaklaşan bir kalıntıyı arıtma peşindeydi.

 

Luo Kui, Fey kemiği'ni Tutulma Kazanı'na attı ve tek seferde tüm enerjiyi çıkarttı.

 

Boom!

 

Luo Kui'nin bedeni mavi alevlerle yanmaya başladı ve arkasında, devasa bin ayaklı bir kırkayak çıkıp gökyüzüne fırladı.

 

Bu kırkayak yukarı yükselip, doğrudan tavana fırladığında yüz metreden uzundu.

 

Bin metre Şeytan Kırkayağı Luo Kui'nin kan bağıydı. Ortaya çıktıktan sonra doğrudan Luo Kui'nin Tutulma Kazanı'na doğru fırladı.

 

Bu...

 

Herkes telaşlandı. Luo Kui, Antikefey kan bağıyla Fey kemiği mi arıtmayı planlıyordu?

 

Herkes Luo Kui'nin tek bir kalıntıyı arıtarak Antikefey kan bağına zarar vermesinin imkansız olduğunu bilse de Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı'nı Tutulma Kazanı'na mühürlediğini görmek şaşırtıcı bir sahneydi.

 

"Öyle yapmıyor." O anda, bir Metruk Gök Ustası konuştu. "Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı nadir böcek Antikefeyleri'nden biri. Vücudu çok zehirli. Antik görkemli kişilerin bedenleri tek ısırışında parçalanıp ölebilir. Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı, genelde her çeşit değerli bitkiyi ve zehri yemeyi sever. Çeşitli bitkisel özlere ve farklı tip hatta karşıt tip enerjilere sahip değerli bitkiler ve Fey kemikleri vücudunda arıtılabilir. Bitkisel özlerin birleşip, Şeytan Kırkayağı tarafından kullanılmasını sağlar."

 

"Bu nedenle antik zamanlarda, Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı paha biçilemezdi. Sırf vücudunda biriken bitkisel özden bile yüce sınıf bir hap yapılabilirdi."

 

Metruk Gök Ustası'nın açıklamasıyla herkes farkına varmıştı. Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı, yediği her çeşit bitkinin veya Fey kemiğinin enerjisini çıkartabilirdi. Yani Luo Kui'nin Şeytan Kırkayağı kan bağını, Tutulma Kazanı'nın içine göndermesinin nedeni, yüce sınıf kalıntı arıtmasında ona yardımcı olmasıydı.

 

Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı'nı kullanmak, yarı işle iki katı sonuç almasını sağlayacaktı.

 

"Luo Kui gibi iri yarı birinin, Metruk Gök Ustası olmasına ve değerli yetişim zamanını harcamasına şaşmamalı. Hepsi Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı olmasından dolayıymış!"

 

"Doğru; Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı, Fey kemiğini yemesine ve enerjisini çıkarmasına yardım edebilirse o zaman Metruk Gök Ustası olması boşa olmaz."

 

Kalabalık ateşli bir tartışmaya kapılmışken onu birazcık kıskanmıştı. Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı'nın ona yardım etmesiyle Luo Kui'nin Metruk Gök tekniği, bir gün kesinlikle büyük başarıya ulaşırdı.

 

Ayrıca Metruk Gök Ustaları, Luo klanında yüksek konuma sahipti. On Bin Fey Semavi Cennet'ten birçok Hükümdar, sıklıkla Luo klanına yüksek fiyatlara kalıntı almaya gelirdi.

 

Mesela, Luo klanının emekli olan üçüncü İmparatorluk Amcası, Hükümdar seviyesindeki bir Metruk Gök Ustasıydı. O, İmparator Luo'nun bile karşılaşırsa bir gencin selamıyla, saygıyla eğileceği biriydi.

 

Açık konuşmak gerekirse Üçüncü Amca emekli olmasa bir ayağını aşağı koyduğu anda, Luo klanının sıradaki İmparatoru'nun kim olacağına karar verebilirdi. Taht için rekabete hiç gerek yoktu.

 

O anda Luo Kui, Tutulma Kazanı'na birkaç tane daha kemik parçası ve bitki attı.

 

Dang!

