Çeviri: 8deathkid8 Düzenleyen: Kharsmi

Li Chengfeng’in Luoshi Şehrine gitmek üzere ayrılmasının beşinci gününün akşamında,

Köyün arkasındaki bir koruda, batan güneş ışığının aydınlatması altında, hayalet gibi bir siluet ağaçların arasında bir ileri bir geri hareket ediyordu. Bazen ileri koşuyor, bazen yanlara hareket ediyor, bazen geri geri gidiyordu. Ve hatta bazen de sanki düz bir zeminmiş gibi ağaçlara tırmanıp iniyor, ya da yan tarafa dönüp neredeyse yatay olarak ilerliyordu.

Ç.N: Şu son cümlede sıkıntı var tam çeviremedim. Düzenleyici halledebilirse halletsin. Şahsen benim zihnimde canlanmıyor okurken.

Bu siluet neredeyse arkasında uzun bir bulanıklık bırakacak kadar hızlı ilerliyordu. Ama çok garip bir şekilde hiçbir ayak sesi yoktu. Yalnızca belli belirsiz bir kıyafet hışırdaması duyuluyordu. Eğer sıradan bir insan bu sahneyi görseydi büyük ihtimalle “Hayaleeet!” diye bağırır ve deli gibi kaçardı.

Bu siluet elbette bir hayalet değildi. Bu elbette Bai Yunfei idi.

Li Chengfeng Luoshi Şehrine gitmek için ayrıldığından beri, kalbinde bir huzursuzluk hissediyordu. Son beş gündür, her zamanki gibi ruh gücünü yükseltmek için Yükseltme Tekniği’ni kullanmak yerine neredeyse bütün zamanını akupunktur noktaları kontrol yöntemi üzerine çalışıp pratik yaparak geçirmişti.

Çok fazla çaba sarf etmesi, doğal olarak etkili bir eğitimi ve harika sonuçları beraberinde getirdi. Bir gün önce, bacaklarındaki en temel ve önemli akupunktur noktalarını çalışmayı bitirmişti ve böylece önceden kendine belirlemiş olduğu gereksinimlere ulaşmış oldu. Ardından Dalga Yürüyüş Adımı isimli ruh tekniğini üzerine pratik yapmaya başladı.

Dört gözle beklediği bu ruh tekniği gerçekten de onu hayal kırıklığına uğratmadı. Bu becerinin en temel seviyesinde bile, bu onu akıl almaz bir hız ve çevikliğe kavuşturmuştu.

Bai Yunfei ancak köydeki mutfak bacalarından kıvrılarak yükselen dumanı gördüğünde çalışmasını durdurdu. Alnındaki teri silerken, son derece rahat hissetti.

“Bu gerçekten de çölün ortasında bir vaha görmek gibi… Artık bu Dalga Yürüyüş Adımı’na sahip olduğuma göre gelecekteki sorunlarla başa çıkma konusunda kendime daha çok güveniyorum!” Bai Yunfei kendi kendine düşünürken, yemek kokularının yavaş yavaş yayıldığı köye doğru yürüdü, “Çok yakında, bu rahat hayat tarzına elveda demek zorunda kalacağım! Büyük ihtimalle Zhang ailesinin sıkı aramasından kaçamayacağım. Ama şu anki halimle, onlardan korkuyor da değilim! Askerleri silahlarla, suyu da topraktan bir setle karşılayacağım!* Qingyun Eyaleti’nden ayrıldığım zaman, sonsuz bir denizdeki özgür bir balık gibi, nihayetsiz gökyüzündeki uçan bir bulut gibi olacağım!"

Ç.N*: Durumun gerektiği gibi hareket etmek anlamında Çince bir deyimmiş. Yani farklı durumlarda yapılması gereken şeyler de farklı olur.

Gece vakti Bai Yunfei yatağın üzerinde uzanmış ellerini kafasının arkasına koymuş, eve giren ay ışığını seyrederken şu anki genel durum hakkında düşünüyordu.

“Bu biraz garip… Zhang Yang’ı öldürdüğümden beri 17 gün geçti. Neden Zhang ailesinin adamları hala bu yeri bulamadılar? O çete üyeleri kaçmak için ellerinden geleni yapmış olsalar bile, hepsinin kaçması mümkün değil. Zhang ailesinin onları yakalaması en fazla birkaç gün sürmüştür. Ardından onların itiraflarını ve Zhang ailesinin gücünü düşünürsek benim kim olduğumu bulmaları çok kolay olmalıydı. Beni bulduktan sonra da Zhang ailesi büyük çaplı bir araştırma yapmış olmalıydı. En başta düşündüğüme göre, bu yeri bulmaları en fazla 10 gün sürerdi…”

“Bu demektir ki… Ben Zhang Yang’ı öldürdüğüm zaman, Zhang Zhenshan büyük ihtimalle evde değildi! Üstelik Luoshi Şehri’nden de oldukça uzaktaydı! Zhang ailesinde karar verebilecek kimse yoktu ve bu yüzden Zhang Zhenshan’ın dönmesini bekleyerek birkaç günü boşa harcadılar…”

“Eğer durum böyleyse, ben kaçmak için bir fırsatı kaçırmış olmadım mı? Eğer burada kalmayıp hemen kaçmış olsaydım…”

“Ama böyle düşünmek doğru değil. Zhang ailesinin etkisinin ne kadar büyük bir alanı kapsadığına dair hiçbir şey bilmiyorum. Ayrıca dışarıdaki dünya hakkında da çok az şey biliyorum. Eğer pervasızca  kaçmayı deneseydim eminim pratik yapmak için fırsatım olmazdı ve bu kadar kısa bir zaman diliminde birkaç kat daha güçlenme şansını boşa harcamış olurdum. Eğer daha zayıf halimle herhangi bir zamanda karşılaşabileceğim tehlikelerle yüzleşmeyi seçmiş olsaydım, hata yapmış olurdum… Şimdi bu ücra yerde saklanıp, sıkı bir şekilde çalışıyorum ve güçlü olmak için zamanımı en iyi şekilde kullanıyorum. Bu yaptığım seçim en doğru olanı!”

“Her ne olmuşsa olsun, Zhang ailesinin yavaş hareket etmesi benim için her halükarda iyi bir şey! En azından şimdi yirmiden fazla akupunktur noktasını kontrol etmede ve Dokuz Katlı Yumruk Gücü’nde ustalaştım, Dalga Yürüyüş Adımı’nı öğrendim ve neredeyse orta seviye Ruh Savaşçısı âlemine ulaştım… Gücüm en azından birkaç kat arttı!”

“Artık herhangi bir zamanda ayrılabilirim. En azından Zhang ailesi bu yeri bulmadan önce ayrılmak zorundayım. Bu köyün başını belaya sokamam…”

“Chengfeng döndükten sonra, Zhang ailesinin neler yaptığını öğrenebileceğim. Burada en fazla üç gün daha kalacağım ve ardından ayrılacağım.”

… … … …

Sonraki gün, Yunfei kahvaltısını yaptıktan sonra yol yorgunu bir şekilde yüzünde belli ki bitap bir ifadeyle aceleyle dönen Li Chengfeng’i gördü. Şu anki gücünü göz önüne alırsak, bu durum onun gelmesi gerekenden daha hızlı bir şekilde dönebilmek için tereddüt etmeden yol boyunca durmaksızın ruh gücünü kullandığını gösteriyordu.

Yüzünde yorgunluğa ek olarak, ondan da fazla endişe vardı. Köye döner dönmez, Ling’er ile bile selamlaşmadan Bai Yunfei’ye kaş göz yaptı ve ardından geri dönüp köyün dışına yürüdü.

