Bölüm 32
'2 yıl aslında şimdi düşünce o kadar uzun bir zaman değil ama orada geçirdiğim her saniyeyi hatırlıyorum o 2 yıl benim için 100'lerce yıla bedeldi. 2 yıl sonra bir gün yine kafesim de acı çektiğim sıralar da
bağrışma sesleri yükselmeye başladı bir şeyler oluyordu daha sonra bağrışma sesleri yerini patlamalara ve kılıçların çarpışmasına bıraktı bir tür lonca burayı bulmuştu ve haydutlara saldırmışlardı,
kısa süre sonra sesler kesilmişti tek duyduğum gelen ayak sesleriydi belki de bu benim kurtuluşum diye düşünmüştüm ve bütün gücümle bağırmaya çalıştım ama en ufak bir ses bile çıkartamıyordum çünkü
artık konuşamıyordum yine de şanslıyım onlar olduğum yere geliyorlardı ilk dikkatimi çeken şey herkesin aynı kıyafeti giyiyor oluşuydu, beyaz bir elbise ve elbisenin önündeki kırmızı hilal,
beni o kafesten çıkardılar ve beni aralarına aldılar kendi loncalarına götürüp iyileşmem için her şeyi yaptılar, bir süre sonra tekrar konuşmaya başladım ve onlardan bana büyü öğretmelerini istedim. İstediğim gibi bana büyü öğrettiler.
Savunma büyüleri ve iyileştirme öğrendiğim büyüler bunlardı. 19 yaşıma geldiğimde artık hazırdım onların bana öğretebilecekleri her şeyi öğrenmiştim bu yüzden artık oradan ayrılıp kendi yolumu çizmeye karar verdim ve yolculuğa çıktım.
Bu kadar şeye rağmen ne zaman gökyüzüne baksam yıldız göremiyorum, benim için artık orada bir yıldız yok sanırım, işte kısaca benim hikayem böyle, peki söyle bakalım ne düşünüyorsun ? '
Açıkçası duyduklarım ağır şeylerdi ve eminim ki anlattıklarından çok daha fazlasını yaşadı nasıl bir cevap vermem gerektiğini bilmiyorum ama en azından düşüncelerimi söylemeliyim.
'Söyleyebileceğim pek bir şey yok sadece şunu bilmeni istiyorum belki şu an bir yıldız göremiyor olabilirsin ama bu yıldızın orada olduğu gerçeğini değiştirmez belki de farklı bir yerden bakmayı denemelisin'
Reiko göle bakan gözlerini bana çevirdi ve sıcak bir şekilde gülümsedi.
'Güzel ve bilgece bir şey söyledin umarım haklısındır belki de farklı bir şekilde bakmalıyım, belki de hatam yıldızı görmek için uzaklara bakmamdır belki de yıldız tam gözümün önündedir.'
Sözlerinden sonra sessizce bana bakmaya başladı sanırım o sadece tutunmak için bir şey ağrıyordu ve o ormanda onu kurtararak bunu verdim. Bakışmamız beni utandıracak kadar uzun süre devam etti ve bu bakışma uzaktan gelen tanıdık bir sesle bozuldu.
'hey Yuu, Reiko neredesiniz yemek neredeyse hazır'
Reiko kendini topladı ve ayağı kalktı.
'Gitmeliyiz'
'Evet, gitmeliyiz'
Ayaklarımızı sudan çıkardık ve uzandığımız yerden kalkıp kamp alına döndük, Melia döndüğümüzde bana bir çok soru sorsu hepsi gereksiz şeylerdi.('neredeydin, neden ortadan kayboldun gibi.')
Felina bize sandviç hazırlamıştı, genel de bu kadar basit yemekler hazırlamaz ancak uykusunu pek alamamış gibi gözüküyordu, sanırım nedeni buydu.
Sandviçlerimizi yedikten sonra yola çıkmak için hazırlanmaya başladık, kısa süre de hazırlanıp yola çıktık.
Yolculuğumuz çok uzun sürmedi, iki saat geçen yolculuğumuzun ardından sonunda labirenti görecek konumdaydık, bulunduğumuz yerden bakıldığında labirent aşağıda kalıyordu.
Koyu mavi duvarları vardı ve işin en ilginci baktığımız yerden girişi görebiliyorduk ama labirentten herhangi bir çıkış gözükmüyordu.
Aşağı doğru ilerledik ve yaklaşık on beş dakika sonra girişe varmıştık. Melia heyecanla konuşmaya başladı.
'Sonunda buradayız'
Reiko meraklı bir ifadeyle el kaldırıp konuşmaya başladı.
'Hiç sormadım ama neden buradayız ?'
Melia küçük bir hihihi den sonra cevap verdi.
'Bir görev aldık, görev buranın araştırılmasıyla ilgili'
'Anlıyorum, peki böyle bir yerde labirentin ne işi var bunu çözemedim'
'Çıkışa ulaştığımızda öğreneceğiz, hadi gidelim'
Felina aceleyle labirente girmeye çalışan Melia'yı pelerininden yakaladı ve Olivya bir sorunu dile getirdi.
'İyi de bir çıkış yok gibi'
Melia net bir şekilde cevap verip Felina'dan kurtuldu.
'O zaman biz bir tane yaparız'
Hepimiz girişten geçip içeri girmiştik ve birden giriş kapandı bir an da bir duvar oluştu ve artık buradan bir çıkış yok havası oluştu ama istediğimiz an buradan çıkabiliriz diye düşünüyorum.
En kötü ihtimalle Melia her yeri havaya uçururdu ve bundan kesinlikle zevk alırdı.
Bu olaydan sonra birkaç adım daha ilerledik ve birden biri bize bir şeyler söylemeye başladı.
'Hoş geldiniz, lafı fazla uzatmayacağım o yüzden oyunumuz başlasın' bu sözlerden kısa bir süre sonra çok güçlü bir rüzgar esti hepimiz bir birimize tutunuyorduk, Melia bir yandan şapkasını tutuyordu .Bu rüzgardan sonra her yeri bir sis kaplamaya başladı.
Öyle bir duruma düşmüştük ki gözümüzün önünü bile göremiyorduk ve o sesi tekrar duyduk
'Şimdi her şey hazır ben kendi sıramı kullandım, sıra sizde bakalım kaçınız buradan çıkmayı başarabilecek ve kaçınız gerçekten kurtulmak istiyor, hepsini öğreneceğiz.'
Part 2
Birimiz dışında kimse şu an ki durumumuzdan hoşnut değildi ama bu durum hoşuna giden kişi etrafımızda ki sisi dağıttı ama diğer yerler hala sisle kaplıydı.
'Hey yeri sisle kapladı ve bu şekilde bizi kötü bir duruma sürüklediğini mi düşünüyor?'
Kısa bir hahahahah dan sonra sözlerine devam etti.
' Beni güldürdüğü için ona teşekkür etmeliyim ayrıca yaptığı şey bizim de işimize yarıyor'
Felina tükenmiş bir yüz ifadesiyle Melia'ya baktı.
'Nasıl ?'
Melia şapkasını düzeltip pelerinini havalandırıp çok bilmiş bir ifadeyle cevap verdi.
'Çok basit her tarafı sisle kapladı, basit bir büyü ile çevremde ki sisi dağıtabilirim, tabi sadece çevrede ki küçük bir alanı dağıtacağım işte bu durum bizim yararımıza oluyor'
Olivya haricin de hepimizin gözlerinde soru işareti vardı. Felina cevap verdi.
'Hala bir şey anlamadım, eminim kimse anlamadı'
Melia sıkıldığını belli eden bir off çekip cevap verdi.
'Kısacası her yer sis ve ben geçtiğimiz yerde ki sisleri dağıtacağım bu sayede geçtiğimiz yerlerde sis olamayacak, geçmediğimiz yerler ise sisli olacak işte durum bundan ibaret'
Sağ elini havaya kaldırıp şıklatarak çevremizde ki sisi yavaşça dağıttı, tabi sadece küçük bir alanın dağıttı. Sonraysa Melia sözlerine devam etti.
'Gördünüz mü bu kadar basit'
Reiko kısa bir hmmmm dan sonra tekrar el kaldırıp fikrini belirtti.
'Her şey iyi gibi ama bu durumu kendi çıkarına kullanabilir öyle değil mi? Yani bizim sisi dağıttığımız yerlere tekrar sis getirip, dağıtmadığımız yerdekileri kendi dağıtıp bizi sonsuza kadar burada dolandırabilir'
Evet sadece güzel değil akıllıda olduğunu kanıtlayıp hepimizi uzun bir sessizliğe boğdu. Melia bu sessizliği bozan kişi oldu.
'Bunu düşünmemiştim, haklısın şu an öncesine göre daha kötü bir durumdayız demektir bu'
Olivya'da konuşmaya dahil oldu.
'Peki ne yapacağız o zaman ?'
Melia'dan önce ben cevap verdim hemen arkamdan Melia devam etti.
'Burada durmaktansa harekete geçmeliyiz, belki de bir şeyler buluruz'
'Evet en iyi seçenek bu gibi, gidelim'
En başta planladığımız gibi Melia sisleri dağıtıyordu, bu sayede geçtiğimiz yerleri biliyorduk ama yine de emin olamıyorduk çünkü Reiko'nunda söylediği gibi, bizimle konuşan her kimse bizimle oyun oynayabilirdi.
Aradan 4 saat geçmişti ve bizi herhangi bir oyun oynanmadıysa bütün labirenti dolaşmıştık ama ne bir çıkış ne de bir ipucu bulduk, burada hiçbir şey yoktu, hiçbir şey.
Durup biraz dinlenmeye karar verdik hepimiz yere oturmuştuk, oldukça da yorulmuştuk, buranın yorucu bir havası vardı. Kimse konuşmuyordu eminim hepsi bir şeyler düşünüyordu ama burada ki olayı nasıl çözeceğimize dair kimsenin bir fikri yoktu.
Tam bunlar olurken yine onun sesini duyduk.
'Oldukça yorgun gözüküyorsunuz, siz sormadan söylemek istediğim bir şey var size herhangi bir oyun oynamadım. Açıkça sizin de fark ettiğiniz gibi buradan bir çıkış yok burası birisi içeri girene dek bir labirent gibidir ama içeri girdiğiniz de bir hapishanedir'
Bu sesin sahibi her kimse sinirimi bozuyor.
'Neden kendini göstermiyorsun belki yüz yüze daha iyi anlaşabiliriz'
'Anlıyorum belki de haklısın ama yine de bulunduğum yer oldukça rahat hem sizi izlemesi de kolay'
'Söylediklerine bakarsak oldukça yakında olmalısın'
Melia bir şeyleri anladığı belli edercesine araya girdi.
'Hala fark etmedin mi? O her yerde, o bu yerin kendisi'
Ses yaşlı bir ho ho ho dan sonra devam etti.
'Demek anladın güzel bu işinizi daha da kolaylaştırır öyle değil mi? Sadece birkaç detayı daha çözün ve kurtuldunuz, ayrıca çok güzel bir hediye de sizi bekliyor, tek yapmanız gereken buradan çıkmak'
Melia'da benim gibi sinirlenmişti ve sonunda gerçek duygularını dışa vurdu.
'Canımı sıkmaya başladın bütün bu yeri havaya uçursam nasıl olur ?'
'hey sakin ol bunu yapmak istemezsin siz de zarar görürsünüz'
'Bir şekilde kurtuluruz'
'Tamam tamam size bir ipucu daha vereceğim bunu öğrendikten sonra yapmanız gerek tek şey çıkışı bulmak o kadar'
'Dinliyorum'
Melia gerçekten de yeri geldiğin de müthiş bir karizması olduğunu gösteriyor.
'Demin söylediğim gibi burası bir hapishane ve her hapishane de gardiyanlar vardır'
'Gardiyanlarda da anahtar vardır öyle değil mi?'
'Evet işte sorunuzun çözümü bu'
'Peki gardiyan nerede?'
'En başından beri olması gerektiği yerde sizi izlemesi en kolay olan yerde, yani yanınızda'...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..