Bölüm 20
Kükreyiş bütün dikkatimizi çekmişti bir anlığına gözlerimizi Vahas'tan ayırdık ve bu sırada ortadan kayboldu gerçi büyüsünü hissedip nereye gittiğini anlayabiliyorduk.
Melia heyecan ve endişeyle konuşmaya başladı.
'Bu ses kesinlikle bir ejderhaya ait oraya gidip insanlara yardım etmeliyiz ve bir şekilde şehri korumalıyız şu an bizden başka kimse bunu yapamaz şehir de sıradan büyücüler,askerler ve sivillerden başka kimse yok eğer bir şey yapmazsak büyük bir katliam olur'
Olivya şehre doğru yürümeye başladı ve yürürken konuşmaya başladı.
'Tartışılacak bir şey yok gidelim'
Felina'da hemen arkasından gitti.
'evet gidelim'
Ben hariç hepsi şehre yöneldi ama benim başka bir planım var.Gerçi aptalca bir plan ama adlandıramadığım bir duygu yüzünden bunu yapacağım.
'Ben büyücünün peşinden gidiyorum,bir ejderhanın ne olduğu az çok biliyorum size bir yardımım dokunmaz ama büyücüden bir şeyler öğrenebilirim'
Hepsi şaşkınca bana döndü ve Melia bana yaklaştı.
'Bu yaptığın aptallık tek başına ona karşı bir şey yapamazsın bizimle geliyorsun.'
'Farkındayım ama işe yarayacak bir şey öğrenebilirim hem ters bir şey olursa ışınlanarak uzaklaşabilirim ayrıca yalnız değilim'
Melia bir anlığına duraksadı ve ejderhanın kükremesini tekrar duyduk.
'Bu yaptığın çok mantıksız,hiçbir anlamı yok ama zamanımız yok sadece bana söz ver, en ufak tehlike de ışınlanarak kaç lütfen'
Yüzünü iyice bana yaklaştırmıştı ve iki eliyle sol elimi tutuyordu.
'Peki söz veriyorum.'
Melia biraz rahatlamıştı ve elimi bırakıp şehre doğru yöneldi.
'İyi şanslar Yuu'
'O büyücüye sağlam bir yumruk at Yuu'
Haha evet artık Olivya ve Felina'da ismimi kısaltıyor.Sözlerini bitirip Melia'nın arkasından onlarda gitti.
Şimdi büyücü nerede olduğunu hissede biliyorum,ben de acele etmeliyim.
Oldukça hızlı bir şekilde ilerliyorum ama her şeye rağmen tedirginim.Bu yaptığım gerçekten hiç akıllıca bir şey değil ama yapmasaydım pişmanlık duyacağıma eminim yani bir sorun yok.
En sonunda Vahas'ı buldum.Olduğu yerde duruyordu her yerde ağaçlar vardı.Bana arkası dönüktü yavaşça bir ağacın arkasına sığınıp kendimi gizledim.
'Hey hey neden beni takip ediyorsun ayrıca büyünü hissedebiliyorum yani saklanmanın anlamı ne ki? Bunlar bir yana gidip ejderhayı durdurmaya çalışsana'
Evet tek hissede bilen ben değilim.Saklandığım yerden çıktım.
'Açıkçası Vahas sana karşı anlamlandıramadığım bir öfkem var ayrıca birkaç sorum olacak'
Yüzünü ban döndü.
'Peki öyle olsun sen sormadan sana birkaç şey anlatacağım. İlk olarak o ejdarha yaşayan bir ejderha değil bir ejderhanın cesedini geri getirdim bu yüzden gerçeği kadar güçlü değil ama yine de yeterince güçlü ve şimdi ikinci söyleyeceğim şeye gelelim.
O yer altında ki mezarlıkta bulunan altın tabuta sahip olabilecek tek kişiler bir ejdarhayı öldürmeyi başarmış olan kişilerdir bu eski bir gelenek o yüzden çok bilinmez,o ruhtan ejderhanın cesedinin yerini öğrendim daha sonra o yeri buldum.
Olduğu yeri bulunca geriye kalan parçalarını kullanarak onu bir zombi ejderha olarak dirilttim tabi onu kontrol edemezdim ama onu nasıl yönlendireceğimi biliyordum çok basit bir duyguyla 'intikam'
bu sayede onu kaleye yönlendirdim işte her şey bu kadar basit'
'Peki ya öldürdüğünüz insanlar ve yaktığınız yerler?'
'Ben cesetleri kullanan bir büyücüyüm öldürdüğüm herkes benim ölümsüz ordumun bir parçası oluyor.'
Bu adam midemi bulandırmaya başladı.
'Nasıl oldu da her zaman bizim önümüz de oldun?'
'Beni ilk fark ettiğiniz zamanı hatırlıyorsun öyle değil mi? İşte o an bende sizi fark ettim ve bana yakın olan birinden sizi izlemesini istedim,sorun çıkaracağınız belliydi.'
'Anlıyorum,evet çok iyi anlıyorum içimde ki bu öfkenin sebebi senin yaptığın bu boş işler'
Korkunç bir şekilde gülümsedi.
'Hahah gerçekten tam da tahmin ettiğim gibi hareket ettin aslında en başından beri seni buraya çekmek istemiştim çünkü seni kollayan o kişinin de geleceğini umdum'
Ne saçmalıyor bu?
'Beni kollayan kişi ?'
'Tahminim doğruysa birazdan anlarsın ama önce şu baş belası kılıcından kurtulalım sonuçta kendini savunacak bir büyü bilmiyorsun'
Vahas'ın sözleri daha bitmeden kılıcımın sesi zihnimde yankılandı.
'Dikkat et benim aptal efendim'
'?'
Bir anda bedenimi saran bir acı beni hareketsiz bıraktı.Dizlerimin üstüne çökmüştüm.Sanki her tarafıma iğneler batırılıyordu.Vahas yanıma yaklaştı ve kılıcımı kınından tutarak uzağa fırlattı.
'Hadi ama bana öyle acı dolu gözlerle bakma sadece onun buraya gelmesini istiyorum ayrıca şu an yaptığım şey özel bir büyü aramızda ki güç farkı ve benim yeteneğim birleşince içinde büyü bulunan her şeyi kontrol edebilirim bu yöntemle güçsüz olan herkesi öldürdüm içlerinden büyülerini söküp aldım şimdi sana yapacağım gibi'
Hissettiğim acı giderek artıyordu,büyü yapmak istiyorum ama yapamıyordum.Ne büyüm n ede bedenim beni dinlemiyordu.
'Hey sakin ol bu daha ilk kısmı toplam 5 kez yapacağım ve bu ilkiydi her biri bir öncekinden 2 kat daha acı verici, genelde üçüncüsünde herkes ölmüş olur gerçi bu sizin için daha iyi ölmezseniz sonunuz çok daha acılı olur'
'şimdi ikinci !!!'
'AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!!!!!'
Acı bütün bedenimi sarıp sarmalıyordu sayısız iğne bedenimi delip geçse muhtemelen bu kadar acı hissetmezdim.
Görüşüm kararmaya başladı hissettiğim tek şey acıydı.Çok safım bir şey olursa kaçabileceğimi düşündüm.
'Sırada üçüncü var bakalım ne yapacaksın'
Acıdan dolayı yıkılmış bedenimi biraz doğrulttum ve gözlerimi Vahas'ın gözlerine diktim.
Vahas duraksadı.
'Aslında neden risk alıyorum ki bunu yaparsam muhtemelen ölürsün o zaman bir işime yaramazsın en iyisi biraz daha acı çektirmek'
Vahas sağ elinin avucundan büyü topluyordu.Topladığı büyü yoğun bir siyahtı o kadar ki ona bakınca adeta karanlığın içinde kaybolmuş gibi hissediyorum,yaşamaya dair olan küçük umudumda o karanlıkta kayboluyordu.
Büyüyü bana doğru fırlattı büyü normalde oldukça hızlı hareket ediyordu ancak benim için adeta zaman yavaşladı,hayatım yani daha hiçbir şey yaşamadığım hayatım bitiyordu,gözümün önünden geçen değerli bir anım bile yoktu,ne kadar yazık,ne kadar acınası, ne kadar boş.
Gözlerimi kapayıp bekledim,bekledim ve bekledim ama hiçbir şey olmuyor.Bu garip değil mi? Yoksa ölüm böyle mi hissettiriyor?
Gözlerimi yavaşça araladım.
Tanıdığım bir kıyafet giyen biri önümde belirdi sağ elinin dışıyla büyüye tokat atar gibi vurdu ve büyü bir toz gibi dağıldı.
'Hey Vahas ne yaptığını sanıyorsun, sana ondan uzak dur demiştim'
'Hey bu kadar kaba olma sadece seni görmek istedim Reynold' ...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..