Bölüm 76: Yaraların Tedavisi

avatar
2243 0

Upgrade Specialist in Another World - Bölüm 76: Yaraların Tedavisi


 

Çeviri: 8De4thTheKid8

 

Mu Wanqing ve You Qingfeng Bai Yunfei hakkında konuştukları esnada aniden bir öğrenci geldi ve öğleden sonra gelip Bai Yunfei adına onun durumunu bildiren kişinin tekrar ziyarete geldiğini söyledi.

 

"He?" Mu Wanqing hafifçe kaşlarını çattı. Görünüşe göre biraz kafası karışmıştı.

 

You Qingfeng de kuşkulu bir şekilde dedi, "Buraya niçin geldi? Bai Yunfei için olabilir mi? Ama önceden yaptığım incelemelere göre o ikisinin arasında yakın bir bağ olmaması gerek…"

 

Mu Wanqing ana kapının olduğu yöne doğru baktı ve dedi, "Sebebi ne olursa olsun, buraya geldiğine göre sanırım gidip onu karşılasam iyi olur. Sanıyorum ki o…"

 

"Oh, ne söylemek istediğini biliyorum. Benim de içimde öyle bir his var. Kötü niyetleri olmadığı sürece, onu düzgünce misafir ederiz. Bunda yanlış olan bir şey yok." You Qingfeng kafasıyla onaylayarak dedi.

 

Ardından ikisi de dönüp tekrar kapıya doğru gittiler.

 

Hong Yin ana kapıda gülümseyen bir ifadeyle duruyordu. O ikisinin geldiğini görünce ellerini  özür diler bir tavırla önünde birleştirip dedi, "Lütfen ani ziyaretimi hoş görün, müdür Mu. Okulunuzda birkaç gün kalmak isterim. Umarım buna izin verirsiniz."

 

Hong Yin'in dürüstlüğü Mu Wanqing'i şaşırtmıştı. Ardından gülümseyerek dedi, "Bu kadar resmi olmana gerek yok, genç kahraman. Buraya misafir olarak geldiğine göre, okulum kesinlikle seni hoş karşılayacaktır. Evet, adın ne, genç kahraman?"

 

"Hong Yin."

 

"Oh, genç kahraman Hong Yin, çoktan akşam oldu. Bu nedenle ilk önce dinlenmen iyi olur. Seni Bai Yunfei'nin kaldığı misafir odasının yanındaki bir odaya götürmelerini söylesem sorun olur mu?" Mu Wanqing dedi.

 

Hong Yin tekrar saygıyla ellerini önünde birleştirip dedi, "Öyleyse, size çok minnettarım, müdür Mu."

 

Hong Yin'in bir öğrencinin rehberliğinde uzaklaşmasını izledikten sonra, Mu Wanqing You Qingfeng'e bakmak için döndü ve onun hafifçe kaşlarını çattığını gördü. Sanki bir şey üzerine düşünüyormuş gibi görünüyordu.

 

"Qingfeng iyi misin?"

 

You Qingfeng, Hong Yin'in gözden kaybolduğu yöne doğru baktı ve biraz kuşkuyla dedi, "Hong Yin… Bu ismi daha önce bir yerde duymuş gibiyim. Ama şu an nerede duyduğumu hatırlayamıyorum…"

 

"Oh? Acaba o belli bir okulun ya da ailenin seçkin bir öğrencisi olabilir mi?" Mu Wanqing hayretle sordu.

 

You Qingfeng bir süre daha düşündü ama yine de hatırlayamadı. Ardından kafasını salladı ve düşünmekten vazgeçip dedi, "O kim olursa olsun, en azından ikimiz de onun bizden kesinlikle daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Ama gücünü o kadar iyi saklıyor ki onun gücünü ölçmekten aciziz. Bu demektir ki o, bizden çok çok daha güçlü olmalı… Bu tarz bir kişiyle dostluk kurmak en iyisi olacaktır. Bu mümkün olmasa bile, onu kızdırmamak için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Sanırım o Bai Yunfei'ye baya iyi gözle bakıyor. Ama niçin…?"

ÇN=Romanlardaki böyle güçlü ama mütevazı insanlara hastayım ya. Adamlar çok kral. Hong Yin reyiz.

 

"Mm, ben de bu konuyu oldukça merak ediyorum." Mu Wanqing başıyla onaylayarak dedi, "Onun gücünü göz önüne alırsak, Bai Yunfei'nin problemini çözmesi onun için elini sallamak kadar kolay olurdu. Ama görünüşe göre Bai Yunfei ona çok fazla borçlu olmak istemediği için, bize mesaj göndererek ona birazcık yardım etmeye karar verdi. Böylece biz gidip Yunfei'yi kurtardık. Aralarında çok derin bir ilişkinin olmadığını hissediyorum. En azından Bai Yunfei hala onunla biraz yabancı. Ama nedense o Bai Yunfei ile oldukça ilgileniyor…"

 

You Qingfeng hafifçe kafasını salladı ve gülerek dedi, "Bu konuda çok fazla düşünme, Wanqing. Tahmin yürütmek seni bir yere götürmez. Şu anda o burada kaldığına göre, bu bizim işimize gelir. Eğer Buz Okulu gerçekten sorun çıkartmak için buraya gelirse, belki o hareket geçer. Bu durumda, endişelenmemiz gereken çok daha az şey olur, değil mi?"

 

"Mm, haklısın. Şimdi Buz Okulu'nun ne tepki vereceğini bekleyelim. Zamanı geldiğinde, duruma göre hareket ederiz…"

 

……….

 

Malikânenin batı tarafındaki avlulu bir evin misafir odasında, Bai Yunfei oldukça düşünceli bir şekilde yatağın üstünde oturuyordu. Ama hiç de yaralarını tedavi ediyormuş gibi görünmüyordu. Ne düşündüğünü bilmek imkânsızdı.

 

"Tak tak tak…" Kapı tıklama sesi duyuldu. İrkilen Bai Yunfei aceleyle dedi, "İçeri gel."

 

Kapı açıldı ve Qiu Luliu ile Chu Yuhe içeri girdi. Hatta Chu Yuhe'nin ellerinde içinde sıvı ilaçlar olan büyük bir kâse vardı. Yavaşça Bai Yunfei'nin yanına yürüdü, kâseyi ona uzattı ve oldukça endişeli bir ses tonuyla dedi, "Kardeş Yunfei, lütfen bu ilacı hemen iç. Yaralarını iyileştirmene yardımcı olacaktır. Bir süre sonra ilacın şifa özelliklerini sindirmek için ruh gücünü yönlendirmelisin. Böylece çok yakında iyileşeceksin."

 

Bai Yunfei o ikisine baktığında, onların kibarlığından dolayı duygulandığı Yunfei'nin gözlerinden belli oluyordu. Kâseyi alıp birkaç yudumda bitirdikten sonra onu Yuhe'ye geri verip gülerek dedi, "Çok teşekkür ederim. Benim için endişelenmenize gerek yok. Ben iyiyim. Çok yakında iyileşeceğim."

 

Qiu Luliu başıyla onayladı, "Mm, çok zayıf olmadığını biliyorum. Şimdi düzgün bir şekilde yaralarını iyileştirmelisin. Bir daha seni rahatsız etmeyeceğiz. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, bu avlulu evin sol tarafındaki Söğüt Yaprağı Evinde bizi bulabilirsin."

 

Bunları söyledikten sonra, Chu Yuhe'yi yavaşça çekti ve ikisi beraber odadan çıktılar.

 

Bai Yunfei bir kez daha hayret içinde kapıya gözlerini dikti. Sonunda hafif bir iç çekti, dikkatini topladı ve bağdaş kurup vücudundaki yaraları dikkatle incelemeye koyuldu.

 

En başta iki Ruh Savaşçısı ile savaşırken aldığı yaraları bir kenara bırakırsak, Liu Cheng'in Buzul Avcu tarafından iki defa vurulmuştu. İlk seferinde darbeyi almak için iyice hazırlanmıştı. Ama ikinci seferinde, koşarken sırtından vurulmuştu. Her ne kadar o esnada Liu Cheng saldırısını değiştirmiş ve bu nedenle tüm gücünü kullanamamış olsa da yine de bu darbe Bai Yunfei'ye ciddi bir zarar vermişti.

 

İç organları hafifçe yaralanmıştı. Ön kaburga kemikleri de kırılmıştı. Ve üstelik vücudunda öylece dolaşmakta olan buz gibi soğuk bir enerji demeti vardı. Bu demet nereye gitse, o bölgedeki tüylerini diken diken ediyor ve o bölgedeki duyularını yarım saniyeliğine azaltıyordu. Bai Yunfei bu soğuk enerji demetinin yolunu kesmek için ruh gücünü yönlendirmek istemişti ama pek bir sonuç alamamıştı.

 

Bu şekilde başaramayan Yunfei'nin Ateş Uçlu Mızrağı çıkartıp onun yakıcı ısısını vücuduna yönlendirmekten başka çaresi yoktu. Ancak bu yöntemle, sonunda vücudundaki buz gibi soğuk enerjiyi yavaş yavaş etkisizleştirebildi.

 

"Bu böyle olmayacak… Her ne kadar bu yöntemle buz enerjisini etkisizleştirebiliyor olsam da, bu durum daha önce de gerçekleşmişti. Bunu iyice anladığımı düşünmüştüm ama geçen sefer kıdemli Ge Yiyun'un yardımı olmasaydı kötü bir durumla karşılaşırdım. Belki bu sefer de vücudumun içinde tespit edemediğim bir buz elementi gücü vardır. Ama bunu bilebilmemin imkânı yok… Birinden yardım mı istemeliyim? Belki müdür Mu ya da kıdemli You bana bu soğuk enerjiden kurtulmamda yardımcı olurlar. Ama onlara bir kez daha borçlanmak istemiyorum…"

 

Kafasını sallayarak bir süreliğine bu 'gizli tehlike' hakkında düşünmekten vazgeçmeye ve öncelikle şu anda iyileştirebileceği yaraları iyileştirmeye karar verdi.

 

……….

 

Sonraki gün sabahın erken saatlerinde, güneş ışığı odasına girdiğinde, Bai Yunfei yavaşça gözlerini açtı ve yavaşça nefes aldı. Şu anki yüz ifadesi düne göre çok daha iyi görünüyordu. Görünüşe göre iyice iyileşmişti.

 

Bacaklarının üzerinde yatay olarak durmakta olan Ateş Uçlu Mızrağı uzaysal yüzüğüne geri koydu, ellerini ovuşturdu ve kafasını aşağı yukarı sallarken oldukça memnun bir ifadeyle kendi kendine söylendi, "Yuhe'nin bana verdiği ilaç gerçekten de harika bir şekilde işe yaradı. Eğer vücudumu iyileştirmek için sadece ruh gücümü kullansaydım, en iyi ihtimalle bunun yarısı kadar etkili olurdu. Şu anki durumumu göz önüne alırsak tamamen iyileşmem en fazla üç gün sürecektir."

 

Tam bu esnada kapı çaldı ve Yuhe'nin narin sesi duyuldu, "Kardeş Yunfei, uyandın mı? Senin için kahvaltı getirdim."

 

"Oh, çoktan kalktım. İçeri gel, Yuhe."

 

Kapı yavaşça açıldı ve Yuhe elinde bir kâse pirinç lapası ile içeri girdi. Bai Yunfei'yi gülümsedi, kâseyi masaya bıraktı ve dedi, "Artık daha iyi hissediyor musun, kardeş Yunfei?"

 

Bai Yunfei gülümseyerek kafasını salladı ve dedi, "Mm, çok daha iyiyim. İki gün içinde, tamamen iyileşirim sanırım. Endişelenmene gerek yok, Yuhe."

 

"Oh, iyi o halde. Önce biraz pirinç lapası yemelisin ve sonra yaralarını iyileştirmeye devam etmelisin. İstersen eğer dışarı çıkıp temiz hava da alabilirsin."

 

"Peki, çok teşekkür ederim, Yuhe. Eğer bir şeye ihtiyacım olursa sana haber veririm." Bai Yunfei kafasıyla onayladı ve dedi.

 

"Öyleyse… Yaralarını iyileştirirken seni daha fazla rahatsız etmeyeyim, kardeş Yunfei. Öğle vakti sana bir kez daha yemek getiririm."

 

Chu Yuhe'nin gidişini izledikten sonra, Bai Yunfei pirinç lapasını yedi ve ardından yatağa oturup bir süre ruh gücü gelişimi yaptı. Ama sürekli biraz huzursuz hissediyordu ve zihnini odaklayamıyordu. Bıkkın bir halde, belki zihni biraz rahatlar diye dışarıya çıkıp dolaşmaya karar verdi.

 

Odadan çıktıktan sonra, etrafına baktı. Burası beş tane oda içeren küçük bir avlulu evdi. Evin dışında taşlarla döşenmiş küçük bir yol vardı. Yolun her iki tarafı da rüzgârda zarif bir şekilde dans eden çimenlerle ve çeşitli çiçeklerle kaplıydı. İlk bakışta bir kişinin hem gözüne hem de zihnine hoşnutluk veriyor ve rahatlatıyordu.

 

Bai Yunfei etrafta dolaşmak için dışarı çıkmak istediği sırada, bir kişi avlulu evin kapısının sağ tarafından içeri girdi. İkisi birbirlerinin yüzünü gördüklerinde, Bai Yunfei tamamen hayret içindeydi, ama o kişi yalnıza gülümsemişti.

 

"Hong Yin!" Bai Yunfei şaşkınlıkla dedi, "Sen niçin buradasın?"

 

Hong Yin gülerek dedi, "Ne? Burada olamaz mıyım?"

 

"Ee, hayır, demek istediğim, yoksa sen Yeşil Söğüt Okulu'na mı mensupsun?" Bai Yunfei kuşkuyla sordu.

 

"Yeşil Söğüt Okulunda kalan herkes buraya mensup olmak zorunda mı? Sen de burada kalıyorsun değil mi? Ha ha, yalnızca birkaç geceliğine kalmak için geldim."

 

Bai Yunfei ciddi bir ifadeyle ona baktı. Hong Yin de gözlerini kaçırmadan gülümseyerek Yunfei'ye baktı. Bai Yunfei gözlerini başka tarafa çevirdi ve ardından biraz düşündükten sonra dedi, "Niçin bana bu şekilde yardım ettin? Biz… Bizim aramızda herhangi bir ilişki yok, değil mi?"

 

"Ha ha, doğru. Dünden önce birbirimizi tanımıyorduk bile." Hong Yin başıyla onayladı, "Ama böyle şüpheci davranmana da gerek yok. En azından sana karşı kötü bir niyetim yok, değil mi?"

 

Bai Yunfei'nin gözlerinde hala kuşkulu bir bakış olduğunu gören Hong Yin, söylemeden edemedi, "Pekâlâ, sana daha fazlasını anlatabilirim. Sen ve Kader Okulu arasında bir bağlantı olduğunu biliyorum. Ayrıca kıdemli Ge Yiyun kişisel olarak seninle ilgilendi. Bu yüzden seninle arkadaş olmak istiyorum. Belki gelecekte birbirimize yardım edebiliriz…"

 

"Sana nasıl yardım edebilirim? Sen benden çok çok daha güçlüsün. Gerçekten de sana yardım edebileceğim bir şey var mı?"

 

"Şu anda gerçekten de durum böyle. Ama kim gelecekte ne olacağını bilebilir ki?"

 

Bai Yunfei bir süre kaşlarını çatıp düşündü ve ardından samimi bir şekilde dedi, "Ne olursa olsun bana yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Dün, eğer sen olmasaydın bu kadar kolay karar veremezdim."

 

Dün o ara sokakta, Hong Yin Bai Yunfei'ye, o Gizli Zevk Kulesi'ndeyken Liu Cheng'in onu gizlice izlediğini söyledi. Üstelik Liu Cheng'in ve Yunfei'nin yanındaki Liu Meng'in birbirlerine oldukça benzedikleri konusunda da uyardı.

 

Onun bu uyarıları sayesinde, Bai Yunfei sonunda şüphelerini birbiriyle ilişkilendirebilmişti ve önce kendi kartlarını oynamaya karar vermişti. Ayrıca Hong Yin'den Yeşil Söğüt Okuluna bir mesaj iletmesini ve onlardan yardım için birilerini göndermelerini istemişti.

 

"Ha ha, bana inanabilmen güzel bir şey, kardeş Yunfei. Aslında insanlar birbirlerine samimi davranmalılar. Biraz dikkatli olmakta sıkıntı yok ama eğer çok şüpheci olursan biraz soğuk ve insanlara uzak görünüyorsun, değil mi?"

 

Hong Yin'in sözlerini duyan Bai Yunfei biraz şaşırmıştı. Ellerini önünde birleştirdi ve biraz mahcup bir yüzle dedi, "Bu… Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim, kardeş Hong Yin."

ÇN=Ana karakter arkasına sağlam adam aldı he :D Tek başına Buz Okulu'nu alır bu adam bence.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr