Bölüm 23
Part 1
Vahas'ın şaşkın bakışları devam ediyordu.Sanırım önemli bir şey fark etti.
(Bu çocuk ne yaptığının farkında bile değil öyle değil mi? Bu his ne, neden tedirgin hissediyorum yaydığı büyü bir anda çok değişti bu kesinlikle normal değil ayrıca o kılıç tahmin ettiğim kılıç)
Felina birkaç adım ilerledi.
'Kazeru önden ben gidiyorum senin için bir açık oluşturacağım bitir işini'
Kendinden oldukça emin konuşuyor sanırım ona uymalıyım. Cevap vereceğim sırada Vahas anlamadığım bir dilde bir şeyler söylemeye başladı.
Sadece birkaç saniye sonra toprak hareket ediyordu ve altından toprağı parçalayarak çıkmaya başlayan sayısız iskelet küçük dilimi yutmama neden oldu.
Felina bana döndü ve göz kırptı.
'Plan değişmedi Yuu'
'Değişmedi mi burada çok fazla düşman yok mu sence? Hepsiyle baş edemeyiz hem---'
Panikle konuşuyordum ve Felina sözümü kesti.
'Hey sakinleş daha önce beni savaşırken görme fırsatın olmadı her neyse sadece dediğimi yap gerisini bana bırak'
Felina yavaşça Vahas'a doğru dönerken, yüzünde ki korkunç gülümsemeyi az da olsa görebildim.
'Sanırım evet demekten başka şansım yok, hadi yapalım'
Sonunda sakinleşmeyi başardım.Felina'nın korkunç gülümsemesi sayesinde.
Önümüz de en az yirmi yedi tane iskelet vardı Felina kalkanını sıkıca tuttu ve o korkunç gülümsemesiyle koşmaya başladı önüne gelen iskeletleri kalkan hamleleriyle parçalıyordu, düzensiz bir şekilde etrafında ki bütün düşmanlara saldırıyordu hepsini kalkanıyla yapıyordu, ayrıca bundan kesinlikle zevk alıyordu.
'Ha haha ha hahaha ahah'
Attığı bu korkunç kahkaha bunun kanıtıydı.
Vahas şaşkın bir şekilde olanları izliyordu onda farklı bir şeyler vardı dikkatsiz ve savunmasız gözüküyordu bir nedenden ötürü afallamıştı,Felina iskeletleri alt ediyordu ama durmadan yenileri geliyordu artık sadece kalkanıyla değil boşta ki sağ eliyle de iskeletleri yumrukluyor kafalarını sıkıp parçalıyor ve bundan inanılmaz bir haz alıyordu.
Bu kuvvet Vahas'a ulaşabilse onu yenebilirdi ancak sadece fiziksel güçle bir büyü kalkanını tamamen geçmek çok zordu,iskeletleri bir bir parçalarken bir anlığına önünde bir boşluk oluştu ve bağırdı
'koş Kazeru!!'
Ardından kalkanını yatay bir şekilde Vahas'a doğru fırlattı.
Kalkan Vahas'a ulaştığında büyü kalkanı tarafından püskürtüldü ancak büyü kalkanının o şeffaf ve düz görüntüsü yerini çatlaklara bıraktı.
İşte bu benim fırsatımdı,büyümü kullanarak Vahas'ın yanında belirdim,sağ elimdeki kılıcımı bütün gücümle Vahas doğru savurdum.
Büyü kalkanı parçalanmıştı kılıcım bu kez ona ulaşmak üzereydi ama bir an da kılıcım durdu hayır durduruldu başka bir kılıç beni durdurmuştu ve bunu yaparken hiç çaba sarf etmemiş gibiydi kullanıcısı, çünkü kılıcını sadece düz bir şekilde uzatması saldırımı durdurdu, hızlı bir şekilde geri çekildim
iskeletler oluşmayı bıraktı ayakta olanlar da parçalanmaya başladılar.
Vahas'ı kurtaran kişi bir pelerin giydiği için yüzü yada başka bir yeri gözükmüyor. Bizi umursamadan Vahas'a döndü.
'Geç kaldığım için üzgünüm'
Sesi nazik ve yumuşaktı.Gardımı düşürmeden birkaç adım onlara doğru ilerledim.
'Sen onun yardımcılarından birisin öyle değil mi?'
Beni hiç takmıyor.
'Gidelim Vahas'
Bu sırada Felina onların üzerine doğru koşmaya başladı.
'Hiçbir yere gitmiyorsunuz!!!'
Pelerinli savunmasızca üzerlerine koşan Felina'ya dönüp kılıcını kaldırdı. Kılıcı oldukça inceydi, tıpkı bir iğne gibi ama aynı zamanda benim kılıcıma karşı koyabilecek kadar sağlamdı da.
Kılıcını direk saplayacak şekilde Felina'ya yönlendirdi, Felina'nın bu hamlesi aptalca. Olacakları az çok tahmin ettiğim için çoktan harekete geçtim ama zamanın da yetişemezdim bu yüzden tekrar ışınlandım ve Felina'yı hedef kılıcı kendi kılıcımla blokladım.
'Felina kalkanını al'
Ona bağırdım ve o da beni dinleyip kalkanına yöneldi. Bu sırada pelerinli ile kılıçlarımızı çarpıştırıyorduk ama bir sorun vardı. Hayati yerlerimi koruyordum ama hızlı bir şekilde vücudumun bir çok yerinde küçük kesikler oluşuyor.
Önemli gibi gözükmese de inanılmaz bir acı veriyor. Acı ve yorgunluk yüzünden yavaşlamaya başladım ve işte o an sağ ayağıyla dengemi bozacak bir tekme attı.
Hemen ardından estetik bir kılıç hareketiyle elimde ki kılıcımı benden uzağa fırlattı. Kendimi savunmasızca yerde buldum ve gözlerimi rakibime kaldırdığım an beni öldürmek için gelen kılıcı gördüm.
Neyse ki Felina kalkanıyla araya girip beni kurtardı. Hızlı bir şekilde fırladım evet bir açık oluştu. Hareket halindeyken kılıcımın sesi zihnimde yankılandı.
''Elini kaldırıp beni çağır ! ''
'Gel'
Hareketimi hiç duraksatmadan dediğini yaptım.
'Gel'
Kılıcım hızlı bir şekilde elimde bitiverdi ve bende aynı hızda pelerinliye saldırdım. İyi bir tepki verip blokladı ama benle aynı zamanlamayla Felina ona kalkanıyla vurdu.
Bunun etkisiyle düşerken geri doğru bir takla attı. Havada bir maymun gibi baş aşağı durduğu sırada kılıcı mavi bir şekilde parlarken bize doğru savurdu.
Mavi bir büyü dalgası üzerimize gelirken kılıcımı kaldırmaya çalışıyordum ama kolumda hiç güç kalmadığını fark ettim. Nedeni basitti aldığım o küçük çiziklerdi.
Felina önüme atlayıp kalkanı büyüye karşı tuttu ama saldırısı o kadar güçlüydü ki önce Felina'yı sonra beni geri doğru savuracak kadar güçlü bir etki bıraktı.
İkimizde kendimizi yerde bulduk. Kalktığımız da ise Vahas ve kurtarıcısı çoktan gitmişlerdi. Bu gerçekten yorucuydu.
Bir kez daha etrafa baktım maskeli yani Reynold'a gitmişti. Felina yanıma yaklaştı.
'Daha neden etrafa bakıyorsun gittikleri çok açık.'
'Sadece emin olmak istedim,her neyse Olivya ve Melia iyi mi?'
'İyiler, sadece birazcık yoruldular, bu yüzden biraz dinleniyorlar ve ejderhayı yenmeyi başardık bu sayede şu an hiçbir problemimiz kalmadı'
Evet birkaç şey dışında her şey yolunda gitti. Bu rahatlatıcıydı.
hadi onların yanına gidelim'
'Gidelim'...
Olaylardan kısa bir süre sonra ejderhanın yenildiği haberi yayıldı şehir halkı geri döndü ve kralda öyle daha sonra bizi halka açık bir törenle ödüllendirdiler, ödül olarak epey bir para, krallığın her yerinde saygı görmemize neden olacak birer broş ve bir ünvan.Grubumuza verilen ünvan Ejderha Avcıları oldu artık insanlar bizi böyle tanıyacaktı.Krallığın her yerine haberler yayıldı zaten tanınan bir gruptuk artık çok daha fazla tanınır olduk
ve broşta epey hoş duruyordu broş bir anka kuşu şeklindeydi ve altındandı, bütün bunlar olurken toplamda 1 ay boyunca kraliyet şehrin de kaldık ve artık yolculuğumuza devam etme zamanı gelmişti
bütün olanlardan sonra bile hala Vahas'ın gerçek amacını bulamadık ama içimden bir ses onunla uzun bir süre karşılaşmayacağımızı söylüyor...
Part 2
Bir ormanın içinde iki kişi yavaşça ilerliyorlardı.
'Vahas ne oldu ?'
'O güçsüz aptal aslında pek de güçsüz değilmiş'
'Ne yani bu mu senin dikkatini dağıtıp ölmene neden olabilecek neden?'
'Hayır bir gerçeği fark ettim, varlığını öğrendiğimden beri istediğim yegane silah onu seçmiş durumda'
'Onu seçmiş olsa bile ne değişir ki ?'
'Çok şey artık o ölene kadar yeni birine geçeceğini sanmıyorum'
'O zaman onu öldürürüz olur biter'
'Hayır bu dediğin kadar kolay bir şey değil o güçlü ve daha da güçlenecek, arkadaşı yanında dururken büyü gücü arkadaşını da sarmıştı bunun ne demek olduğunu biliyor musun?'
'Evet nadir bir yetenek bir tür koruyucu pelerin gibi, kişinin büyüsü dost olarak gördüğü kişileri etrafta ki bütün büyüsel baskıdan korur'
'Evet aynen öyle ve bu can sıkıcı bir yetenek'...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..