Vücudunda oluşan yaraları tekrar şifacı kadına gösteren Ovour 15 dakikalık bir süre içerisinde şifacıdan ayrılıp arkadaşlarının yanına ilerledi.
O revirdeyken birkaç mücadele daha gerçekleşti, kazana ve kaybeden ayrıldıktan sonra geriye sadece 6 mücadele kalmış oldu.
Ovour arkadaşlarının yanına geldikten sonra konuşmak için öne çıkan Ashley, "Ovour da geldiğine göre burada kalmamıza gerek yok sonuçta hepimiz 24 kişilik çeyrek final turuna adımızı yazdırdık, şimdi biraz eğlenmeye gidelim." Ashley sözünü bitirdikten sonra Andrev;
"Beni pas geçin yapacak başaka işlerim var." Andrev yavaşça uzaklaşırken kız kardeşi ona dil çıkarak "GICIK!!!" Diye seslendi.
Çevrede ki birkaç kişi o tarafa baksa da pek ilgi göstermeyip tekrar geri döndüler, Ashley kalan ikiliye bakarak "Ya siz?"
Ovour ilk davranarak, "Eve akşam yemeğinden önce döndüğüm sürece benim için sorun yok." Aynı şekilde Teno da kabul ettikten sonra kalan maçları es geçerek klan meydanına doğru yöneldiler.
Fakat bu düşünce sadece onlar için geçerli değildi, seyirci gurubu hata birkaç dış kılan görevlisi bile arenadan ayrılmıştı. Sonuçta bu gün 1000 yılda bir gelen bir gündü, hava kötüyse ne olmuş insanlar bunu umursamayarak eğlenmeye ve iyi vakit geçirmeye devam ettiler.
Hele ki Güneş Doğan sokakların da sabahlara kadar sürecek olan festival tüm hızıyla devam ediyordu.
Farklı karalıklardan ve benzeri yerlerden gelen ziyaretçiler tüm konaklama mekanlarını ve hanları tıka basa doldurmuş şehrin en ücra köşesinde ki hanlarda bile boş oda bulmak imkansız hale gelmişti.
Bunun yanı sıra imparatorluk şehirdeki yüzlerce içki satan dükkanlardan yüzbinlerce içki satın almış ve halk meydanlarında ücretsiz dağıtılmasını emretmişti, bu gibi bir çok alanda yüklü miktarda altın harcayan imparator yiyecek, içecek, giysiler hatta oyuncak bile dağıtıyordu.
Bu sayede refah ve ekonomi canlanıyordu, halk mutlu olurken çalışanlar ise elindeki tüm malları altına ve gümüşe çeviriyordu.
Düzenlenen eğlenceler ve gösterilerle birlikte insanların çoğu sokaklarda, barlarda, tavernada, eğlence mekanlarını doldurmuştu.
Bu sırada meydana yaklaşan üçlü daha arenadan çıkar çıkmaz kendilerini ortamın havasına kaptırmıştı.
Ronyg klanının sokakları oldukça canlı ve ışıltılıydı ve güneşin daha batmasına 2 saat gibi bir zaman vardı, şimdi böyleyse akşam nasıl olurdu kim bilir?
Ovour, Teno ve Ashley sonunda klan meydanına vardılar.
Onlar bu meydanı sadece 4 - 5 ay önce görev seçimleri sırasında kalabalık görmüşlerdi ama şimdi kiyle o zaman ki kalabalık arasına da oldukça fark vardı.
Meydana baktıklarında üçünün de ilgisini çeken ve gitmek istedikleri yerler vardı ama Ashley "Beni izleyin" diyerek sadece kendi ilgisini çeken yerellere onları da sürükledi.
Şimdiye kadar 9 yer gezmişlerdi ve klanın ikramı olan pek çok eğlenceye katılıp, yeyip içmişlerdi ama gittikleri yerlerden sadece birkaçı Teno'nun ilgisini çekerken Ovour ise gittikleri her yerde satıcıya ve göstericilere farklı sorular soruyordu bu durumda ise sadece söylenen Teno oluyordu ama o da fazla uzun süreceğe benzemiyordu.
Teno'nun ailesi de arenadan ayrılıp meydanı geziyordu ve Elleta'nın dikkatli bakışlarından her şey nasibini alıyordu.
Buna Teno'nun sırtı da dahildi hemde aralarında onlarca kişi olmasına rağmen.
"Fabio sanırım oğlumuzu gördüm."
Fabio ilgilendiği tabloyu yerine koyup çevresine bakmaya başladı ama o Teno'yu görememişti. "Tam olarak nerede gördün hayatım?"
Elleta ise eşinin elinden tutarak kalabalık arasında ilerlemeye başladı, bir süre sonra ise tam olarak Teno'nun arkasına vardılar.
Ashley bu sefer Teno'nun da ilgisini çeken bir yere geldiği için Teno da merakla tezgahlara bakıyordu, bu sırada duyduğu bir sesle arkasına döndü bu ona seslenen annesinin sesiydi.
"Teno"
Arkasını dönünce annesi ve babasını gören Teno oldukça mutlu olmuştu ama mutluluğun kaynağı ailesi değil onları kullanarak buradan ayrılmak istemesiydi, Ovour ve Ashley ise hala tezgahla ilgileniyordu.
Teno annesine konuşmaya başlamışken Fabio eliyle Ovour'un omuzuna dokundu, göz ucuyla omzundaki ele sonrada kafasını çevirip elin sahibine bakan Ovour'un yüzünde büyük bir gülümseme yayıldı.
"Efendim çalışmalarımız meyvesini topladık." Dedi.
Fabio ise çenesini okşayarak "Ama o meyveyi yemek için daha çeyrek final, yarı final ve final var. Şimdi yersen muhtemelen irsal olursun."
O, Fabio'nun neyi kastettiğini anlamasa da kafasıyla onayladı, "Evet efendim haklısınız finale kadar o meyveye elimi bile sürmeyeceğim."
Ashley de bu küçük konuşmayı dinlemiş ama bunak olarak düşündüğü Fabio'nu ne dediğini anlamamıştı, bu yüzden Ovour'un kulağına fısıldayarak "Gerçekten anladın mı? Yoksa rolmü kesiyorsun?" Diye bir soru yöneltti.
Ovour ise sadece gülümseyerek Ashley'e baktı.
"Ashley sizi tanıştırayım bu benim annem bu kişide babam." Kısaca onları özetledikten sonra Teno, Ovour ve Ashley'e dönerek "Ben burada yarılıyorum size iyi eğlenceler."
Tam Ovour bir şey diyecekken onlar çoktan uzaklaşmaya başlamıştı ve geride baş başa kalan Ovour ve Ashley şimdi ne yapacaklarını düşünüyorlardı.
Çünkü artık onlar yalnızdı!
"Bence gitmesi iyi oldu gittiğimiz her yerde somurtup duruyordu." Ashley onlara bakarak söylemişti ardından elini Ovour'a uzatarak "Gidelim" dedi.
Ovour ise bu durumu akışına bırakmak istedi ve Ashley'in elini tutmakla kalmadı "Bu tarftan" diyerek onu çekip kabalığa karıştı.
Ashley ise ne olduğunu anlamdan Ovour tarafından kalabalık arasında sürükleniyordu ama karşı koymadan onunla devam etti, istedikleri yerlere gidip eğlendiler fakat onları takip eden kişilerden habersizlerdi.
Sonun da Ovour ve Ashley dinlenmek için bir ağacın altına oturdular, karşılarında sokağı aydınlatan onlarca ışığın altından geçip giden kalabalığı soluk alıp verişlerinin arasında izlediler.
Bir süre sonra Ashley ayağa kalktı tam Ovour da kalkacakken "Kalkmana gerek yok birazdan dönerim." Dedi Ashley.
Ovour ise "Nere gidiyorsun ki?" Diye merakla sordu çünkü Ashley'in gittiği yön tamamen ağaçlık ve ışık yoktu.
"Özel bir ihtiyacım var, oldu mu!!" Arkasını dönüp giderken yanakları kıp kırmızıydı, Ovour da pek farklı değildi.
Tam bu esnada karşıdaki ağacın arkasından gelen gülme sesleri onun dikkatini hata öfkesini çekti, çünkü şuan oradaki kişiler Ovour'a gülüyorlardı.
Ovour ise öfkelense de bu sadece onun daha da kızarmasına yol açmıştı, gülme sesleri kesildikten sonra Ovour tekrar o tarafa baktı ve ağacın arkasından çıkan kişileri görünce göz bebekleri büyüdü!!
Bu kişiler anne ve Babasıydı!!
"Carol, bence onunla kızlar hakkında konuşmalısın." Lunel üstüne tören zırhını giymişti miğferinin ön tarafı açık ve üstünde klanın arması vardı zırhın altında parlak gümüşten zincir yelek onun üstünde ise gümüş göğüs zırhı vardı. Tam set olduğu için tüm vücudu gümüş zırhın içindeydi ve muhafız lideri olduğunu belli eden işaret hemen göğüsünün üstündeydi.
Carol ise "Bense sen bir kıza nasıl yaklaşılır onu öğretmelisin, ikisini takip ettiğimizden beri oğlumuz hiçbir hamle yapmadı."
"Belki çekingendir." Lunel ilk izlemini söylemişti.
"Bu durum daha kötü, sanırım oğluma bir eş bulmak benim sorumluluğum neyse ki ona uyun birkaç aday tanınıyorum."
Lunel ve Carol oğullarının evlilik ile ilgili geleceği için konuşurken Ovour yerin dibine girmek istedi.
"HEY BEN HALA BURADAYIM!!!" Sesi biraz fazla çıkmıştı ama önemsemiyordu.
"Lunel bak oğlumuzun bize ilk bağrışı."
"Haklısın tatlım daha dün gibi ilk kez baba deyişini hatırlıyorum."
Ovour annesinin ve basının onunla dağla geçtiğinin farkındaydı ama ne yapa bilirdi ki bu yüzden oturup bekledi.
"Ovour.."
Başını kaldırıp babasına baktıktan sonra "Yaptığımız şey için kusura bakma yada bak sonuçta bizim oğlumuzsun ama şunu bilmelisin ki tüm suç annene ait."
Carol eşinin ani suçlamasından şaşırırken Ovour'un gözleri annesine kaydı, Carol ise "Ne var? Her gün oğlumu bir kızla görmüyorum ya." O da kendini haklı bulduğu noktandan savunmaya devam etti.
Bu aile konuşması bir süre devam ettikten sonra Lunel belinden çıkardığı bir keseyi Ovour'un kucağına attı ve "Bu gün için serbestsin ama gün doğmadan evde ol." Dedikten sonra Carol'la birlikte arkasını dönüp gittiler.
Tek başına kalan Ovour ise çimlere uzanıp gökyüzüne baktı ve kafasını sol arka tarafta kalan ağaca çevirerek.
"Daha ne kadar orada kalacaksın Ashley?" Deiye sordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..