Bölüm 872: Ödüller ve Ödüllendirme

Oradaki genç elitler buna inanamasa da sonuç, Yi Yun'un rakibi Luo Mo tarafından ilan edilmişti.

Yi Yun'un elindeki kalıntıya baktılar. Mavimsi mor renkteydi ve parıldayan bir cam boncuğa benziyordu. Ortasında, doğal olarak oluşmuş runik desen, ayrıca Dao deseni olarak bilinen şey vardı.

Dao desenleri yasaların yoğunlaşmasının oluşumuydu. Normalde yüksek seviyeli kalıntılarda çıkmaları yaygındı fakat neredeyse hiç düşük seviyeli kalıntılarda görülmemişlerdi.

Yetmiş iki giriş hareketi, Luo klanının tekniği olarak tanımlanabilirdi lakin tüm On Bin Fey Semavi Cennet'inde yaygındı. Benzer teknikler, herhangi bir düşük seviye tarikatın veya aşiretin labirentlerinde de bulunabiliyordu. Kayda değer bile değildi.

Bu sözde kötü teknik, aslında onun kalıntıda bir Dao deseni oluşturmasını sağlamıştı.

Kalabalık, kalıntıdan sonra tekrar Yi Yun'a baktı ve istemsizce adem elmaları oynadı.

Hatta öğrendikleri yetmiş iki giriş hareketinin bile sahte olduğundan şüphe etmişlerdi.

Yi Yun, yetmiş iki giriş hareketini kullanıp 'sıra dışı' seviyede, Dao deseni oluşturmuş üçüncü sınıf bir kalıntı arıtmıştı ve bu da hepsine sadece 'Üç Harf Klasiği' öğrenmiş bir çocuk, en iyi bilgini yenmiş gibi hissettirmişti.

"Kaybettim..." Luo Mo kalıntıya bakıp iç çekti.

Aslında Yi Yun'un arıttığı kalıntının görünüşünden zar zor 'sıra dışı' seviyede olacağını hissetmişti. Ancak Dao deseni gün gibi ortadaydı. Bu Yi Yun'un yasalardaki anlayışının oluşumuydu.

"Kullandığın Luo klanının yetmiş giriş hareketinin orjinal versiyonu değildi, değil mi?" Luo Mo sordu. Önceden Yi Yun'un tekniğinde birkaç 'kusur' çıkmıştı fakat görünüşe göre önceki tahminlerinde çok aptalca davranmışlardı.

Luo Mo'nun sorusu birçok kişinin aklından geçen bir soruydu.

Yi Yun başını salladı ve dedi ki: "Aylar önce, Fengling Dağı'nda Luo klanının Metruk Gök tekniğini araştırırken birkaç deney yapacak bazı yerler olduğunu hissettim. Bu yüzden de denedim."

Denedin mi?

Herkes anında sessizliğe gömüldü. 'Sen ciddi misin?' Birkaç umursamaz deneyişi yetmiş iki giriş hareketiyle 'sıra dışı' bir kalıntı yapmasını mı sağlamıştı?

"Genç Erkek Kardeş Yi bir dahi. Küçüklüğümü kabul ediyorum..." Luo Mo iç çekti ve başını iki yana salladı.

Luo Mo yenilgiyi kabul etmiş ve gitmişti. Baloda herkes, özellikle de Luo Kui onun gidişini izledi. Yüzünün kızardığını ve saraydan kolayca yok olacak yeteneği olmasını arzu etti.

Önceden Yi Yun'un onu şansına yendiğine dair ısrar etmişti, bu yüzden kaybettikten sonra çok sinirlenmişti. Yi Yun Metruk Gök tekniğiyle onunla nasıl rekabet edebilirdi ki? Şansına, Yi Yun'la rekabet etmeye devam etmemişti. Yoksa Luo Kui, yüzünü çöpe dahi atabileceğini hissetti.

Ancak Yi Yun, sadece otuz yıl kadar yetişim yapmamış mıydı? Metruk Gök tekniği çalışacak zamanı nereden bulmuştu?

Luo Mo'ya karşı olan zaferinden sonra hiç kimse Yi Yun'un şansına kazandığını düşünmeye cesaret gösteremedi. Aslında artık, Yi Yun'a aptalca meydan okuyacak hiç kimse yoktu.

Yi Yun, Luo klanındaki nadir Metruk Gök tekniği dahilerinden biriydi!

Prens Kızıl Sema Yi Yun'a bakarken dudakları hareket etti. Sonra Prenses Beyaz Tilki'ye baktı. Luo Mo'nun yenilmesiyle Yi Yun'la rekabet edebilecek tek kişi, Prenses Beyaz Tilki'ydi.

Prens Kızıl Sema, Prenses Beyaz Tilki'nin yeteneğinin olağanüstü olduğunu biliyordu ve bu yetenek sadece Metruk Gök tekniğiyle sınırlı değildi.

Ancak Prenses Beyaz Tilki sadece gülümsedi ve hafifçe başını iki yana salladı.

Prens Kızıl Sema'nın gözlerinde bir hayal kırıklığı parladı fakat bu sadece geçiciydi.

Ona doğru gülümsedikten sonra başını Yi Yun'a çevirdi.

Baloda sadece Prenses Mor Ruh ve İmparatoriçe Xuan'ı bastırmakta başarısız olmamış, ayrıca kendini de utandırmıştı!

Bu hiç yoktan belirmiş düşük alemli serseri hakkında baştan beri hiç büyük bir düşüncesi olmamıştı.

Lakin şimdi, Yi Yun balonun ortasında tek bir rekabetle kendine şöhreti kazandırmış duruyordu.

Prenses Beyaz Tilki de Yi Yun'a baktı. Gözleri ince bir kar tabakasıyla kaplı garip bir parıltıyla parladı. Yi Yun'un kullandığı yetmiş iki giriş hareketi, ayrıca kalıntısındaki Dao deseni onda derin bir izlenim bırakmıştı. Bu insan genci çok özeldi...

O anda, İmparatoriçe Xuan aniden ayağa kalktı. İnce parmakları ruh şarabını havaya kaldırdı ve dedi ki: "Ablacığım, bu sefer Yi Yun, Luo Mo ve Luo Kui'nin şovu cidden baloya tat kattı, neden burada bitirmiyoruz?"

İmparatoriçe Xuan'ın bunu söylemesi, İmparatoriçe Luo'ya bu garip durumdan bir çıkış yolu vermesi demekti.

Aslında bir çıkış yolu vermek zorundaydı. Yi Yun, baloda ona onurunu geri kazandırmak için Metruk Gök tekniği kullanmış olsa da gerçek güç savaşında İmparatoriçe Xuan hâlâ çok zayıftı.

Tek bir Yi Yun, Metruk Gök tekniğinde kampının eşsiz olmasını sağlamıştı fakat Luo İlahi Salonu sınavları, Metruk Gök tekniği değil; bir güç yarışıydı.

Bu nedenle İmparatoriçe Xuan, İmparatoriçe Luo ve Kızıl Sema'nın kötü duruma düştüğüne sevinse de böyle bir hareket yapmaktan başka seçeneği yoktu.

İmparatoriçe Luo çoktan yerine geri oturmuştu. Baloda az önceki kaybı ve duruşunu kaybetmesi yüzünden, keskin bakışlı herhangi biri mutsuz olduğunu söyleyebilirdi.

İmparatoriçe Xuan'ın sözlerini duyduktan sonra onun iyi ruh halini görünce İmparatoriçe Luo'nun ruh hali daha da karardı.

"Kız kardeşim haklı. Burada bitirmeliyiz." dedi İmparatoriçe Luo.

O anda İmparatoriçe Xuan, Yi Yun'a baktı ve gülümseyerek dedi ki: "Yi Yun'un performansı kötü değildi ve teşvik amaçlı bir ödüle layıktı."

"Bu normal bir şey. Luo klanımız hep yeteneklere sevdalı olmuştur. Böylesi bir Metruk Gök tekniği dahisi tabii ki de ödüllendirilecek." İmparatoriçe Luo başını sallayarak konuştu.

"Bu İmparatoriçe, Yi Yun'u üç yüz tane Dünya Taşı, yirmi tane dördüncü sınıf kalıntı ve beş tane beşinci sınıf Fey kemiğiyle ödüllendirecek." dedi İmparatoriçe Luo.

Luo Huo'er içten içe gözlerini devirdi. Ne cimrilik ama!

Böylesi küçük bir ödül vermek için nasıl bir cesaretin var?

Ardından, Luo Huo'er annesine baktı:

"Anne, ona daha fazla ödül vermelisin!" Luo Huo'er Yuan Qi Ses İletimi'yle konuştu.

İmparatoriçe Xuan gülümsedi ve dedi ki: "Yi Yun, sonuçta İmparatoriçe Luo'nun adamlarından biri değil. Böyle küçük bir ödül vermesi mantıklı. Ben ise cimri olmayacağım. Yi Yun bize gerçekten bayağı yardım etti. Huo'er, düşük alemde böyle harika biriyle karşılaştığın için sen de şanslısın."

"Hehe, teşekkür ederim, Anne..." Luo Huo'er mutlu bir gülümsemeyle konuştu. Övülmesi nadir bir şeydi.

O anda İmparatoriçe Xuan, Yi Yun'a baktı ve dedi ki: "Bu İmparatoriçe, şu anda senin için iyi bir ödül düşünemedi. Nasıl sıradan bir sivil olduğunu görünce, Bu İmparatoriçe sana soyluluk ünvanı bahşedecek. Şu andan itibaren birinci seviye Vikont olacaksın ve Xuan Ye Ruhsal Dağı da tımarın olacak!"

Xuan Ye Ruhsal Dağı, Xuan ailesine ait bir tımardı. İmparatoriçe Xuan bir imparatoriçe olduğundan, doğal olarak Yi Yun'a soyluluk ünvanı bahşetme hakkı vardı.

Ve bu üst sınıf ruhsal dağ, Xuan ailesi tarafından çocukları için yetişim alanı olarak kullanılırdı.

Lakin şimdi, Yi Yun'a hediye edilmişti.

Üst sınıf bir ruhsal dağ ve birinci seviye Viskont ünvanı!

Bunu duyunca genç elitler şaşırmış ve kıskançlıkla dolmuştu.

Luo Kui önceden Yi Yun'la, Luo Huo'er'in yanında oturduğu için ünvanı yok diye alay etmişti. Lakin şimdi Yi Yun, birinci seviye Viskonttu!

Luo Kui'ye bir daha bakınca, büyük bir aşiretten gelmesine rağmen en düşük soylu seviyesine dahi sahip değildi.

Yıllık kazancı düşük olmasına rağmen, sırf soyluluk ünvanının olması Luo klanınındaki konumunu büyük ölçüde değiştirecekti!

Ne de olsa kişinin arka planının parıltısı, o kişinin atalarının sonucuydu. Ancak soyluluk ünvanını alması, kişinin sahip olduğu gerçek yeteneklerdi. Büyük aşiretlerin birçok öğrencisi, tüm yaşamları boyunca asla soylu ünvanını alamazlardı.

Soyluluk ünvanı bahşedilen kişiler, saygılarını kazanmak için yeterince şey yapmıştı. Sırf birinci seviye Viskont ünvanı, Yi Yun'un arka planıyla alay etmek isteyenleri bunu yapacak niteliğe sahip olup olmadıklarına dair bir daha düşünmeye zorlamıştı.

Böylesi bir ödül vererek, İmparatoriçe Xuan bu konuyu da düşünmüştü.

Kalabalık Yi Yun'u düşük alemli arka planı yüzünden aşağılamıştı, İmparatoriçe Xuan da ona üst sınıf bir ruhsal dağ vermişti. Diğerleri onun düşük bir konumu olduğunu hissetmiş, o da ona birinci seviye Viskont ünvanı vermişti.

İmparatoriçe Xuan'ın sakin ve hafif eylemleri, oradaki birçok kişinin yüzüne tokat gibi oturmuştu.

"Şu andan itibaren Xuan Ye Ruhsal Dağı senindir. Birinci seviye Viskont olman ise İmparator Luo'nun onayını gerektiriyor."

İmparator Luo'nun sözde onayı sadece bir formaliteydi. İmparatoriçe Xuan'ın aşireti Dük seviyesindeydi, bu yüzden ona Viskont ünvanı vermeleri bir hiçti.