 

Fazladan bitkiler Tutulma Kazanı'na eklendikten sonra kapağı hemen sıkıca mühürlendi.

 

Bazı keskin gözlü genç elitler, tek bakışta Luo Kui'nin Tutulma Kazanı'na attığı kemik parçalarının ve bitkilerin sıradışı şeyler olduğunu söyleyebilirdi. Hatta bazıları, arıttığı üçüncü sınıf Fey kemiğinden daha değerliydi.

 

Fey kemiği takviyeleri, asıl Fey kemiğinden daha değerliydi.

 

Görünüşe göre Luo Kui, yüce sınıf bir kalıntı arıtmakta kararlıydı.

 

Aslında değeri yüksek Fey kemiklerini takviye olarak kullanıp, zorla düşük seviyeli bir kalıntının sınıfını yükseltmek biraz yapmacıktı. Gerçekten güçlü bir Metruk Gök Ustası, düşük seviyeli bir Fey kemiğinden yüksek seviyeli bir kemik arıtabilirdi. Ancak ondan sonra değerli olurdu.

 

Ancak bu çok zordu. Luo Kui, sonuçta Metruk Gök tekniğinde sadece on yıldır çalışıyordu. Yaptığıyla bu seviyeye ulaşması inanılmazdı.

 

"Luo Kui'nin bu kadar çok takviye Fey kemiği kullanması, rekabeti biraz haksız kılıyor. Yi Yun, sadece tek bir Fey kemiği kullandı."

 

"Yani? Bu rekabet bile değil. Sadece Luo Kui'nin kişisel performansı! Ben de biraz Metruk Gök tekniği biliyorum. Yi Yun'un kullandığı disk düzeni tamamen açıkta. Oluşturduğu mühürler her neyse onları net bir şekilde görebiliyorum. Yi Yun'un mühürleri, herhangi bir iyi sınıf kalıntı arıtamayacak, bu yüzden kazanması imkansız. Ayrıca düşük seviyeli mühürleri mükemmel bile sayılmaz. Bu nedenle Fey kemiğinin kendisini arıtması bile onun sınırı. Daha fazla takviye Fey kemiği eklemesini kaldıramaz; şimdi söyle bana, nerede haksızlık var?" Metruk Gök Çıraklarından biri konuştu.

 

Hiç düşünmeden konuşmuştu.

 

Yi Yun'un Metruk Gök tekniğinde yeteneği olabilirdi fakat yaşı Luo Kui'nin yarısıydı. Metruk Gök Ustası mesleği zamanla birikimi gerektiren bir şeydi. Ayrıca Yi Yun, daha On Bin Fey Semavi Cennet'in Metruk Gök tekniğiyle tanışmamıştı bile. Bu yüzden sonuç bal gibi ortadaydı.

 

O anda Luo Huo'er bile endişeleniyordu.

 

Yi Yun'un kaybetmeyeceği konusunda emindi. İleri çıkma cesaretini gösterdiğine göre ona arka çıkan bir şeyler olmalıydı. Lakin şimdi, Yi Yun'un kalıntısının neredeyse yüzde 70'inin arıtılmasıyla hiçbir mucize gerçekleşmemişti.

 

Mücadele hakkında yorum yapmaya en nitelikli kişi muhtemelen Luo Huo'er'di. Sadece On Bin Fey Semavi Cennet'in Metruk Gök tekniğinde değil, ayrıca düşük alemin Metruk Gök tekniğinde de ustaydı. Yi Yun'un kullandığı tekniklerle, arıttığı kalıntının kalitesinin sadece 'kötü' sınıfında olacağını tabii ki de biliyordu.

 

Bir yığın inşaat malzemesiyle en ilkel yöntemleri kullanarak yapılan bir taş kulübeyi, en iyi mimar dahi görkemli bir saraya çeviremezdi.

 

Luo Kui ise yüce sınıf Metruk Gök Kazanı kullanıyordu. Bu kadar çok takviye materyal ve Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı'nın kan bağıyla Luo Huo'er, onun arıtacağı kalıntının kalitesinin 'saf' ile 'sıradışı' arasında olacağını tahmin etti. Aradaki fark gece ve gündüz gibiydi.

 

Onun dışında Luo Kui'nin arıtma hızı, Yi Yun'unkinden yüksekti. Yi Yun sadece yüzde 70'ini arıtmışken, Luo Kui çoktan yüzde 90'ını arıtmıştı.

 

Üç dakikadan kısa bir sürede Luo Kui'nin kalıntısı tamamlanacaktı.

 

Ancak Luo Huo'er kalıntının tamamlanmaya yaklaştığında, Luo Kui'nin bir arada tutmakta zorlanmaya başladığını söyleyebilirdi. Ne de olsa bu kadar çok takviye Fey kemiği kullanmıştı. Bu yüzden zihinsel gücünün de çok olması gerekiyordu. Luo Kui'nin mühürlerinde kusurlar oluşmaya başladı ve bu da kalıntının kalitesinin 'saf' sınıfında olacağı anlamına geliyordu.

 

Saniyeler dakikalara aktı. Yi Yun, bir mühür ardına bir diğerine yapıyor ve sanki hiç endişelenmemiş gibi bir rutini takip ediyordu.

 

Aynı zamanda Yi Yun, çoktan enerji görüşünü açmıştı. Diğerleri Tutulma Kazanı'nın içindeki durumu göremiyordu fakat o net bir şekilde görebiliyordu.

 

Tutulma Kazanı'nda, Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı sınırına dayanmıştı. Sonuçta gerçek bir Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı değildi. Sadece Luo Kui'nin oluşturduğu bir kan bağıydı. Tek seferde çok fazla enerji yiyince tamamen sindirememişti. Sonuç olaraksa vücudu sanki patlamak üzereymiş gibi şişmişti.

 

Aynı zamanda, Luo Kui'nin oluşturduğu enerji mühürleri bir araya gelmişti. Onlardan bir kalıntı oluşturmak üzereydi.

 

Luo Huo'er'in söylediği gibi enerji mühürlerinin kusurları vardı. Sıradan kişilerin tespit etmesi kolay değildi fakat Yi Yun, onları net bir şekilde görebiliyordu. Hatta kaç tane kusur olduğunu tam bir şekilde söyleyebiliyordu.

 

Yi Yun'un On Bin Fey Semavi Cennet'in Metruk Gök tekniğini tamamen anlamadığı doğruydu fakat Mor Kristal ile Yi Yun, enerjinin alması gereken mükemmel şekli biliyordu.

 

Enerjinin kusurlu olduğu noktalarda birikme ve giderek genişleme oluyordu. Kalıntı şekil aldığı anda, hepsi bir anda birleşip en büyük seviyelerine ulaşacaktı. Ancak Luo Kui'nin kalıntı oluşturan el mühürleriyle bastırıldıklarından patlamayacaklardı. Sonundaysa kalıntıda kalacak ve kalıntının enerji 'delikleri' olup, son değerlendirmesini etkileyecekti.

 

Aslında Luo Kui'nin bir el mührüyle enerji mühürlerini zorla birleştirdiği an, enerjinin en istikrarlı olduğu andı. Bu Luo Kui'nin zihinsel gücünde büyük bir yüktü ve kalıntı formasyonunun Metruk Gök Ustaları bir kalıntı arıtırken en önemli anı olmasının nedeniydi. Hiçbir hata olamazdı.

 

O anda, Luo Kui'nin kalıntısı tamamlanmak üzereydi.

 

Yüzlerce enerji mührü, çoktan Luo Kui tarafından oluşturulmuştu. Son adım hepsini birleştirmekti. Alnı terle dolmuş, tamamen odaklanmıştı.

 

Sadece üçüncü sınıf bir kalıntı olsa da bu kadar takviye Fey kemiği kullanmasıyla Luo Kui'nin sıradışı sınıf kalıntı oluşturması, büyük bir engel olmuştu. O da sınırlarına ulaşıyordu. Yoksa sona doğru enerji mühründe bu kadar çok kusur oluşmazdı.

 

Kıl payıyla sıradışı sınıfını kaçırmış olsa da Luo Kui'nin böyle sonuçlar elde etmesi, çoktan gurur duyulacak bir şeydi. Ne de olsa seksen yıl yetişim yapmasına rağmen gücü olağanüstü olmakla kalmamış, bir de Metruk Gök tekniği öğrenmek için dikkatinin birazını verebilmişti.

 

Birleştir!

 

Luo Kui kendini dikkat dağıtıcı öğelerden ayırdı ve enerji mühürlerinin birleşimini kontrol edebilmek için kalan zihinsel gücünü Tutulma Kazanı'na adadı.

 

Tutulma Kazanı'nda yüzlerce enerji mührü, güneş kadar parlak ışınlar yaymaya başladı. Tam birleşeceklerdi ki...

 

Hiç kimsenin algılayamadığı bir çekiş gücü, kendini enerji mühürlerinin içine karıştırdı. Çekiş gücü, Evrenin başlangıcındaki Köken güçleri gibi şekilsizdi. Bırak Luo Kui'yi, İmparatoriçe Luo ve İmparatoriçe Xuan bile hissedemiyordu.

 

O anda neredeyse herkesin dikkati, Luo Kui'nin Tutulma Kazanı'ndaydı. Hiç kimse Yi Yun'a dikkat etmiyordu. Yi Yun kenarda duruyor, Mor Kristal'i kontrol ederken enerji mühürlerini oluşturuyordu. Yüzlerce enerji mührünü hafiften 'dürtmeye' başladı.

 

Hafif dürtüşü bile birleşim noktasının en önemli anına geçirtmişti. Enerji mühürlerindeki kusurları zorla bastırdı.

 

Bir anda sanki yağ göletinin içine bir kıvılcım düşmüştü. Hassas enerji dengesi bozulmuştu.

 

Sınırlarına yaklaşan Luo Kui, neredeyse tespit edilemez enerji bozukluğunu fark etmekte bir göz kırpması kadar geç kalmıştı. Göz kırpması kısa bir zaman olsa da kalıntı formasyonunun en önemli anıydı.

 

S*ktir!

 

Luo Kui'nin gözlerini açışıyla gözbebekleri kan kesti. Kan bağının tüm gücünü yakmasıyla bağırdı. Tutulma Kazanı'ndaki Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı, ağzını koskocaman açtı ve çökmekte olan enerji mühürlerini yemeye çalıştı. Kalıntının kalitesini yok etme pahasına dengeyi korumaya çalışıyordu.

 

Ancak Bin Ayaklı Şeytan Kırıkayağı çoktan şişmiş ve gücünü harcamıştı. Bu yüzden nasıl başarılı olabilirdi?

 

Yi Yun resmiyete takılmayıp, Mor Kristal'i ikinci bir enerji birleşim noktasını dürtmek için kontrol etti.

 

Böylece enerjinin çöküşü önlenemez olmuştu.

 

Boom!

 

Uçmakta olan Tutulma Kazanı'nın şiddetlice sarsılmasıyla gürleyen bir patlama oldu. Kazanın kapağı fırladı ve sertçe tavana çarptı. Tavandaki bir tuğlayı paramparça etmişti.

 

Fiyuuuv---

 

Gökyüzünde yanan mavi bir alev yükseldi. Luo Kui'nin Bin Ayaklı Şeytan Kırıkayağı kan bağının hayali görüntüsü mavi bir aleve sarılı şekilde acı içinde debeleniyordu.

 

Bin Ayaklı Şeytan Kırıkayağı kan bağı güçlü sayılırdı fakat sınırlarında olup hazırlıksız yakalanmasıyla, kısa mesafede şok dalgasıyla kaplanmıştı. Ayrıca Tutulma Kazanı'nın mühürlü uzayındaydı, bu yüzden etkisi inanılmazdı.

 

Zihinsel olarak Bin Ayaklı Şeytan Kırkayağı'na bağlı Luo Kui, inleyip geri çekildi ve yere düştü. Beti benzi atmıştı!

 

Luo Kui'nin kulaklarından siyah kan akmaya başladı. Bu Bin Ayaklı Şeytan Kırıkayağı'nın aldığı hasarın en doğru tasviriydi. Kapalı bir uzaydaki şok dalgası, Bin Ayaklı Şeytan Kırıkayağı'nın kulakları boyunca yayılmış ve ağır yaralanmasına neden olmuştu. Bu yaraların iyileşmesi birkaç ay sürerdi.

 

Dong!

 

Tutulma Kazanı sertçe yere çarpınca dışarı siyah kül saçıldı.

 

Luo Kui'nin aklı yerinden çıkmıştı. Yüzü bomboş bir şekilde aptalca yerde yuvarlanan Tutulma Kazanı'na baktı. Gözlerine inanamıyordu.

 

Kazanı patlamış mıydı? Kalıntı arıtması kazanının patlamasıyla sonuçlanmıştı.

 

Böylesi önemli bir anda İmparatoriçe Xuan, İmparatoriçe Luo, dünyanın tüm elitleri ve gelecek efendisi Prens Kızıl Sema oradaydı fakat kazanı patlamıştı! Luo Kui'nin kalbi güm etti!

 

"Bu... "

 

Genç elitlerin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bazıları devirdikleri şarap bardaklarının bile farkında değildi.

 

Luo Kui, 'en kötü saf' sınıf bir kalıntıyı gösterişli bir şekilde arıtmak üzereydi. Lakin son anda kazanı patlamıştı.

 

Sonuç olarak en kötü sınıf kalıntıyı bile yapamamıştı. 'Saf' sınıf kalıntıdan bir kül yığınına dönmüştü. Bu ani değişiklik çok fazlaydı!

 

Luo Kui'nin sanki ruhunu kaybetmiş gibi göründüğünü görünce, herkes bu başarısızlığın kendine olan güvenine nasıl darbe olduğunu anlamıştı. Gelecekte, Luo Kui kalıntı arıtırken bir zihinsel şeytanı dahi olabilirdi. Her çeşit şeyde başarısız olup , Metruk Gök tekniğindeki geleceğini etkileyebilirdi.

 

İmparatoriçe Xuan ve İmparatoriçe Luo, oradaki elitlerin hepsi Luo Kui'nin kazanının patlaması konusunda şaşkına dönmüştü. Ancak bundan etkilenmeyen tek bir kişi vardı ve o da... Yi Yun'du!

 

Herkes düşüncelerini düzenlerken, Yi Yun'un hâlâ kıytırık disk düzenini kontrol edip yavaşça Fey kemik kalıntısını arıttığını gördü.

 

Hareketleri sadece yavaş olarak tarif edilebilirdi. Mühürleri oluşturma hızı, hiç Fey kemiği kalıntısı arıtıyor gibi görünmüyordu. Aksine ormanda mantar topluyor gibiydi.

 

Bir tarafın kazanı patlamış, diğer taraf rahat görünüyordu. Karşıtlık çok büyüktü.

 

Ancak ne kadar yavaş olursa olsun, Yi Yun el mühürlerini bitirip son kalıntı formasyonuna başlamıştı.

 

Yi Yun kalıntı formasyon tekniği hiç gösterişli değildi. Düşük alemden en yavan kalıntı formasyon tekniğiydi. Hızlı bir şekilde bitirmiş ama basit ve kaba olmuştu.

 

"Dong!"

 

Gri bir kalıntı, düzen diskinden Yi Yun'un eline yuvarlandı.

 

Bazı yüsek sınıflı kalıntılar arıtmadan sonra kristalleşirdi fakat Yi Yun'un arıttığı kalıntı, sanki içinde kusurlar varmış gibi iyi görünmüyordu. Ayrıca kalitesi görünüşünü geçemezdi. Cidden kah içer kah dışarda aynıydı.

 

Kalite değerlendirme --- Kötü.

 

Yi Yun kalıntıyı tuttuğunda, yüzeyinde biraz kül olduğunu fark etti. Kıyafetinin koluyla umursamazca sildi ve hizmetçinin tepsisine koyup, onu İmparatoriçe Luo'ya vermesini işaret etti.

 

"Majesteleri, sadık hizmetkarınızın kalıntısı tamamlandı. Sadık hizmetkarınız sonuçta dört beş ay boyunca Metruk Gök tekniği çalışmıştı. Böylesi kötü kalite üçüncü sınıf bir kalıntı yapmak bile çok iyi. Artık sadık hizmetkarınız, bunu Majestelerine sunmak istiyor."

 

Hizmetçinin gri kalıntıyı İmparatoriçe Luo'ya verdiğini görünce herkes afalladı. Gözleri sanki bakışlarını üstünden alamıyormuş gibi kalıntıya sabitlenmişti.

 

Kutsal b*k adına, ne s*kim dönüyor burada? Sakın bana Yi Yun'un kazandığını söyleme!

 

Birçok kişi gerçeği fark etmeye başlamıştı. Bir taraf kazanını patlatmış, diğer tarafsa kötü sınıf kalıntı arıtmış ama en azından tamamlamıştı.

 

O anda Prens Kızıl Sema, kalbi sanki bir milyon Antikefey hayvanının çamurlu ayaklarıyla eziliyormuş gibi hissetti.

 

Süper bir gerizekalıymış gibiydi. Aptal Luo Kui ile süper komik aptal bir oyun oynayıp ikinci adam olmuştu. Beklenmedik bir şekilde, birkaç gün içerisinde kraliyet başkentinde maskara olacaktı.

 

Zekası düşük gibi gözüken Yi Yun ise son kazanan olmuştu.

 

"Metruk Gök tekniğini dört beş ay boyunca çalıştı."

 

"Böylesi kötü kalite üçüncü sınıf bir kalıntı yapmak bayağı iyi..."

 

Yi Yun'un sözlerini hatırlayınca Prens Kızıl Sema, onun kafasını duvara çarpmak istedi. Birkaç tahtası eksik gibi gözüken bu herif, aslında kazanmış mıydı?

 

Yoksa bu serseri sadece rol mü yapıyordu? Ancak Prens Kızıl Sema'nın en az birkaç bin yıllık yetişimi vardı. Baştan sona kadar bu yarışmaya odaklanmıştı. Yi Yun'un gizlice bir şey yaptığını hissetmemişti --- bunu yapacak yeteneği nasıl olurdu?

 

"Pfft."

 

Aniden bir gülme sesi geldi. Luo Huo'er kahkahalara boğulmuştu.

 

O çocuksu mizacı olan biriydi ve zaten hiç ciddi olamamıştı. Bu balo için zorla ortaya zarif bir görünüm koymuştu. Böylesi ilginç bir olayla karşılaştığında nasıl kendini tutabilirdi?

 

Birçok kişinin, özellikle de Prens Kızıl Sema'nın sanki annesi ölmüş gibi ona baktığını görünce Luo Huo'er hafiften öksürdü ve ağzını bir mendille kapattı. Bir kez daha yüzüne ciddi bir ifade takındı.

 

Ancak ne kadar böyle davranırsa Prens Kızıl Sema o kadar depresif bir hal alıyordu.

 

Luo Huo'er'in gülüşünü içinde tutması ve ciddi davranması ona karşı en büyük haksızlıktı. Çünkü Luo Huo'er'in onla alay ettiğini hissediyordu.

 

"Prens Kızıl Sema, ben... ben bunu kabul edemem!"

 

O anda morali bozuk Luo Kui aniden ayağa kalktı. Bunu nasıl kabul edebilirdi? Onun bakış açısında, mühürleri birleştirirken beklenmedik bir sorun olmuştu. Kazanının patlaması Yi Yun'a beleş bir galibiyet vermesiyle sonuçlanmıştı. "Sadece bir kez daha. Bir kez daha ve bu sefer üst seviye bir kalıntı yaparım!"

 

Luo Kui bunu söylediğinde Prens Kızıl Sema'nın yüz ifadesi daha da çirkinleşti. Luo Huo'er güldü ve dedi ki: "Luo Kui, bunu söyleyen sendin. Üçüncü sınıf bir kalıntı yapmakta başarısız oldun, rekabet etmek için ne niteliğe sahipsin? Bu sefer çatıda bir delik açtın, eğer bir şans daha verirsek tüm salonu mu yıkacaksın?"

 

Luo Huo'er mendiliyle oynadı ve hiç acımadan konuştu. Luo Berrak Sarayı kalıntı arıtılması için bir yer değildi. Yıkılmaz da değildi. Kazan patladığında tuğlalardan biri kırılmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr