Bölüm 210 Anlaşma

avatar
591 1

Yeşil Karga - Bölüm 210 Anlaşma


Bölüm 210


Parça 1


'Neden sadece o?'


Avenir yanlarına gelen Aiko'ya net bir soru sordu. Vinilia ve Junko sessizlik içinde iki cadının konuşmasını dinlemeye başladılar.


'Bilmiyorum ama sende gördün öyle değil mi?'


Avenir bakışları hafif değişti ama ne anlama geldiğini sadece Aiko anladı.


'Yani sen benzer şeyleri bu gücü kaybetmeden önce gördün öyle değil mi?'


Aiko gülümsedi.


'Kim bilir? Ahh evet ben biliyorum. Görmüşte olabilirim ya da sadece kendimi gördüğüme inandırmış da olabilirim hatta sadece rol yapıyorumdur.'


Avenir iç çekip cevap verdi.


'Neden bir kez bile olsa açık konuşmuyorsun?'


'Oldukça açık konuşuyorum. Azul büyük bir tehlike ama ana problem o değil.'


Hepsi bu sözlere şaşırdılar ve Avenir direk cevap verdi.


'Ne demek istiyorsun?'


Aiko gözlerini aya çevirip cevap verdi.


'Cesetlerden oluşan bir dağ, dağın tepesinde her rengi barındıran bir kapı ve kapının önünde kan denizinden çıkmış bir savaşçı. İşte bu bir kule tasviri ve onu yenebilen birini anlatan tek ve en kısa hikaye. Herkesin ölümünü sayısız kez gördüm. Kendi kızımın, sizlerin, kızımın arkadaşlarının ve çok fazla kişinin ama hiçbirinde Yuu'nun öldüğünü görmedim. Her zaman oradaydı ve ana düşman Teyton'lar. Azul Teyton'lardan kurtulmak için güç istiyor bu yüzden buraya geldi. İstediği şeyleri savaşmadan da alabilirdi ama kimse bunu kabul etmeyecekti ve bu yüzden yine savaş çıkacaktı. Azul istediği açık ve net ama Teyton'lar öyle değil onların ne istediğini ben bile bilmiyorum. Kulerin amacını bulabilirsek istediğimiz cevaba ulaşabiliriz ama bunu da bulamıyoruz.'


Vinilia ve Junko ne diyeceğini bilemiyordu ama onların aksine Avenir durumu oldukça sakin karşılayıp cevap verdi.


'Bir kez olsun iyi haber getirsen şaşarım zaten her neyse şapkandan neden vazgeçtin?'


Aiko nadir bir duygu gösterip şaşırdı ama uzun sürmeden klasik ifadesi olan gülümsemesine geri döndü.


'Havalar iyice ısındığı için takmasam daha iyi olur diye düşündüm.'


Avenir ayağı kalktı.


'Ben yatmaya gidiyorum yeterince başım ağrıdı.'


Aiko'nun yanında geçerken elini omzuna koyup kulağına fısıldadı.


'Şapkanın bir kere bile çıkardığına şahit olmadım. Bunu sana sorduğumda bana dedin ki ahh neyse'


Cümlesini tamamlamadan Aiko'nun yanından geçip gitti. Aiko gülümseyip Avenir çadıra girmeden hemen önce arkasından bir şey dedikten sonra ortadan kayboldu.


'Geç olmuş olabilir ama sözümü tuttum.'


Avenir cevap vermeden çadıra girdi. Vinilia ve Junko birbirlerini tanımak için konuşmaya devam ettiler.


Gecenin karanlığında Ağaçların arasında şansın yardımıyla onlara kulak misafiri olan Reiko gri şapkasını hafif kaldırıp gözlerini aya çevirip mırıldandı.


'Kazeru'



Parça 2


Sabaha karşı kamp alanına gelen Kazeru ve Melri sessizce ilerliyordu. Melri Kazeru'yu birkaç adım geriden takip ediyordu.


'Bunun için bekliyordum.'


Arkalarından gelen tanıdık sesle ikisi de arkasını döndü. Kazeru cevap vermek üzereyken şapkasını düzelten Melia ona izin vermeden devam etti.


'Yuu izin verirsen onunla yalnız konuşmak istiyorum.'


Kazeru iç çekti ve Melri'ye döndü.


'Ne diyorsun?'


Melri başıyla onaylayıp Melia'ya doğru yöneldi Kazeru ise arkalarından ormana doğru gidişlerini izlerken konuşmaya başladı.


'Ne düşünüyorsun Riraru?'


'Bastırmayı denese de Melia'nın öfkesi oldukça net'


'Biliyorum ama ne olursa olsun Melri'ye ihtiyacımız var. Hoşumuza gitse de gitmese de.'


'Haklısın kulum ama şunu iyi anla o kız gerekirse senin için tüm dünyaya düşman olur. Daha onu tanıyalı bir gün bile olamadı ama bu oldukça net. Sana karşı hissettiği şey aşk değil, saygı da değil daha büyük bir duygu. Bunu aklından çıkarma.'


Kazeru cevap vermedi sadece gülümsedi. Bu sırada ilginç bir şekilde fark edemeden biri gözlerini kapadı. Arkasından uzanan ellerin sahibi kulağına fısıldadı.


'Kimim ben?'


'Reiko'


Reiko ellerini çekerken sözlerine devam etti.


'Ahh çok kolay oldu. Bu bir yana hoş geldin nasıl gitti?'


'Hmmm Melri bizim tarafımız da diyebilirim.'


Reiko düşünceli bir ifadeye büründü ve ciddi bir tonda cevap verdi.


'Peki Arnus konusu?'


'Arnus kendi güvenliği karşılığında her şeyi Azul'lara satmış. Bütün planları, bilgileri her şeyi.'


Reiko cevap vermeden bir süre düşündü.


'Herkes hakketmiş diyemem ama kurunun yanında yaş da yanar. Bazen doğru kararlar acımasızdır ama doğru olması da yapılması gerektiği anlamına gelmez. En azından ben böyle düşünüyorum.'


Kazeru şaşırdı. Reiko genelde bu kadar derin konuşan biri değildi ama söylediklerinde yanlış bir şey olmadığını biliyordu. Yine de herkes bir yana Melia'nın böyle bir mantığı kabul etmesi imkansızdı. Reiko eliyle adeta kafasında ki düşünceleri uzaklaştırır gibi salladıktan sonra gülümsedi.


'Bu bir yana eğer yorgun değilsen bana '  sözlerine devam etmeden önce şapkasını çıkardı ve hiç kullanmadığı gri cadının asasını da diğer eline aldıktan sonra devam etti.


'Bu eşyaları kullanmayı öğrenmem konusunda yardım eder misin? Geceden beri deniyorum ama pek başaramadım.'


Kazeru beklemediği bu soru karşısında biraz düşündü ve bir sonuca vardı.


'Tabii ki'



Parça 3


Ormanın derinliklerinde iki cadı karşı karşıyaydı. Melri'nin Kazeru'nun yanında ki o uysal havasından çıktığı çok belliydi.


'Söyle bakalım çakm-- Melia ne istiyorsun?'


Melia gayet sakin bir şekilde duruyordu.


'Hmmmm neden bana saldırdın gibi bir şey demeyeceğim çünkü Arnus'ta ki olaydan sonra sana saldıran bendim. Neden şapkamı yaktın?'


Melri bir ağca yaslanıp cevap verdi.


'Kendini olduğundan büyük görüyordun haddini bildirmek istedim ayrıca Kazeru benim diye bana bağırdın.'


Melia ellerini arkada birleştirdikten sonra cevap verdi.


'Birazcık kibre sahip olabilirim çünkü bir büyü savaşında kaybedeceğimi asla düşünmemiştim ama söylediğim her şeyin arkasındayım. Bu bir yana neden Arnus'u yerle bir ettin.'


Melri Kazeru'ya anlattıklarını Melia'ya da anlattı.


'Hmm yani Yarı-insanların başına gelenler, Felina'nın çekmek zorunda kaldığı acı, Yuu'nun lideri olduğu yere olanlar ve daha birçok acının sorumlusu Arnus'tu. Sebebini anladım ama yine de yaptığını onaylamam ya da kabul etmem pek mümkün değil gibi ama gücüne ilk elden şahit oldum seni sevmesem de eğer bizim tarafımızdaysan seninle anlaşmaktan başka çarem yok.'


'Bir yanlışını düzelteyim sizin tarafınızda değilim ustamın tarafındayım.'


'İkisi de aynı benim için. Madem öyle'


Melia sağ elini uzattı.


'Bundan sonra iyi anlaşmaya çalışalım.'


Melri önce Melia'nın gözlerine baktı sonra Melia'nın uzanan eline ve kendi elini uzatıp onunla tokalaşırken cevap verdi.


'Umarım taşıdığın şapkanın hakkını verirsin. Anneni sevdiğim söylenemez hatta nefret ediyorum diyebiliriz ama gücünü görmezden gelemem. O şapkayı sana verdiğine göre bana gösterdiğinden daha fazlası içinde yatıyor olmalı. İstersen sana öğretebilirim sonuçta büyü tarzımız aynı. Tabii ki sahip olduğun o gururu bir yana bırakman lazım'


Melri tokalaşma bittiği an yavaşça elini çekip şapkasının ucundan tuttu hafif eğdi ve sözlerine devam etti.


'Çakma bir cadı olabilirsin ama gerçeklerinden biri olarak sana yardım edebilirim.'


Melri'nin yüzünde ki gülümseme bir duygu belirtisi değildi içten gelen doğal bir gülümsemeydi.


Melia bir iç çekti ve cevap verdi.


'Her zaman yeterince güçlü olduğumu düşündüm ve küçüklükten beri sıkı eğitildim, yavaş yavaş farkında bile olmadan  güçlü bir kibre sahip oldum ama şu an da hiçbirinin önemi yok.'


Melia şapkasını çıkardı hafif esen meltem uzamış saçlarını  dalgalandırırken gözleri kararlılıkla parlıyordu. Hafif başını eğdi ve sözlerine devam etti.


'Güçlenmek istiyorum, herkesi korumak istiyorum çok ufak bile olsa güçlenebileceksem lütfen bana yardım et.'


Melri bakışlarını keskinleştirip cevap verdi.


'Açıkçası sana yardım edebileceğim tek konu alev modunla ilgili becerebilirsen epey güçleneceksin'...



Parça 4



Kampın ortasında aniden beliren siyah cübbeli bir büyücü gür bir sesle bağırdı.


'Kazeru Yuuma'


Reiko ile beraber olan Kazeru sesi duyar duymaz sese doğru koştu. Herkes kısa sürede büyücünün etrafını çevirdi.


Felina öfkeyle sordu.


'Kimsin sen ve ne için buradasın?'


Herkes tetikteydi ve bir cevap bekliyorlardı ama cevap yoktu. Felina'nın gözleri değişiyordu ama hala acele etmiyordu. Olivya'nın eli kılıçlarındaydı. Kısacası herkes hazırdı.


Kalabalığın yavaşça bir koridor oluşturup Kazeru'ya yol açtı. Hemen arkasından Reiko geliyordu.


'Sakin olun'


Kazeru oldukça sakindi. Bir lider edasıyla karşısına dikildi büyücünün.


'Evet ne istiyorsun büyücü dinliyorum.'


'Efendimiz Azul konuşmak istiyor.'


Kazeru diğerlerinin aksine pek şaşırmadı.


'Anlıyorum. Peki konuşalım nerede ve ne zaman?'


'Şimdi benimle gelin sizi kampımıza götüreceğim.'


Kazeru tereddütsüz cevap verdi.


'Peki'


Olivya bir an da parladı.


'Hey sence de açık bir tuzak değil mi?'


Felina hemen arkasından konuşmaya katıldı.


'Evet pek de konuşacak tipler olmadıklarını kanıtladılar çoktan.'


Kazeru gülümsedi.


'Tam tersi onlar için şimdi konuşmanın en iyi zamanı'


Güçlerini çoktan gösterdiler yani konuşarak anlaşma ihtimali artık daha çok çünkü Kazeru'lar neye karşı olduklarını artık biliyorlardı. Yani Azul'un düşüncesine göre artık içlerine korkuyu yedirmişti.


'Büyücü yanımda birilerini getirmem sorun olur mu?'


Büyücü düşünmeden cevap verdi.


'Seninle olan dışında bir kişi'


Kazeru Riraru'yu saklamayı düşünüyordu ama anlaşılan büyücü onu da biliyordu.


'Peki o zaman'


Kazeru etrafına baktı özellikle Olivya ve Felina gitmek için can atıyor gibiydiler. Bu sırada bir gürültü koptu sanki bir şey gürültülü bir şekilde hareket ediyordu. Gürültü kısa bir süre sonra kesildi ve kalabalığın en arkasından bir ses geldi.


'Tabii ki de ben gideceğim.'


Kalabalık sesin sahibi için bir koridor oluşturdu. Siyah elbisesiyle aralarından asilce yürüyüp konuşmasına devam etti.


'Öyle değil mi benim aptal efendim'...




Devam Edecek








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr