Bölüm 33 : Çaylakların Birincisi (1)

avatar
3947 13

Yıldızlar Kralı - Bölüm 33 : Çaylakların Birincisi (1)


Maçlar devam ederken galibiyetler belirleniyordu. Beşinci maça sıra geldiğinde Ersa'nın da sırası gelmişti.

“Ersa!”

“Lakky!”

Ersa sahneye çıktığında herkes ağzı kapalı sessizce bekliyordu. Bu çocuğun şimdi ne sürpriz yapacağını görmek istiyorlardı.

Ersa ve Lakky, yerlerini aldığında hakem savaşı başlattı.

Ersa, bu sefer yay ve okunu çıkarmış, herkesi şaşırtmıştı. Normalde savaştığı süre boyunca hiç silah çıkarmamış, sadece Sial'in isteği üzerine silahla savaşmıştı.

“Görünüşe göre silah kullanman gerektiğini anladın. Akıllı çocuk.”

Lakky'nin iğneleyici sözlerine karşın Ersa yayına hızla bir ok yerleştirdi ve Lakky'nin omzuna nişan aldı. Gücünü kısıtlayarak oku fırlattı.

Okun rüzgara sürtünme sesi ile ilerleyişi Lakky'i biraz telaşlandırmıştı. Sadece reflekslerine güvenebilirdi. Kılıcını savunma olarak okun geldiği yöne kaldırdı ve vücudunu yana doğru büktü. İlk ok, kılıca çarptı ve Lakky’i hafiften sersemletti. Ama durumu atlattığı için rahat bir nefes aldı.

Ersa'nın attığı okun kuvvetinin yüksek olmasından dolayı dikkatli olması gerektiğini düşündü. Bu sırada başka bir okun sesi kalp atışını hızlandırdı.

Ani refleksi ile kaçınsa da ok karnını sıyırdı. Rahat bir nefes alamadan yeni bir ok diğer oku takiben geldi. İçinden küfürler yağdırıyordu. Gelen oktan hafif yara alarak kaçtı.

Ersa durmak bilmeden başka oklar yollamaya devam etti. Lakky savaştığı çocuğun onunla eğlendiğini düşünmeye başlamış ve sinirinden çıldıracak seviyeye gelmişti. Yeni gelen bir ok bacağını sıyırdığında yüksek sesle bağırdı.

“Sadece korkaklar gibi uzaktan mı savaşabiliyorsun!?”

Ersa duyduğu cümle karşısında alaycı bir gülümseme oluşturdu. Cevabını kelimelerle değil, yayına yerleştirdiği okunu fırlatarak verdi.

Lakky sinirden kızarmış bir yüzle oklardan kaçınmaya çalışıyordu. Daha kılıcını ve tekniklerini doğru düzgün kullanamamanın kızgınlığını yaşıyordu. En sonunda bu rezilliğe daha fazla dayanamayacağını düşünerek, ''Maçtan çekiliyorum!'' diye bağırdı. Ersa'nın yayından çıkacak ok, Lakky'nin sözleri ile geri çekilmişti.

Herkes sersemlemiş gibiydi. Yüzlerinden daha ne olduğunu anlamadıklarını belliydi. Hayatlarında ilk defa bu şekilde bir maç kazanıldığını görmüşlerdi.

Hakem kazananı ilan ettiğinde Ersa, Lakky'e dönüp bir kere bile bakmadan arenadan ayrılmaya başladı. O sırada arkasındaki kızgın yüz enerjisini kılıcına aktarıyordu.

En güçlü tekniğini aktif hale getirdi ve tüm hızını kullanarak Ersa'nın üzerine koştu. Seyirciler şaşkınlıkla bu anı izlerken Lakky, Ersa'nın arkasına ulaşmıştı. Kılıcı neredeyse Ersa’nın sırtına ulaşmıştı. Ersa eğildi ve ayağını çember şeklinde kaydırarak Lakky'nin ayağını yerden kesti.

Lakky'nin vücudunun yarısından fazlası havadayken, Ersa ellerini yere koydu ve belini döndürerek Lakky'nin karnına tekme attı. Duruma müdahale edecek eğitmen de dahil olmak üzere herkes ağzı açık, atılan tekme ile uçan Lakky'e ve Ersa'ya bakıyordu.

Ersa ayağa kalktığında Lakky'nin perişan olmuş bedenine bakmadan tekrardan yerine ilerlemeye devam etti. Kadim İmparatorun verdiği canavar öldürme testinde hiçbir zaman güvende değildi ve duyuları her zaman tetikteydi. O zamandan geliştirdiği hisleri her zaman kör noktalarından gelen saldırıları az çok hissetmesi sağlıyordu. Özellikle ona göre çok daha zayıf olan Lakky'nin saldırısını çok önceden hissetmişti.

“Bu çocuk...”

Haria düşünceli bir yüz ifadesiyle Ersa'ya bakarken eğitmenlerden biri devreye girdi. “Yeni ortaya çıkmış bir yetenek. Şimdiye kadar neden fark etmediğimizi bilmiyorum. Dün yüksek bir performans gösterince kendisini araştırdım. Akademiye geçen yıl girmiş ve üst düzey cennet seviye yetenek sahibiymiş.”

Haria dinlediklerinden sonra düşüncelere dalmıştı. “Bu çocuğun bedeninde hiç enerji hissetmiyorum. Ayrıca hareketleri ve savaş stili normalden çok aykırı. Durumu araştırın.”

Haria'nın arkasında olan görevlilerden biri saygıyla yanıtladı. “Emredersiniz.”

Beş savaşta bitince ilk beşte olan kişiler belirlenmişti.

D Ligi: Ersa

F Ligi: Mely

G Ligi: Nevi

I Ligi: Abril

İ Ligi: Kayra

Hakemin savaşlarda oluşan yaraların ve yorgunluğun biraz giderilmesi için bir saat ara vermesi ile birçok öğrenci arenadan dağıldı.

Ersa ise bir yere ayrılmadı. Çimlerin arasına oturmuş savaş anının gelmesini bekliyordu. Mely, Ersa'ya kısa bir bakış attıktan sonra onu bekleyen kız arkadaşlarıyla ayrıldı.

Ersa gözleri kapalı insana huzur veren bir yüzle bekleyişi bir saatin geçmesiyle son buldu. Öğrenciler tekrardan alanı doldurmuştu. Ersa oturduğu yerden kalkmadı ve beklemeye devam etti. Ersa'yı izleyen birkaç kızın kalp atışı bir miktar hızlanmış, gözlerini kaçırsalar da istemsizce geri aynı görüntüyü görmek istercesine kayıyordu. Ersa'nın üst üste savaşları kazanmasıyla ve yakışıklılığıyla birçok hayran elde etmişti. Kendisi farkında olmasa da artan hayranlarının onun üzerine yüklediği beklentileri oldukça yüksekti.

“On maç ile belirlenecek birincilik maçımız başlamış bulunmaktadır.”

Hakemin bilgilendirmesi ile herkesin dikkati hakeme yöneldi.

“İlk maça çıkacaklar...”

''Abril!''

''Nevi!''

Nevi, Abril'den sonra kendi adını duyunca iç çekti ve savaş alanına geçti. Abril'i yenemeyeceğinin farkındaydı.

''Başla-''

Hakem daha maçı başlatacakken Nevi'nin sesi hakemin sözünü böldü. 

“Maçtan çekiliyorum.”

Bu duruma hiç kimse şaşırmadı. Bazıları korkakça bulmuş olsa da yenemeyeceği rakibe karşı anlamsız bir çabayı çoğu kişi tercih etmezdi.

Abril kazanan ilan edildiğinde alandaki seslerin yükselişiyle Mely adı okundu. Rakibi ise Kayra'ydı.

Kayra, nazik adımlarla savaş alanına girdi. Sarı saçları ve açık kahverengi gözleriyle üstün bir güzellik olarak dikkat çekiyordu. Ama Mely'nin çevredeki güzellik anlayışını değiştiren yüzü ile sönük kalıyordu. İkisi de birbirlerine başarılar diledikten sonra hakemin savaşı başlatması ile atağa geçtiler.

Enerjisiz gerçekleştirilen kılıç saldırıları ile belirgin olarak üstün taraf yoktu. Birkaç karşılıklı saldırı gerçekleştirdikten sonra yavaş yavaş iki tarafta enerjilerini kılıçlarına aktarmaya başladılar.

Savaşın uzamasıyla Mely'nin üstünlüğü gittikçe belirginleşiyordu. Sessizliği bozan kılıç çarpışmaları ardı ardına devam etti. Mely daha baskın olsa da kazanan ortaya çıkmamıştı.

Kayra'nın sağ üstten çizgi halinde gerçekleştirdiği saldırıyı, Mely hızla geriye çekilerek atlattı ve Kayra kendini toparlamadan öne ilerledi ve kılıcını sağdan yatay bir çizgide savurdu.

Durumu fark eden Kayra hemen geri çekilse de omzu biraz yarılmıştı. Verdiği açığın pişmanlığını yaşıyordu. Gözleri hafiften kısılmıştı.

Mely, Ersa ile olan savaşında birçok savaş stili öğrenmişti. Genel olarak vücut hareketleri ile kılıç saldırılarından kaçınıp ani bir atağa kalkan Ersa'ydı. Onunla savaşırken birçok kez bu şekilde zor duruma düşmüş ve Ersa'nın taktiğinin aslında çok yararlı olduğunun farkına varmıştı.

Ersa kadar becerikli yapamasa da fırsatını bulduğu zamanlarda sürpriz saldırılar yapabiliyordu. Tabi ki bu taktiği Ersa'ya karşı kullanmaya cesaret edemiyordu.

İki tarafta birkaç metre geri çekildiğinde savaşın bitiş anı yaklaşmıştı. Rakipler birbirinin genel gücünü kavramıştı. Tekniklerle savaşa devam edeceklerdi.

Kayra güçlü tekniklerinden birini kullanmaya hazırlandı. Mely de tekniklerinden birini seçti.

İkisi de tekrar saldırıya geçtiğinde, Mely'nin kılıcının çevresi hafiften ısınmaya başladı.

(Ateş Yıkım Tekniği)

Mely kılıcını çapraz bir çizgide salladı. Hafif bir uğultu sesi ile gelen Kayra'nın kılıcıda onu karşıladı.

(Ejderha Pençesi Tekniği)

İki kılıç çarpıştığında ortaya çıkan güç, rüzgarı harekete geçirmiş, kılıçların yüksek sesli çarpışması etrafa yayılmıştı. Mely saldırıdan birkaç adım geri çekilerek etkilenmiş, Kayra ise birkaç metre geriye savrulduktan sonra kılıcını yere sürterek ancak durabilmişti.

Kayra nefes nefese iken, Mely toparlanmasına fırsat vermeden tekrar saldırdı.

Aynı tekniği kullanan Mely, Kayra'nın kalp atışını bir miktar hızlandırmıştı. Şuan da vücudu iyi durumda değildi. Tekniğini tekrar kullanabilmesi için kendisine bir miktar süre vermesi lazımdı.

Mely'nin saldırısı ulaştığında yüksek sesle haykırdıktan sonra kılıcına sadece enerji vererek saldırının önüne sürebilmişti. İki kılıç çarpışınca Mely'nin güçlü saldırısıyla Kayra tekrardan metrelerce geriye uçtu. Saldırının sonucunda yüzünün rengi soldu. Savaşa devam edemeyeceği belliydi. Bu sırada hakemin sesi ile kaybettiği ilan edildi.

''Kazanan, Mely!''

Savaş alanının dışına sürüklendiği için kuraldan dolayı kaybetmişti.

Mely hayran dolu gözlerle kendi alanına geçtiğinde herkesin nefesini tutmasına neden olan hakemin sesi duyuldu.

''Abril!''

''Ersa!''

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr