Çeviri: Eynuma Düzenleme: bezald35

Yi Yun Qiuniu’yu yendikten sonra hızla bir sonraki meydan okuyacağı kişinin ismini gönderdi. Hakem onu aldığında bazı insanlar meydan okuma formuna göz atmaya başladı.

Hakem masasının yanında duran birkaç kişi vardı ve Yi Yun’un yazdığı isme bakmaya başladılar, yazılan kişi Chu Xiaoran’dı!

Yi Yun ve Chu Xiaoran!

Bu sonuca kimse şaşırmadı. Çaylak sıralama yarışmasında birinin birinci olması lazımdı. Yi Yun ve Chu Xiaoran’ın kaderinde final gösterisini yapmak vardı.

Aslında Yi Yun gibi biri için çaylaklar arasındaki en iyilerle savaşmak, ihtiyaç duyduğu bir deneyimdi. Dövüş sanatlarını eğitmek için dövüş deneyimi gerekliydi!

Birisi haberi yaydı. “Yi Yun, Chu Xiaoran ile savaşmak istiyor!”

“Chu Xiaoran’la mı savaşmak istiyor? Chu Xiaoran şimdi baskı altında hissedecek!”

Geçmişte Chu Xiaoran’ın performansı her zaman Qiuniu’dan iyiydi ama çok da fark yoktu. Herkes Chu Xiaoran’ın elinin altında bir-iki numara tuttuğunu biliyordu. Ama öyle olsa bile Yi Yun’la savaştığında çok bir şey yapabileceği sanılmıyordu!

“Yi Yun resmen ucube! Qiuniu her şeyini verdiğinde bile tek vuruşla parçalamıştı onu. Olağanüstü hareket teknikleriyle, saldırısı ve hızı diğerlerini toz içinde bırakıyor. Chu Xiaoran onu yenebilir mi? Bu zor olacak!”

“Şu an öyle görünebilir ama Chu Xiaoran’ın gücünün ne kadarını sakladığını kim bilebilir. Qiuniu, Yi Yun’la savaştığında onun da kozu vardı. Chu Xiaoran’ın da bir kozu olamaz mı? Unutma ki Chu Xiaoran yasalar hakkında içgörü sahibi biri...”

İnsanlar bu konuyu tartıştı ama sonunda çoğu kişi Yi Yun’un kazanma şansının daha yüksek olduğuna inandı.

O anda hakem duyurdu. “Kutsal Yaban Sahnesi, 2,600. Long Li; meydan okuyan Chu Xiaoran!”

Chu Xiaoran’ın, Yi Yun’la savaşmadan önce bir maçı vardı. Dünya Onur Listesi’nde 2,600. kişiye meydan okuyordu.

Bu Chu Xiaoran’ın üçüncü ve son savaşıydı. Yarın hâlâ birilerine meydan okumak için iki şansı vardı. Kimse Chu Xiaoran’ın ne kadar yükseleceğini bilmiyordu.

Chu Xiaoran su gibi yumuşak olan kılıcını tuttu ve Kutsal Yaban Sahnesi’ne doğru yürüdü.

Bu savaşta, Yi Yun olsun başkaları olsun hepsi güçlü rakiplerdi. Ama öyle olsa bile Chu Xiaoran hâlâ çok sakindi.

Birçok kişi böyle bir duruş sergilediği için ona hayrandı.

“O, panik yapmayarak gerçek bir uzman olduğunu gösteriyor. Qiuniu’nun yenilgisini gördüğünde bile tepki göstermemişti...”

İnsanlar gizlice dehşete düştü. Chu Xiaoran’ın gücünün sınırını bilmiyorlardı.

Chu Xiaoran’ın rakibi Long Li’nin elinde bir mızrak vardı. Elindeki mızrakla etkileyici bir duruşa sahipti.

Long Li rakibini ciddiye aldı, lakayıt davranmaya cesaret edemedi.

“Chu Xiaoran...“ Katılımcı sıralarında meditasyon yapan Yi Yun gözlerini açtı. O da şu anki bir numaralı çaylağın etkileyici tarzını görmek istiyordu.

Savaş başladı.

Çoğu kişi gözlerini sahneye odakladı. Onlar Chu Xiaoran’ın gizli gücünü görmeyi bekliyorlardı. Qiuniu’nun çok fazla gizli gücü vardı bu yüzden Chu Xiaoran da kesinlikle gizli güce sahipti.

Herkes bu savaşta Long Li’nin, Chu Xiaoran’ı yavaş yavaş bastırıp gizli gücünü kullandırtacağını düşünüyordu.

Fakat bu savaş hayal ettiklerinden tamamen farklıydı.

Long Li aslında açılış saldırılarında çok sertti. Mızrağı ile mızrak hüzmeleri gönderdi!

Askerler arasındaki en iyi silah mızrak olarak biliniyordu. Long Li 1.8 metreden daha uzundu, dolayısıyla mızrağıyla saldırırken etkileyici bir saldırganlığa sahipti.

Ama Chu Xiaoran’ın kılıcı yumuşaklığı kullanıyordu.

Bir kılıç, bir mızrakla değiş tokuşun yaptığında genellikle dezavantajlı olurdu. Chu Xiaoran, Long Li tarafından hızla bastırıldı!

Long Li’nin mızrağı hızlıydı ve aynı zamanda kabaran Yuan Qi’sini ona aktarıyordu.

Long Li kabaran dalgalar gibi dur durak bilmeden saldırıyordu. Chu Xiaoran’a gelince okyanustaki küçük bir tekne gibiydi. Dalgalar ve rüzgar tarafından sarsılan biri gibi hareket ediyordu.  

Chu Xiaoran tehlikeli bir durumdaydı sanki ama... Long Li’nin saldırıları ne kadar güçlü olursa olsun Chu Xiaoran yenilmedi.

Uzun süre boyunca savaşı sonuçlandıramadığı için Long Li endişelenmeye başladı. Chu Xiaoran’ı yenmenin bir adım uzağında gibi görünüyordu.

Eğer Long Li taşsa Chu Xiaoran ot sapı gibiydi. Taşın ne kadar sert vurduğunun bir anlamı yoktu, ot sapı sadece bükülürdü, kopmazdı!

Bu birçok çaylağın kaşlarının çatmasına neden oldu. Chu Xiaoran’ın maçlarını güzelce kazanmasını dilemişlerdi ancak gerçekte Chu Xiaoran bastırılmıştı.

Çaylaklar bu konuda iyi hissetmedi.

Chu Xiaoran’ın hiç gizli gücü yok mu? Long Li tarafından bu kadar bastırılmışken, Yi Yun’la nasıl savaşacaktı?

İnsanlar Long Li’nin çok güçlü olduğunu biliyordu. Dünya Sıralaması’nda ve hatta üçüncü yıllarında olanlar arasında bile 2,600. sıradaydı. O, en iyi uzmanlardan biri olarak kabul ediliyordu. Geçmiş yıllarda, 2,600. ile savaşabilen bir çaylak, ucube sayılırdı. Bu, neredeyse çaylak yarışmasında birinciliği garanti altına almayı sağlıyordu.

Fakat bu yıl farklıydı. Burada inanılmaz güçlü Yi Yun vardı. Chu Xiaoran bu şekilde dövüşerek Yi Yun’a tehdit oluşturamazdı!

Seyirciler endişeli olmasına rağmen Chu Xiaoran hiç endişeli değildi. Chu Xiaoran elindeki listeyi takip eder gibi Long Li'nin tüm saldırılarını karşılamaya devam ediyordu. Tehlikeli gözüküyordu ama kolaylıkla yapıyordu.

Arenada Long Li’nin kalbi hopladı. Bu şekilde devam ederse enerjisinin Chu Xiaoran’dan hızlı tükeneceğini biliyordu. Sonunda kaybedecekti.

Bir vuruşta kazanmak için gücünü toplamak zorunda kaldı.

Long Li artık sadece kozunu kullanabilirdi. Long Li daha yeni bu hareketi öğrenmişti ve henüz ustaca kullanamıyordu. Ama şimdi zaferi almak için bu hareketi kullanması gerekiyordu.

Long Li, Chu Xiaoran’a saldırırken en iyi hareketini hazırlamaya başladı. Hazırlamayı bitirdikten sonra Chu Xiaoran’ı geri çekilmeye zorladı ve vücudundaki bütün Yuan Qi’yi harekete geçirmesiyle önünde bir enerji dalgalanması ortaya çıktı!

Long Li kozunu kullanmaya hazırlanırken beklenmedik bir şey oldu.

Chu Xiaoran geri çekilir durumdayken sanki Long Li’nin saldırısının enerjisini ödünç almış gibi ona doğru uçtu ve bir saldırı yolladı!

Bu saldırı can sıkıcı gözüküyordu ve Long Li’nin enerji dalgasını tehdit edecekmiş gibi durmuyordu.

Ama bu saldırı Long Li’nin enerji dalgasının bir kısmını yok eden kılıç hüzmeleri gönderdi!

Bunun sebebi Long Li’nin saldırısındaki zayıf yere vurmasıydı!

“Peng!”

Long Li’nin Yuan Qi’si kırıldı, Long Li o anda tepki vermiş olup geri çekilirken vücudunu korumaya çalışsa da... çok geçti!

Chu Xiaoran çok hızlıydı ve kılıcı çok hassastı!

Vücudu mızrak hüzmelerinin içinde bir hayalet gibi dolaştı ve kılıcıyla Long Li’nin koruyucu Yuan Qi’sini kırdı!

Bu saldırı mağaradan çıkan zehirli bir yılan gibiydi ve Long Li’nin boynunun etrafında kıvrıldı.

Soğuk kılıç hüzmeleri Long Li’nin kalbini sekteye uğrattı ve tüm Yuan Qi dolaşımını durdurdu.

N... Ne?

Long Li şaşkına dönmüştü. Sanki taşlaşmış gibi hareketsiz durdu.

“Sen kaybettin.” Chu Xiaoran yumuşak kılıcını bıraktı ve sessizce bir adım geri attı.

Long Li, Chu Xiaoran’ın geri çekildiğini gördüğünde şaşkına döndü. Az önce olanlara inanamadı.

Başından beri üstünlüğü elinde tutuyordu. Uzun saldırılar boyunca yenmeyi başaramamış ve yeni öğrendiği ölümcül saldırıyı kullanmak zorunda kalmıştı.  Fakat kullanamadan önce Chu Xiaoran durumu tersine çevirmiş ve onu yenmişti. Sıradan görünümlü tek bir hamleyle defansını kırıp zaferi kazanmıştı.

Bir anda yenilgiden zafere dönüşen devasa bir geri dönüş yaşandı!

Long Li, Chu Xiaoran’dan daha güçlü olduğunu düşünüyordu ama sonunda kaybetmişti!

Satranç oynuyor gibi hissetti. Rakibine baskı yaparak taşlarının büyük bir kısmını alırken zafer elindeydi. Ama aniden rakibin hamlesiyle şah mat olmuştu...

Tüm maç kaybedilmişti!

Long Li kaybettiği için üzgündü. Chu Xiaoran’ın hamlesini nasıl kırdığını hayal edemiyordu.

Seyircilerin savaşın sonunda kafası karışmıştı.  Chu Xiaoran sanki hem kolay kazanmıştı hem de kolay olmamıştı.  Hatta bazı insanlar Chu Xiaoran’ın yanlışlıkla kazandığını düşünüyordu.

Bu nasıl oldu? Chu Xiaoran’ın gizli gücünü ortaya çıkarmasını bekliyorlardı ama başından sonuna kadar Chu Xiaoran tek hamle kullanmıştı. Ve bu tek hamlenin gücüyle Long Li’yi bilinmeyen bir yolla yenmişti.

“Chu Xiaoran’ın hiç gizli gücü yok mu? Sahip olduğu her şey bu mu? Peki Yi Yun’la nasıl savaşacak? Kaybedeceği kesin değil mi öyleyse?”

İnsanlar ister istemez böyle düşündü. Long Li’yi zar zor yendiyse, Yi Yun’u yenmesi zordu.

O anda birisi dedi ki: “Aksine... Chu Xiaoran’ın bu savaştaki performansı korkunçtu. Kullandığı güç Long Li’ninkinden zayıftı ama sonuç beklenmedikti! Long Li’yi daha zayıf bir güçle yendi, bu yetenektir. Chu Xiaoran’ın gücünün limitini nereden bileceksiniz?”

Bu kişi bir soruyla döndüğünde seyirciler serseme döndü.

“Eğer gücünün %60’yla kazanabiliyorsa neden %100’ünü kullanmadı? Rakiplerini gücünün sadece %60’ı ile yenmeye çalışmıştı. Belki de Chu Xiaoran eğitim ve yeteneklerini bilemek istiyordu!” Bunu söyleyen deneyimli bir yetişimciydi.

Şimdi birçok kıdemli yetişimci bir çaylağın kendilerinden daha güçlü olduğunu kabul etmek istemeseler de Chu Xiaoran’ın korkunç olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

Bunu duyduktan sonra kimse bir şey diyemedi. Çaylak sıralama yarışmasını kendini bilemek için mi kullanıyor?

Savaşı düşündüklerinde, Chu Xiaoran başından sonuna kadar sakindi. Panik yapmamıştı ve sanki her şey onun kontrolü altındaydı.

Eğer Long Li’yi yenemeyecek olsaydı sakin kalması pek mümkün olmazdı.

Ve son saldırı basit görünüyordu ama gerçekten o kadar basit miydi?

Basit bir saldırı Long Li’nin öldürücü darbesini kırabilir miydi?

Bunu fark ettikten sonra insanlar Chu Xiaoran’ın akıl ermez olduğunu düşündü.

Bu çaylak sıralama yarışmasında Qiuniu her zaman Chu Xiaoran’ın gerisindeydi. Biri bunu düşündüğünde, Qiuniu’nun muhtemelen Chu Xioran’a son gün meydan okuma niyetinde olduğunu anlayabilirdi!

Muhtemelen derinlerde Qiuniu, Chu Xioran’a kaybedeceğine inanmıyordu ama bu durum Qiuniu’nun Chu Xioran’dan daha zayıf olduğunu gösteriyordu. Eğer öyle olmasaydı meydan okuyan durumunda olmazdı.

Ne yazık ki artık Qiuniu, Chu Xiaoran’a meydan okuyamazdı, ama Yi Yun...