Kız, endişelenmiş şekilde, “Hmm… Görünürden daha mı kötü yaralandı acaba?” dedi.
Bu kız, ona meydan okuduğu kişi hakkında kabaca bir şeyler anlatan kızdan başkası değildi.
Bu kızın adı Julia idi.
Adama olanı duyunca hoşuna gitmiş, Noah'a teşekkür etmek için odasına kadar gelmişti.
Fakat odadan ses seda çıkmıyordu. Bu nedenle Julia endişelendi.
Bir kaç kez daha kapıyı tıklatıp ses soluk çıkmayınca kapıyı açmayı denedi.
Click!
Kapı anında açılmıştı. Fakat oda aşırı… karanlıktı.
Noah'ın orada olduğuna emin olduğundan Julia kısa bir tereddüdün ardından içeri girmeye karar verdi.
Ne de olsa Noah o adamı kovmada ona yardımcı olmuştu. En azından yaralı ise onunla ilgilenmeliydi.
İçeri bir kaç adım attı.
"Bayım orada mısınız?"
Tak!
Birden kapı kapandı. Rüzgar mıydı? Bilmiyordu. Fakat baya korktuğu bir gerçekti. Hemen geri gitmek istedi.
Fakat birisinin onu arkadan yakaladığını fark etti.
Tam çığlık atmak üzereydi ağzı kapandı. Sonrasında ise boynunda bir acı hissetti. Fakat acı nedense kısa sürdü. Evet, yine acı çekiyordu ama acı ile birlikte tatlı bir zevkte vardı.
Bu yüzden çabalamayı kesti ve teslim oldu. O sırada arkasına bakabilse, yakut gibi parlayan gözlerle onun kanını emen Noah’ı fark edebilirdi.
Gerçi Noah, tam olarak bilincini kazanmadığından fark etmesinin bir anlamı yoktu.
Ne çok hızlı ne de çok yavaş bir tonda kan emmeye devam etti. O sırada Julia zevkten kasıldı. Noah, bu anlamsız tepkimeyi anlamasa da emmeye devam etti. Kanını emdikçe güçleniyor ve kendine geliyordu.
Derken neredeyse iki litre içmişti. Fakat pekte durma gibi bir niyeti yoktu. En azından kimin kanını emdiğini fark edene kadar yoktu.
‘Bu… kapıda ki kız mı…?’ diye düşündü. Sonrasında ise ‘Ne olursa olsun. Kimse sırrımı öğrenmemeli. Bu nedenle en uygunu öldürmek.’ diye karar kıldı.
Bu nedenle, Julia’nın kanını içmeye devam etti. Ta ki Julia iyice gücünü kaybedip yere yığılana kadar.
Anlaşılan aşırı kan emmesinin sonucunda Julia daha fazla dayanamadı. Fakat onun tam tersi olarak Noah yenilenmiş gibi hissediyordu.
[Kan İhtiyacı - %300]
[Alabileceğiniz kan sınırına ulaşıldı!]
[Tebrikler! “Vampir” ünvanını kazandınız.]
[Vampir]
[Kan emdiğiniz kişi sayısı arttıkça sistemden karışık ödüller alma olasılığınız bulunmaktadır.]
[Tebrikler! Saflaştırma tekniğini kazandınız.]
[Durum göstergesine mevcut soyunuz eklendi.]
Noah, art arda gelen pencereleri ve zihnine akan bilgileri hazmetmeye başladı. Anlaşılan, kan emmesinin oldukça ilginç ödülleri olmuştu.
[Saflaştırma]
[Yaygın]
[Vampir türünün kullandığı soylarını yükseltmek için kullanılan teknik.]
Saflaştırma tekniğinin özü öncelikle bir soy kaynağı olacak kan özü oluşturmak ve o kan özünü arıta arıta güçlenmekte yatıyordu. Tabii arıtım için başkalarının da kanına ihtiyacı vardı.
Fakat gelişimi için de kana ihtiyacı vardı.
Kısa bir düşüncenin ardından ne yapması gerektiğini sisteme sordu ve ilginç bir cevap aldı.
[Kullanıcı, kan özünü dantianın içinde oluşturabilir ve hiç beklenmeyen özellikler kazanabilir.]
Onayladı ve ardından sordu.
"Hey sistem. Sence bu kızı ne yapmalıyım?"
Sistem kısa bir süre sessiz kaldı. O kısa sürede de Noah'ın mantığı ile vicdani çarpışıyordu. Sonunda tam mantığı galip gelmiş iken sistemin sesini duydu.
[Kullanıcı, Kan Mührü kullanarak birisini köleye çevirebilir.]
"Kan Mührü?"
O sırada ilginç bir panel belirdi.
[Kan Mührü isimli yeteneği öğrenmek istiyor musunuz?]
[Bu size 100 kan ihtiyacına maal olacak.]
[Evet/Hayır]
Noah hafiften şaşırdı. İlk defa sistem ondan bir şey için bedel istiyordu. Yine de fazla düşünmeden onayladı ve kan mührünü öğrendi.
Emdiği bir litre kanın ise yavaş yavaş kaybolduğunu hissetti. Hayır, kaybolmaktan çok, şu an için algılayamayacağı bir yere gidiyor gibiydi.
Bu durum oldukça garip gelse de Noah şu an daha önemli işleri olduğundan kafaya takmadı ve Kan Mührü yeteneğini incelemeye başladı.
Kan Mührünün temel prensibi kanını emdiğin kişiyi kontrol edebilmeye dayalıydı. Eğer mühür çizilmiş ise aralarında bir tür köle sahip ilişkisi olurdu.
Kan Mührünü diğer kölelik mühürlerinden daha iyi kılan iki husus vardı. İlki çoğu kölelik mühründen farklı olarak zorla sadakete zorlama özelliği vardı. Yanii iraden ne kadar yapmak istemese de vücudun sorgusuz sualsiz o emri uyguluyordu.
İkinci özelliği ise bozulmasının çok zor olmasıydı. Kan büyüsü sınıfına giren tekniklerle bu mühür yapıldığından, eğer yüksek seviyelerde ki bir vampir gelip bozmadığı sürece bozulması neredeseyse imkansız olan bir mühürdü.
Noah, sebepsizce öldürmekten olabildiğince kaçınmak istediğinden bu mühür tamda onun için seçilmiş gibiydi. Fakat şöyle bir sıkıntı vardı. Mührü tam kalbine yapması lazımdı.
"..."
Suratı kızardı. Fakat Julia'nın giysini tek hareket ile parçalarken en ufak tereddüt etmedi. Tabii bu işlemi yapmadan önce yatağa yatırmayı unutmamıştı.
Julia da onunla ortalama aynı yaşta gibi görünüyordu. Fakat tepeleri yaşına göre oldukça gelişmişti.
Noah gibi deneyimsiz bir vampirin bile yutkunmasına neden olacak kadar güzel bir vücudu vardı.
Noah ikiz güzellikten gözlerini zor ayırabildi ve işine odaklandı hemen. İnsan anatomisini kabaca sistemin verdiği ufak bilgiler sayesinde biliyordu ve tabii ki de kalbin yerini de biliyordu.
Kalbin olduğu yere yavaşça mührü çizmeye başladı. Çizmek için ne mi kullanıyordu? Tabii ki de tırnaklarını.
Tırnakları, vampir olduğundan beri kurt veya kaplan pençeleri misali bilenmiş, keskinlemişti. Bu yüzden kızın cildine kazıyarak mühürü çiziyordu.
Her hareketi özenli ve dikkatli idi. En ufak hatada bir daha mühür yapma şansı olmadığından varını yoğunu oraya odaklamış her şeyden kendini soyutlamıştı.
…
Kısa bir süre sonra, Noah sonunda mühürü tamamladı. Eserine bakarken en ufak bir utanma yoktu. Fakat şaşkındı. Kız o kadar kanını emmesine rağmen hatta kan akıcak yerler açtığı halde yaşamaya devam ediyordu.
‘Sistemin dediğine uymak iyi bir fikirdi.’ diye düşündü.
Noah, işlemin tamamlanması için son hamleyi yaptı. Kendi parmağını kesti ve mühüre damlattı.
Noah, “Sen. Artık. Bena. Aitsin.” dedi tane tane. Mühür korkutucu bir kızıl ışıltı ile parladı. Julia, bir anca kasıldı. Tir tir titremeye başladı. Sanki bir şey mührü reddetmeye çalışıyor gibiydi.
Fakat bu direnç oldukça kısa sürdü. Mühür kan kızılı ışıltısı ile parlarken Julia kasılmayı kesti.
Noah rahat bir nefes aldı. Artık birisini öldürmesine gerek yoktu. Sırrı güvendeydi.
Tam gevşediği sırada retinasında yazılar belirdi.
[Tebrikler. İlk köleniz olduğundan aranızda eşsiz bir bağ oluştu. Karizma +5]
[Yeni çok aşamalı görev aktive edildi.]
[001. Görev: Unutulmuş: Kan Meleği]
[Aşama - 0/7]
[Aşama 1: Kibir]
Tam ekranda yeni yazılar belirecek iken yazılar bir anda değişti.
[Aşama 1 tamamlandı!]
Anlaşılan yaptıklarını kibir olarak tanımlamıştı sistem. Noah, acı acı güldü. Sonrasında yeni açılan aşamaya baktığında ise gözleri genişledi.
[Aşama 2: Şehvet]
[Size ait olan kölelerden birisini cinsel arzularınızı tahmin etmek için kullanın.]
[Aşama Ödülü Bulunmamaktadır]
[Uyarı! Bu görev 24 saat içinde tamamlanması zorunludur. Aksi takdirde akıl sağlığınız risk altına girecektir.]
Noah, kafasını iki yana salladı. İmkansızdı. Masum birisini zaten kölesi yaparak yeteri kadar ileriye gitmişti bunu yapması imkansızdı!
[Zaten kıza yapabileceğin en kötü şeyi yaptın. Gereksiz ahlak bekçiliğinin lüzumu yok.] (???)
Noah, korkudan yerinde sıçradı.
Ayağa kalkıp, “Sende kimsin!?” diye bağırmaya başladı. Bu ses oldukça tanıdık fakat bir o kadarda yabancı bir sesti.
Kendi sesi gibiydi. Fakat daha yaşlı ve… sadistik geliyordu sesi.
Ne yazık ki Noah bir kaç kez daha sorusunu tekrarlasa da soruları yanıt bulamadı. Ses iki cümle kurduktan sonra ortadan kaybolmuş gibi bir daha ses çıkarmadı.
Noah, tedirgin oldu. Fakat bilinçsizce sesin dediklerini de düşünmeden edemiyordu
Haklıydı. Herhangi bir insana yapılabilecek en kötü şeylerden birisini yapmıştı. Köle olarak bağlamıştı.
O zaman neden ileriye taşımasın. Değil mi?
Kendi düşünceleri ahlağı ile çelişki de iken Julia, anormal bir şekilde kendi kanını yeniliyor, canlılığını geri kazanıyordu.
Julia’nın kalbi, olağandışı miktarda hızla kan pompalıyor, kanı eski haline dönüyordu.
O sırada yarı çıplak -yanii belden üstü çıplak- kıza bakan Noah çelişkiler içindeydi. Mantığı ve hayatta kalma içgüdüsü sistemden yana iken merhameti, ahlak anlayışı sisteme karşıydı.
En sonunda…
Mantığı baskın geldi ve odayı inleme sesleri kapladı. O gün küçük vampir, genç adama dönüştü.
…
Julia uyandı. Fakat gözlerini hemen açmadı. Gördüğü rüyanın sarhoşluğundaydı. Rüyasında yaşıtı olan bir adamla olduğunu gördü. Fakat yaşıtı olmasına rağmen oldukça yakışıklıydı ve ona bakan gözleri endişe ile doluydu. Bu yakışıklı adamın kim olduğu konusunda biraz kafa yorduktan sonra o adamı kovması için kullandığı genç adam olduğunu anımsadı.
Julia’nın kalbi güm güm atmaya başladı. Ona hissettiği tek his minnettarlık olmayabilir miydi ki böyle bir rüya görmüştü?
O sırada gözlerini açtı ve rüya görüp, görmediği konusunda kendini sorgular bir halde buldu.
Çırılçıplaktı ve göğüslerinde onun gibi çırılçıplak yatan bir genç adam vardı.
Genç adam, rüyasında gördüğü adamdı!
Julia panikledi. Hem de baya panikledi. O rüya… gerçek olamazdı değil mi!?
Fakat kabullenmek istemese de gerçekler önündeydi.
Neyseki bakire değildi. Bu nedenle böyle bir şeye takacak birisi değildi.
Bakireliğini sevdiği adama vermişti. Fakat o Zach tarafından sağlam bir şekilde dövülerek öldürülmüştü.
Bu sebeple en azından onu o şekilde döverek bir şekilde intikamını aldığı için teşekkür etmeye gelmişti buraya. Fakat olaylar hiç beklenmedik şekilde gelişmiş, nasıl olduğunu bile anlamadığı şekilde kendini onun yatağında bulmuştu.
Julia, onunla bir gece geçiren genç adama bakarken nedenini bilmediği bir saygı hissediyordu. Anlamamıştı ve bu his oldukça garipti. Ayrıca yanından ayrılmakta istemiyor gibiydi.
Garipti.
Yine de olayın ana kahramanı olan bu genç adamın uyanmasını beklemeyi tercih etti. Uyanınca neler olduğunu sorardı.
...
O sıralarda Noah garip bir rüyanın içindeydi.
Orta yaşlı bir adam, sırtında oluşan kızıl kanatlar ile şehirleri acımadan katlediyor, öldürdüklerinin kanını kanatlarında topluyordu. Bu kızıl kanatlar… Tamamen kandan yapılmıştı!
Noah bunu fark ettiğinde şok oldu. Böylesine görkemli kanatlar elde etmek için kaç bin insanı katletmek gerekirdi!?
Yine de izlemeyi kesmedi. Daha doğrusu kesemedi.
Orta yaşlı adam, acımadan önüne geleni katlediyordu. Kadın, yaşlı, çocuk ayırt etmeden. Gittiği yerlerde bıraktığı tek şey ölümdü.
Noah, onun büyüğü sayılacak orta yaşlı adamdan korktu.
Orta yaşlı adam ise yeteri kadar katlettiğine karar kılmış gibi durdu ve ilk defa konuştu.
“Sistem, daha kaç kişi katletmem gerek?”
Bekle ne?
Noah, sistemin sadece kendisinde olduğunu düşündüğünden oldukça şaşırdı. Bilmiyordu ki sistem ona daha fazla şaşkınlık yaşatacaktı.
Hem Noah’ın hem de orta yaşlı adamın retinasında aynı yazılar belirdi.
[100. Görev - Katliam Tanrısı]
[Geniş çaplı katliam çıkart ve en az 10.000.000 kişi öldür.]
[Görev tamamlanma oranı %50]
Noah dondu. On milyon kişi? Hepsini öldürmek mi? Şaka mı yapıyordu bu!?
Orta yaşlı adam ise Noah’ın aksine oldukça farklı bir ifade gösterdi.
“Haha. Bende daha tamamlanmamış olmasından korkuyordum. Pekala, sıradaki şehir nerede?”
Orta yaşlı adam kahkaha atarak acımadan herkesi öldürmeye devam etti. Çığlık seslerini arka fon müziği gibi görüyor, umutsuz bakışlardan zevk alıyordu.
Noah, kendini sakinleştirmek bunun bir rüya olduğuna inandırmak istiyordu. Fakat katledilen kişileri gördükçe sakinliğini daha fazla koruyamadı.
...
Buna daha fazla dayanamayan Noah korkuyla sıçradı. Fakat tir tir titremeyi kesmedi.
O… O bir şeytandı. Sadece öldürmeyi arzulayan ve umutsuzluktan zevk alan bir şeytan…
Noah’ın titremesi ile Julia kendine geldi. Noah’ın uyanmasını beklerken içi geçmişti. Julia ne olduğunu anlamak için Noah’a baktığında onun kafasını bile kaldıramayacak kadar korktuğunu fark etti.
Gelişime başlayan insanlar pek sık rüya görmezdi. Hele ki bir kabus ondanda nadirdi. Bu yüzden Julia ne olduğunu anlamadı. Nasıl bir kabus, bir insanı uyanmasına rağmen tir tir titretirdi?
“Şey… İyi misin?” diye sordu nazikçe.
Noah ise kafasını iki yana salladı ve daha derin sokuldu.
Julia, nedense acıma hissetti. Garip bir histi.
“Im… Anlatmak ister misin…?”
Noah yine kafasını salladı ve “L… Lütfen şimdilik soru sorma.” diyebildi.
Julia nedenini bilmese de Noah’ın isteğini kıramadı. Soracak tonla sorusu vardı. Fakat Noah’ın tek isteği ile düşünceleri boşalmıştı.
…
Tarikatta herkesin görüşünden uzak bir odada,
Tarikat Efendisi, “Violet, geciktin.” dedi kızgın bir ifadeyle.
Violet, içinde saf nefret içeren gülümsemesiyle “Bende hoşbulmadım yaşlı adam.” diye yanıtladı.
“Liara’yı takip ettirdiğine göre önemli bir şey olmalı değil mi?”
“O çocuk…”
Violet sözünü kesti.
“Adı Noah. Oğluma adı sanı olmayan bir piç muamelesi yapma.” dedi öfkeyle.
Tarikat Efendisi bozulsa da konuşmasına devam etti.
“Noah’ın o soyu uyandı mı?”
Violet hayal kırıklığı içeren bir ifade ile “Hayır…” dedi.
Tarikat Efendisi tam tersi bir şekilde rahat bir nefes aldı.
“Tamam öyleyse. Oğlunun harika bir potansiyeli var Violet. Onun gelişmesine yardım edeceğim. Fakat sende bana onun nerede olduğunu söyleyeceksin”
Violet öfke ile, “Aklında ne var yaşlı adam?” diye sordu. Her an saldırmaya hazır gibiydi.
Tarikat Efendisi gizemli bir şekilde gülümseyip, “Merak etme. Oğluna ya da ona zarar verme gibi bir planım yok. Ayrıca dediğimi şimdi vermek zorunda da değilsin. Fakat günü geldiğinde vermezsen… Çok pişman olacaksın.” dedi.
Violet, Tarikat Efendisi’nin tehdidine sadece güldü.
“Kaç yıldır yerini öğrenmek için sayısız kez tehdit ettin. Şimdi tehdidine uyacağımı mı sanıyorsun?”
Tarikat Efendisi cevap vermedi.
Violet ise konuşmanın bittiğini düşünüp odadan ayrılmak için adım attı. Tam kapıyı açacak iken, Tarikat Efendisi “Son bir şey daha var. Oğluna dikkat et. Bir kaç Yaşlıyı şimdiden düşman edinmiş gibi görünüyor.” diye uyarıda bulundu.
Violet’in bakışları değişti. Bu işte Tarikat Efendisinin de bir payı olduğunu hissetti. Fakat bir şey demedi ve sadece “Dikkat ederim.” diyip odadan ayrıldı.
***Yazar'ın Köşesi***
Ejdertanrı ve Vampir Hükümdarı isimli serilerim hakkında önemli bilgileri ve duyuruları Ay Diyarından öğrenebilirsiniz. Ayrıca eğer bölüm atmıyorsam sebeplerini de genelde orada yazıyorum.
Not: Sunucu da rol-alım kanalından bildirimini almak istediğiniz serinin rolünü almayı unutmayın.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..