Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

Bir uzay çarpıklığının içine gizlenen esmer genç, kıpkırmızı gözleriyle Yi Yun’a kilitlendi. Vahşi hayaletleri çağıran Cehennem kapısı arkasında dönüyordu.

Yi Yun’u fark ettikten sonra, Lin Xintong’u artık önemsememeye başlamıştı.

Daha önce, Lin Xintong’u öldürmemek için özenli davranıyordu. Bedeninin büyük kısmı yok edilirse, onu ele geçirmenin bir anlamı kalmazdı.

Ama şimdi gözlerini Yi Yun’un bedenine dikmişti ve Lin Xintong’un bedeni onun için artık bir yemekten fazlası değildi, bu yüzden onun ölmesi artık bir şey ifade etmiyordu.

Dikkatini Yi Yun’a kaydırdı. Lin Xintong’un etrafını saran kar canavarlarını kontrol etmeyi bıraktı.

Bunun sonucunda da, daha fazla kar canavarı aç hayaletler gibi Lin Xintong’a atıldı. Saldırıları, sonuçları göz ardı edildiğinden daha şiddetli bir hâle geldi.

Hâlâ uzakta olan Yi Yun, kar canavarlarının Lin Xintong’un üstüne atladığı sahneyi gördüğünde nefesini tuttu.

O anda, Yi Yun bir yıldırıma dönüşürken çevresindeki her şey yavaşladı, algısı inanılmaz bir boyuta ulaşmıştı; görüşünde, düşen kar taneleri bile netleşmişti.

Boom!

Yi Yun’un arkasındaki Üç Bacaklı Altın Karga aniden kanatlarını çırptı!

Canlılığı yanarken, Yi Yun’un Saf Yang Bedeni’nin içinde akan, kan özünün içindeki ateş tohumu aşırı saftı. Bir kez alev aldığında, hemen Yi Yun’un bedeninin yüzeyindeki alevlerin daha şiddetli yanmasına neden oldu. Aceleyle Lin Xintong’a doğru koşarken, tüm varlığı yanan bir Güneş’e dönüşmüştü!

10.000 feet!

5.000 feet!

1.000 feet!

Göz açıp kapayıncaya kadar bu kadar büyük bir mesafe kapandı!

Yi Yun’un gözleri, Lin Xintong’un üzerine kilitlendi!

Çarpık uzayın içinde gizlenen esmer genç bunu görünce şaşkına döndü!

Yi Yun’un kemik donduracak kadar soğuk olan bu ortamda böyle bir hıza ulaşacağını hiç düşünmemişti!

Saf Yang Beden mi? Mükemmel bir Saf Yang Bedeni mi var?

Kısa süreli bir şaşkınlığın ardından, esmer genç çok mutlu oldu. Saf Yang Beden, onu daha da tatmin etti. Böyle bir bedenin enerjiye yatkınlığı çok daha yüksek olurdu.

Yaptıklarıyla bir kez itibar kazandıktan sonra, İlahi Efendi’den Semavi Şeytan Devri’ni almak için Tanrıların Mezarı’na girmesi gerekecekti. Bunun için, gücünü fazlasıyla arttıracak enerji transferinin heba olmaması için yüksek kaliteli bir bedene ihtiyacı vardı.

Saf Yang Beden, Yang enerjisinde ve iç enerjide oldukça güçlü olduğundan ona sahip olmak çok zordu.

“O kızı kurtarma arzunu gördüm ve bunu yapamayacağından emin olacağım. Onun ölümünü kendi gözlerinle gördüğünde, kalbinde ve ruhunda oluşacak boşluk seni ele geçirmemi kolaylaştıracak!”

Esmer genç kendi kendine mırıldanırken dudakları kıvrılıp soğuk bir sırıtış oluşturdu.

Düşüncesiyle birlikte, arkasındaki cehennem kapısından iki siyah figür çıktı. Ve aynı anda…

Bam! Bam!

Ardı ardına duyulan iki patlamayla birlikte, Yi Yun’un her iki yanında, kar fırtınası içinde iki devasa figür ortaya çıktı.

Bu kar canavarları, sıradan kar canavarlarından iki kat daha büyüktü. Kardan postları büyürken bedenlerinden korkunç bir öldürme niyeti ve Donmuş Qi yayılıyordu ve doğrudan Yi Yun’un üzerine atıldılar!

Kar canavarları, buz mavisi ışıkla titreşirken devasa pençelerini kaldırdı. Pençeleri, bir tür soğuk ateşle yanıyormuş gibi görünüyordu ve sahip oldukları baskın güçle Yi Yun’a hamle yaptılar!

Ka-cha!

Yi Yun’u çevreleyen baskı büyük oranda artarken pençelerinin yarattığı rüzgar, yerdeki buz tabakasından bir çatırdama sesi çıkmasına ve yerde büyük bir kırılma olmasına neden oldu.

Yi Yun’un altındaki buz tabakası bir miktar içe göçtü.

“Onu kurtaramazsın, aksine, sen de burada öleceksin! Öl!”

Esmer gencin düşünceleri, aniden Yi Yun’un zihnine sızdı. Bedeni boşlukta gizliydi, bu da, bu düşüncelerin kar canavarlarından geliyor gibi görünmesine neden oldu.

Kar canavarları Yi Yun’u engellediğinde, birkaç yüz feet ötede, daha fazla kar canavarı Lin Xintong’a atıldı!

Kanlı pençeleri Lin Xintong’un bedenine inmek üzereydi! Bu saldırılar yerini bulduğu takdirde, Lin Xintong kesinlikle ölecekti!

O anda, Lin Xintong solmuş bir çiçek gibiydi. Kar canavarlarından gelen aurayı görünce atlatmaya çalışmadı. Kılıcını sıkı sıkı tuttu. Son kılıç saldırısında, kalan hayatının tüm parlaklığını kullanacakmış gibi görünüyordu.

Hayatını keder içinde geçirmişti, ama ölümü göz alıcı olacaktı.

Bu bir anlık sahne, Yi Yun’un gözlerinde sonsuza kadar donmuş gibiydi.

Sanki zaman belirsiz bir süreliğine yavaşlamıştı. Uçan Yi Yun, gökyüzü, alevler ve yanlarındaki canavarların pençeleri arasındaki boşluk boyunca ilerliyordu, görüşünde, dağılan kanın iç karartıcı sahnesini görebiliyordu.

Zaman yavaşlamışken, Yi Yun’un sağ elinde aniden bir kılıç ortaya çıktı!

Bu kılıç, her zaman Yi Yun’un elindeymiş gibi doğal göründü. Onun bir parçasıymış gibi…

Paslıydı ve kurumuş kanla lekeliydi. Bıçağı ortadan kırılmıştı ve sayısız yıl geçirmiş gibi görünüyordu.

Altın Karga kanatlarını açtı ve alevler kükredi. Yi Yun’un gözlerinin içinde, iki yıldız patlamış gibiydi!

Hamlesini yaptı!

Bu kılıç saldırısı kalbinden geliyordu. Sanki o anda Yi Yun’un arkasında mavi kıyafetli kılıç ustasının hayalî görüntüsü ortaya çıkmış ve Yi Yun’un kılıç saldırısıyla birleşmişti…

Kılıcın gücü, gökleri kesti!

Engin, Saf Yang kılıç hüzmesi, engin bir okyanus hâline geldi ve korkunç Kılıç Qi’si buzları parçaladı!

Peng Peng Peng!

Sayısız buz parçasının patlamasıyla birlikte, Saf Yang deniz her şeyi yutmaya başladı. Darbeyi ilk alanlar, Yi Yun’un yanlarındaki kar canavarlarıydı. Kardan ve buzdan oluşan bedenleri şiddetle titredi, Saf Yang Yuan Qi’nin patlayıcı gücüne direnemeyerek doğrudan patlayıp parçalara ayrıldılar!

Kılıç rüzgarı ivmesini azaltmadı. Karlı düzlükler üzerinde geçtiği her yerde şok edici bir kılıç izi bırakırken, buz parçalarını da yanlara doğru fırlattı!

Bir anda birkaç yüz feetlik uzaklığa ulaştı!

“Boom!”

Korkunç bir patlama beş mil çaplık alanı yuttu ve sonsuz miktarda karın buharlaşmasına neden oldu!

Lin Xintong’u çevreleyen kar canavarları da Saf Yang alevler tarafından yutuldu!

Sıcak! Şiddetli! Yakıcı! Sanki Güneş yere inmişti!

Kar canavarlarının kar ve buzdan oluşmuş bedenleri de, bedenlerin içindeki Yin hayaletleri de böyle bir etkiye dayanamazdı. Saf Yang enerji bir anda bedenlerini istila ederek yaktı ve Yin hayaleti kötü ruhlarını hiçliğe karıştırdı!

“Wu Wu! Ao Ao!”

Yin hayaletleri, Gerçek Samâdhi Ateşi tarafından yakılan kötü ruhlarmışçasına acı dolu çığlıklar attı. Gözlerinden ve kulaklarından Saf Yang ışınlar çıktı. Bedenlerinin içindeki Saf Yang alevler patladı!

Patlamayla birlikte bedenleri parçalandı, birkaç saniye içinde pis su birikintisi hâline geldi ve hemen buharlaşarak hiçliğe karıştı!

Yi Yun’un kılıç saldırısının gücü bu noktaya ulaşmıştı! Kar canavarları grubu, geride tek bir damla su bile bırakmadan buharlaştı.

Saf Yang fırtınasının içindeki Lin Xintong’un bedeni kanla kırmızıya boyalıydı. Görüşü bulanıktı ve gözleri boş bakıyordu. Canlılığı fazlasıyla tükenmişti.

Bir şey hissetmiş gibi görünerek Yi Yun’un olduğu tarafa bakmak için artık odaklanamayan gözlerini kullanarak hafifçe başını çevirdi.

Bu sahneyi görmeyi bekliyormuş gibi Yi Yun’a içten bir bakış attı, ama sonunda güçsüzlüğünden dolayı yere yığıldı. Paramparça olmuş beyaz elbisesi kar ve buzun üzerine yayılırken kar ve kan birbirine karıştı…