John ablasını şelaleye yakın afif yüksek bir yere getirdi ablasını nazikçe yere bıraktı elleriyle toprağı kazdı yeni vampir güçleriyle sandığından kolay ve hızlı bir şekilde ablasının koya bileceği bir çukur açtı ablasını içine koydu ve gömdü ve başına dik bir şekilde çubuk dikti
Elizabeth özür dilerim sana zarar vermek istemedim seni sonsuza kadar hatırlayacağım bu yüzden burada huzur içinde uyu Elizabeth dedi ve yanından ayrıldı
Şimdi bakalım neler yapabiliyorum dedi ve zıpladı bir insanın ulaşamayacağı bir noktaya kadar ulaştı ve yere düştü koşmaya başladı insandan daha hızlı koşuyordu hızlı bir şekilde koşarken önüne ağaç çıktı durmaya çalıştı ama başaramadı ve ağaca çarptı burnuna zarar verdi burnu kendi kendine birden düzeldi eskisi gibi oldu John yeniden kardeşini öldürdüğü alana gitti orada devrilmiş bir at arabası kılıçla kafası kesilmiş bir at vardı ayrıca at arabası da üç ok vardı okların tüy kısmında yarasa işareti vardı John neler olduğunu hatırlamaya çalıştı ama olmuyordu sanki biri tüm anılarını almış gibi hissediyordu at arabasının arkasında bagaj tarzı bir yer fark etti ve açtı içinde iki valiz ve iki kılıç vardı birinin kılıfı siyah diğerinin kırmızı renkli iki kılıf biri uzun ve kalın bir kılıç diğeri kısa ince bir kılıç vardı John kılıçlara bakarken birden kafasını tuttu
Kardeşim bak anne ve babamızdan kalan tek şey bu kılıçlar biliyorsun anne babamız şeytan kral olan savaşta öldü dedi Elizabeth
John baş ağrısı birden geçti John eliyle kemerini kontrol etti orada kılıç koyabileceği bir yer olduğunu fark etti siyah uzun kılıç oraya astı kapağını kapattı at arabasının üzerine çıktı kapıyı açıp içine baktı içi boştu
Böyle bir yere neden geldik baksana ağaçlar yüzünden buraya güneş Bile almıyor içine hatırlamaya çalıştı ama olmuyordu bu yüzden hatırlamaya çalışmaktan vazgeçti cebine koydu kartı çıkardı incelemeye başladı üzerinde macera loncası üyesi maceracı E seviye maceracı yazıyordu
Demek maceracı yım onca meslek içinde neden bu mesleği seçtim acaba neyse şimdilik geçmişi boş vermeliyim dedi kartı cebine koydu birden burnuna taze kan kokusu geldi koşma sesleri aldı içinden onları kovalamaya yönelik güçlü bir istek vücudunu sardı kan kokusunun peşinde koşmaya başladı ormanda ağaçlar çok sıktı bu yüzden güneş girmiyordu John koşarken zıpladı bir ağacın dalına kondu ve dalar arasında zıplayarak ilerlemeye başladı ve sonunda kan kokusunun geldiği yere ulaştı çocuk boyunda yeşil canlılar gördü bir geyik indirmiş yemek üzere idiler John seri bir şekilde yere indi koşarak o küçük yeşiller den birini kaptı ve rasgele bir ağaç çıktı boynuna yapıştı tüm kanını diğer ikili iki kişi kaldığını anlayınca Afif korku sardı kalpleri daha hızlı atmaya başladı John ölü cesedi ağaçtan aşağı bıraktı seri bir şekilde zıplayarak ağaçlar arasında geçiş yaptı aralarından birini daha kaptı ağaç arkasında boynundan ısırdı o kadar küvetli ısırdı ki sonunda diğer küçük yeşil şeyin boynu koptu onu da yere bıraktı diğerine doğru koşmaya başladı diğeri etrafına bakarken ağzı ve üzeri kan olmuş John gördü koşmaya başladı John bir aslanın avın üzerine atlaması gibi üzerine atlayıp boynuna yapıştı ve tüm kanını içti ve anca doydu
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..