Bölüm 58: Long Tao İkilisi

avatar
2309 0

Upgrade Specialist in Another World - Bölüm 58: Long Tao İkilisi


 

Çeviri: 8De4thTheKid8 Düzenleme: Tiantuga

 

 

“Ama birkaç gün önce, babamın eline bir bilgi ulaştı… Zhang Yang beklenmedik bir şekilde önceki gün öldürülmüş!”

Bunu söylerken Liu Meng’in sesi biraz yükseldi, sesinde biraz hayret ve biraz da… mutluluk vardı?

“Onun her zaman beş para etmez bir serseri olduğunu biliyordum. Hatta dünkü genç efendi Long’dan bile daha kötüydü. Genelde ailesinin gücüne dayanarak her türlü kötü şeyi yapardı ama hiç kimse ona karşı çıkmaya cesaret edemezdi. Komik olan şu ki beklenmedik bir şekilde başka biri tarafından öldürüldü…"

“Onun ölümü için hiçbir şey hissetmiyorum. Eğer bir şey hissediyorsam da o da ancak biraz mutluluktur. Artık o nişan hakkında endişelenmeme gerek olmadığı için mutluyum."

“Ama babamın beklenmedik bir şekilde benim Zhang ailesinin gelin adayı olarak cenaze töreni için Luoshi Şehri’ne gitmemi isteyeceğini kim düşünürdü? Bunu yapmak istemiyordum ve bu yüzden sonunda babamla tartıştık. Öfkeyle evden çıktım ve yanıma Xiao Ning’i de alarak eve dönmeden önce birkaç gün sıkıntımı gidermek için dolaşmak istedim…"

“Daha sonra bu yere gittim ve dün o olay yaşandı ve seninle karşılaştım, Yunfei…"

“Dün klinikte uyanıp seni gördüğümden beri, Senin… Diğer insanlardan farklı olduğunu hissettim.” Bu sırada Liu Meng bir an durakladı, sesinden mutlu olduğu belli oluyordu, “Sen de bir ruh geliştiricisisin. Yani sıradan insanların gözünde olağanüstü güçlü ve yüce bir figürsün ama sende hiçbir kibir yok. Üstelik karşılığında hiçbir şey istemeden bana yardım ettin."

“Ayrıca, gözlerindeki bakış, biraz şey… Biraz şey olmasına rağmen…” Bu sırada Liu Meng’in yüzü kızardı. Görünüşe göre bunu tanımlamak için hangi sözcükleri kullanacağını bilmediğinden, bu kısmı atladı ve devam etti: “Zhang Yang’ın aksine bakışlarında kötü bir niyet olmadığını söyleyebilirim. O bana baktığında, her ne kadar o bunu iyice gizlediğini düşünse de yine de gözlerindeki bakışın sahip olma arzusuyla dolu olduğunu görebiliyordum…"

“Bu nedenle seninle arkadaş olma fırsatını kaçırmak istemedim ve sana teşekkür etme bahanesiyle seni çay evine davet ettim ve sonra da benimle Kaynak Dağı’na dolaşmaya çıkmanı istedim."

“Yunfei, biz çoktan arkadaş olduk… değil mi?”

Bai Yunfei tüm bu zaman boyunca orada oturmuş ciddiyetle onu dinliyor, Liu Meng’in kendi hayatı hakkında anlattığı hikâyeyi hazmetmeye çalışıyordu. Ama kalbinde yayılan garip bir his vardı. Gözleri hafifçe parlıyor, düşünceli gözüküyordu.

Liu Meng’in sorusunu duyduğunda, aniden kendine geldi. Bir anlığına afalladıktan sonra, beklenmedik bir şekilde biraz gerginlikle dedi: “Oh, elbette… Biz çoktan arkadaş olduk.”

“He he, bu gerçekten harika. Sonunda bir arkadaşım var. Gizli niyetlerle bana yaklaşmak isteyenlerin aksine, sen benim kendi bulduğum bir arkadaşımsın!” Liu Meng üzüntüsünü bir kenara attı. Gülümseyerek ve ellerini arkasında yere koymuş şekilde, gökyüzünde uçan bir kuş sürüsünü seyrederek hafifçe doğruldu. Oldukça mutlu görünüyordu.

Bai Yunfei kalbinin çok hızlı bir şekilde çarptığını hissetti ama ne söyleyeceğini bilmiyordu. Gergin bir şekilde istemsizce eliyle önündeki çimenleri yoldu.

Tekrardan ikisi de geçici olarak sessizliğe gömüldü. İkisi de ilk konuşan taraf olmak istemiyordu.

“Siz ikiniz, siz ikiniz gerçekten çok, çok uzağa gitmişsiniz!!”

Nefessiz kalmış öfkeli bir bağırış sessizliği bozdu ve ikisini de yerinden sıçrattı. İkisi de aynı anda sesin geldiği yöne bakmak için arkalarını döndüler. Hizmetçi kız Xiao Ning’in sonunda dağın tepesine tırmandığı ve tasasız bir şekilde birlikte oturan iki kişiye dişlerini gıcırdatarak baktığı anlaşıldı.

‘Oldukça öfkeli’ olan Xiao Ning’i sakinleştirmek Liu Meng’in baya bir zamanını aldı. Onların arasındaki ilişkinin kesinlikle efendi-hizmetçi ilişkisi değil de iki kız kardeş arasındaki ilişki gibi olduğunu herkes söyleyebilirdi: Hiçbir efendi, hizmetçisini bu şekilde sakinleştirmeye çalışmazdı ve hiçbir hizmetçi de efendisine bu şekilde sinirlenmezdi.

Öğle yemeği vaktinde, Liu Meng uzaysal yüzüğünden bir piknik sepeti çıkarttı. Piknik sepeti özel bir materyalden yapılmıştı. Açıldığında, içindeki yemek hala sıcaktı. Bu Bai Yunfei’yi biraz utandırdı. Onun uzaysal yüzüğünde de yiyecek bir şeyler vardı ama bunlar iki pişmemiş tavuktu. Aslında onları kızartıp yemeyi düşünüyordu: Ama bununla karşılaştırıldığında, asıl planının çok ilkel olduğunu hissetti ve bu yüzden onları çıkarmaya cesarete edemedi.

Yemeklerini yedikten sonra, yavaşça dağda gezdiler. Kuşları yakalamanın, tavşanları kovalamanın, yabani çiçekleri toplamanın keyfini çıkarttılar… Çimenlik yolda, ara sıra iki kızın sevimli kahkahaları duyuluyordu.

……….

Alacakaranlıkta, şehrin doğu kapısındaki ana yolda koşan üç figür belirdi. Bunlar Bai Yunfei ve iki kızdan başkası değildi.

Hepsinin yüzlerinde çok eğlenmiş ifadeler vardı. Bai Yunfei solda, Liu Meng ortada ve belli ki çok heyecanlı bir şekilde bir şeyler söyleyen Xiao Ning sağda yürüyordu.

“Gerçekten de muhteşemsiniz, Bay Yunfei! O küçük mavi kuş çoktan havaya uçmuştu ama beklenmedik bir şekilde yine de onu yakalayabildiniz!” Xiao Ning, Bai Yunfei’nin nasıl birkaç adımda büyük bir ağaca ‘uçtuğunu’ ve ardından havaya zıplayıp çoktan havaya uçmuş olan kuşu yakaladığı anı hatırlayınca, yüzü tekrar heyecanla doldu. Ama sonra biraz pişmanlıkla sordu, “Ama niçin sonunda onu bıraktınız? Genç hanımım onu çok sevmişti…”

“Ha ha, o kuş doğal olarak gökyüzüne ait. Onun özgürce uçması gerek. Ben yalnızca bir süre eğlenmek için onu yakaladım. Nasıl olur da onu yakaladıktan sonra onu kafese kapatarak özgürlüğünü elinden alırım?” Bai Yunfei gülümseyerek yumuşak bir sesle dedi.

“Diğer insanlar kuşları kafese koymuyorlar mı? Pff, neyse unut gitsin, sonuçta o kuşu sen yakaladın bu yüzden onunla ne yapacağına da sen karar vermelisin… Ama o beyaz çizgili tavşanın kaçması gerçekten de yazık oldu. Daha önce hiç öyle tatlı küçük bir tavşan görmemiştim. Eğer onu besleyebilseydim harika olurdu… Ama onu yakalasaydık bile, sonunda yine onu bırakırdın sen. Hıh!”

“Oh, o tavşandan mı bahsediyorsun? Kaçması yazık oldu, ama eğer onu yakalasaydık, onun gitmesine izin vermezdim…” Bai Yunfei çok ciddi bir şekilde dedi.

“Oh? Yoksa onu evcil hayvan olarak almak mı isterdin?”

“Hayır, onu yerdim…”

“Ah! Çok zalimsin!”

“Ee, sana soruyorum Xiao Ning. Bugün öğle yemeğinde yediğimiz yiyecekler arasında, biri tavşan etinden yapılmış gibiydi değil mi?”

“Bu…”

“Ha ha, peki, Xiao Ning boş boş konuşmayı bırak. Tüm yol boyunca konuştun. Yorulmadın mı?” Xiao Ning’in sevimli bir şekilde kaşlarını çattığını gören Liu Meng, gülerek dedi.

Güle oynaya gelirlerken, o geniş caddede yürüyerek kısa zamanda şehir kapısından girdiler. Ama şehre girdikten kısa bir süre sonra, yolları bir grup adam tarafından kesilmişti.

“Abi, bu o! O bizim Long ailemizi aşağıladı!” Nefret dolu bir ses duyuldu. O gruptan iki adam birbirleriyle konuşarak çıktılar. Bunlardan biri Long ailesinin ikinci genç efendisi long tao… Hayır, dün Liu Meng’e dalaşan ve sonunda da Bai Yunfei tarafından korkutup kaçırılan Long Tao idi.

İngilizce Çevirmen Notu: long tao çincede figüran/önemsiz adam anlamı var. Küçük harfle kullanınca o anlamda espri yapıyor.

Bai Yunfei kızlara biraz geri çekilmelerini söyledi. Kendisi de bir adım ileri çıktı. Önündeki iki adamı görünce kaşlarını çatarak dedi: “Genç efendi long tao, niçin gidip paket yiyeceğini almadın?”

“Ne?” Long Tao afallamıştı. Bai Yunfei’nin aniden dile getirdiği bu sözleri yalnızca o değil, oradaki diğer insanlar da anlamamıştı. Ancak artık hepsi Bai Yunfei’nin önündeki genç efendi Long’a küçümseyerek baktığını net olarak görebiliyorlardı…

ÇN= Ben de anlamadım, yalnız değilsiniz Long Tao ve arkadaşları.

“Hıh! Ne kibirli bir piç! Görünüşe göre gerçekten de Long ailesine saygın yok!”

Long Tao daha bir şey diyemeden, yanındaki sakallı, uzun ve iri adam ilk cevap veren oldu.

Bai Yunfei önce ona, sonra Long Tao’ya baktı. İkisinin görünüşünün oldukça benzediğini hissederek, kuşkuyla sordu: “Acaba sen onun babası olabilir misin? Sen Long Gang ya da adı her neyse o musun?”

“Ben… Ben onun abisiyim!” Sakallı iri adam bağırdı. Yüzü kızarmıştı.

“Oh? Abisi misin?” Bai Yunfei tekrar ikisini karşılaştırdı ve sonra cık cık cık diyerek sordu: “Sen onun abisisin, o zaman sen birinci genç efendi Long olmalısın değil mi? Senin adın ne?”

ÇN= ‘olumsuz anlamda cık cık cık diye ses çıkarmak’ sözlükte bu yazıyor. Hani şu Türk teyzelerinin birini ayıplarken çıkarttığı ses var ya tam olarak o işte.

Birinci genç efendi Long soğuk bir hıh sesi çıkarttı ve oldukça kibirli bir ifadeyle dedi: “Doğru! Ben Long ailesinin birinci genç efendisi… Long Tao!”

İngilizce çevirmen notu: Buradaki ‘Tao’ ikinci genç efendinin adındaki Tao’dan farklı bir tao.

ÇN= Anlayacağınız, yazılışları farklıymış. Yani ikisi de Tao diye okunuyor ama farklı kelimeler ve anlamları da farklı. Şimdi bizimki yine şu figüran esprisini yapacak kesin.

Bai Yunfei’nin ağzının köşeleri kıvrıldı. Neredeyse nefesi boğazında takılmıştı. Uzun bir süre o ikisine baktıktan sonra, sonunda istemsizce kahkahayı bastı.

“O kadar konuştuktan sonra, meğerse sen de bir long tao imişsin! Gerçekten kardeş olduğunuza şaşmamak gerek. Siz bir long tao ikilisisiniz! Ha ha…”

Bir grup adamın meraklı bakışları altında, Bai Yunfei oldukça abartılı bir şekilde yüksek sesle güldü. Onun düşüncelerine göre, bu iki kardeşin isimleri gerçekten de çok komikti. Elbette ‘long tao’ kelimelerinin anlamını bilen tek insan olarak bunu sadece o anlıyordu. Ama kendisi bile bunu nasıl bildiğini bilmiyordu.

ÇN=Şimdi bizimkinin içine en başta günümüzdeki gerçek dünyadan bir Çinli kaçmıştı hatırlarsanız. O nedenle o adamın bildiği kelimeleri de bu biliyor. Mesela figüran kelimesi günümüzde filmlerde kullanıldığından dolayı bilinen bir kelime. Geçmiş çağlarda böyle bir kelime yokmuş. O nedenle bu insanlar bu kelimenin bu anlama geldiğini bilmiyorlar. Ben böyle anladım yani. Umarım size de anlatabilmişimdir.

“Hıh! Deli gibi davranarak bizi şaşırtmaya çalışıyor! Hepiniz birlikte saldırın! Önce bacaklarını kırın ve sonra getirip ona işkence edin!” Long Tao [Büyük kardeş] yirmi kadar adamına öfkeli bir şekilde bağırdı. Bai Yunfei’nin anlaşılmaz alayıyla o kadar çileden çıkmıştı ki sakalı bile birbirine dolanmıştı.

Bai Yunfei gülmeyi bıraktı ve etrafını sarmaya koyulmuş adamlara baktı. Ama gözlerinde hiçbir panik yoktu. Gözleriyle arkasındaki iki kıza işaret verdi ve onlar da tekrar geri çekildiler. Onların gözlerinde de hiçbir panik yoktu. Bu insanların Bai Yunfei gibi bir ruh geliştiricisine hiçbir şey yapamayacağını biliyorlardı.

Dövüş çok çabuk bitti. Hücum eden yirmi adamın neredeyse her biri Bai Yunfei ile bir anlığına karşı karşıya geldikten sonra karınlarını tutarak yerde yatıyor ve ağızlarından köpükler çıkıyor hale gelmişlerdi…

Long Tao [Büyük Kardeş], Bai Yunfei’nin adam yığınının ortasında sanki ‘daha yok mu?’ dercesine bir ifadeyle kendisine baktığını görünce, yüz ifadesi oldukça çirkinleşti. Nefretle dedi: “Hıh! Bir ruh geliştiricisi! Öyleyse ne olmuş yani? Seninle kişisel olarak ilgileneceğim!”

Bütün vücudundaki kaslar şişerek, öfkeli bir ifadeyle Bai Yunfei’ye doğru hücum etti. Bunu gören Bai Yunfei’nin ağzının köşeleri hafifçe kıvrıldı: Bir Ruh Kişiliği kendisine uzun zamandır bir tehdit oluşturmuyordu.

Yunfei az önce ruh gücünü salmamıştı, bu yüzden düşmanı onun ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu. Düşman zaten saldırıyor olduğundan, Bai Yunfei dövüşü uzatmak istemedi. Ruh gücünü yönlendirirken, gözleri kurnazlıkla parladı. Vücudunun bir hareketiyle, bir anda düşmanın tam karşısında belirdi. Rakibinin hayrete düşmüş bakışları altında, sağ yumruğuyla bir darbe geçirdi. Bu güçlü yumruk rakibinin karnına vurarak, onu havaya uçurdu. Aynı anda, tekrar orada bulunan kimsenin anlamadığı başka bir cümle daha söyledi.

“Senin rolün çoktan bitti. Paket yiyeceğini al ve defol!!”

ÇN= Bu figüranlık ve paket yiyecek arasındaki ilişkiyi anlayabilen var mı? Neyse düzenleyici anlarsa açıklasın. Paket yiyecek diye çevirdiğim şey ‘takeaway’ İngilizcesi bu arada. Sözlükte başka bir anlam da bulamadım.

DN= Ben anlamaya çalışmadım aşağılama işte :D

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr