Bölüm 212
Kazeru'nun devasa ordunun ortasında ki cesur haykırışından sonra tekrar Azul'la karşı karşıya oturdular. Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi konuşmaya devam ediyorlardı.
'Bariyer konusuna gelecek olursak sevgili Kazeru Yuuma, Meravir'in dört bir yanına yerleştirilmiş sütunlar var. Bu dört sütunun hepsini yok ederseniz bariyer kalkacak.'
'Sadece birini yok etsek ne olur?'
'Hiçbir şey çünkü bariyer sütunlardan güç almıyor ama bariyer sütunlar sayesinde Meravir'de bulunuyor.'
'Peki sütunları yeri tam olarak nerede?'
Azul gülümsedi.
'Bulduğunuz pusulaları hatırlıyorsundur onları kullanmanız yeterli. Eğer üzerlerinde ki basit yönlendirme büyüsünü kaldırırsanız size en yakın sütunun yolunu gösterecek.'
Kazeru Azul'un sözlerinden iyice emin oldu ki olan biter her şeyi bir şekilde biliyorlar.
'Sütunları koruyan bir şey ya da birileri var mı?'
Azul bilgi vereceğini söylemişti ama yine de Kazeru sormadığı sürece bütün bilgilere ulaşamayacağını biliyordu. Hiç olmadığı kadar titiz ve düşünceli hareket ediyordu.
'Sütunları koruyan basit bir bariyer var biraz güçlü aşabilirsiniz ama asıl sorun her bir sütunun birer koruyucusu var. Ne olur ne olmaz diye görevlendirdiğim kişiler.'
'Ne kadar güçlüler?'
'Bir tane ölüm büyücüsü, bir tane druid, bir tane büyücü okçu ve bir tane de savaşçı ama hangisi nerede bilmiyorum. Güç olarak seninle kıyaslarsak sana yakın ama senin kadar güçlü değiller yine de düşündüğünden daha tehlikeliler. Saf güç olarak olmasa da hepsi kendi alanında uzman bu da onları tehlikeli kılıyor. Bu yüzden kalabalık gitmeniz sizin için daha iyi olur.'
Kazeru hiçbir yalan hiçbir yanıltma bulamıyordu. İçinde hep bir şüphe vardı ama Azul'un cevapları berrak bir su gibiydi.İçi dışı birdi. Sözlerin arkasına saklanan gizli bir anlam yoktu.
'Peki savaşmadan çekilmelerinin bir yolu var mı? Mesela onlar fark edemeden sütunu kırsak ne olur?'
'Ne olursa olsun savaşacaklar çünkü onlara söylenen bu.'
'Neden?'
'Çünkü burada gördüğün ve daha burada olmayanlar da dahil olmak üzere hepsi biliyor. Bugün ölseler bile zamanı geldiğin de hepsini canlandıracağım. Daha güzel bir gelecekte tekrar uyanacaklarını biliyorlar. İnanıyorlar.'
'Kulağa kontrolden çıkmış bir din adamı gibi geliyorsun ve dediğin gibi düşünüyorlarsa pek de sağlıklı kişilerin yapacağı bir şey değil bu.'
'Dinlerle aram yok ya da yaratıcıyla. Ben benimle olanlara inanıyorum onlar da bana. Ben kurtarmak istiyorum onlar kurtarılmak. Ben yaşatmak istiyorum onlar yaşamak. Bunlar gerçekleşmesi için çekilen acılar sadece küçük bir bedel. Bir gün çekilen hiçbir acının bir önemi kalmayacak hepsi unutulup gidecek. Mutlu zamanlar tarafından yutulup yok olacak.'
Azul söylediği hiçbir şeyden şüphe duymuyordu hepsine sonuna kadar inanıyordu. Kazeru anlayamıyordu hayır belki de anlamaktan korkuyordu ama her durumda Azul'un söylediklerini kabul etmeyecekti. Ne kadar içten söyle de ne kadar söylediklerine inansa da kulağa deli bir adamın sözleri gibi geliyordu. Yine de bu deli adamın sözlerinde bir kötülük yoktu ne amacında ne de ruhunda bir kötülük görmüyordu Kazeru. Yine de biliyordu. Siyahın iyi olabileceği gibi beyazın da kötü olabileceğini biliyordu. Mutlak iyi ve mutlak kötü yoktu. Karşısında ki düşündüğünde kesinlikle iyi bir kişiydi ama Kazeru biliyordu ki iyilik ve kötülük görecelidir.
Derin bir nefes alıp düşüncelerini topladı ve bir sonuca vardı.
'Azul neden senin gibi biri kötü adamı oynuyor?'
Kısa süreli bir sessizlik oldu.
'Kötü adamı oynamıyorum Kazeru Yuuma en başından beri amacım hayır amacımız Teyton'ların elinden dünyamızı kurtarmak. Dünya demek belki abartı olabilir emin değilim ama amacım her zaman bu oldu. Bu amaç doğrultusunda yakıp yıkmaya, karşımda duran herkesi öldürmeye ve ne olursa olsun sonuna kadar yürümeye yemin ettim. Durmayacağım, durdurulamayacağım.'
'Daha önce 2 yere daha saldırdığını söyledin onlarla da mı anlaşamadın?'
'İlkinde böyle bir ordum falan yoktu sadece bir grup kişiydik. Gidip onlarla konuştuk amacımızı anlattık ve bir ittifak oluşturmak istedik ama sonu pek iyi bitmedi. Kendi ellerinde yatan gücü onlara gösterince bu gücü kendilerine istediler. Bize ihanet ettiler ve benimle beraber olan o küçük grup öldü. Ben ise gözlerini açtığımda koskoca bir şehrin ortasındaydım ve çevrem bütün büyüsü emilmiş cesetlerle doluydu. Bense güç ile dolup taşıyordum. Şu an kadar yüzbinlerce kişi öldürdüm bu dakikadan sonra ölenlerin benim için bir önemi yok. Yeterince şey kaybettim artık kaybettiklerimin bir önemi yok. Korkuyu yeterince tattım artık korkuya ihtiyacım yok. Yeterince yenildim artık nasıl kazanacağımı biliyorum.'
Azul'un bakışları soğuk, sözleri keskin ve anlamı büyüktü. Kazeru karşısında duran kişinin duyguların net bir şekilde görebiliyordu. Gizli hiçbir şey yoktu. Ona korkuyu hatırlatacağını söylemişti ama Azul cehennemi biliyordu. Onu yeneceğini söyledi ama yenilgiden bıkmış biri vardı karşısında. Kazeru Azul'u içten içe onayladı ve kabul etti. İlk kez karşısında saygı duygu duyduğu bir düşman vardı. Şartlar farklı olsa yanında savaşmaktan gurur duyacağı biri vardı. Her şeye rağmen geri adım atamazdı. Kalbinin zayıflamasına izin veremezdi.
Kazeru bencildi, Kazeru aç gözlüydü, Kazeru gururluydu, Kazeru kolay öfkeleniyordu.
Herkesi her şeyi korumak istiyordu hiçbir şey kaybetmek istemiyordu. Her şey istediği gibi olduğu sürece diğerlerinin düşünceleri umurunda değildi. Bu gerçek Kazeru'ydu. Herkesi o kadar çok seviyordu ki onlar için her şeyi yapardı. Karşısında ki kişinin ne olduğunu neden yapıldığını çok iyi anladı ve aklına tek bir cevap geldi. Bu durumda belki de sadece onun verebileceği bir cevap. Çok içten ve hayatta ki tek amacı buymuşçasına bir hisle verdi bu cevabı.
'Seni öldüreceğim'
Azul acı bir şekilde gülümsedi.
'Umarım başarırsın ama amacımı gerçekleştirmeden ölmek gibi bir niyetim yok.'
Kazeru kalktı ve geldikleri portala yöneldi söyleyecek bir şeyi kalmadı ne onun ne de Azul'un. İkisinde amacı açık ve netti.
Ne dünya ne Meravir Kazeru'nun umurundaydı. Her şeyi sevdikleri için yapacaktı. Asilce bir amaç değildi.
Azul ise dünya için ve herkes için bir şey başarmaya çalışıyordu. Asil bir amaçtı.
Azul dünyayı kurtarmak isterken Kazeru sadece bir avuç kişiyi korumak istiyor.
Aralarında dünya kadar büyük bir fark olsa da ikisinin iradesinin çarpışmasının bir kazananı yoktu.
Azul kurtarmak Kazeru ise korumak istiyordu.
Olaylar farklı gelişseydi omuz omuza savaşacak bu iki kişi şimdi birbirlerine karşı savaşacaklar.
Kazeru bir kahraman olsaydı olaylar farklı olurdu.
Kazeru iyi biri olsaydı olaylar farklı olurdu.
Kazeru gerçek bir kral olsa olaylar farklı olurdu.
ama her şeyin sonunda Kazeru sadece bir insandı.
Zayıf bencil bir insan işte bu yüzden savaşacaklardı...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..