Bölüm 17
Yer altı mezarlığından gelen sesleri araştırmak için yola koyulduk kısa bir süre sonra seslerin geldiği söylenen yere geldik ve ses falan duymuyoruz.Mezarı girişine yöneldim bu sırada Melia kolumu tutup gözlerini bana dikti.
'Ne oldu ?'
'Ne yapıyorsun Yuu?'
'Mezarlığa bakmaya gitmeyi planlıyorum.'
'Yuu şu an hava karanlık hatta gece vaktindeyiz yani bir mezarlığı hem de bir yeraltı mezarlığına hava karadıktan sonra girmemelisin'
'Neden?'
Nedeni anlamadığım bir şekilde Melia iç çekti.
'Çünkü çoğunlukla kötü şeyler hava karardıktan sonra gerçekleşir.'
'Neden ?'
'Okuduğum tüm kitaplar da böyle oldu eminim ki şimdi gidersek kötü bir şey olacak'
Fark ettim ki bu konuşmaya Melia'nın istediği şekilde bitecek yani uzatmaya gerek yok.
'Peki ne yapıyoruz?'
'Sadece yat ve dinlen'
Açıkçası ne olduğu hakkında bir fikrim yok gecenin nesi kötü ki? Melia dediği gibi yapıp bir ağcın gölgesine uzandım diğerleri de kendilerine uzanacakları bir yer buldu.
...
'Heyyyyy hadi uyanın!'
Uyumuşum demek.Esneyerek kalktım ve birkaç esneme hareketi yaptım.Benim aksime Felina uyanmadı.Melia yanına kadar gidip bağırmaya başladı.
'Uyan!'
Felina sonunda bir tepki verip sadece tek gözü açık bir şekilde o da yarım açık cevap verdi.
'Ne oldu? Yemek zamanı mı?'
'Hadi kalk mezarlığa gireceğiz.'
'Bir dakika daha'
Dedikten sonra tekrar uyumaya döndü.Melia Felina'nın yanı başında duran su dolu matarayı alıp Felina'nın suratına döktü.
'Gidiyoruz ayrıca siz ikiniz çok uyuduğunuz için kahvaltıyı kaçırdınız Olivya ve ben çoktan bir şeyler yedik.'
Felina öfkeli bir şekilde söylenerek kalkıp hazırlanmaya başladı.Ben zaten hazırdım.
Melia ve Felina'nın klasik atışmalarından sonra girişe doğru gittik yeraltına doğru açılan üçgen bir kapıyı açıp dar merdivenlerden aşağı inmeye başladık.Kapı garip bir şekilde arkamızdan kapandı.Karanlıktı ama Melia'nın avucunda oluşturduğu ateş önümüzü görmemizi sağlıyordu.
Merdivenlerden inerken ateş yüzünden sürekli titreyen gölgelerimizi izliyordum.Merdivenlerin sonunda bizi eski demir bir kapı karşıladı.
Olivya yavaşça kapıyı açtı ve içeri girdik.Oldukça büyük bir alan gözümüzün önündeydi ve bu alan büyülü meşalelerle aydınlatıldığını görebiliyorduk.Tabutlar duvarlara gömülü biçimde yerleştirilmişlerdi,etrafa bakıp biraz ilerleyince
orta da durun bir tabut gördük bu diğer tabutlardan farklıydı.Diğer tabutlar taştan yapılmıştı ancak bu altındandı,tabutun yanına kadar ilerledik tabut yakından çok daha güzel gözüküyordu üzerin de herhangi bir sembol yoktu
garip bir şekilde bir ürperti hissettim sanki bir şeyler bana bakıyordu ama etrafta bizden başka kimse yoktu.İçimden bir ses tabuta dokunmamı söyledi yavaşça elimi uzattım tam dokunmak üzereyken kılıcımın sesi zihnimde yankılandı.
'Hey aptal efendim o tabuta dokunma,dokunursan içinde yatan kişinin ruhu ile karşılaşabilirsin o tabuta bir büyü yapılmış,ebedî uykusundan uyandırılmış bir ruh sadece öfkeye sahip olur
ve onu rahatsız edenleri öldürür ayrıca ona karşı savaşamazsınız fiziksel ve büyü saldırıları ruhlara karşı işe yaramaz eğer Azul'a sahip olsaydınız savaşa bilirdiniz'
'Azul ?'
Farkında olmadan sesli bir şekilde konuştum diğerleri garip bir şekilde bana bakmaya başladı.
'Azul,siyah merasim setinin bir parçası olan bir kılıç ve ruhlara zarar verebilen tek silah'
'Anlıyorum öyleyse ne yapmalıyız?'
'ahh benim aptal efendim sana söyledim ya, burada bir büyü yapılmış olayı çözmek için o ruhla konuşmalısınız ama sizinle konuşmak istemeyeceğine eminim o yüzden yapabileceğiniz tek şey büyüyü bozmak, belki o cadı bu büyüyü bozabilir ona sormalısın '
'Melia kılıcımın söylediğine göre bu tabuta bir büyü yapılmış bu işi çözmek için o büyüyü bozmamız gerekiyormuş hem büyüyü bozarsak bizimle konuşmaya istekli olabilir, bunu yapabilir misin?'
Melia şaşırmış gözüküyordu sanırım daha önce kılıcımla bu şekilde konuştuğuma hiç şahit olmadığı için.
'Büyü bozmak mı? hmmm deneyebilirim ama unutmayın en iyi yaptığım şey bir şeyleri havaya uçurmak'
Melia yavaşça tabuta doğru yaklaştı ve ellerini tabuta değdirmeden üzerinde gezdirmeye başladı bir şey söylüyordu ancak duyulmayacak kadar kısık sesleydi aradan saniyeler geçtikten sonra tabut parıldamaya başladı parıltıdan kısa bir süre sonra tabuttan yukarı
doğru beyaz ve toza benzer bir şey yükseldi.Daha sorna Melia tabutta uzaklaştı ve büyüyü bozduğunu söyledi tam her şey bitti diye düşünürken bir ses duyduk
'Sağolun şimdi uykuma geri dönebileceğim.'
Ben hariç diğerleri saygıyla kafasını eğdi.Ben ise aceleyle konuşmaya başladım.
'Bir dakika daha burada kalabilir misin? Bir şey sormak istiyorum' bunu söylemem herkesi şaşırtmıştı nedenini pek anlamadım ama tuhaf bir şey yapmış hissine kapıldım.Ruh boş gözleriyle beni süzdü ve konuşmaya başladı.
'Senin ricanı çevirmek yapamayacağım bir şey'
'Tam olarak ne oldu ve sorumlusu kim?'
'Bana büyü yapan kişi karanlık bir büyücüydü bir tür ölüm büyücüsü gibi ve yalnız değildi,bana birkaç soru sordular eğer cevaplarsam geri dönmeme izin vereceklerdi bu yüzden cevapladım ama ne sorduklarını hatırlamıyorum '
'Ölüm büyücüsü bu her şeyi açıklıyor, anlaşılan istemeden de olsa bir ipucu yakaladık,son bir sorum daha var garip gelecek ama adın ne?'
'Benim adım,ben adımı hatırlamıyorum'
'Anlıyorum anlaşılan senden tek aldıkları sözlü bilgi değilmiş cevapların için teşekkürler'
Ruh kafasını bana doğru eğip ortadan kayboldu.Melia keskin bakışlarıyla altın tabutu biraz daha inceledi ve konuşmaya başladı.
'O büyücü düşündüğümüzden çok daha iyi, bir ruhun sahip olduğu bilgileri çalmak çok sıra dışı bir durum'
Felina düşünceli bir şekilde sessizliğini korurken Olivya çıkışa doğru yönelip konuşmaya başladı.
'Bu tarz mezarlıklar da yatanların kaydı tutuluyor olmalı kasabaya gidip öğrenelim'
Hepimiz onun sözleriyle harekete geçtik.
Her şeyi öğrenmek için görevi aldığımız köye doğru yola çıktık...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..