Bölüm 50: Kartepe Şehri'ne Ulaşmak

avatar
2164 0

Upgrade Specialist in Another World - Bölüm 50: Kartepe Şehri'ne Ulaşmak


 

Çeviri: 8De4thTheKid8 Düzenleme: Tiantuga

 

 

Güneş batarken, batan güneşin ışıkları kalın orman örtüsünün üzerinde parlıyordu, ama kalın orman örtüsünün altında, yalnızca ince ince ışık huzmeleri yaprakların arasındaki boşluklardan geçebiliyordu. Bu nedenle orman oldukça karanlık görünüyordu.

Vücudundaki yaraları zorla bastıran ve kalan küçük miktarda ruh gücünü, bacaklarına yönlendiren Bai Yunfei hızla ormanda ilerliyordu.

Yüzünde çok tehlikeli bir durumdan kaçmış olmanın getirdiği bir miktar sevinç ve biraz da acı vardı. Ama en çok da derin bir pişmanlık vardı.

“Buz Dikeni, benim Buz Dikenim!!” Bai Yunfei koşarken durmadan kendi içinde haykırdı, “Öylece gitti… Benim Buz Dikenim!!”

ÇN=Yazık garibim sevgilisinden ayrılmış gibi üzüldü.

DN=Sevgilimden ayrılınca bu kadar üzülmedim ben. ah ah

Eğer sahip olduğu ruh silahlarını önem sırasına göre sıralayacak olsa, Buz Dikeni, Ateş Uçlu Mızrağın bile önünde yer alırdı çünkü başka birinden ele geçirdiği ilk eşya olmasının yanında, bir de o olağanüstü kullanışlı ek etkiye sahipti. Hatta bazen Bai Yunfei, düşük nadir seviyesindeki Buz Dikeninin, düşük miras seviyesindeki Ateş Uçlu Mızraktan bile daha kullanışlı olduğunu hissediyordu…

Şu ana kadar savaşmış olduğu savaşlarda, Buz Dikeninin Ateş Uçlu Mızraktan daha fazla zaferine katkı sağladığı söylenebilirdi.

Ama şimdi, Buz Dikeni artık gitmişti…

Bai Yunfei’nin içi kan ağlıyordu…

Koş, koş, koş… Bai Yunfei ne kadar uzağa koştuğunu bilmiyordu. Ruh gücü ve fiziksel gücü tamamen bitene kadar bütün yol boyunca koşmuştu. Ancak o zaman durdu.

Yaprakların arasındaki boşluklardan yıldızlı gökyüzüne bakmak için başını kaldırdı. Etrafta yalnızca gece böceklerinin bitmek bilmeyen sesleri ve bazı vahşi hayvanların ara sıra çıkardığı hırıltılar duyuluyordu.

“Bu zamana kadar beni kovalamış olamaz öyle değil mi?...” Bai Yunfei yorgun bir şekilde arkasına baktı, “Koşmayı bırakayım artık. Daha fazla da koşamam zaten. Burada kalıp bir gece dinleneceğim. Bu kadar uzağa koştuktan sonra bile düşman beni yakalayabildiyse, artık kaderimi kabullenmekten başka şansım olmaz…”

Oldukça büyük ve uzun bir ağaç bulan Bai Yunfei, kendi belinden bile daha kalın bir dala tırmandı ve çevreye hızlıca göz gezdirdi. Etrafta herhangi bir zehirli yılan ya da vahşi hayvan olmadığından emin olduktan sonra, o dalın üstünde bağdaş kurdu ve gözlerini kapatıp, ruh gücünü yenileyip iç yaralanmalarını iyileştirmeye başladı.

Sonraki gün, güneş gökyüzünde parlarken, bütün bir gece o dalın üstünde hareketsiz duran Bai Yunfei, sonunda gözlerini yavaşça açtı.

Derin bir nefes alıp yavaşça nefes verdikten sonra sağ elini önüne getirdi, yumruk yaptı ve kolunu sallayıp ardından sol omzuna masaj yaptı ve hafifçe kaşlarını çattı.

“Tüh! Hala tam olarak iyileşmemiş, ama neyse ki büyük bir sıkıntı yok. En fazla iki gün içerisinde iyileştirebilirim.”

Uzaysal yüzüğünden biraz yemek çıkardıktan sonra, aç olan karnını doyurmaya başladı. Yemeğini yerken bir yandan da dünkü savaş hakkında düşünüyordu.

“Beni takip eden o küçük hayvan zaten öldü. Artık beni bulmaları imkânsız olmalı. Bu orman da oldukça büyük, yani eğer gelip beni araştırmak istiyorlarsa, tıpkı samanlıkta iğne aramak gibi olur. Artık olabildiğince hızlı bir şekilde buradan ayrılmam ve sonra da geçen seferki gibi düşmana kendimi göstermek yerine hareketlerimde daha dikkatli olmam lazım. Tekrar tehlikede olmayacağım."

“Savaş tecrübem eksik ve ruh tekniklerini nasıl kullanacağımı da hala yeterince çalışmadım. Bu eksiklikler, sıradan insanlarla ya da benden daha zayıf ruh geliştiricileriyle savaşırken fark edilmese de, benden daha güçlü rakiplerle karşılaştığım takdirde direk açığa çıkacaktır…"

“Ufak hileler de kullanışsız olur ve eğer onları kullanırsam, düşman beni oyuna getirmek için bunlardan yararlanabilir. Şu andan itibaren kibirli davranamam… En büyük avantajım hala Yükseltme Tekniği! Ancak düşmanın hiç beklemediği ek etkiler benim zafere giden anahtarım olabilir!"

“Ama şimdi, sıradan silahlar bile ek etki verse de güçlü düşmanlara karşı onları kullanmak oldukça zor olur. Ruh eşyalarına gelince, geriye yalnızca Ateş Uçlu Mızrak ve Altın İpek Ruh Zırhı kaldı. Yazık… Benim Buz Dikenim!! Benim Buz Dikenim…” Bai Yunfei Buz Dikenini düşündüğü zaman, tekrar kötü hissediyordu.

“Daha da güçlen! Daha da güçlen!! Şimdi yalnızca yeterince güçlü olmadığım için evsiz bir köpek gibi avlanıyorum! Ruh gücümü arttırmalı ve daha fazla eşya yükseltmeliyim!” Kalbindeki dert, yoğun bir öfkeye dönüşerek tekrar söndürülemez bir güç arzusunu harekete geçirdi.

“Zanaat Okulu, Zanaat Okulu… Bu okula katılabilirsem eğer, kendi başıma daha fazla ruh silahı yapabilirim! Zamanı geldiğinde, bu benim Eşya Yükseltme Tekniğim ile birleşip…"

“Ne düşünüyorum ben ya? Şu an en önemli şey mevcut sorunu halletmek. Öncelikle olabildiğince çabuk bir şekilde Masmavi Bulut Eyaleti’nden ayrılmalıyım!”

… … … …

Bir gün daha geçtikten sonra, Bai Yunfei sonunda bu geniş ormandan çıkmıştı. Ormandan çıktıktan sonra yakın mesafede bulunan bir köy gördüğünde, neredeyse mutluluktan ağlayacaktı, “Sonunda birilerine yön sorabilirim…”

Bai Yunfei’nin iyice dinlemeye ihtiyacı olduğundan, bir geceliğine bu köyde kaldı. Köylüler her zaman Bai Yunfei’ye cana yakın davranıyorlardı. Bu ücra köyde birdenbire ortaya çıkan bu yabancıyı sevinçle kabul ettiler. Hatta onun yaralı olduğunu öğrendikten sonra, içmesi için ona özel olarak bir kâse ilaç bile hazırladılar…

Sonraki gün sabahın erken saatlerinde, Bai Yunfei bu samimi köylülere neşeyle veda etti ve köylülerin tarif ettiğine göre bir şehrin olduğu yöne doğru yola koyuldu.

Üç gün sonra, başka bir ağaç korusundan geçtikten sonra, Bai Yunfei önünde, üzerinde birçok insanın gittiği büyük bir yol gördü. Bunlarına arasında birçok şey taşıyan ve yavaş yavaş hareket eden, ticaret kervanları ya da kervan muhafızı gibi görünen bir grup insan bile vardı.

“Bu bir ana yol olmalı. Eğer bu yolu takip edersem, büyük bir şehre ulaşabilirim…” Gelen ve giden yolculara bakan Bai Yunfei biraz tereddütteydi, “Büyük bir şehirde her türlü insan olur. Zhang ailesinin güçleri burada da var mıdır bilmiyorum. Eğer tekrar açığa çıkarsam…”

Başını eğip bir süre düşündükten sonra, kendiyle alay eder bir şekilde kafasını sallayıp kendi kendine dedi, “Eğer her şeyden endişe duysaydım, o zaman Masmavi Bulut Eyaleti’nden çıkmama da gerek kalmazdı zaten. Zhang Zhenshan bile beni yakalayamadı, eğer onun adamlarına rastlarsam, yalnızca öldürüp giderim!"

“Üstelik geçen seferki olay yalnızca uçuk bir durumdu. Her seferinde o kadar şanssız olamam değil mi?” Kafasını kaldıran Bai Yunfei, yolda yavaşça ilerleyen yaklaşık on kişilik bir ticaret kervanına baktı ve kendi kendine düşündü, “Evet, hadi bu ticaret kervanının içine karışayım. Şehre girdikten sonra, ihtiyacım olan her şeyi satın alıp bir geceliğine iyice dinleneceğim. Sonra da hemen ayrılırım! Doğru, detaylı bir harita almam lazım. Böylece sürekli kaybolup durmam…”

Kararını veren Bai Yunfei, ticaret kervanına doğru yürüdü. Bu insanlar oldukça yumuşak başlıydılar. Basit bir takastan sonra, bu sıradan görünümlü gencin ticaret kervanlarına katılmasını kabul ettiler. Bai Yunfei bir hasır şapka istedi ve onu kafasına taktı. Başını eğip onların eşyalarını itmeye yardımcı olurken, yavaşça ilerledi…

DN: Tamda uzak doğu dizi veya filmlerinde birinden kaçan adamlar gibi :D

Öğleden sonra, bu insan grubu büyük bir şehir kapısına ulaştılar. Grubun içinde saklanan Bai Yunfei yavaşça şehre girdi.

Şehre girmeden önce, kafasını kaldırarak azametli kapının üzerindeki iki büyük kelimeye baktı: Kartepe Şehri.

Ancak Bai Yunfei, bu şehrin Buz Okulu’nun ana gücünün bulunduğu yer olduğunu bilmiyordu.

Ve bu okulun ana merkezi de şehirden iki günlük yolculuk mesafesi kadar uzakta olan Kartepe Dağının eteklerindeydi!

ÇN=50.Bölüm konuşması: Evet, değerli okuyucularım her ne kadar diğer çevirmenler kadar hızlı olmasam da yaklaşık 9 ayda iyi kötü 50. Bölüme kadar geldik. İnşallah daha da ilerisini görürüz. Şu zamana kadar takip ettiğiniz yorum attığınız için teşekkür ederim :D

BN: Nice ellilere :D

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr