Bölüm 538: Şeytani Dönüşüm

avatar
8754 21

True Martial World - Bölüm 538: Şeytani Dönüşüm


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

 


Bunu izleyenler, o zombiler Shen Tu Nantian’ı tutarken, Shen Tu Nantian’a acımaya başladılar. Bir zamanların göklerin gururlu oğlu, şimdi cesedinin bile huzur içinde dinlemeyeceği bir duruma düşmüştü. Shen Tu Jue’nun çıkarları için cesedi satılmıştı. Çok üzücü bir durumdu.


Ama savaşçıların dünyası işte buydu. Bu zalim dünyada hayatta kalmak için kurallara uyulmak zorundaydı.


Siyah gaz Shen Tu Nantian’ın bedenine akmaya devam ettikçe, derisi garip bir kırmızı renge dönüştü. Bu kızıllık tüm bedenini kapladı.


Siyah gaz çıkaran zombi, bunu görünce zamanın geldiğini anladı. Ele geçirmenin son adımlarını atmaya başladı.


Bu gizemli iki kişi, aslında Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’ni karşı olan planlarında esmer gence yardım etmek için Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesine girmişti. Ama Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu, Tanrıların Mezarı içinde gizlenen devasa gözü püskürtmek için antik Büyük İmparatoriçe’nin gücünü etkinleştirmişti. Böylece Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin kontrolünü tekrar kazanmıştı.


Bunun sonucu olarak da, esmer genç ve bu iki kişi korumalarını kaybetmişti.


Ardından da esmer gencin bedeni Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu tarafından yok edilmiş ve ruhu da büyük hasar gördükten sonra Yi Yun tarafından yok edilmişti.


Bu ikisi ise, kendilerini daha kötü bir durumda bulmuştu. Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu, uykuya dalmadan önce kısıtlayıcı tuzakları kullanmış ve onları bir zaman mührüyle yakalayıp yok etmişti. Ama Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin tüm enerjisini kaybedene kadar ölmeden dayanmaları beklenmedik bir durumdu.


Şimdi, ikisinin de bedenleri çürüme hâlindeydi ve çöküşün eşiğindeydiler. Acilen bedenlerini değiştirmeleri gerekiyordu, aksi hâlde Yin hayaleti olan ruhları, ruhani enerjilerini kaybedecek ve öleceklerdi.


Siyah gaz tamamen çıktıktan sonra çürümüş beden desteğini kaybetti ve parçalanmaya başladı. Kaşları tamamen çürümüştü, geriye sadece iki boş, siyah göz yuvası kalmıştı.


Aynı anda, ele geçirilmiş olan Shen Tu Nantian yavaşça gözlerini açtı. Gözlerinde bir ışık parıltısı vardı.


Ama bu parıltı, Shen Tu Nantian’ınkinden tamamen farklıydı. Daha kötücül ve tekinsizdi. Bu, Shen Tu Nantian’ın bedeninin yeni bir sahibi olduğu anlamına geliyordu.


Yeniden canlanan ‘Shen Tu Nantian’, yeni bedenine uyum sağlamak için yumruğunu sıktı.


Shen Tu Nantian’ın göğsünde, kalbini dahi delmiş olan koca bir delik vardı. Ama o, bunu hiç umursamıyormuş gibi acımasız bir ifadeyle bakıyordu.


Bu sahneyi izleyen Tian Yuan Dünyası’nın efsanevi figürleri, yutkunmadan edemedi. Bu zombiye benzer insanlar ne tür figürlerdi? Ağır yaralı bir bedeni bile ele geçirip kullanabilirler miydi?


Ama daha önceki çürümüş bedenlerine kıyasla, Shen Tu Nantian’ın kalbi delinmiş bedeni çok daha iyi durumdaydı.


“O kadın!”


‘Shen Tu Nantian’ dişlerini sıktı ve Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin girişine baktı. Gözlerinde yoğun bir öldürme niyeti ortaya çıktı. On binlerce yıllarını Ruh tarafından tuzağa düşürülmüş olarak geçirmişlerdi, yani Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu’na duydukları nefret anlaşılabilirdi.


“Tamam, bitti. Geri dönmemiz ve bunu rapor etmemiz gerek. Büyük İmparatoriçe’nin mirası, o kız ve o oğlan tarafından devralınmış. Bu konu çok önemli, o yüzden İlahi Efendi’yi mümkün olduğunca çabuk bilgilendirmeliyiz.”


Diğer zombi Yuan Qi’sini kullanarak sesini iletti. Konuşmasını bitirdikten sonra, daha önce Yi Yun ve Lin Xintong tarafından öldürülmüş bir başka elitin cesedini seçti.


Bu merhum da Dao Tohumu’ndaydı. Gücü Shen Tu Nantian’dan düşük olsa da, bu gizemli kişi eldeki imkanları değerlendirmek zorundaydı.


Cesedi almak için kafi bir bedel ödedi ve onu ele geçirmeye başladı.


Oradaki insanlar birbirlerine baktı. Shen Tu Jue da dahil, kimse onları durdurmadı. Shen Tu Nantian’ın ölümünün bu iki zombiyle alakalı olduğundan şüphelense de, bu garip insanlara karşı konuyu eşelemeyi düşünmedi. Zira ona meşum bir his veriyorlardı.


Bu iki kişinin görünüşü ve Tanrıların Mezarı’nın ortasında ortaya çıkan o devasa göz, kalplerinde kara bulutların ortaya çıkmasına neden olmuştu.


Diğer kişi de ele geçirme sürecini tamamlıyorken, kimse ‘Shen Tu Nantian’ın bedeninin içinde, siyah bir enerji demetinin ‘Shen Tu Nantian’ın Dantianı’nın içinde sessizce yükseldiğini ve kırık meridyenlerinde dolaştığını bilmiyordu.


Bu siyah enerji, küçük bir yılan gibiydi. ‘Shen Tu Nantian’ın ruh denizinde sessizce yüzüyordu.


Bu ruh denizi, Yin hayaletinin yaşadığı yerdi…


Bu sessiz siyah enerji, tespit edilemezdi. Bir süredir Shen Tu Nantian’ın bedeninde saklanmaktaydı zaten. Daha önce, Shen Tu Aşireti’nin Yüce Kralları bile bu varlığı tespit edememişti.


Ama Yi Yun burada olsaydı, bu siyah enerjinin hareketini hemen algılardı.


Zira bu kötücül enerji, Yi Yun’un Shen Tu Nantian’ın bedenine bir buçuk yıl önce yerleştirdiği enerjiydi!


Bu enerji oldukça garipti. Kalıntı denemesi sırasında, Yi Yun’un Mor Kristal’i olmasaydı, Büyük İmparatoriçe kalıntısından bu varlığı çıkaramazdı.


Bu kötücül enerji, o zamanlar olgunlaşmamıştı. Bu yüzden de Yi Yun, Mor Kristal ile onu kolayca kontrol edebilirdi.


Yi Yun bu kötücül enerjiyi, Shen Tu Nantian’ın bedenine tamamen kötü niyetle yerleştirmişti. Hem Shen Tu Nantian’ın ömrünü kısaltmasını hem de ona acı vermesini istemişti.


Yi Yun daha sonra, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinde Shen Tu Nantian ile karşılaştığında Mor Kristal ile tekrar bu enerjiyi kontrol etmeyi denemiş ve onun hâlâ yaşadığını görmüştü.


Yi Yun, Shen Tu Nantian’ı öldürdükten sonra ise, bu kötücül enerjiye daha fazla odaklanmamıştı.


Yi Yun bu enerji konusunda hiçbir zaman özel bir şey fark etmemişti. Sonuçta sadece Büyük İmparatoriçe kalıntısında yaşamıştı. Ve Büyük İmparatoriçe kalıntısı, Shen Tu Nantian’ın bulduğu Büyük İmparatoriçe tarifine göre arıtılmıştı. Tarif ne kadar yüksek seviyeli olursa olsun, bu kötücül enerjinin çok güçlü olması olası değildi.


Ama gerçek şuydu ki, Shen Tu Aşireti’nin Büyük İmparatoriçe kalıntısını arıtmak için kullandığı materyallerin arasında bir kemik vardı ki, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinden geliyordu…


Shen Tu Aşireti, Büyük İmparatoriçe tarifinin yanında bulduğu bu siyah görünüşlü, yarı çürümüş kemiğin, gizemli, antik bir şeytani kemik olduğunu bilmiyordu…


O anda, ‘Shen Tu Nantian’, arkadaşının diğer bedeni ele geçirişini izliyordu ve bekçi olarak onun yanında duruyordu.


Ama aniden soluk bir ürperti hissetti. Bu ürperti, kalbinin teklemesine neden oldu. Algısıyla bu ürpertinin nedenini ve nereden geldiğini araştırdı. Ancak...hiçbir şey tespit edemedi. Ürperti, sanki hiç var olmamış gibi kaybolmuştu.


‘Shen Tu Nantian’ kaşlarını çattı. Araştırmasında bir sonuç bulamamıştı, bu yüzden de durumu, yeni bedenine henüz adaptasyon sağlayamaması olarak değerlendirdi.


Sonuçta zaman mührünün sebep olduğu ağır yaralardan dolayı şu an çok zayıftı ve daha yeni bir beden ele geçirmişti. Kötücül enerjinin saldırısını tespit edebilme yeteneği şu an için yoktu.


Bu kötücül enerji, sessizce onun ruhunun yaşadığı yere girdi. Bedeni ince iplikçikler hâline gelmeye başlayıp ruh denizi içinde kök salarken, bir yandan da yavaşça büyümeye başladı.


Filizlenen bir tohum gibiydi. Hâlâ çok güçsüzdü, ama çok geçmeden ruh denizi içindeki her şeyi yiyebilecekti...

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr