Bölüm 215
Parça 1
Felina ve Olivya geri dönmüş olan Kazeru ve sürekli çatışma halince olan ikiliye olan biteni açıkladı.
'Yani Reiko Aiko ile ortadan kayboldu. Melia da Melri'yle ortadan kayboldu. Endişe verici ama arkasında ki gizemi anlamak zor değil. O zaman geri kalan herkesi toplayalım konuşacaklarımız ve yapacak işlerimiz var.'
Kısa bir süre sonra gereken herkes toplandı. Avenir, Junko, Vinilia, Felina, Olivya, kavgalı ikili, Rias, Alya ve Ay.
Kazeru Alya ve Ay' döndü.
'Siz ikiniz ne zamandır buradasınız.'
Ay esneyip cevap verdi.
'Yeterince uzun süredir buradayım ama bu ürkütücü havası olan kızı bilmiyorum.'
Alya iç çekip cevap verdi.
'Çok olmadı. Ayrıca ürkütücüden kastın mükemmelse evet o benim.'
Kazeru durumu açıklama kısmına geçeceği sırada Riraru keskin bakışlı kadının etrafında uçup küçük taş parçaları fırlatıyordu.
'Seni aptal peri seni kazana atıp kaynatacağım.'
Riraru seri hareketlerle el hamlelerinden sıyrılırken dil çıkarıp cevap verdi.
'Sıkıysa yakala aptal kılıç'
Kazeru ikisini görmezden gelip konuşmaya başladı. Yaklaşık bir saat süren bir tartışma ortamı oluştu. Avenir konuşma sona yaklaşırken söze girdi.
'Bir hafta oldukça uzun bir zaman ayrıca bariyeri kaldırmamız için bize verilen bir zaman. Her şey fazla iyi duruyor. Açıkçası bu durum içime hiç sinmedi.'
Hemen arkasından Vinilia devam etti.
'Aynı fikirdeyim. Birinci sorun neden bir hafta, ikinci sorumsa neden sahip oldukları avantajlardan birini öylece kaybetmeyi kabul ettiler.'
Ay ve Felina birbirine baktı ve Felina konuşmaya başladı.
'İlk sorunun cevabını bilmiyorum ama ikincisi oldukça açık onlar için bu bariyeri kaybetmek artık bir şey ifade etmiyor. Demek istediğim yapılış amacını yerine getirdiği için kaybetseler bile önemli değil. Tabi bu bir varsayım ama doğruysa yeni bir soru ortaya çıkıyor. Yapılış amacı neydi?'
Bir süre sessizlik devam etti. Kazeru önemli gördüğü şeyleri sessizce mırıldanırken bir kelime Alya'nın aklına yapıştı..
'Portal'lar'
Yakınında oturan Alya'nın aklında bir şimşek çaktı.
'Kazeru söylediğine göre oraya bir portalla geçtin yani buraya bir portal kurdular demektir. Peki bütün çevreyi saracak şekilde kurmak istedilerse yani farklı bir çok yerde bu gri bariyer onların bu işi rahatlıkla yapmasını sağladı.'
Gergin bir atmosfer oluşmaya başladı. Kazeru cevap verdi.
'Geçtiğimiz portal çok da belirgin bir şey değildi ama oradan buraya dönerken taştan yapılmış büyük bir portaldan geçtik.'
Vinilia ağzından doğru cevap çıktı.
'Büyüsel bağlantı. Ana portal yani geçit dediğin kadar büyükse ve yeterince büyü gücü sağlanırsa ki potansiyel olarak sınırsız bir kaynakları olduğunu varsayabiliriz. Geçitten geçtikten sonra varacakları yeri büyüsel bağlantı ile bağlayarak bağlı olan her yere gidebilirler.'
Kazeru bu yöntemi biliyordu. Işınlanamadığı için kısa mesafede olsa ışınlanmak için bulunduğu yere büyüsel bir bağlantı noktası bırakıp gri bariyere rağmen ışınlanabilirdi. Hançeri de benzer bir mantıkla çalışıyordu. Yani Kazeru'nun düşündüğü bu yöntemin çok daha büyük ve gelişmiş halini kullanıyorlardı. Sessiz olan Olivya ilk kez konuşmaya dahil oldu.
'Yani diyorsunuz ki istedikleri her yere bu bağlantı noktalarını kurdular ve her açıdan üzerimize gelebilirler hatta ordunun büyüklüğü söylediğiniz kadarsa direk her yerden gelecekler demektir.'
Yanında oturan kız kardeşi Rias'da ablasının sözlerinden sonra devam etti.
'Kısacası etrafımız sarılı şeklinde düşünebiliriz.'
Avenir gri saçlarını geri doğru savurup konuşmaya katıldı.
'Etrafımız sarılmadı ama sarılacak bilgisine sahibiz yani bu bizim avantajımıza eğer düşmanın nasıl geleceğini biliyorsak bu başlı başına büyük bir avantajdır. Burada ki asıl soru onlar bizim bunu bildiğimiz biliyor mu? Bana kalırsa kesinlikle biliyorlar yani buna göre hareket etmeliyiz. Avantajlar onlardan yana sayılar onlardan yana, gelecek de onlardan yana'
Bakışlarını Kazeru'ya odaklayıp sözlerine devam etti.
'Kazeru Yuuma ne düşünüyorsun?'
Bakıldığında normal bir soru cümlesiydi ama bu cümlenin ağırlığını ancak sorulan kişi anlayabildi. Avenir sadece bir cümleyle büyük bir yükü Kazeru'ya attı. İstediği sadece düşüncesini öğrenmek değildi direk olarak bir tercih yapmaya zorlamaktı. Çünkü ağzından çıkacak kelimelerin odada ki herkesi harekete geçirme gücü vardı. Avenir asıl önerdiği şey oldukça açıktı. Bakışlar Kazeru'ya dönüktü hepsi cevabı bekliyordu.
Kazeru gülümsedi ve cevap verdi.
'Ne yani benden bir hafta dolmasını beklemek yerine topyekün bir saldırıyı bizim yapmamız önerisini mi bekliyorsun?'
Avenir gülümsedi gri gözleri bir anlığına kızıla büründü. İkisi dışında kimse bu seçeneği düşünmedi ya da görmezden geldi çünkü durumlarını düşününce fazla uçuktu. Yine de bu hemen şimdi karar verilecek bir şey değildi. Ellerinin altında bir ordu yoktu.
Avenir cevap verdi.
'Güzel olmaz mıydı? Bence olurdu ama şu an bu seçenekten çok uzağız.'
Avenir bu seçeneği arka plana attı ama amacına ulaşmayı başardı. Herkesin aklının bir köşesine şartlar sağlanırsa saldıran biz olabiliriz düşüncesini yerleştirdi. Kazeru derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.
'Ne olursa olsun bariyeri kaldırmak şu an için ilk önceliğimiz olmalı. Elimiz de iki tane pusula var. Vinilia ve ben nasıl kullanıldıklarını çözdük. İki gruba ayrılalım. İlk grup kuzeye ikinci güneye. Orada ki işi hallettikten sonra geriye batı ve doğu kalıyor. Onları da halledip bu işi bitirelim. Ben kendi grubu geri ışınlayarak getirebilirim ama asıl sorun diğer grup benim olduğum grup kadar hızlı hareket edemezler.'
Vinilia cevap verdi.
'O konuyu zamanı geldiğin de ben hallederim. Kim kim gideceğimiz asıl soru.'
Avenir diğerlerini beklemeden söze girdi.
'Ben burada kalacağım. Junko'nun da burada kalmasını isteyeceğim ama '
Sözlerine devam etmeden Junko'ya döndü ve iç çekip devam etti.
'Tabii ki kabul etmeyecek. Bu yüzden kafamda ki gruplar şöyle aslında fazla düşünmeye gerek yok. Kazeru periyi ve şu aşırı güçlü partnerini alsa yeter diğer grupta diğerleri olsun.'
Her kez bir süre düşündü ve gayet mantıklı geldi. Fazla zaman kaybetmeden hazırlandılar ve yola koyuldular. Bir büyük grup ve bir küçük grup beklenmedik bir yolculuğa çıktılar.
Parça 2
Aldığı darbeden dolayı bir ağca çarpıp durdu. Bedeni ona ağır gelmeye başladı ama yine de tekrar ayağı kalktı. Kaçıncı kez düştüğünü bilmiyordu ama kalkmaya devam ediyordu. Hemen önünden gelen siyah kökler ona tekrar vurmak üzereydiler. Sağ elini kaldırıp bağırdı.
'Limerior'
Bariyere çarpıp geri sektiler. Reiko nefes nefeseydi büyü gücü yeterince vardı ama fiziksel olarak gücü tükeniyordu.
'Bu şekilde mi savaşacaksın yani? Acınası acınası ACINASI'
Yeri parçalayarak ilerleyen devasa kökler Reiko'nun etrafını sardı.
'Pes et Reiko, pes et'
Reiko derin bir nefes aldı yerin altından kendini korumak için 6 tane normal büyüklükte kök çıkardı. Rakibi ile karşılaştırınca oldukça küçüktüler ama yine de normal boyutları buydu.
'Limerior: Yami no Enhancement'
Sözlerinden sonra çıkardığı kökler birer dokunacı andırmaya başladı. Etrafından karanlık bir aura yükseliyordu. Devasa kökler harekete geçtiğinde küçük dokunaçları onları kolayca parçaladıktan sonra Reiko'nun etrafında toplandılar. Reiko'nun yorgun suratında bir gülümseme belirdi ve rakibine baktı.
'Hadi oynayalım Reiko'
Rakibine yani kendi gözlerinin içine baktı ikisi de sırıtıyordu...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..