Onu bu şekilde gören Bai Yunfei şimdiden neler olduğunu az çok tahmin ediyordu. Chengfeng hakkında endişelenmemesi için Ling’er’e el salladı ve ardından Chengfeng’i takip etti.

“Yunfei, senin Luoshi Şehrine intikam almak için gittiğini önceden de tahmin etmiştim zaten, ama düşmanının Zhang ailesinin genç efendisi olmasını beklemiyordum… Sen gerçekten de müthişsin!” Oldukça yorulmuş görünen Li Chengfeng çimenlere çömeldi ve kendisine doğru gelmekte olan Bai Yunfei’ye usanmış bir şekilde kafasını sallayarak dedi.

“Oh, demek bunu biliyorsun? Bu doğru, Zhang ailesinin genç efendisi Zhang Yang’ı öldürdüm çünkü… Ölmeyi hak etmişti! Her neyse konumuz bu değil. Öncelikle bana Luoshi Şehrindeki durumdan bahset. Zhang ailesi neler yapıyor?” Li Chengfeng’in bunu diyeceğini önceden tahmin eden Bai Yunfei açıklamakla zaman kaybetmek yerine en önemli soruyu sordu.

“Evet, öldürdüysen ne olmuş yani? Ben de söyleyebilirim ki Zhang Yang kesinlikle şerefsizin önde gideniydi. Her ne kadar Luoshi Şehri’ndeki sıradan insanlar bu konuda açıkça konuşmaya cesaret edemeseler de gözlerinde gizlenmiş mutluluk belirtileri var. Bunu görebildim.” Li Chengfeng de bunu umursamadı ve kafasıyla onaylayarak Zhang Yang hakkında soru sormaya devam etmedi.

“Şu an senin resimlerin Luoshi Şehri’nin her yerine asılmış. Belediye başkanının malikânesindeki adamlar bile senin izini bulmak için seferber olmuşlar. Üstelik Zhang ailesi de birçok adam yolladı. Çoktan seni aramak için her yöne dağılıp köyleri ve kasabaları aramaya başladılar…”

“Sanıyorum burayı birkaç gün içerisinde bulurlar. Ne yapmayı planlıyorsun, Yunfei?”

Li Chengfeng gözlemlediği durumu Bai Yunfei’ye anlattıktan sonra biraz endişeli bir tavırla sordu.

Bai Yunfei bir süre düşündükten sonra dedi: “Oh, bu durum benim beklediğimden çok da farklı değil. Öyleyse, iki gün içinde buradan ayrılacağım…”

“Gerçekten de kaçmak zorunda mısın?”

“Evet, kaçmak zorundayım ki bu köyün başına bir bela açmayayım.” Bai Yunfei kafasıyla onayladıktan sonra konuyu değiştirerek sordu, “Doğru, kaç tane hançer satın aldın? Kaliteleri nasıl?”

Bai Yunfei’nin çoktan kararını verdiğini gören Li Chengfeng bu konuyu bir daha açmadı. Bileğini çevirdi ve soğuk bir ışıkla parıldayan bir hançer çıkarttı. Onu Bai Yunfei’ye verip dedi: “Bana dediğin gibi yaptım ve Hazine Silah Dükkanı’ndaki bütün yüksek kalite hançerleri satın aldım. Toplamda yaklaşık 100 tane var. Bazıları bundan bile daha iyi.”

Bai Yunfei hançeri aldı ve onun üzerine düşündü. Hançer hakkındaki temel bilgiler zihninde belirdi.

--------------

“Eşya kalitesi: Yüksek”

“Hasar: 43”

“Yükseltme gereksinimi: 3 ruh puanı”

--------------

Kafasıyla onaylayarak dedi: “Evet, fena değil. Gerçekten de yüksek kalite bir hançer.”

“Sen bana direk uzaysal yüzüğünü ver. İki gün içerisinde, sana iki tane yükseltilmiş hançer yapacağım. Ardından buradan ayrılacağım…”