Bölüm 899: Ruh Şekle Giriyor

avatar
4021 20

True Martial World - Bölüm 899: Ruh Şekle Giriyor


 

Bölüm 899: Ruh Şekle Giriyor

 

 

“Yi Yun, bir anomali mi yarattı? Hayal görüyor olmalısın. Anamolinin, sokakta ucuza satılan bir şey mi olduğunu sandın? Prenses Xue'er'in bir tane yapacağı belliydi. Fakat nasıl bu Yi Yun için mümkün olabilir?” Az önce azarlayan Beyaz Tilki öğrencisi bunu söylerken Yi Yun'un olduğu yere doğru döndü.

 

Daha sözünü bitirmeden boynu çimdiklenmiş bir ördek gibi olmuştu. Kelimelerinin geri kalanı boğazına düğümlenmişti.

 

Yi Yun orada oturuyordu; etrafındaki uzay sanki sayısız Dao dalgacığı sürekli dışa doğru yayılıyormuş gibi bozuktu. Soruyu soran öğrenci, Yi Yun'u görünce bir anlığına transa girdi.

 

Bu trans sadece birkaç saniye sürmüştü, ardından aniden kendine geldi fakat yüzünde hala şok olmuş bir ifade vardı.

 

Daha az önce zihni etkilenmişti.

 

Beyaz Tilki öğrencisi, aceleyle Bai Yueqing'e baktı ve onun ciddiyetle Yi Yun'a baktığını gördü. Beyaz Tilki öğrencisinin kalbi güm etti ve kendi ağzına yumruğu çakabilmeyi istedi.

 

Hepsi bu kadar çok konuştuğu için onun hatasıydı. Prenses Xue'er'in aydınlanma yaşamasıyla Luo klanı üzerinde bir üstünlük hissi olmuştu. Üçüncü Prens'te iyi bir izlenim bırakmak istemişti lakin daha sözünü tamamlayamadan yüzüne şaplağı yemişti. Eğer Üçüncü Prens, ona karşı olumsuz hisler beslemezse iyiydi.

 

Herkes Yi Yun'a baktı ve birçok öğrenci de Beyaz Tilki öğrencisi gibiydi. Gözlerinde boş bir bakış parladıktan sonra kendilerine geldiler.

 

Zihinleri neden etkilenmişti?

 

İkizler, Nongying ve Nongyue etkilenmemişti fakat şaşırmışlardı.

 

Bu Yi Yun'un aydınlanması mıydı?

 

Üç bilinmeyen Fey Tanrısı'nın auralarının mühürlü olduğu Fey Tanrı Taşları'yla meditasyon yapıyordu. Bir aydınlanma yaşamak nasıl mümkün olabilirdi?

 

Yi Yun'un aşırı yüksek algısı olduğuna inanmışlardı ama Yi Yun'un On Bin Fey Semavi Cennet'in görkemli kişilerinin bile karşısında çaresiz olduğu Fey Tanrı Taşları'ndan anlayış kazanabileceğine inanmayı reddediyorlardı.

 

Meditasyon sırasında gerçekleşen anomali hakkında genç öğrenciler anlayıştan yoksundu. Ancak bir anomalinin olması kesinlikle etkileyiciydi.

 

Luo klanı öğrencileri arasında, Beyaz Tilki klanı tarafından bastırılan Luo klanı öğrencisi, doğruluğu kanıtlanmış gibi hissedip dedi ki: “Görünüşe göre bir anomali, o kadar da önemli bir şey değil. Anomalinin sadece Prenses Xue'er'in meditasyonu sırasında ortaya çıkabileceğini hangi Beyaz Tilki kardeşi demişti?”

 

“Bu herif!” Luo klanı öğrencisinin sözleri, Beyaz Tilki öğrencisini aşırı mutsuz etmişti. Gerçekten de hassas noktasına dokunmuştu.

 

Luo klanı öğrencisinin konuşmasıyla birçok kişi, Bai Yueqing'e baktı.

 

Herkesin arasında Bai Yueqing, en uzun yetişim yapandı. Hem bilgi hem de yetişim seviyesi bakımından bu genç, öğrencilerden tamamen farklı bir seviyedeydi. Öğrenciler, Yi Yun'un etrafında gerçekleşen anomalinin ne olduğunu anlamayabilirdi fakat Bai Yueqing anlayabiliyordu.

 

“Bu gerçekten de bir anomali fakat bir aydınlanma olmayabilir.” Bai Yueqing, derin bir sesle konuştu.

 

O anda Wufeng konuştu: “Majesteleri haklı. Yi Yun'un anomalisi, Majesteleri'ninkinden farklı.”

 

Nongying de başını sallayıp dedi ki: “Evet, Prenses'in aydınlanması, Üç Tanrı Mührü'ndeki Fey Tanrıların auralarını da barındırıyordu. Bu Fey Tanrı Taşı'ndan gelen bir anomaliydi ama Yi Yun'un anomalisinin Fey Tanrı Taşı'yla bir ilgisi yok gibi görünüyor.”

 

Bunun söylenmesiyle öğrenciler, Yi Yun'un anomalisinin vücudundan geldiğini fark etti?

 

Uzay, onu merkezi alarak bozulmuştu. Vücudundan yayılan dalgacıklar, halka halinde patlıyordu.

 

Yi Yun'un kaşlarının arasında yavaşça gümüş bir iz oluştu. Dikkatli bakınca gümüş bir kılıç olduğu belli oluyordu.

 

“Bu...” Jian Zhu aniden şaşırmış bir şekilde konuştu. “Bu şekle giren irade mi?”

 

“Doğru, zihinsel gücünün çok kuvvetli olmasıyla somut bir şeye yoğunlaştı...”

 

Bai Yueqing, yelpazesini yellerken konuştu.

 

Bununla beraber, sonunda Yi Yun'un neden bir anomali yaratabildiğini anlamışlardı.

 

“Yi Yun'un yıllar boyu bilinmeyen Fey Tanrıları'nı mühürlemiş, üç Fey Tanrı Taşı'yla meditasyon yapması, ruhsal enerjisini meditasyon aracılığıyla anlayış kazansa da kazanmasa da yoğunlaştırdı. Bu da ruhunun, anomali ve metamorfoz gerçekleştirerek somut bir şeye dönüşmesini sağladı.

 

Ruhun somut bir şeye dönüşmesi, genç savaşçılar arasında çok nadirdir fakat Dao Meyvesi oluşturan savaşçılar için oldukça nadir. Ancak Dao Meyvesi oluşturan savaşçılar, ruhları somut bir şeye dönüşse bile güçlü dövüş güçleri olması şart değildir. Zihinsel yasalarda ustalaşan bir savaşçı olmadığı sürece etkisi sıradan olacaktır.”

 

Bai Yueqing çok bilgiliydi. Bu yüzden birkaç kelime ederek, Yi Yun'un ürettiği anomalinin arkasındaki nedeni açıkladı.

 

Herkes bunu duyunca aniden ışığı gördü. Birkaç saniyeliğine şaşkınlığa kapılmalarına şaşmamalıydı. Yi Yun'un ruhunun mutasyonu yüzünden zihinleri etkilenmişti.

 

“Ustanın Hükümdar Gulan olduğunu duydum! Bu Prens, Hükümdar Gulan'ın zihinsel enerjiyi saldırı olarak kullanan yasalarda bilgili olduğunu hatırlıyor.” Bai Yueqing, Jian Zhu'ya bakarken konuştu.

 

“Evet!” Jian Zhu, başını sallayarak konuştu.

 

“Evet... Aslında zihinsel enerji saldırıları, mutlaka çok güçlü olacak diye bir şey yok. Saldırının geri tepmesi de çok kolaydır. On Bin Fey Semavi Cennet'in görkemli kişileri arasında, çok az kişi bu tür teknikler kullanır. Bu tür ruhsal enerji mutasyonu, savaçı için kullanışlı fakat o kadar da yararlı değil. Eğer yasalar üzerine meditasyon yapılırsa sıradan bir savaşçının ruhsal enerjisi yeterlidir.” Bai Yueqing bunu söyledikten sonra Luo klanı öğrencileri hemen dalgın bakışlar sergiledi.

 

Demek sadece Yi Yun'un ruhsal enerjisinin somut bir şeye dönüşmesiydi ve Fey Tanrı Taşı'ndan gelen bir anomali değildi. Bai Yueqing'in dediğinden, ruh mutasyonu savaşçılar için yararlıydı. Fakat kişi özellikle ruhsal enerji saldırıları yapan yasalara odaklanmıyorsa etkileri az olurdu.

 

Yi Yun, bir aydınlanma yaşasa bile şu anda Beyaz Tilki klanının önünde utanç duyarlardı.

 

Ancak uzunca düşününce anlaşılabilirdi. Yi Yun'un önündeki Fey Tanrı Taşı, On Bin Fey Semavi Cennet'teki görkemli kişilerin bile anlayış kazanamadığı bir taştı. Yi Yun nasıl bir şey kavrayabilirdi ki? Yi Yun'un algısının, görkemli kişilerden büyük olduğu söylenemezdi, değil mi?

 

“Az önceki Genç Kız Kardeş haklıydı. Yi Yun cidden metanetli. Diğerlerini çaresiz bırakabilecek Fey Tanrı Taşı'nda ruhsal enerjisine mutasyon geçirtecek noktaya kadar meditasyon yapabiliyor.” Nongying, biraz hayranlıkla dolu bir sesle konuştu.

 

Fey Tanrı Taşı'ndan bir aydınlanma yaşamasa da iradesini kılıç olarak kullanmak ve ruhunu somut bir şeye dönüştürüp, meditasyon sürecinde ruhsal enerjisini yoğunlaştırmak şaşırtıcı bir şeydi. Bu ayrıca çok yetenekli olduğunu kanıtlıyordu.

 

Prenses Beyaz Tilki dışında, başka hiçbir öğrenci Fey Tanrı Taşı'nın önünde meditasyon yaparken zihinsel enerjisini somut bir şekilde oluşturmamış veya aydınlanma yaşamamıştı.

 

“Cidden inanılmaz bir algısı var. İlkel Uzay'da, performansı Xue'er olmasa daha parlak olabilirdi.” Bai Yueqing, yavaşça konuştu.

 

Bu sözleri duyunca birçok öğrenci, içten içe başını iki yana salladı. Prenses Beyaz Tilki'nin yeteneği o kadar iyiydi ki onlara sanki arkada kalmış hissi veriyordu. Bu sıradan bir dahinin rekabet edebileceği bir şey değildi.

 

Yi Yun harika olsa da Prenses Beyaz Tilki'nin performansı şaşırtıcıydı. Bu da etrafındaki ışık çemberinin daha sönük görünmesine neden olmuştu.

 

...

 

Zihinsel dünyaya dalmış olan Yi Yun, etrafında olan olaylardan bihaberdi.

 

Uzun saçlı adamdan yirmi metre uzakta Yi Yun ondan gelen muazzam baskıya zahmetli bir şekilde dayanıyordu.

 

Aniden zihinsel dünyasındaki bir zar çatlamış da bir tavuk yumurtasının çatlaması gibi hafif bir ses çıkarmış gibi hissetti.

 

O anda Yi Yun, ileri bir adım daha attı. Bu adım çok ağırdı, tıpkı Uludağ üstüne çökmüş gibiydi. Derin çamurda ilerlemek zorlu ve imkansız gibiydi.

 

Yi Yun'un ayağı yere değdiği anda, sayısız parçacıklar bir gümbürtüyle patladı. Sanki zihinsel dünyada bir zincir kopmuş, sürekli yayılıyordu.

 

Oh! Zihinsel enerjisinde atılım mı yapmıştı?

 

Yi Yun'un ruhsal enerjisi, küçük bir gölet gibiydi ama sürekli tükenip geri dolduktan sonra bu gölet sonunda genişleyip göl olmuştu.

 

Yi Yun, uzun saçlı adamdan yirmi metre uzakta durmayı zor buluyordu fakat şimdi gücü büyük ölçüde artmış gibi hissetti.

 

Sadece ileri bir adım atmamış, görüşü de daha net olmuştu. 1000 Şeytan Varlık Çarkı'ndaki rünler ondan uzaklaşmış bir sis gibi görünüyor, kendilerini Yi Yun'un önünde net bir şekilde sunuyordu.

 

Hepsi yasa parçacıklarıydı.

 

Yi Yun, hoş bir şaşkınlık yaşıyordu. Ruhsal enerjisindeki ani mutasyon, tüm yasa parçacıklarını kolayca görmesini sağlamıştı. Öncekinden daha netlerdi.

 

Büyüleyici bir iştah ile onları çalışmaya başladı.

 

Bu bir hazine dağıydı ve sonunda, o anda hazine dağının içine girmişti.

 

Her yasa parçacığı paha biçilmezdi fakat seçme konusunda serbestti.

 

Yi Yun, hepsini almak istiyordu. Tüm yasa parçacıklarını çalışmak istiyordu.

 

Ruhsal enerjisinde atılım yaptıktan sonra Yi Yun'un ruhsal enerjisi muazzam büyüklükte olmuştu. Sürekli ezberliyordu ve artık ruhsal enerjisini, zihinsel dünyadan kovulacağı ana kadar tüketmesi konusunda endişelenmesine gerek yoktu.

 

Yi Yun kendini, bu ufak zihinsel dünyaya tamamen odaklamıştı. Uzun saçlı adamın her hareketi, Yi Yun'un gözlerinde mükemmelce yansıyordu.

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr