Bölüm 148 Ortaklar

avatar
1364 2

Yeşil Karga - Bölüm 148 Ortaklar


Bölüm 148

Parça 1

''Güzel hamleydi benim aptal efendim''

'Hem övüp hem hakaret etmek senin özel yeteneğin falan mı?'

''Ha çok komiksin efendim ve oldukça bitkinsin''

'Evet bu formda kalmak oldukça yorucu'

Şu an da derin bir sessizlik ortamın hakimi çünkü Olivya'nın çığlıkları çok uzun sürmedi. Oluşturduğum bulut görevini yerine getirdikten sonra yavaşça dağılmaya başladı. Büyüm ise gücünü kaybediyordu istesem de daha fazla aynı güçte kalamam. Ankamın şekli de bozuluyordu ve gitgide küçülüyordu. Olivya'nın da iyi durumda olmadığına eminim bu yüzden sorun yok.

Evet düşündüğüm bu, o bile şu an iyi durumda olamaz öyle değil mi?

Evet evet olamaz eminim ya da olabilir mi?

Aaaa çok fazla düşünüyorum.

Görüş açım artık tamamen temizdi. Olivya yerde yatıyordu ve beyaz alevleri çok küçülmüştü ama hala varlıklarını koruyorlardı. Onun güçsüzleştiğini gördüğüm için oldukça rahatladım.

Olivya yavaşça kalkmaya başladı ona bu fırsatı vermeden saldırmak istedim.

''Yapma efendim''

Kılıcım beni durdurdu.

'Ne oldu?'

''Benim kör efendim şu an onun ne kadar tehlikeli olduğunu hissedemiyor musun?''

Gözlerimi Olivya'nın gözlerine çevirdim. Gözlerinde ki duygusuz bakış suratına da yansıyordu. Soğuk çok soğuktu.

O kadar darbeden sonra bile sanki hiçbir şey olmamış gibi ayakta durabilmesi beni deli ediyor.

''Ha ha ha benim korkak efendim bir şeyi yanlış anlıyorsun o da senin gibi yani o da yalnız savaşmıyor. Nasıl senin yanında ben varsam onun yanında da Mei ve Mai var. Nasıl sen düştüğünde seni ben kaldırdıysam o düştüğünde de onu kaldıracak iki kişi var.''

Evet kılıcım haklı, bunca zaman neden fark edemedim ki? Nasıl ben her şeyimle mücadele ediyorsam nasıl ayağı kalkıyorsam aynı şeyi o da yapıyor.

O da kazanmak için elinde ki her şeyi oynuyor.

O da kaybetmek istemiyor.

O da kazanıp gücünü kendine bir kez daha kanıtlamak istiyor.

'Olivya! Kazanan ben olacağım.'

Evet bunu söyledim.

Evet büyüm giderek zayıflıyor.

Evet köşeye sıkışmaya başladım.

Evet kazanma ihtimalim oldukça düşük ama ben, hayır biz bu kez kazanacağız.


Parça 2

Efendim gerçekten kazanmak istiyor, tabii ki ben de ama o kız gerçekten yenilebilir mi?

Sorun iradesi değil, sorun yetenekleri değil sorun Mei ve Mai

O kız kendi gücünü bir kenara bırakıp Mei ve Mai'ın gücünü benimsemiş durumda,

Kendi gücü artık işe yaramaz durumda ama bunun karşılığında Mei ve Mai gücünü inanılmaz bir biçimde kullanabiliyor. Yani efendimin tam tersi, efendim benim gücümü kullanmak yerine sadece kendi gücüne odaklandı ve şu an ki durumuna geldi. Açıkçası o da o kız gibi kendi gücünü bir kenara bırakmış olsaydı yenilmez olurduk ama bunu yapmadığı için ona saygı duyuyorum.

Her zaman ona büyük bir güç veriyormuş gibi konuşurum ama aslında benden elde ettiği tek şey benim çıkarım için olan büyü emebilme ve yarı-insanların krallığında ki gibi büyüyü etkileyen şeylerden etkilenmeme sadece bunlar.

Bunun dışında bir şey yok.


Parça 3


Olivya ile olan mücadelemize o kadar daldım ki, yağmaya başlayan yağmuru daha yeni fark ediyorum. Üzerime düşen her yağmur damlası bana yeni bir fikir veriyor ama hiçbirinin sonun da kazanamıyorum.

Bu çok can sıkıcı.

Ne Olivya'ya karşı güç olarak üstün gelebiliyorum ne de iyi bir plan yapıp bu güç farkını görmezden gelebiliyorum.

O zaman ne yapmalıyım? Söyle bana isimsiz kılıcım, ben ne yapmalıyım?

''...''

Demek sessiz kalmayı seçiyorsun. Eminim aklın da iyi bir fikir vardır ama bunu benim aşmamı istiyorsun, peki öyle olsun.

Artık düşünmemin bir anlamı yok.

Kılıcımı Olivya'ya doğrulduktan sonra saldırmak için üzerine doğru açıklarla dolu bir şekilde koşuyorum. Bir savaş çığlığı atıp kılıcımı savurdum.

'aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!'

Kılıçlarımız çarpışıyordu, sürekli yer değiştirerek savaşıyordum tıpkı Olivya'nın bana daha önce öğrettiği gibi, kılıçlarımızı çarpıştırırken aklıma geri de bıraktığım hançerim geldi. Evet o yanım da olsaydı yorgun Olivya'ya karşı çok daha etkili bir şekilde dövüşebilirdim. Her geçen saniye de, her kılıç çarpıştırmamız da, gücüm tükenmeye devam ediyor. Olivya sert bir saldırıyla dengemi bozmayı başardı ve kısa kılıçlarına hızla şekil değiştirip bir balyoz şeklini aldırıp bana savurdu ve kaçamadım. Aldığım sert darbenin etkisiyle savruldum. Neyse ki bir yerim kırılmadı ama fark ettim ki etrafımı saran anka yok olmuştu. Şu an görüş açım da sadece kara bulutlarla kaplı gökyüzü var.

''Efendim kaç!!!''

Kılıcımın zihnim de yankılanan sesiyle Olivya'nın saldırısından son an da kaçındım ama beyaz alevler arkamdan geliyordu evet artık beni onlardan koruyacak ankam yoktu.
 Işınlanıp iyice uzaklaştım sonuçta alevler de belirli bir mesafeye kadar beni kovalayabilirdi. Bu sırada vücudum inanılmaz bir yorgunluk çekmeye başladı evet yine yeniden sınırıma ulaşmıştım. Bu kaçıncı oldu? Her seferin de böyle olmuyor mu? Olivya hızlıca üzerime geliyordu, kılıcımı kaldırıp duruşumu aldıktan sonra ben de onun üzerine atıldım. Balyozu çoktan tek bir kılıca çevirmişti. Yeniden kılıçlarımız çarpışıyordu, bu konu da ondan aşağı kalır yanım yoktu ama beyaz alevlerin etrafımı sarmasına karşı bir şey yapamıyorum. Bu yüzden bütün odağımı Olivya'ya verdim. Alevler saldıracağı sırada aklıma bir fikir geldi ve kılıcımı Olivya'dan kurtarıp güçlü bir şekilde savurarak bir rüzgar büyüsüyle alevleri dağıttım. Evet fikrim işe yaradı.

Olivya hızlıca tekrar saldırdığı sırada ışınlanıp arkasına geçip hemen onun dengesini bozacak bir rüzgar büyüsü kullandım. İşe yaradığı için duraksamadan saldırıya geçtim ama Olivya bu dengesiz haliyle bile kendini savunmayı başardı. Kılıcı yarım bir kalkana dönüşmüştü ama neden yarımdı ki? Anlık bir dalgınlığımda Olivya beklemediğim ve benim daha önce kullandığım bir hamle olan yüze toprak fırlatmayı kullandı. Tabi bu sefer ki çamurdu. Görüşümü tamamen yitirmesem de oldukça az görüyordum. Hemen uzağa ışınlanıp yüzümde ki çamuru temizleyip gözlerimi açtığım da görüş açımda üzerime doğru gelen beyaz alevlerden oluşan bir ejderha vardı.

Oldukça yakındı ama gökyüzüne ışınlanıp kaçtım evet kaçtım ama, gökyüzüne ışınlanıp arkamda ki ışığı fark edince söyleyebildiğim tek şey

'İkiz ejderhalar'

Evet üzerime gelen ikinci ejderhayı geç fark ettim ama bununla yenilecek değilim.

'Limerior'

Sürekli büyü vererek Limerior'un kırılmasını engelliyorum ama sonsuza kadar onu durduramam ve diğeri de geliyor.

Sağ elimde ki kılıcımı kınına koyup gelen diğer ejderhaya karşı sağ elimi kaldırdım.

'Limerior'

Evet aynı anda iki Limerior kullanıyorum ama durumum oldukça kötü çünkü ışınlansam bile uzağı gidemem ve en kötüsü Olivya'nın ışınlanmamı bekliyor oluşu, bunu yaparsam beni yakalayacak buna eminim. Yapmazsam bu sefer de büyüm tükenecek ve kaybedeceğim.

Yani tamamen köşeye sıkıştım. Kaçış yolu göremiyorum ya da savaşma yolu bütün yollar kapandı hiçbir yol yok.

Evet hiçbir kaçış ya da savaşma yolu yok. Limerior'ları sürdürmeyi bıraktım ve ejderhalar tarafından vuruldum. Beyaz alevleri beni yakıyordu ama normal alevler gibi değil fiziksel olarak çok da zarar vermiyorlardı ama büyümü ve ruhumu yakıyorlardı. Gökyüzü giderek benden uzaklaşıyordu ya da ben ondan uzaklaşıyordum emin değilim. Bu şekilde düşersem kalkamam. Tekrar kontrolümü sağlayıp yere doğru rüzgar büyüsü kullanarak düşmemi engelledikten sonra dengemi sağlayıp yere indim. Neredeyse işim bitti.

Bir gözümü ancak yarım açabiliyorum, sol kolum uyuşmuş durumda, bacaklarım da hiç güç yok, arada bir görüşüm bulanıklaşıyor. Olivya ağır adımlarla üzerime doğru geliyor ve beyaz alevlerden oluşturduğu ejderhalar ona eşlik ediyorlar. Müthiş bir manzara gerçekten, iki ejderhanın eşlik ettiği yenilmez bir kraliçe gibi o zaman bende kraliçeyi yenmeye çalışan kötü adam mı oluyorum?

Evet iki ejderha ve bir kraliçeyi düşününce beynimde şimşekler çakmaya başladı çünkü olay o kadar basit ve açıktı ki, görmemek için kör, anlamamak için aptal olmak gerekir. Sonunda görebiliyorum, sonunda bir çıkış yolu buldum, sonunda bir kazanma şansı buldum.

Kılıcım söyle bana sen ortaya çıktığında neden herkes tarafından görünür oluyorsun? Normal de gerçek varlığın mühürlü olduğu için ortaya çıkan varlığın oldukça silik olmalı.

''Hhahaha evet haklısın bunun tek nedeni silik varlığımı olabildiğince hissedilebilir hale getirmeye çalıştığım için yani görünmek istediğim için''

Yani istemesen benim dışımda kimse seni göremez mi?

''Görebilirler ama oldukça dikkat etmeleri gerekir ve benim orada olduğuma inanmaları gerekir.''

'Hahahahahahahahahahahahahahaha'

Bir deli gibi kahkaha atmaya başladığım için hepsi şaşırdı ve Olivya adımlarını durdurdu. Sonunda anlıyorum. Neden kılıçlarının savurduğu alevlerle dışarıda ki alevin farklı olduğunu, şimdi anlıyorum, alevlerin nasıl bu kadar mükemmel hareket ettiğini.

Ve en önemlisi şimdi görebiliyorum Mei ve Mai.

Dolup taşmaya başlayan bu his ne? Heyecan mı? Bilmiyorum ama şu an inanılmaz güçlü hissediyorum. Az öncesine kadar bitmekte olan büyü gücüm bir an da taşmaya başladı. Olivya şaşkın gözlerle bana bakıyordu muhtemelen ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama ben bile ne olduğunu bilmiyorum sadece oldukça güçlü hissediyorum.

Kılıcımı kaldırıp coşkulu bir şekilde Olivya'nın üzerine koşmaya başladım ve aynı zamanda saldırmaya hazırlanıyorum. Olivya savunma pozisyonuna geçti ne kadar şahane. Hızımı artırıp tam önünde belirdim ve o bana saldırmak üzereyken solunda ki alevlerden oluşmuş ejderhanın içinde duran silüetin önüne ışınlandım. Hiç duraksamadan boşta ki sol elimle güçlü bir rüzgar büyüsü yapıp silüeti uzağı savurdum ve beyaz alevlerden oluşan ejderha onunla beraber uçup gitti.

Tahmin ettiğim gibi Olivya hemen arkamdan bana saldırıyordu, kısa kılıçlarını savurduğu an çamurlu toprağın içinden çıkan taştan sütunlar onu durdurdu ve bende sırada ki hedefime ışınlandım. Aynı şekilde onu da güçlü bir rüzgar büyüsüyle uzağı savurdum ve bunu yapar yapmaz hemen arkamda bitiveren Olivya'ya dönüp kılıcımla onun kısa kılıçlarını blokladım. Saçları yağmur ve sürekli hareket ettiğimiz için darmadağındı ve gözleri körüklenmiş ateş gibiydi. Bütün bunların sadece üç saniye de gerçekleşmesi gerçekten inanılmaz çünkü benim için çok daha uzundu.

Hızlı bir hamleyle arkasına ışınlandım o da bunu ön görerek hareket etti ama ben de bunu ön görerek hareket edip sağ çaprazına ışınlanıp saldırdım bunu bile durdurmayı başardı. Seri saldırılarla üzerine giderken attığımız her adımda bastığımız çamurdan çıkan sesle beraber sağanak yağmur bize eşlik ediyordu.

Tabi kılıçlarımız çarpışmasından çıkan seste bunlara dahil, bir adım geri çekilip kısa kılıçlarını savurarak beyaz alevlerle bana saldırdı. Hiç beklemeden arkasına ışınlandım ve kılıcımı savurdum o da her zaman yaptığı gibi hızlıca bana karşılık vermek için dönüp kısa kılıçlarını kullandı ama bu kez bir şey farklıydı.

Kısa kılıçları kılıcımla çarpıştı ama ben onu tutmuyordum.

'Ha?'

Olivya ne olup bittiğini anlayamadan büyüyle kapladığım sağ yumruğumu o güzel sol yanağına yedi. Bedeni hızla vurduğum yöne doğru uçuyordu, şiddetli bir şekilde yere düşmek üzereyken beyaz alevden oluşan ejderhalar onu yakaladılar. Olivya dizlerinin üstüne çöktü ve zar zor nefes alıyordu ne kadar tatmin edici bir manzara. Bu enerji patlamasını neden yaşıyorum bir fikrim yok ama oldukça iyi hissettiriyor.

Olivya derin bir nefes alıp ayağı kalktı ve gözleri bana dikti.

'Şu an muhtemelen neden büyüm bir an da artmaya başladı diye diye düşünüyorsun öyle değil mi Yuu?'

Söyleme tarzına bakarsak nedenini biliyor.

'Evet'

Alaycı bir şekilde gülümsedi.

'Gerçekten ne kadar saçma bir durum ne yaptığının farkında bile olmadan böyle bir tekniği yapmayı başarmış olman, sanırım seni özel kılanda bu'

'Ne tekniği?'

'Kısa süreliğine büyü yenilenmesini üst düzeye çıkartan bir teknik ya da büyü ne dersen de, tabi bu durduğunda geri ödemesi de olacak ama endişelenme büyük bir şey değil, sadece normalden biraz daha yorgun olacaksın ama bu tekniği sıklıkla kullanmaya kalkma yoksa yan etkisi başka bir seviyeye çıkar. Her neyse devam edelim.'

Cevap veremeyeceğim bir şekilde sözlerini sonlandırıp kısa kılıçlarını asilce kaldırdı, sanki bir an da bütün yorgunluğu kaybolmuş gibi duruyordu.

Şu an avantajlı olan benim.

Kazanmaya yakın olan benim.

Kılıcımı doğrultup, duruşumu keskinleştirip, gözlerimi rakibime diktiğim de beyaz alevlerin yerini normal alevlerin aldığını gördüm. İki ejderha ve ikizler kayboldu, hahaha müthiş.

Olivya yere bakan gözlerini yavaşça bana çevirdi ve işte o an, evet işte o an hayatımda ilk kez açık sarı göz rengine sahip birini gördüm. Bir güneş gibi parlamanın yanında körüklenmiş ateş gibi yakıcıydı.

Hem Olivya'ya aitti hem değildi.

Hem güzeldi hem çirkindi.

Hem hayranlık uyandırıcıydı hem de korkutucuydu.

Evet şimdi anlıyorum Mei ve Mai'la birleşti. Benim daha önce kılıcımla yaptığım gibi. Yani şu an o da büyü yapabilir demek oluyor bu.

Nasıl bir şaka bu?

Nasıl bir saçmalık bu?

Nasıl bir dengesizlik bu?

Nasıl bir asalet bu?

Nasıl bir güç bu?

Nasıl bir insan bu?

Nasıl bir güzellik bu?

Bu garip hisler neden içime doluyor neden bu kadar deli hissediyorum bir fikrim yok ama kötü hissettirmiyor. Ahh şimdi anlıyorum bu garip hislerin nedenini şimdi anlıyorum, bu dolup taşan gücümün nedenini, teknik falan değildi yani Olivya yanıldı. Bu delilik benden ötürü değil, bu güç benden ötürü değil, bütün bunlar ikince kez bir olan bizden ötürü, öyle değil mi?

Ortak...

Parça 4


Bu hissi özlemişim, gerçekten çok iyi tekrar nefes alabilmek, tekrar sıcaklığı hissedebilmek daha doğrusu bir şeyler hissedebilmek, evet asıl özlediğim bu. Benim hapishanem olan kılıç, beni daha ne kadar tutabilecek merak ediyorum. Çok az kaldı, çok az kaldı, evet çok az kaldı beni buraya hapsedenlerden kendi ellerimle intikam almama çok az kaldı ama önce şu haddini bilmeyen ikizlere kime karşı durduklarını göstermeliyim.

Güçlü olan benim

Üstün olan benim

Hepsini yutacak olan benim

İntikam alacak olan benim

İsimsiz olan benim

Unutulmayacak olan benim

Başlangıç bendim

Ve son da ben olacağım

Tekrar başlamak yok

Geri dönmek yok

Bir kez daha sıfıra dönmek yok

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr