Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

Zaman yavaşça akıp geçti. Yi Yun ile Lin Xintong beş aylık münzevi eğitime çekildiler.

Beş ay çok uzun bir süre gibi görünmese de, iki kişi bir odada yalnız kalırsa ve her gün sadece birbirlerini görürlerse iş değişirdi.

Bu küçük şeyler kişinin aklını, düşüncelerini değiştirirdi.

Mesela uyku… İkisi on ila yirmi gün arasında değişen çift yetişimleri yapıyordu. Bu zorlu yetişimin ardından tamamen tükeniyorlardı. O noktadan sonra meditasyon yapmak bile enerjilerini geri kazanmalarına yetmiyor, derin uykuya dalmaktan başka ellerinden bir şey gelmiyordu.

İkisi, giysilerini değiştirmeden geniş şiltenin içinde uyuyorlardı. Bu, aynı yatağı paylaşmak olarak değerlendirilebilirdi.

Mesela banyo yapmak… Aslında savaşçılar yemek yememeyi seçerek Yer ve Gök Yuan Qi’si ile yaşamlarını sürdürebilirlerdi. Bu şekilde, kendilerini kirlilikten korurlardı. Bu, gerçekten de kendini adamak olarak tanımlanabilirdi. Aynı zamanda dövüş sanatları pratikleri sırasında tozdan da kurtulabilirlerdi. Kitaplarda tanımlandığına göre buna “Su gibi temiz, nilüfer kadar güzel kokulu ten...” deniyordu. Bu koşullar altında, duş almaları da gerekmiyordu.

Ama Lin Xintong temizliği seven biriydi. Özellikle Yi Yun ile çift yetişimi yaparken vücudu ter içinde kalıyor, giysileri vücuduna yapışıyordu. Yuan Qi’siyle terleri buharlaştırabilirdi elbette, ama bu hissi sevmiyordu.

Bu yüzden, her yetişim döneminden sonra duş alırdı.

Boyutlar arası yüzüğünde bir banyo kovası vardı. Banyo suyuna gelince, Lin Xintong suyu çevreden Yuan Qi’sini kullanarak yoğunlaştırabilirdi.

İkisi odada kaldı ve Lin Xintong her banyo yaptığında Yi Yun ana odada, ondan yalnızca birkaç adım ötede kalmaya devam etti. Aralarında kapısı olmayan bir taş duvar vardı.

Yi Yun, su sesini açıkça duyabiliyordu. Atmosferin belirsizleşme sebeplerinden biri de buydu.

Bu koşullar altında, bir kadın ve bir erkek olarak devamlı temas etmeseler de, Lin Xintong yavaş yavaş Yi Yun’u kabullenmeye başladı.

Sonuçta bu belirsizlik Lin Xintong için de çok fazlaydı, ama karşısındaki Yi Yun olduğundan bunu kabul edebiliyordu.

Üç ay içinde, Lin Xintong ile Yi Yun’un ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ndeki yetişimleri ilk aşamanın tepesine ulaştı.

‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ seviyesindeki bir yetiştirme tekniğinin ilk aşaması bile çok etkileyiciydi. Ancak, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nde ilerledikçe erkek ve kadın arasındaki temas daha çok oluyordu.

Mesela, ilk aşamanın zirvesinde, birbirlerinin 108 akupunktur noktasına baskı yapmak zorundaydılar. Zorlu ve karışık bir düzene göre Yin-Yang Yuan Qi’lerini aktarmak ve kaynaştırmak zorundaydılar. Basit bir hata bile başarısız olmalarına neden olabilirdi.

Mesela, kollarındaki Tian Fu ve Tian Quan noktalarıyla ilgili pek sorun yoktu.

Ama Ling Hui, Shen Cang, Tian Xi gibi noktalar Lin Xintong’un göğsünde bulunuyordu ve çok hassastılar.

‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ni yetiştirmeye yeni başlamış olsalardı Lin Xintong kesinlikle bu derece bedensel teması kabul etmezdi.

Ama şimdi, birlikte geçirdikleri üç ayın ardından, güç bela da olsa zihinsel olarak hazırlanmıştı.

Yi Yun şilteye oturdu ve gömleğini çıkardı!

‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’ne çalışmak için, ikisi de hem bedenen hem de ruhen bir olmalıydı! Akupunktur noktaları arasında hiç engel olmamalıydı.

Hem erkeğin hem de kadının tüm kıyafetlerini çıkarması en iyisiydi.

Ama Lin Xintong elbiselerini çıkarsa da içinde hâlâ oldukça ince bir ipek tabakası vardı. Yi Yun’un karşısında çıplak olmaktan hâlâ çekiniyordu. Bunu çok utandırıcı buluyordu, bu durum bedenindeki Yuan Qi sirkülasyonunun karmaşa içine girmesine sebep olacak ve yetişimini etkileyecekti.

Aslında Lin Xintong’un giydiği ipek çok inceydi. Aralarındaki bariyer çok azdı, bu yüzden ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’nin ilk aşamasını tamamlamak için çok büyük bir engel teşkil etmiyordu.

Lin Xintong, Yi Yun’un karşısına oturdu. Daha önce kendini sakinleştirmişti, sakin bir zihinle hata yapmadan yetişimi tamamlayabileceğine inanıyordu. Ama yetişime başladıklarında, kesik kesik nefes almaya başladı.

“Başlayalım mı?”

Yi Yun bedenindeki Yuan Qi’yi topladı; hareket etmeye hazırlanıyordu. Lin Xintong yavaşça başını salladı…

Yetişime başladıklarında, Yi Yun ellerini Lin Xintong’un kolları ve koltuk altları boyunca uzatıp omuzlarını tuttu. Sonra yavaşça Saf Yang enerjisini ona iletti.

Lin Xintong ise, Yi Yun’un sırtını kucaklayarak omurgasındaki Zhi Yang noktasına baskı uyguladı. Bu, en önemli akupunktur noktalarından biriydi. Saf Yang Yuan Qi’nin akması için bir kanaldı.

Aynı zamanda, göğüslerinde bulunan Tan Zhong noktası da eşleşmek zorundaydı. Bedenlerinin bu teması, Yi Yun’un Lin Xintong’un göğsünün esnekliğini ve yumuşaklığını hissetmesini sağladı.

Yin-Yang Yuan Qi’si, Lin Xintong ile Yi Yun arasında belirlenen kriterlere göre dolaşmaya başladı. Lin Xintong utancını bastırdı ve yetişimine odaklandı.

Saf Yang enerjinin yayılmasıyla buz eridi. Erimiş buz, Yi Yun’un sıkı teni üzerinde toplanarak ufak su damlaları oluşturdu. Aynı zamanda bir kısmı Lin Xintong’un bedeninde kaldı ve kıyafetlerini ıslattı.

Kıyafetleri bedenine yapıştığında, Lin Xintong’un ince ama inatçı figürü mükemmel göründü.

Yi Yun ile Lin Xintong yavaşça duruşlarını değiştirdiler. Yi Yun, Lin Xintong’u arkasından kucakladı. Göğsündeki Zhong Ting akupunktur noktasını Lin Xintong’un sırtındaki Zhi Yang akupunktur noktasına dayadı. Enerji aktarımı, bu şekilde daha doğrudandı.

Aynı zamanda Yi Yun’un parmakları Lin Xintong’un boynuna uzandı ve yavaşça aşağı indi…

Yi Yun’un parmakları nereyi okşarsa, Lin Xintong’un o noktasındaki tüyleri diken diken oluyordu.

Bu dokunuş, Lin Xintong’un nefes alış verişini hızlandırdı ve aynı zamanda kalbini dalgalandırdı.

Kalbinin atışlarından gelen bu his, yetişimini etkilemedi. Aksine, duyguları nedeniyle kalbinin hızlı atması, aralarındaki Yin-Yang birleşmesini destekledi.

Lin Xintong gözlerini kapamadan edemedi. Kirpikleri hafifçe titredi. Yi Yun’un göğsünün sırtına baskı yapmasına müsaade etti…

Aklına, Yi Yun’la karşılaştığı çeşitli seferler geldi…

Bulut Çölü’ndeki karşılaşmadan, Tian Yuan Dünyası’ndaki yeniden bir araya gelişe. O süre zarfında sadece arkadaş olarak kabul edilseler de, sonrasında, ‘Metruk Gök Tekniği’ çay partisinde ve Büyük İmparatoriçe kalıntısı denemesinde Yi Yun Lin Xintong’un ikilemini çözmüş ve Shen Tu Aşireti’nin komplosunu ortaya çıkararak Lin Xintong’un hayatını kurtarmıştı. Ardından, kutlama partisinde Yi Yun’un ona verdiği söz… O söz, Lin Xintong’a tarifsiz bir samimiyet hissettirmişti.

Bu sonsuz evrende, doğal Yin meridyenleriyle doğmuş Lin Xintong, tüm dünyayla tek başına yüzleşmişti. Yi Yun dışında kimseye güvenmiyordu. Mor Kristal’i nedeniyle o eşsizdi ve aynı zamanda hem onun yalnız kalbini hem de doğal Yin meridyenlerini iyileştirebilecek tek kişiydi.

Lin Xintong, bu yüzden Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin zihinsel şeytanlar testindeki rüyasında, Yi Yun’un onun Yin meridyenlerini iyileştirdiğini ve sonsuza dek birlikte kaldıklarını görmüştü .

Tüm bunlar Lin Xintong’un kalbinde bir duygu tohumu ekilmesine neden olsa da, Yi Yun’un karlı düzlüklerde, Lin Xintong’un en güçsüz zamanında ortaya çıkıp onu umutsuzluğun içinden çekip çıkarması, Lin Xintong’un kalbindeki tohumu filizlendirmiş, tüm kalbini doldurmasına vesile olmuştu.

Karlı düzlüklerdeki sıcak suyun içinde de bu odanın içinde de yakın temas içinde olmaları, Lin Xintong’un kalbini büsbütün Yi Yun’a kaptırmasına neden olmuştu.

Lin Xintong, Yi Yun’a yürekten duygular besliyordu. Elleri Yi Yun’un koltuk altlarından geçti ve sıcak buhar yayan sırtını okşadı.

Temel olarak mükemmel olan Saf Yang ve Saf Yin Bedenleri’nin birleşmesiyle ve Mor Kristal’in katalizör özellikleriyle odadaki yoğun Yin-Yang enerji daha fazla arıtılıyor gibiydi.

Odanın içinde, Yi Yun’un arkasında kızılımsı-altın bir Saf Yang Ejderha ortaya çıktı.

Ve Lin Xintong’un arkasında Saf Yin enerji güzel, buz mavisi bir Anka şeklinde yoğunlaştı.

Yuan Qi’den oluşan bu hayalî görüntüler en temel yasaların en saf enerjilerindendi. Altın Ejderha ile Buz Ankası ortaya çıktıktan sonra Lin Xintong ile Yi Yun’un bedenlerine girdiler ve meridyenleri ile akupunktur noktalarını açtılar.

Bu, güçlerini şaşırtıcı bir hızda arttırdı.

Lin Xintong daha önce temelini pekiştirmek için yetişimini bastırmıştı, ama şimdi daha fazla bastıramıyordu. Temel Yuan Qi’si Dantianı’nda büyüdü ve Yuan Tesisi’nde yoğunlaşmış Dao Tohumu’nun daha berrak ve parlak olmasına neden oldu.

“Peng!”

Sanki bir şey hafif bir ses çıkartarak parçalandı. Lin Xintong’un yetişim seviyesi, bir anda Dao Tohumu’nun orta seviyelerine yükselmişti.

Bu noktaya uzun zaman önce ulaşmış olabilirdi, ama şimdi, ‘Büyük İmparatoriçe’nin Bilgeliği’yle birlikte bu atılım daha da mükemmelleşti.

Ve bu son değildi. Büyük Saf Yin Daosu tohumu da daha saf hâle geldi. Yetişim seviyesi de artış hızı azalmasına rağmen artmaya devam etti ve Dao Tohumu’nun orta seviyelerinin zirvesine geldiğinde durdu. Şimdi, Dao Tohumu’nun geç aşamalarından sadece bir adım uzaktaydı.

Lin Xintong’a kıyasla, Yi Yun daha büyük bir dönüşüm geçirdi.

Yüzü, boynu ve vücudunun çıplak olan üst kısmı tamamen kırmızı renge dönüşmüştü.

Derisinin altındaki kan damarları çıkıntı yapıyordu. Kan damarlarında, sanki içindeki kan değil de erimiş, parlak bir ilahi altınmış gibi altın bir ışık akıyordu!

Gözeneklerinden ve akupunktur noktalarından dalga dalga bir sıcak hava dalgası yükselirken meridyenleri titremeye başladı.

Yin-Yang Yuan Qi ise Yi Yun’un Dantianı’nda toplanarak soluk bir girdap oluşturdu!

Saf Yang enerji, Yi Yun’u çevreleyen engin bir okyanus gibiydi!

Saf Yin enerji ise, denize dökülen bir nehir gibiydi. Dantianı’ndaki Yuan Tesisi durmadan genişliyordu.

Yuan Tesisi, savaşçının bedeninin içinde yer alan küçük bir dünya gibiydi. Dantian’ın içinde olsa da, savaşçıya bağlı olarak çeşitli boyutlarda boşluklara sahip olurdu.

Yuan Tesisi, savaşçının dövüş sanatları temeliydi. Dövüş sanatları pratiği, sağlam bir temele ihtiyaç duyardı. Pek çok dahi, Yuan Qileri’ni daha fazla dayanamayacakları bir noktaya ulaşana kadar sıkıştırırdı. Bu şekilde temellerini güçlendirirlerdi.

Temellerinin sağlamlaşma seviyesi ise, çoğu zaman Yuan Tesisleri’nin genişlemesine bağlı olurdu.

Temel ne kadar genişse, kişinin dövüş sanatlarını o kadar destekleyebilirdi!