Bölüm 52 : Uzun Süreli Eğitim

avatar
3764 12

Yıldızlar Kralı - Bölüm 52 : Uzun Süreli Eğitim


İki saat süren yolculuk onları hanların bulunduğu bölgeye ulaştırmıştı. Ersa, kızların yönlendirmesine göre onları takip etti ve büyük lüks bir hana girdi.

İki kat yukarı çıktıklarında oda numarası 213 olan kapıyı açtılar. İçeride iki kişi endişeli bir görünümde bekliyordu. Kırklı yaşlarda görünen bu kişiler odanın kapısının açılma sesini duydukları gibi gözleri kapıdaki kişilere kaydı.

Endişeli görünümleri şaşkınlık ve sevinçle karşılanmıştı. 

“Layue, Hona.”

 Yüksek sesle iki kızın isimlerini bağırdılar.

Kızlar hemen gözleri yaşarırken ustalarına doğru koştular. Bu sırada Ersa'nın taşıdığı genci gören ve iki kişinin eksik olduğunu fark eden ustalar kaşlarını çattı. İki usta hemen Ersa'dan baygın çocuğu aldılar ve vücudunu kontrol etmeye başladılar. “Alan ve Bart nerede? Ayrıca Loyd neden bu halde?”

Bir usta Loyd'u tedavi ediyorken diğeri ciddi bir ifade ile kızları sorguluyordu. Layue ve Hona gözlerinden akan yaşlarla yabani yolda neler yaşadıklarını ustalarına anlattılar. 

“Ormanda dikkatli bir şekilde hareket ediyor, seviyemizi aşmadan kalfa evre canavar ve usta evre başlangıç seviyedeki canavarları öldürüyorduk. Birbirimizi koruyarak tecrübe kazanırken üç kişi birden ortaya çıkıp bize saldırdılar. Adamlar bizi hazırlıksız yakaladıklarından karşılık veremedik. Alan ve Bart saldırıya uğradıktan sonra Loyd bizi korumaya çalıştı ama-”

Ağlamaktan bu sırada konuşmakta zorlanan kız zar zor konuşmasını devam ettirdi. “Üç kişiye karşı bir şey yapamadık. Üçünü de—ughh”

Olayı anlayan usta kızı teselli etti. Kızın daha fazla anlatmasına gönlü el vermedi. “Tamam anladım. Kendini zorlamana gerek yok.”

Gözleri kederli bir ifadeye bürünmüştü ama ortam elverişli olmadığı için duygularını gösteremiyordu. Sadece kaşları çatılmış halde bir süre kendini zapt etmeye çalıştıktan sonra Ersa'ya döndü. “Ve bu kim?”

“Haydutlar bize de saldıracağı zaman bizi kurtaran kişi.”

Usta şaşırmış bir yüzle kızlara baktı. “Bu çocuk mu sizi kurtaran?”

İki kızda minnettar bir ifadeyle anlatmaya başladı. “Evet usta. O çok güçlü. Bizi kurtardıktan sonra Loyd'u da o tedavi etti.”

“Doğru usta. O olmasaydı kurtulamazdık.”

Ustaları inanamayan bir ifade ile Ersa'ya göz gezdirdi. Sonra yanında Loyd'u tedavi eden dostuna döndü.

“Durumu nasıl Mersey?”

''Tedavi mükemmel bir şekilde yapılmış. Hayati tehlikesi yok, ama tedavi eden kişi hiç enerji kullanmamış. Enerji ile destek olacağım. Bu sayede daha hızlı iyileşecek.”

Bu sözlerden sonra iki ustada tuhaf bir ifadeyle Ersa'ya döndü. Görünüşe göre kızların anlattıkları doğruydu. Bu çocuk bir dahi olmalıydı. Ersa ise daha fazla oyalanmak istemiyordu. Gözler ona dönmüşken saygılı bir tonda konuştu. “Herhangi bir sorun yoksa benim ayrılmam lazım.”

“Bekle genç adam. Nereye gideceksin? Sana minnettarız. Öğrencilerimizi kurtarmışsın. En azından burada bir süre kalmalısın.”

“Evet ustamız haklı Ersa. Dinlenirsin hem.”

“Lütfen kal.”

Ustanın ve iki kızın ısrarı karşısında Ersa ne dese bilememişti. Ama eğitimini aksatmak istemiyordu. Bu yüzden kararlı bir ifadeyle reddetti. “Üzgünüm. Yolculuğuma devam etmem lazım. Çok fazla oyalandım.”

“Yolculuğun yabani yolda mı?” Usta şüphelense de bu konuda emin olmak istiyordu.

“Evet.”

İki ustanın şaşkınlık dolu ifadeleri oluştu. Bu yaşta, tek başına yabani yolda yolculuk mu?

Ersa'nın eğitimine devam etmek isteğini anlayan usta daha fazla ısrar etse de ayrılmak isteyeceğini tahmin etti. Bu nedenle minnettar bir ifade ile konuştu. “Öyleyse yapacak bir şey yok. Buna rağmen bir gün akademimize uğramanı çok isterim. Gizli Kalp Akademimiz seni memnuniyetle karşılayacaktır.”

“Teşekkürler.”

Ersa ayrılmadan önce ölen iki çocuğun cesedini denge yüzüğünden çıkardı ve odanın köşesine yerleştirdi.

Odada hüzünlü bir atmosfer oluşmuştu. Ersa veda etti ve ayrıldı. Ersa'nın ayrılmasıyla Layue ve Hona hayal kırıklığına uğrasa da ustasının ısrarına rağmen kalmak istemiyordu. Bir gün akademiye gelmesini umuyorlardı.

“Noe, bu çocuk tıp alanında bir dahi. Yaşı daha on iki-on üç civarında görünüyor. Nasıl bir de dövüş alanında dahi olabilir. Ayrıca enerjisi olmaması da ayrı bir muamma. Herhangi bir hazine kullanıyor olabilir mi?”

Noe'nin gözleri meraklı bir hale bürünmüştü. “Bilmiyorum ama bu derece yüksek yeteneklere sahip olduğuna göre ustası muazzam biri olmalı.”

Arkada konuşmalara kulak misafiri olan iki kız, ustaları Ersa'yı överken Ersa’nın bir dahi olduğunu anladılar. Ersa ayrılınca herkesin gözleri köşede yatan iki cesede düştü. Katledilmiş cesetleri kızgınlığını büyük bir oranda arttırıyordu.

“Size saldıran kişilere ne oldu?”

“Öldüler. Ersa onları öldürdü.”

Layue yanıtladığında Noe'nin yüzü beklemediği bir şey duyduğunu belirtiyordu. Mersey'in yüzünden bile şaşkınlığı okunabiliyordu.

Bu yaşta bir insanı öldürebildi mi?

...

Sonunda eğitimine odaklanabilecek olan Ersa'nın keyifli bir ifadesi vardı. Ağırlık kıyafetinin uyguladığı baskıyı sıfırladı ve en yüksek hızını kullanarak en son kaldığı yere geri döndü.

520 kilogram baskıyı tekrar vücuduna uyguladıktan sonra eğitim yolculuğunu başlattı. Usta evrelerin bulunduğu kısma girdi ve kendisini zorlayacak durumlar oluşturmaya başladı. Genellikle beşinci seviye canavarlar ile ilgileniyordu ve bazen altıncı seviye canavarlar bile öldürüyordu. Gün geçtikçe gelişen zihni ve gücü kendisine yeni bir ufuk açıyordu.

Bazen yağmurlu, bazen fırtınalı bazen de karlı geçen dengesiz yabani yol havası ile canavarlar dışında insanlara da dikkat etmek zorunda kalıyordu. Hiç beklemediği anlardan saldıran insanlar, canavarlardan daha tehlikeliydi. Rotasından sapmadan sürdürdüğü yolculuğunda aylar geçti ve Ersa birçok değişiklik geçirdi.

Yüzü daha olgunlaşmış, etrafına yaydığı hava daha tehlikeli bir hal almıştı. Bu aylarda insanları da öldürmesi onu en çok etkileyen olaydı. Tüm zihin yapısına kökten bir değişim getiren bu tür bir tecrübe, Ersa’nın olgunlaşmasını sağlamıştı.

...

Uzun bir ağacın, dallarından birinde oturan bir çocuk vardı. İfadesi esen rüzgardan dolayı dalgalanan kıyafetine ve saçlarına rağmen sakindi. Doğa ile birmiş hissi veren çocuk dışarıdan bakıldığında ağacın bir parçasını andırıyordu. Siyah saçları kirpiklerine çarparken güzel gözleri kendisini açığa çıkarmamıştı.

Çocuk bu zamana kadar yol eğitimini hiçbir zaman aksatmamıştı. Her gün mümkün olduğunca kendisini geliştirmeye çalışmış, yoldan bir şeyler kavramaya uğraş vermişti.

Gözleri derin bir bilgeyi andırarak açıldı ve gökyüzünün masmavi güzelliğine baktı. Yüzü ile mükemmel bir uyuma sahip solgun görünen dudakları hareket etti.

“Neredeyse beş ay oldu.”

Sesinde özlemin tınısı duyuluyor, insana hoş bir his veriyordu. “Mely'nin ne yaptığını merak ediyorum.”

Ağacın uç noktasından kalktı ve bedenini aşağıya serbest bıraktı. Onlarca metre yukarıdan serbest düşüşe geçti. On metreden az bir mesafe kaldığında vücudunu hareket ettirdi ve bir dalı tutup sallandıktan sonra yere zıpladı.

Dik duruşu ve delici bakışları bir yöne odaklanmış halde bir süre düşünceli halde durdu.

“Akademiye dönme vakti geldi.”

Bakışlarının yöneldiği yere en yüksek hızını kullanarak harekete geçti. Geçmişteki halinden çok daha fazla hızlı hareket eden bedeni yabani yolun tehlikeli ormanında umarsızca ilerledi.

Uzun geri dönüş yolculuğu başladığında yabani yolun dışından değil de içerisinden yolculuğunu sürdürdü.

Karşısına çıkan vahşi canavarları ve haydutları öldürerek süren bir geri dönüş yolculuğu başlatmıştı. 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr