Bölüm 515: Görünmeyen Nihai Kader

avatar
9061 27

True Martial World - Bölüm 515: Görünmeyen Nihai Kader


 

Çeviri:bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer



Yi Yun, Lin Xintong’un yanındaydı ve antik Büyük İmparatoriçe tarafından geride bırakılan bu şaşırtıcı mirası onunla birlikte okudu.



Bu, bir gram bile abartı olmadan, tüm Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin özüydü.



Antik Büyük İmparatoriçe’nin geriye bıraktığı en önemli şeydi.



‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nin ilk cildi, tüm yetiştirme tekniğinin temel prensipleriydi.



Yin’den önce Yang anlatılıyordu. Ve Yi Yun, Yang temelli yasaların temel prensiplerini gördüğünde şaşkına döndü, çünkü yazılanlar…



“Tang Vadisi’nde Gün Doğumu, Dünya’yı Dolaşan, Dünya’yı Aydınlatan, Güzel ve Görkemli Parıltı, Fusang’dan Yükselen On Güneş, Saf Yang’ın Efendisi…”



Bu paragraf anlaşılmaz gelebilirdi ama Yi Yun bu kelimelere fazlasıyla aşinaydı.



Bunlar… ’Tai Ah Kutsal Tekniği’nin temel prensipleriydi!



‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin arkasındaki temel prensipler, ‘Büyük İmparatoriçe’in Bilgeliği’nin prensipleriyle aynı mıydı?



Yi Yun’un ilk tepkisi, bunun imkansız olduğuydu. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ oldukça etkileyici bir miras olsa da, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nin seviyesinden çok uzaktı. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ böylesine muazzam bir miras olsaydı, Tai Ah Kutsal Krallığı, Tian Yuan Dünyası’nın güç arayan oluşumları tarafından çoktan yok edilmiş olurdu!



‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin o oluşumların ilgisini çekecek düzeyde olmadığı açıktı. Bu neydi öyleyse?



Yi Yun, fark ettim de… ’Tai Ah Kutsal Tekniği’nde yetişim yapmamış olsam da, Tai Ah Kutsal Krallığı’ndayken ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ne ve ‘Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’na göz atmıştım. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin temel prensipleri, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nin temel prensiplerine çok benziyor!



Yıllar önce, Su Jie Lin Xintong’u Tai Ah Kutsal Krallığı’na götürdüğünde, Yi Yun’la bir kez ‘Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu kullanarak antrenman maçı yapmıştı. O zaman Lin Xintong’un dövüş sanatları başarısı, Yi Yun’u çok etkilemişti.



Oh? ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ ile ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin ilk 72 kelimesi tamamen aynı! Ondan sonrası farklı!



Yi Yun, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin sadece ilk birkaç cildinde ustalaşmış olsa da tekniğin tamamını görmüştü. Şimdi elinde olmasa bile, tüm ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni gözlerinin önüne getirebilirdi!



‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nden çok daha derindi.



‘Tai Ah Kutsal Tekniği’, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nden geliyor. Doğrusu, derinlik bakımından aralarında çok fark var… Ama birbirleriyle alakalı oldukları kesin. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin, Tai Ah Kutsal Krallığı’nın temel taşı olmasına şaşmamak gerek. Tai Ah Kutsal Krallığı, o teknik sayesinde milyonlarca yıl gelişebildi!



Aslında, Tai Ah Kutsal Krallığı aşırı uzun bir süre boyunca varlığını sürdürmüştü. Suyun doğusunda, Tian Yuan Dünyası’ndan ve onun çatışmalarından uzakta bulunuyordu. Tian Yuan Dünyası’nda birçok oluşum yükselip düşmüşken Tai Ah Kutsal Krallığı varlığını korumuştu.



‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin kökeni ne? Tai Ah Kutsal Krallığı’nda nasıl ortaya çıktı?” diye sordu Lin Xintong, Yi Yun’a. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nin çok ufak bir parçası olsa da, bu durum Lin Xintong için oldukça şaşırtıcıydı. Tian Yuan Dünyası’nda birçok aşiret ve büyük oluşum vardı ama onların temel yetiştirme tekniklerinin hiçbiri ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ ile benzerlik göstermiyordu.



Tai Ah Kutsal Krallığı’nda, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin Tai Ah Kutsal Krallığı’nın Kurucu İmparatoru tarafından yaratıldığı ve ardından gelen imparatorlar tarafından geliştirildiği yaygın bir söylenceydi. Ama bildiklerime göre, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ aslında kurucu imparator tarafından bir gizemli bölgede bulunmuş bir eksik versiyondu. Daha sonra, kendi dövüş sanatları anlayışını temel alarak, bu  tekniğe ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ ismini vermişti.



Yi Yun bu bilgileri Tai Ah Kutsal Şehri’nde elde etmişti.



Gizemli bölge… Tai Ah Kutsal Krallığı’nın yakınlarında nasıl gizemli bölgeler var?



Bildiğim kadarıyla, Tai Ah Kutsal Krallığı’nın kuzeyinde, Kutsal Yaban’da iki gizemli bölge var. Biri Göktaşı Uçurumu’nda, ama Tai Ah Kutsal Krallığı savaşçılarının onu açma ihtimali yok denecek kadar az! Diğeri ise, Tai Ah Kutsal Şehri’nin içinde, sabre ve kılıç mezarları olarak bilinir!



Daha önce o mezarlara girdim. Çok uzun zaman önce, Tai Ah Kutsal Şehri kurulmadan önce iki mezar da boşaltılmıştı! İçindeki yetiştirme teknikleri, kitapçıklar, hazineler kaybolmuştu! Geriye sadece duvarlardaki sabre ve kılıç izleri kalmıştı. O izler oldukça şiddetliydi ve insanların onlardan yüce Sabre ve Kılıç Daoları hakkında içgörü kazanması için kullanılıyordu!



Ve bildiğim kadarıyla, Shen Tu Aşireti Lideri gibi güçlü figürler bile onlara benzer izler bırakamaz…



Yi Yun bunları söyledikten sonra aklına aniden bir fikir geldi ve devam etti: “Doğru ya! Bir yıl kadar önce, Metruk Irk’ın Yüce Kralı, ‘Çoban’, metruk hayvanlardan bir ordu kurarak Tai Ah Kutsal Şehri’ne yürüdü ve şehir yetişimcileri kaçmak zorunda kaldı. Sonunda Tai Ah Kutsal Şehri düştü! ‘Çoban’ın ordusu oraya vardığında, Tai Ah Kutsal Şehri’nin Şehir Lordu ona Tai Ah Kutsal Krallığı’nı neden yok etmek istediğini sormuştu. ‘Çoban’ şöyle demişti…



Çünkü yapmak istediğim bir şey var…Aslında Tai Ah’ı yok etmek istemiyorum, ama ne yazık ki, Kutsal Yaban’ın etrafındaki birkaç ülke yapmak istediklerimi yapmamı engelliyor. Bu nedenle yok etmekten başka çarem yok.



Yi Yun’un hafızası çok iyiydi, bu yüzden ‘Çoban’ın ağzından çıkan her kelimeyi hatırlayabiliyordu.



Lin Xintong bu sözleri duyunca kaşları kalktı. ‘Çoban’ Tai Ah Kutsal Krallığı’na saldırdığı zaman, o Shen Tu Aşireti tarafından evliliğe zorlanıyordu. Bu yüzden münzevi eğitime girmişti ve bu nedenle suyun doğusunda olanlardan haberdar değildi.



Yapmak istediği şey için, Tai Ah Kutsal Krallığı’ndaki trilyonlarca insanı yok etmek istiyordu. Bu ne olabilir…? Jiang Xiaorou’yu bulmak için...olabilir mi?



Lin Xintong, Yi Yun’un kız kardeşinin Metruk Irk’ın kraliyet soyundan geldiğini biliyordu elbette.



Yi Yun başını salladı. “Hayır! Kız kardeşim, Jiang Xiaorou’nun Tai Ah Kutsal Krallığı’nda olması sadece tesadüftü! ‘Çoban’ muhtemelen bunu bilmiyordu bile. Yani yapmak istediği şey, kız kardeşimi bulmak değildi. Daha önemli bir mesele gibiydi!



‘Çoban’ demişti ki: Doğada var olan tüm canlılar insanların hayatta kalmasını destekliyor, ama yine de bunun için Gökler’e şükretmiyorsunuz. İnsanlar, doğanın hediyelerini kabul ediyorlar ama yine de tüm ilgilendikleri kendi menfaatleri. Hiçbir kural tanımadan doğadan istediğinizi alıyorsunuz ve trilyonlarca insanınızla, hep daha fazlasını istiyorsunuz. Hayatta kalmak için, her an, her saniye canlıları öldürmüyor musunuz? Ve öldürdüklerinizin sayısı, yaşayan insanlardan bile daha fazla.


Dünya zalimdir, her şeye, herkese, aşağılık varlıklar gibi davranır. Daha büyük güçlerin önünde, köpeklerden, domuzlardan farklı değilsiniz. Güçlü olduğunuz için diğer canlıları öldürüyorsunuz. Ama diğer canlılar da sizden daha güçlü olduğu için sizi öldürebilirler. Sadece siz değil, bu geniş dünya bile… Çökebilir, yok olabilir; bu yok oluş da Semavi Dao’nun bir parçasıdır. Uygun olanın hayatta kalması, Semavi Dao’nun parçasıdır ve aynı zamanda kendisidir.



O zaman, Yi Yun ‘Çoban’ın sözlerini duyduğunda, ‘Çoban’ın yaptıklarında haklı olduğunu hissetmiş, bunun hakkında fazla düşünmemişti.



Ama şimdi, bu sözleri detaylı olarak anlamaya çalıştığında garip bir şey fark etti.



Lin Xintong’u kurtarmak için harekete geçmeden önce, Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu’nun söylediği, “Vakit kalmadı…” sözlerini hatırladı.



Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu’nu, düşmanı püskürtmek için antik Büyük İmparatoriçe tarafından geride bırakılmış mühürlü enerjiyi kullanmak zorunda bırakan şey!



Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’ne karşı planlar hazırlayan ve bilinmeyen bir yolla esmer genci Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’ne sokan gizemli oluşum…



Tüm bunların arasında bir bağlantı mı vardı?



Yi Yun Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin ikinci seviyesinden aldığı o düzen diski görüntülerini hatırladı. Antik çağlarda, gururlu ve baskıcı Azure Yang Lordu’nun bir kılıç saldırısıyla siyah zırhlı savaşçıyı yok etmiş olduğu düzen diski…



Bir kılıç saldırısı denizleri böler, iki kılıç saldırısı Gökler’i yırtar ve üç kılıç saldırısı ay ile güneşi yok eder! Gerçekten eşsizdi ve hafife alınamazdı!



Masmavi Gökkuşağı Kanlı Ay’ı Deler... Buz, Tanrı Mezarı’nı Mühürler…



Kanlı Ay…



Kanlı Ay’a karşı dikkatli ol…



Kanlı Ay bir felaket sembolü müydü?



Tüm bunları birbirine bağladığında, Yi Yun’a bunun yavaş yavaş yaklaşmakta olan bir fırtınanın belirtisi olduğunu hissettirdi…



Ama antik çağlarda neler olduğunu tahmin etmek zordu.



Ayrıca, antik çağlarda dövüş sanatları mirasları, şu ankinden daha güçlüydü. Antik Büyük İmparatoriçe’nin yaşadığı zaman zarfında yaşayan savaşçıların genel gücünün şu anda yaşayan savaşçılardan daha yüksek olduğu açıkça anlaşılıyordu.



Mantık bakımından, dövüş sanatları medeniyetle birlikte gelişmeliydi. Ama gerçek şuydu ki, Tian Yuan Dünyası’nda, savaş sanatlarında her nesilin bir öncekinden güçsüz olmasıyla birlikte bir gerileme yaşanıyordu…



Bu büyük şüpheler, Yi Yun’a bir önsezi hissettirdi. Görünmez bir şeytani el, yavaş yavaş Tian Yuan Dünyası’nın üzerine uzanıyor gibiydi!



Lin Hanım, başka bir şey hatırladım. ‘Çoban’, Tai Ah Kutsal Şehri’ni ele geçirdiğinde, metruk hayvanlardan oluşan ordusuyla Tai Ah Kutsal Krallığı’nın içlerine doğru ilerlemedi. Bu, büyük ihtimalle kız kardeşimin itirazlarından dolayıydı ama şüphesiz ‘Çoban’ın hedeflerinden biriydi. Ve asıl hedeflerinden biri, Tai Ah Kutsal Şehri’nin ele geçirilmesiyle başarılmıştı. ‘Çoban’ın metruk hayvanlardan oluşan ordusu çok uzun zaman boyunca Tai Ah Kutsal Şehri’nde kaldı ve kimse orada ne yaptıklarını bilmiyor!



Tai Ah Kutsal Şehri’nde birçok kaynak olabilir ama onlar, ‘Çoban’ın seviyesindeki biri için önemsiz. Bunun sebebinin sabre ve kılıç mezarlarından başka bir şey olduğunu sanmıyorum.



En tuhaf şeyse, ‘Çoban’ın Tai Ah Kutsal Şehri’ni ele geçirmesinden birkaç gün sonra, şiddetli mor ışınların gökyüzüne fırlamasıydı ve bunun ardından gökyüzü mor bulutlar ile kaplandı! Milyonlarca mil ötedeki Bulut Çölü’nde bile aynı sahne göründü! O zamanlar, ‘Çoban’ tarafından kurtarıldıktan sonra Bulut Çölü’ne kaçmayı düşünüyordum! Ve o sahneye tanık oldum. Gökyüzünü örten mor bulutlar…



Yi Yun bunları söylediğinde, Lin Xintong’un kafasında bir ampul yandı!



Mor Bulutların Doğumu… Mor Bulutların Doğumu’ndan mı bahsediyorsun? O sahneyi daha önce ben de görmüştüm!



Geçmişte, Lin Xintong, Su Jie’ye Bulut Çölü’nde eşlik etmişti, zira Bulut Çölü’nde Mor Bulutların Doğumu görülmüştü! Su Jie, bunun Lin Xintong’un meridyenlerini iyileştirme fırsatı olabileceğini düşünmüştü, bu yüzden Lin Xintong’la birlikte oraya gitmişti.



Ve Bulut Çölü’nde Yi Yun’la karşılaşmıştılar.



Evet öyle! Mor Bulutların Doğumu’ydu! Siz Shen Tu Nantian’la olan nişanınızdan dolayı Tai Ah Kutsal Krallığı’nı terk etmiştiniz. Ustanız, eski dostu Marki Wenyun’la birlikte Bulut Çölü’nde bir gizemli bölgeye girmişti. Ve orada olan bazı olaylar orada sıkışıp kalmasına yol açmıştı. ‘Çoban’, Tai Ah Kutsal Şehri’ni ele geçirip gökyüzüne mor ışınları fırlattıktan sonra Bulut Çölü’nde bir kez daha Mor Bulutların Doğumu ortaya çıktı! Kıdemli Su Jie de bu sayede kurtuldu!



Ve ben de Mor Bulutların Doğumu’nu görmek için o yana gidince Kıdemli Su Jie ile karşılaştım. Bunun sayesinde onunla beraber Tian Yuan Dünyası’na gelebildim ve sizinle ikinci kez karşılaşabildim!



Kıdemli Su Jie, Mor Bulutların Doğumu nedeniyle Bulut Çölü’ne geldi ve o gizemli bölgeye girdi. Biz, Mor Bulutların Doğumu nedeniyle tanışabildik. Su Jie’yi gizemli bölgeden çıkaran ve beni oraya götüren Mor Bulutların Doğumu nedeniyle tekrar karşılaşabildik! Tüm bunlar, kader gibi görünüyor…



Yi Yun son birkaç yılda olmuş olanları anlatırken, Lin Xintong açıklanamaz bir ürperti hissetti.



Her zaman kaderine yenilmemeyi istemişti. Doğal Yin meridyenlerine sahip olsa da, kaderini yenme kararlılığı hiç eksilmemişti.



Ama, kaderi antik çağlarla iç içe geçmişken, antik Büyük İmparatoriçe ve Azure Yang Lordu’nun direnmekte başarısız olduğu şey, şimdi o ve Yi Yun üzerinden bugüne dek uzanmıştı!



Antik çağlarda, Saf Yang yasalarında yetişim yapmış Azure Yang Lordu ve doğal Yin meridyenlerine sahip antik Büyük İmparatoriçe büyük ihtimal bu kitaplığın önünde durmuştu.



Ve şimdi, Saf Yang yasalarında yetişim yapan Yi Yun ve doğal Yin meridyenlerine sahip o da bu kitaplığın önünde duruyordu! Bu tesadüf, kaderin görünmez elinin, karanlıklar içinden ayarladığı bir şey gibiydi…



Belki de… Onun ve Yi Yun’un kaderleri, antik çağın tekerrüründen mi ibaret olacaktı?



Öyleyse, onların kaderleri neydi?



Yazar Notu: Bu bölüm, bundan önceki 1.4 milyon harf arasında gizlenmiş olan ipuçlarını birbirine bağlamaktadır. Ayrıca, bu romanın ana olay örgüsünün de bir parçasıdır. Oldukça önemli bir bölüm. Umarım bu bölümü daha dikkatli bir şekilde okursunuz, aksi hâlde gelecekte yaşanacak bazı şeyleri gözden kaçırabilirsiniz. Desteğiniz için teşekkürler.



Bebe Notu: Umarım kafanızda bazı ampuller yanmıştır. Ama hâlâ çok fazla soru var. Çevirmesi uğraştırıcı bir bölümdü, keyifli okumalar…



Fullbringer Notu: Bileydim bu işlerde bir terslik olduğunu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr